+++++++++++++++++++++

Bu Blogda Ara [buscar]

16-46 / notlar 60

16-46 / notlar 60
----------------



Encantada / encantado > memnun oldum
-
hablar > konuşmak
puedo hablar > konuşabilirim
no puedo hablar > konuşamam
-
¿Por qué? > niye? / neden?
Por qué  > çünkü
-
me voy > gidiyorum
Se va > gidiyorsunuz (formal)
¿Se va? > gidiyor musunuz? (formal)
-
¿Cuándo? > ne zaman?
¿Cuánto? > ne kadar?
-
verdad > doğru = gerçek = öyle (de acuerdo)
¿verdad? > doğru mu? = gerçek mi? = (öyle) değil mi?

------------------------------------

Buenas tardes, señorita.
iyi günler hanımefendi

Soy el señor Mehmet de estambul.
ben istanbul'dan mehmet (bey)

Encantada, Señor Mehmet.
memnun oldum mehmet bey

Soy la señora Niki de Buenos Aires
ben Buenos aires'ten niki (hanım)

Encantado, Señora Niki. ¿Cómo está usted?
memnun oldum niki hanım. nasılsınız?

Muy bien, señor. 
(çok iyi) teşekkürler beyefendi

Perdon. Pero no puedo hablar con usted ahora.
özür dilerim. fakat şu anda sizinle konuşamam

¿Por qué no?
neden (olmasın)?

Por qué me voy de aquí.
çünkü buradan gidiyorum /
çünkü buradan ayrılıyorum

¿Se va de aquí? ¿Cuándo?
buradan gidiyor musunuz? ne zaman? /
buradan ayrılıyor musunuz? ne zaman?

Ahora. Estoy lista, y me voy.
şimdi. hazırım ve gidiyorum /
şimdi. hazırım ve gideceğim

Bueno. Adiós.
iyi, allaha ısmarladık / iyi, hoşçakalın

---------------------

Tenemos cien liras
yüz liramız var

Es suficiente para comprar muchas cosas
bir sürü şey almak için yeter /
bir sürü şey almaya yeter /
(yeterli parayla) bir sürü şey alabiliriz

Son las dos de la tarde
saat öğlen iki

Estamos listos ahora
(biz) şimdi hazırız

¿Cuándo nos vamos?
ne zaman gideceğiz? /
ne zaman gidiyoruz?

A las tres de la tarde
öğlen saat üçte

(yo) no estoy listo
(ben) hazır değilim

pero nos vamos juntos
fakat (biz) birlikte gideceğiz

todos juntos
hep beraber / hep birlikte

¿verdad?
gerçekten mi? / sahiden mi? / öyle mi? /

Es verdad
gerçekten / gerçek / sahi / doğru / öyle

Nos vamos del hotel
(biz) otelden ayrılıyoruz /
(biz) otelden gidiyoruz

Bien. Estoy lista.
iyi. (ben) hazırım

-----------------------

16-46 / notlar 59

16-46 / notlar 59
----------------------



amigo > arkadaş
amigos > arkadaşlar
-
semana > hafta
dos semanas > iki hafta (iki hafta"LAR" no)
en dos semanas > iki hafta içinde
-
mes > ay
dos meses > iki ay (iki ay"LAR" no)
en dos meses > iki ay içinde
-
estoy listo > hazırım
estoy lista > hazırım
estamos listos > hazırız
estamos listas > hazırız
-
esposo > eş (koca)
esposa > eş (karı)
mi esposo > eşim (kocam)
mi esposa > eşim (karım)
-
ahora > şimdi, şu anda

------------------------------

Nuestros amigos se van en dos meses
arkadaşlarımız iki ay içinde gidecekler / gidiyorlar

Pero estamos listos ahora
fakat biz şu anda hazırız

Mi esposo y yo
eşim (kocam) ve ben

Somos de peru
biz peruluyuz

Hay dos peruanos también
iki perulu daha var

Todos somos amigos
(biz) hepimiz arkadaşız

Nos vamos en un mes
(biz) bir ay içinde gideceğiz / gidiyoruz

Y nuestros amigos de peru
ve bizim perulu arkadaşlarımız / ve perulu arkadaşlarımız da

Se van en dos meses
iki ay içinde gidecekler

Pero nuestros amigos turcos no se van
fakat (bizim) türk arkadaşlarımız gitmeyecek(+ler)

¿Por qué no?
neden (gitmeyecekler)?

Porque estamos en turquia
çünkü biz türkiye'deyiz

Y ahora, vamos todos a comer
ve şimdi, hep beraber yiyelim / hep birlikte yiyelim

¿A qué hora?
(saat) kaçta?

A las tres
(saat) üçte

a las tres de la tarde
öğlen (saat) üçte

¿Qué va a hacer ahora?
şimdi ne yapıyorsun?

voy a comer contigo
sizinle yiyeceğim

bueno, nos vemos
iyi, görüşürüz

16-46 / notlar 58

16-46 / notlar 58
----------------------



temprano > erken
la tarde > öğle / öğlen
ahora > şimdi / şu anda
estoy listo > hazırım
no estoy listo > hazır değilim
ahora, no estoy listo > şu anda hazır değilim

-------------------------

Vamos todos a comer
haydi hep birlikte yemeğe (gidelim)

¿Cuándo? ¿A qué hora?
ne zaman? (saat) kaçta?

A las cuatro de la tarde
öğlen dörtte / öğleden sonra dörtte
(12= öğlen, 12+ = öğleden sonra)
(18 = akşam, akşam 6)

Es un poco temprano
biraz erken

No, porque yo me voy
(hayır) değil, çünkü ben gidiyorum / gideceğim

a las cinco de la tarde
öğleden sonra beşte

me voy a las cinco
beşte gideceğim / beşte gidiyorum

¿Se va del hotel?
otelden ayrılıyor musunuz? / otelden gidiyor musunuz? (formal)

Me voy del hotel
otelden gidiyorum / otelden ayrılıyorum

Pero ahora, no
ama şimdi değil

No estoy lista ahora
şu anda hazır değilim

Bueno, ¿cuándo se va?
güzel (iyi) ne zaman gideceksiniz? (formal)

En una semana o dos
bir ya da iki hafta içinde

En un mes
bir ay içinde

----------------------------

Todos nos vamos del hotel
hepimiz otelden ayrılıyoruz / hepimiz otelden gidiyoruz

en un mes
bir ay içinde

en cuatro semanas
dört hafta içinde

¿Cuándo? ¿En cuatro meses?
ne zaman? dört ay içinde mi?

No, en un mes
hayır bir ay içinde

¿Y sus amigos?
(ve) ya sizin arkadaşlarınız?

¿Van?
(onlar) gidiyorlar mı?

¿Se van?
(onlar) gidiyorlar mı? / gidecekler mi?

Sí. Se van también.
evet onlar da gidecek / evet onlar da ayrılacak

Pero con nosotros, no.
fakat bizimle değil

No nos vamos todos juntos
biz hep birlikte gitmiyoruz

¿Cuándo se van?
onlar ne zaman gidecekler?

En ocho semanas
sekiz hafta içinde

En dos meses
iki ay içinde

--------------------------

16-46 / notlar 57

16-46 / notlar 57
----------------------



¿Cuándo? > ne zaman?
¿solo? > tek başına mı?
¿puedes pagarlo? > (o'nu) ödeyebilir misin?
¿(Usted) se va? > (siz) gidiyor musunuz?
¿Cuándo se va? > ne zaman gidiyorsunuz?

-------------------------------

Estamos en el restaurante mavi sofra.
mavi sofra restoranındayız

Podemos comer algo.
bir şeyler yiyebiliriz

Comemos y bebemos todos juntos
hep birlikte yiyip içeriz

Sí, y su amigo, Mehmet, puede pagar.
evet, ve sizin arkadaşınız mehmet (hesabı) ödeyebilir

Él solo?
tek başına? / tek başına mı?

Sí. Él tiene cien dólares
evet, (o'nun) yüz doları var

Es suficiente para nosotros
(o) bizim için yeterli / bize yeter

Él puede pagarlo
o ödeyebilir

Perdón. Me voy ahora.
afedersiniz, ben şimdi gidiyorum

¿(Usted) se va?
(siz) gidiyor musunuz?

¿Se va ahora?
şimdi mi gidiyorsunuz?

Sí, nos vemos
evet, görüşürüz


-------------------------------


estamos en el hotel
oteldeyiz

mis amigos y yo, nos vamos
arkadaşlarım ve ben gidiyoruz

Todos nos vamos.
hepimiz gidiyoruz

¿Y usted? ¿Se va?
ya siz? (siz de) gidiyor musunuz

Sí, me voy también
evet, ben de gidiyorum

¿Cuándo?
ne zaman?

¿Cuándo se va?
ne zaman gidiyorsunuz?

No sabemos cuándo
ne zaman bilmiyoruz

En una semana?
bir hafta içinde

¿Cuándo? ¿En una semana?
ne zaman? bir hafta içinde mi?

No, más tarde
hayır daha sonra

En dos semanas
iki hafta içinde

Todos nos vamos
hepimiz gidiyoruz
-----------------------

16-46 / notlar 56

16-46 / notlar 56
----------------------



quiero > istiyorum
quiero comer > yemek istiyorum
quiero beber > içmek istiyorum
quiero leer > okumak istiyorum
quiero dormir > uyumak istiyorum
-
voy al restaurante > restorana gideceğim / gidiyorum
voy a trabajar > işe gideceğim / gidiyorum
voy a la escuela > okula gideceğim / gidiyorum
voy a la casa > eve gideceğim / gidiyorum
-
¿Tienes suficiente dinero? > yeterli paran var mı?
(yeterli = yetecek kadar)
¿Tiene suficiente dinero? > yetecek kadar paran var mı?
-
¿Tienes suficiente tiempo? > yeterli zamanın var mı?
(yeterli = yetecek kadar)
¿Tienes suficiente tiempo? > yetecek kadar zamanın var mı?

--------------------------

quiero comer algo también
bir şeyler yemek istiyorum

Voy al restaurante Mavi sofra
mavi sofra (restoranına) gideceğim

¿Tiene suficiente dinero, señora?
yeterli paranız var mı hanımefendi?

¿Quiere saber cuánto?
ne kadar (var) bilmek ister misiniz?

Sí, quiero saber
evet, bilmek isterim

Tengo cien dólares
yüz dolarım var

¿Quiere agua, señora?
su ister misiniz hanımefendi?

Si está fría
(eğer) soğuksa

Me voy con usted
sizinle geleceğim

Nos vamos juntos
(biz) birlikte gidiyoruz


-------------------


¿Tiene tiempo, señor?
vaktiniz var mı beyefendi?

Sí, tengo una hora y media
evet, bir buçuk saatim var

¿Hay suficiente tiempo para comer?
yemek için yeterli zaman var mı?

No es suficiente
yeterli değil / yetmez

Queremos comer algo bueno
güzel bir şeyler yemek istiyoruz

Bueno, yo no voy a comer mucho
tamam, ben çok yemeyeceğim

Soy su amigo
ben sizin arkadaşınızım

Pero estoy aquí con mi esposa
fakat (ben burada) eşimleyim / fakat eşim de var

Mi esposa va a comer con nosotros
eşim (karım) bizimle yiyecek / eşim de bizimle yiyecek

Muy bien
çok iyi / çok güzel

Vamos a comer todos juntos
(hepimiz) yemeğe birlikte gideceğiz
---------------------------

16-46 / notlar 55

16-46 / notlar 55
----------------------



usted > siz
yo > ben
-
poco > az
un > bir
un poco > biraz
-
hablar > konuşmak
puedo hablar > konuşabilirim
¿puedo hablar? > konuşabilir miyim?
podemos hablar > konuşabiliriz
¿podemos hablar? > konuşabilir miyiz?
Quiero hablar > konuşmak istiyorum
-
hablo > konuşurum / konuşuyorum
-
¿tiene ......? > ........ var mı?
¿tiene tiempo > vakit var mı? / zaman var mı?
-
pero > fakat / ama
-
ahora > şimdi / şu anda
-
¿Estás listo? > hazır mısın? (informal)
¿Está listo? > hazır mısınız? (formal)

-------------------------

Perdón.
afedersiniz

¿Es usted turco?
siz türk müsünüz?

Sí, señor. Soy turco.
evet beyefendi, ben türküm

Yo soy Peruano
ben Peruluyum

pero hablo un poco de turco.
fakat biraz türkçe konuşuyorum

¿Podemos hablar un poco?
biraz konuşabilir miyiz?

¿Tiene tiempo ahora?
şu anda biraz vaktiniz var mı?
(şu anda = şimdi = ahora)

Sí, tengo treinta minutos.
evet, otuz dakikam var

¿Es suficiente?
yeterli mi? / yeter mi?

Sí, sí. Muchas gracias
evet, evet, (çok) teşekkürler
(teşekkür = gracias, teşekkürler = muchas gracias)

-----------------------------

¿Está listo, señor?
hazır mısınız beyefendi?

No, no estoy listo
hayır, hazır değilim

Bueno, yo estoy lista
(iyi) tamam, ben hazırım

yo me voy
ben gidiyorum

Voy al hotel
otele gidiyorum

mis amigos van al hotel
arkadaşlarım otele gidiyor

Quiero hablar con mis amigos
arkadaşlarımla konuşmak istiyorum

Comemos y hablamos juntos
birlikte yiyip konuşacağız
(birlikte yiyicek ve konuşacağız)

Bebemos juntos
birlikte içeceğiz

Está bien
(oldu / olur / iyi) tamam

Voy más tarde
daha sonra gideceğim

----------------------


simple - 6

simple - 6

¿Hay alguien aquí que hable español?
Burada İspanyolca konuşan biri var mı?

Yo hablo un poco
Ben biraz konuşuyorum.

¿puedes ayudarme?
Bana yardım edebilir misin?

por supuesto
Tabii ki

¿Dónde está la escuela Atatürk ilköğretim?
Atatürk ilk öğretim okulu nerede?

La escuela está en la calle grande
okul büyük caddede

Gracias.
teşekkürler

¡De nada!
bir şey değil

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

hola!
merhaba!

¿Cómo se llega a la calle grande?
büyük caddeye nasıl giderim?

la primera calle a la izquierda
soldaki ilk cadde

¿Está cerca de aquí?
Buraya yakın mı?

Sí. Está cerca de aquí.
Evet, buraya yakın.

¿podemos a ir juntos?
birlikte gidebilir miyiz?

Sí, Pero no tengo mucho tiempo.
(evet) tamam, fakat çok vaktim yok

¿Cómo te llamas?
adın ne?

Mi nombre es mehmet.
Benim adım Mehmet.

¿De dónde eres ?
Nerelisin?

Soy Turco. ¿Y tu?
Ben Türküm ya sen?

¡Que bueno! Yo soy de Peru
ne güzel! ben Peruluyum (peru'danım)

¿Qué idiomas hablas?
Hangi dilleri konuşuyorsun?

Yo hablo turco.
Türkçe konuşuyoum.

Ademas un poco inglés y español.
Ayrıca biraz İngilizce ve İspanyolca

¡Que bueno, tengo suerte!
ne güzel, şansım var! (şanslıyım)

¿Y dónde está tu familia, aquí o en Peru?
Ailen nerede? Burada mı yoksa Peru'da mı?

En Peru
Peru'da

¿A qué se dedica tu padre?
Babanın mesleği ne?

Tiene una tienda en Lima.
Lima'da bir dükkânı var

¿Tienes hermanos?
kardeşin var mı? (kardeşlerin var mı?)

Tengo dos hermanos.
iki erkek kardeşim var.

aquí está la calle grande
işte büyük cadde burada

Básico - temel 10

Básico - temel 10
----------------


con > ile / ......la, ......le
-------------------
Mi madre habla con tu amiga >
(mi > benim) annem senin arkadaşınla konuşuyor
(con + amiga > arkadaş+ile = arkadaşla)
(con + tu amiga > arkadaşın+ile = arkadaşınla)
-
Jugamos con los perros >
köpeklerle oynuyoruz / köpekler ile oynuyoruz
-
No hablo con tu padre
(senin) babanla konuşmuyorum / baban ile konuşmuyorum
-
Hatice està en el jardìn con su hermano
Hatice (onun) kardeşi ile bahçede
-
soy feliz con ella >
(ben) onunla mutluyum

Básico - temel 9

Básico - temel 9
----------------


por > için, nedeniyle, tarafından, .....den, .....dan, ile
(aracılığı ile, vasıtası ile, sebebi ile)
----------------

por telefono >
telefon ile (telefonla)
-
por correo electronico >
e-mail ile
-
por lo tanto >
bu nedenle, bu yüzden
-
por los precios >
fiyatlar yüzünden / fiyatlar nedeniyle
-
compro eso por cien euros >
bunu yüz yüro ile alırım /
bunu yüz yüro'ya alırım
-
por eso no quiero trabajar con él >
bu nedenle onunla çalışmak istemiyorum
bu yüzden onunla çalışmak istemiyorum
bunun için onunla çalışmak istemiyorum
-
por la lluvia >
yağmur nedeniyle
-
Salimos por esta puerta >
bu kapıdan çıkıyoruz
-
No sé por qué >
nedenini bilmiyorum
-
Están aquí por mí >
onlar benim için burada
-
Voy a regresar a casa por mi madre
annem yüzünden eve döneceğim
-
Esperaré por usted >
sizin için bekleyeceğim
-
un pan por una persona >
bir kişi için bir ekmek / adambaşına bir ekmek
(bir kişi için = adambaşı, adambaşına)
-
He venido por marta
marta için geldim
-
No puedes dormir por el ruido >
gürültü yüzünden uyuyamazsın

Básico - temel 8


Básico - temel 8
----------------


Para > için
----------
Ella compra làpiz para su madre >
(o) annesi için kalem alıyor
-
Hay una carta para Marta >
Marta için bir mektup var
-
Compro un regalo para tu padre >
(senin) baban için bir hediye alıyorum
-
¿es para mi? >
(o) benim için mi?
-
es para ti >
(o) senin için
-
¿Qué hay para desayuno? >
kahvaltı için ne var? / kahvaltıda ne var?
-
fui para verla >
onu görmek için gittim
-
no trabajo para tu hermano >
kardeşin için çalışmıyorum / kardeşin için çalışmam
-
Estudio español para leer los libros >
kitapları okumak için ispanyolca çalışıyorum
-
Para trabajar >
çalışmak için
-
para vivir >
yaşamak için
-
Para mi la mejor ciudad de Turquia es Estambul >
benim için Türkiye'de en (iyi) güzel şehir İstanbul'dur

16-46 / notlar 54

16-46 / notlar 54
------------------



Vamos
hadi

Nuestros amigos van a comer
(bizim) arkadaşlarımız yemeğe gidiyor

Pero me voy con usted
fakat ben sizinle gidiyorum

Nos vamos juntos
biz beraber gidiyoruz / biz birlikte gideceğiz

¿Con cien liras?
yüz lirayla mı?

No, con tres cientos
hayır üç yüz'le

Bueno, es suficiente
tamam, (o) yeterli / yeter

Para nosotros, es suficiente
bizim için yeterli

¿Nos vamos ahora?
şimdi mi gidiyoruz? / şimdi gidiyor muyuz?

Quizás
belki

Si estamos listos
eğer hazırsak

--------------------------

¿Dónde está su amigo Mehmet?
arkadaşınız Mehmet nerede?

Allí, en el hotel.
orada, otelde

¿Por qué?
niye? / neden?

¿Por qué está allí?
neden orada?

para comprar algo
bir şeyler (satın) almak için

muchas cosas?
çok şeyler? / çok şey mi alacak?

si no cuestan demasiado
eğer çok fazla tutmazsa

Pero tenemos mucho dinero
fakat bizim çok paramız var

Somos amigos
biz arkadaşız

Tenemos suficiente dinero
(bizim) yeterince paramız var /
(bizim) yeterli paramız var /
(bizim) yetecek (kadar) paramız var

Estamos listos
hazırız

y nos vamos ahora
ve biz şimdi gidiyoruz / şimdi gidiyoruz

Öneriler 1


Öneriler 1

İlk önerim şu: ispanyolca öğrenmeyin!
Evet, ispanyolca öğrenmeyle ilgili tecrübelerimi, notlarımı, önerilerimi ve deneyimlerimi paylaştığım bu blog'taki ilk önerim bu; ispanyolca öğrenmeyin.

Peki ama neden?

1. Ne ispanya ne de ispanyolca konuşulan Latin Amerika ülkeleri ile bir ilginiz yoksa ispanyolca öğrenmeyin.

2. Latin edebiyatına, sanat eserlerine karşı bir ilginiz yoksa, bu bilgilere ait ileri okumalar yapmayacaksanız, ispanyolca öğrenmeyin.

3. İspanyolca konuşulan bir ülkede yaşamayacaksanız, ispanyolca öğrenmeyin.

4. İspanyolca konuşulan bir ülke ile ticari ilişkiler kurmayı düşünmüyorsanız, böyle bir bağınız yoksa ispanyolca öğrenmeyin.

5. İspanyolca konuşulan bir ülkede; devamlı görüştüğünüz bir arkadaşınız, eşiniz, sevgiliniz, iş ortağınız yoksa ispanyolca öğrenmeyin.

İspanya, Avrupa'nın ekonomik olarak pek de öne çıkabilen, muazzam imkânlar sunan, her yönden çok ileri bir ülkesi değil.

Diyeceksiniz ki "hangisi öyle?" Evet, hiçbiri 4/4lük değil ama ispanya ne bir Norveç, ne bir ingiltere ne de bir Almanya. 
Yaşam şartları ve ekonomi olarak her ülkenin kendine özgü sorunları var tabii ki ama sonuçta ispanya ekonomik refah bakımından Avrupa'nın örnek gösterilebilecek ileri bir ülkesi de değil.
(Ki son 5 yılda Afrika'dan göç alımı çok büyük bir sorunken, epey bir süre daha böyle kalacak gibi)

Bu durum tarih, arkeoloji, edebiyat, sanat, bilim ve teknolojiyi de etkilediği için (bu ve benzeri alanlarda daha ileri olan ülkeleri takip etmeye devam edeceğimiz için) ispanyolca bu açıdan yine ikinci planda kalacak.

İspanyolca konuşulan diğer ülkelere baktığımızda da yine aynı şeyle karşılaşıyoruz; ekonomi olarak iyi durumda değiller. Venezuela'dan Şili'ye, Peru'dan Kolombiya'ya, Küba'dan Honduras'a kadar Latin Amerika'da durumlar ekonomik açıdan pek iç açıcı değil.

Meksika, Uruguay, Arjantin de kendilerine özgü yaşam tarzları ile biraz farklılık gösterseler de onlar için de aynı durum geçerli.

Latin Amerika, din faktörü açısından yaşam tarzı ve özgürlük olarak Ortadoğu'dan farklı olsa da, genel olarak ekonomik zenginliğe bağlı kültürel tüketim ve üretim açısından Ortadoğu ile Avrupa arasında bir yerlerde bulunuyor. Asla Ortadoğu gibi çok geri kalmış değil fakat sanat, kültür, teknoloji, iş imkânları olarak tam anlamıyla bir Avrupa gibi de değil.

Bunları ispanyolcayı ve ispanyolca konuşulan ülkeleri kötülemek için söylemiyorum tabii ki...

Bu kadar zor bir dili öğrenmeye başlayıp da farklı hayaller kurup sonra gerçeklerin bu hayallerden ne kadar uzak olduğunu görünce öğrenme isteğinizi kaybedebililirsiniz. Bunu şimdiden bilin. 

Bilin ki boş yere zaman kaybetmeyin, o zaman zarfında en azından ingilizcenizi daha ileri bir seviyeye getirmek daha faydalı olacaktır. Bunu kimse size söylemez ama işte ben söylüyorum ;) yukarıda saydığım sebeplerden herhangi biri sizi zorunlu kılmıyorsa ispanyolca öğrenmeyin.

Gerek kişisel bloglarda gerek internet sitelerinde gerekse YouTube kanallarında herkes bir hevesle ispanyolca öğretmek için bir şeyler yapıyor ama bir bakıyorsunuz hepsi daha temel bilgileri verme aşamasında işi yarıda bırakıp kapatıyor. (Açın bakın kontrol edin, hepsi öyle. Bir süre önce başlamış ve sonra bir daha ne gelen var ne giden) Çünkü Türkiye ile ispanyolca konuşulan ülkeler arasında büyük bir ticaret hacmi ya da belli bir ortak geçmişe dayanan kültürel bir bağ yok. Buna bağlı olarak da karşılıklı bir talep yok... 

Zaten iki seçenek var; bir Latin Amerika ülkeleri bir ispanya. Latin Amerika ülkeleri konum olarak çok uzak. Böyle olunca hem ticari olarak alış veriş hem de turizm olarak ulaşım çok masraflı... Onun için gelen giden sayısı da diğer ülkelere göre daha az.

Buradan oraya giden oradan buraya gelen yok mu? var tabii ama son 10 yılda hangi akrabanız ya da tanıdığınız Meksika'ya ya da Peru'ya gitti? (Olmaz ama hadi diyelim istisna olarak bir kişi var.... Ya ikinci?)  yürürken yakın yerlerden gelen Arapları mı (hadi bilemedin bir iki ingiliz fransız alman mı) yoksa ispanyol turistleri mi daha çok görüyorsunuz? (Durum böyle)

Ne yazık ki, Dil, kültür, ticaret olarak gerçekten de fiziki şekilde uzağız. Bu da her türlü yakınlaşmayı ve kaynaşmayı zorlaştırıyor...  Son yıllarda internet sayesinde ispanyolca konuşulan ülkelerden arkadaşlar edinmiş olsak da fiziki olarak (tatil için olsa bile) gelip gitme görüşme, oradaki hayatı fiziki olarak tecrübe etme şansımız oldukça zor. (Arjantin, uruguay, meksika, şili uçak biletlerinin fiyatlarını gördüğünüzde bunu daha da iyi anlayacağınıza eminim)

Aynı şekilde onlar için de Türkiye ve Türkçe aynı konumda. İnternetten bulacağınız, karşılıklı dil değişimi yapabileceğiniz birilerini bulmak zor. Türkçe etkili ve geçerli bir dil olmadığı için gerçekten öğrenmek isteyeni bulmak zor. Bulsanız da karşılıklı olarak anlaşıp açıklamalarda ortak olarak kullanma ihtiyacı duyacağınız ingilizce'yi iyi olarak bilenlerin sayısının azlığı da bizimle yarışır :)

Türkçe öğrenmek isteyenlerin %98'i Türk dizilerini seyredip hayallere dalan 50 yaş üzeri kadınlar oluyor, %1'i Fas, Cezayir gibi ispanyolcanın da konuşulduğu yerlerde yaşayan ve Avrupa'da bir yere gidemediği için kapağı Türkiye'ye atmaya çalışanlar, kalan%1'i de ne yapacağını şaşırmış Türkçeyle hobi olarak uğraşanlar...

(Bizim televizyonlarda oynayan Osmanlı tarihinin abartılı dizileri ve bunların prim yapması üzerine tv'lerde oynayan bütün diziler başta Meksika ve Arjantin olmak üzere Latin Amerika ülkelerinde de epey bir beğeni toplamış görünüyor. Ama bu ilginin bizim ülkemizde bir zamanlar bütün gün evde oturan kadınlar tarafından çok rağbet gören Brezilya pembe dizileri gibi gelip geçici olacağını düşünüyorum.

(Bu arada yeri gelmişken belirteyim, Latin Amerika'nın çok büyük bir bölümünü kaplayan Brezilya'da ispanyolca değil portekizce konuşuluyor)

Uzakta da olsak yaşam tarzlarımız danimarka'dan, letonya'dan, Tayvan'dan çok daha fazla benzerlikler taşıyor, sıcak kanlılar, samimiler, duygusallar, bize çok benziyorlar ama hepsi bu... 

Aramızdaki ilişkiler ne yazık ki "uzaktan uzağa" ya da "mecburi - zorunlu siyasi veya ticari sınırlı ilişkiler" dahilinde kalıp hep böyle sürüp gidecek gibi...

Neyse... İşte başlıca bu sebeplerden dolayı ispanyolca (aslında her ne kadar konuşması ve kulağa hoş gelen tınısı çok güzel olsa da) öğrenilmesi pek de o kadar cazip değil. 

Ve size söylenenlere, internette yazılan "hangi dil ne kadar zor?",  "hangi diller en kolay öğreniliyor?", "bakın ispanyolca ne kolay!" gibi şeylere de inanmayın. 

İngilizce bilen biri için Türkçe öğrenmek nasıl ki fransızca ve italyanca öğrenmekten üç dört kat daha zorsa, sadece Türkçe bilen birinin ispanyolca öğrenmesi de ingilizce öğrenmesinden üç dört kat daha zor.

Eğer İngilizce biliyor olmasaydım kesinlikle ben de daha ilk üç dört ay içinde pes ederdim. Tüm bu zorlukların ve dezavantajların yanında bir de şöyle bir sorun var: eğer çok parası olan biri olup da cervantes gibi bir yerde kursa, İspanya'da bir dil okuluna gidemiyorsanız veya çok iyi bir öğretmenden hiç aralıksız ve düzenli bir şekilde en az bir iki yıl ders almayacaksanız (ki bu da çok büyük para) imkânlarınız çok ama çok sınırlı... Çünkü Türkçe kaynaklar çok çok az ve yetersiz. (Hatta çok çok çok az demek daha doğru olur)

İngilizce ile ingilizce bilenler için hazırlanmış, bütün açıklamaları İngilizce olan ispanyolca gramer kitapları, sıfırdan günlük hayattaki aktiviteleri öğreten standart ders kitapları, pratik öğrenme sağlayan telefon ve bilgisayar programları hep İngilizce...

Türkçe olan yok mu? Bir iki tane var tabii ki ama onların metodu ise genelde belli bir alandaki belli konuşmaların tercümesi gibi oluyor.
Otelde şöyle şöyle denir, şöyle tanışılır, havaalanında bunlar, hastanede bunlar denir, renkler, sayılar, aylar, günler vs. Ama bunları öğrenince inanın neredeyse hiç işinize yaramıyor. Çünkü aslında bunlar yıllar yılı devam edecek (hatta gerçekte bir ömür boyu sürecek olan) dil öğreniminin en başta öğrenilip ezberlenmesi gereken temel kelimeler grubundan başka bir şey değil.

Şimdi bana "aaaa ama sen de biraz haksızlık ediyorsun" diyenler olacaktır... Evet, öğretmeniniz size ispanyolca olarak adın ne? diye sorunca adım Ayşe, Ali vs diye cevap verebiliyorsun, ben amerikalıyım diyene hemen "ben de Türküm" diye cevabı yapıştırıyorsun hatta ispanyolca "nasılsınız?" diyene "Ben iyiyim siz nasılsınız?" bile diyorsunuzdur.

Ama bir altı ay geçsin şöyle, iyice bir kendinize "yahu ben bayağı bayağı bir şeyler öğrendim, çok güzel anlıyorum, okuyup yazıyorum" falan dediğinizde bir Almodovar filmi açıp filme bakmadan bir dinleyin bakalım. Bir RTV (ispanyol devlet televizyonu) dizisini ya da belgeselini açıp biraz bakın bakalım ne anlıyorsunuz? Açın Peru'dan bir radyoyu haberleri dinleyin :) İşte o zaman ne dediğimi çok daha iyi anlayacaksınız.

(Tabii bir de latin amerika'da konuşulan ispanyolca ile ispanyada konuşulan ispanyolca arasında ve hatta latin amerika ülkelerinin her birinde ispanyolcanın farklı farklı olması da işin başka bir yanı)

Kısacası...
Çok iyi İngilizce bilmiyorsanız, ispanyolca konuşulan ülkelerden birine gidip orada yaşamayı düşünmüyorsanız. İspanyolca konuşan bir sevgiliniz yoksa. Bırakın ispanyolcanız da eksik kalsın :) Öğrenmeyin daha iyi...

(Bu yazının bir de "ispanyolca öğrenin" versiyonunu yazacağım, bakalım o bu kadar ikna edici olacak mı :) ? )

16-46 / notlar 53

16-46 / notlar 53
------------------



saber > bilmek

¿sabes? > biliyor musun?
¿sabe? > biliyor musunuz? (formal)
¿sabe? > biliyor mu? (informal)

quiero saber > bilmek istiyorum (ben)
¿Quieres saber? > bilmek ister misin? (sen)
¿Quiere saber? > bilmek ister misiniz? (formal) (siz)
¿Quiere saber? > bilmek ister mi? (informal) (o)
----------------


Es mi amigo. / Es mi amiga.
o benim arkadaşım

Somos amigos.
biz arkadaşız

Estamos aquí juntos.
burada birlikteyiz

¿sabe?
biliyor musunuz?

hatice y ali van a un restaurante.
hatice ve ali (bir) restorana gidecek

Voy a hacer algo también.
ben de bir şeyler yapacağım

¿Quiere saber qué?
ne (olduğunu) bilmek ister misiniz?/

Sí, quiero saber qué.
evet, ne? bilmek istiyorum /
evet, nedir bilmek isterim

¿Qué va a hacer?
ne yapacaksınız?

(Yo) me voy.
(ben) gidiyorum / ben gideceğim

(Nosotros) nos vamos
(biz) gidiyoruz / (biz) gideceğiz

Me voy con mi amiga Ayşe.
ben arkadaşım ayşe ile gidiyorum /
ben arkadaşım ayşe ile gideceğim

----------------------------------

Mi amiga está lista.
(benim) arkadaşım hazır

Y yo estoy listo.
(ve) ben hazırım

y nos vamos
(ve biz) gidiyoruz

Nos vamos ahora.
şimdi gidiyoruz

Me voy con usted
ben sizinle gideceğim

No, no puede
hayır, yapamazsınız / hayır olmaz

No está lista
hazır değilsiniz

Sí, estoy lista
evet, hazırım

soy su amiga
ben sizin arkadaşınızım

Soy tu amiga
Ben senin arkadaşınım

Me voy ahora
şimdi gidiyorum

Y tengo mucho dinero
ve çok param var

¿(Usted) está lista?
(siz) hazır mısınız?

----------------------------

16-46 / notlar 52

16-46 / notlar 52
------------------


suficiente > yeter / yeterli / yeterince
no suficiente > yetmez / yeterli değil / yeterince yok

Por que > çünkü

Por > için, nedeniyle
¿Por qué? > ne için? (niçin?) / neden?
¿Por qué no? > neden olmasın? / niçin olmasın?

------------------------------------

Es usted el señor Ali?
Ali bey siz misiniz? / siz Ali bey misiniz?

¿Está usted en su hotel?
(siz) otelde misiniz? / (siz) otelinizde misiniz?

¿Está (usted) listo?
hazır mısınız?

Sí, estoy listo.
evet, hazırım

Mi amigo Mehmet está listo también.
(benim) arkadaşım mehmet de hazır

------------------------------------
 
Soy turco.
türküm

Estoy en Peru.
peru'dayım

Somos turcos.
türküz

Estamos en Peru.
peru'dayız

Estamos en el restaurante.
restorandayız

Estamos aquí juntos.
burada birlikteyiz

Soy la señora Hatice.
ben Hatice (hanım'ım)

Estoy aquí con mi esposo.
eşimle birlikteyim / eşimle buradayım/
buradayım, eşimle (kocamla)

----------------------------------

Tengo suficiente dinero
yeterince param var / yeterli param var

No, suficiente, no.
hayır yeterli değil / hayır yeterince yok/

¿Por qué no?
neden olmasın?

¿Cuánto cuesta?
ne kadar? / ne tutuyor?

Vamos a comprar
satın alacağız

Juntos podemos pagar.
birlikte ödeyebiliriz

Es nuestro dinero.
(o) bizim paramız
-----------------

16-46 / notlar 51

16-46 / notlar 51
------------------



¿Dónde? > nerede?
ahora > şimdi

puedo comprar > alabilirim
podemos comprar > alabiliriz

nosotros > biz
para > için
para nosotros > bizim için
(pero no podemos decir "biz için" > por eso > bizim için)

nuestro > bizim
nuestro hija > bizim kızımız
para nuestro hija > bizim kızımız için / (bizim) kızımız için

¿quién? > kim
¿Para quién? > kim için
-----------------------------------------------

¿Dónde está su esposa?
eşiniz nerede?

En Peru
Peru'da

¿Es usted de Peru?
Perulu musunuz?

No, mi esposa y yo, somos turcos
hayır ben ve karım (eşim), biz türküz

Pero estamos en Prag ahora.
fakat şimdi Prag'dayız

Sí, estamos en Prag.
evet, prag'dayız

¿Dónde está (usted)?
(siz) neredesiniz?

¿Dónde está (usted) ahora?
(siz) şimdi neredesiniz?

Estoy en Prag.
Prag'dayım

Estamos en Prag.
Prag'dayız.

-------------------------

Podemos comprar algo.
bir şeyler alabiliriz

¿Qué podemos comprar?
ne satın alabiliriz

¿Para quién?
kim için?

Para nosotros y nuestro hija
(bizim) kızımız ve bizim için

Bueno, pero yo compro y yo pago.
tamam, ama ben satın alırım ve ben öderim

No, cuesta demasiado.
hayır, çok fazla tutuyor /

Pero tengo suficiente dinero
fakat (benim) yeterli param var

-----------------------------------

16-46 / notlar 50

16-46 / notlar 50
------------------


hija > kız çocuk
hijo > erkek çocuk / oğlan (çocuğu)

mi hija > kızım
mi hijo > oğlum

ocho > sekiz
ochocientos > sekizyüz / sekiz yüz

ella > o
con ella > onunla

hacer > yapmak
comprar > almak / satın almak
hablar > konuşmak

voy a hacer > yapacağım
voy a comprar > alacağım
voy a hablar > konuşacağım
-----------------------------

Buenos dias.
iyi günler

Quiero comprar algo
bir şeyler almak istiyorum

para mi hija,
kızım için

algo de estambul.
istanbul'la ilgili bir şeyler / istanbul'dan bir şey

¿Qué le gusta?
neden hoşlanırsınız? /
nelerden hoşlanırsınız?

No sé. Algo bueno.
bilmiyorum... güzel bir şeyler

Tenemos algo muy bueno.
çok güzel (bir) şeylerimiz var

Aquí está.
işte burada

Cuesta ochocientos liras
sekiz yüz lira

¿Le gusta?
beğendiniz mi?

No sé. Quizás.
bilmiyorum. belki. / bilmem ki... olabilir...

Ah, aquí está mi esposa.
ah... işte eşim de burada /
ah... işte karım da burada

Voy a hablar con ella.
onunla konuşacağım /
(o'na soracağım) /
bir de o'nunla konuşayım/

-----------------------------

¿Qué vamos a hacer?
ne yapacağız?

No sé.
bilmiyorum

No sabemos.
bilmiyoruz

Quiero saber.
bilmek istiyorum

---------------------------

16-46 / notlar 49

16-46 / notlar 49
-----------------------

puedo > yapabilirim / (..........)+bilirim
comer > yemek
puedo comer > yiyebilirim
comprar > satın almak
puedo comer > satın alabilirim
podemos > yapabiliriz / (..........)+biliriz
podemos comer > yiyebiliriz
podemos pagar > ödeyebiliriz
podemos comprar > satın alabiliriz
¿quién? > kim?
¿para quién? > kim için?
saber > bilmek
sé > bilirim / biliyorum
sabes > (sen) biliyorsun > bilirsin
sabe > (siz) bilirsiniz (formal)
sabe > (o) bilir (informal)

¿Podemos comprar algo?
bir şeyler satın alabilir miyiz?

¿Algo para quién?
kimin için (bir şeyler)? / kime?

para nuestros amigos
(bizim) arkadaşlarımız için

Sabe, no somos de aquí
biliyorsunuz, biz buralı değiliz

Y no tenemos mucho tiempo
ve fazla vaktimiz yok

No sabemos
bilmiyoruz

¿Qué vamos a hacer?
ne yapacağız?

¿Sabé (usted)?
(siz) biliyor musunuz?

Señor, si usted no sabe
beyefendi eğer siz bilmiyorsanız

Qué sé yo?
ben ne bileyim...

16-46 / notlar 48

16-46 / notlar 48
-----------------------

Aquí está > burada / burada işte
Mi > benim
Tu > senin
Su > sizin (formal + singular)
Su > onun (informal)
Su amigo > sizin arkadaşınız (formal)
Sus > sizin (formal + plural)
Sus amigos > sizin arkadaşlarınız (formal)
Sus amigos > onun arkadaşları (informal)
Queremos > istiyoruz
Tenemos > bizim var
Dinero > para (lira, dolar, euro/yuro)
Para > için
¿para qué? > Ne için?
Para comprar > satın almak için
Para comer > yemek için

--------------------------

Aquí está mi esposa
işte benim eşim / işte benim karım

Somos turcos
biz türküz

Queremos comprar algo
bir şeyler almak istiyoruz

Tenemos dinero para comprar algo.
bir şeyler almak için paramız var

¿Dinero para qué?
ne için (para)? / ne parası?

para comprar algo
bir şeyler satın almak için

y para comer
ve yemek için

Tenemos ochenta euros
seksen yuro'muz var

Hablamos un poco de español
biraz ispanyolca konuşabiliriz

Queremos comprar algo
bir şeyler satın almak istiyoruz

para sus amigos
sizin arkadaşlarınız için

¿Para mis amigos?
benim arkadaşlarım için mi? / benim arkadaşlarım için?

Sí, podemos comprarlo
evet satın alabiliriz

Nosotros podemos también
biz de alabiliriz (yapabiliriz)

¿Dónde está su esposo?
eşiniz nerede? / kocanız nerede?

Mi esposo no está aquí.
eşim burada burada değil

Está allí.
(o) orada

Con su amiga, marta
sizin arkadaşınız marta'yla

Él está con marta
o marta'yla

No somos de aquí
biz buralı değiliz

Sólo tenemos ochenta y cinco euros
sadece seksenbeş yuro'muz var

para comer
yemek için

----------------------------------------

16-46 / notlar 47

16-46 / notlar 47
-----------------------



Si hay restaurantes buenos
eğer güzel restoranlar varsa

podemos comer
yiyebiliriz
 
Podemos comer juntos
birlikte yiyebiliriz

¿Quién puede comer?
kim yiyebilir?

Nosotros podemos
biz (yiyebiliriz) / biz yapabiliriz

Usted y su esposo
siz ve sizin eşiniz / siz ve eşiniz

y mi esposa y yo
ben ve benim eşim

Podemos comer algo
bir şeyler yiyebiliriz

Bueno, quizás
tamam, belki / olabilir

quizás
belki

Si queremos
eğer istersek

-------------------------

¿Bebe (usted)?
siz içer misiniz?

¿(Usted) quiere beber?
(siz) içmek ister misiniz?

quizás
belki

comemos
yeriz

y bebemos
ve içeriz

Tenemos ochenta euros
seksen yuro'muz var

quizás
belki 

noventa
doksan

Podemos pagar
ödeyebiliriz

Es demasiado dinero
çok fazla para

Podemos pagar juntos
birlikte ödeyebiliriz

Bueno, y ahora vamos a comer
tamam, şimdi yemeğe gidiyoruz
-------------------------------------------

16-46 / notlar 46

16-46 / notlar 46
-----------------------



como > yerim
yo como > ben yerim
comemos > yeriz
nosotros comemos > biz yeriz
hablo > konuşurum
yo hablo > ben konuşurum
hablamos > konuşuruz
nosotros hablomos > biz konuşuruz
-----------------------
Hablo español
ispanyolca konuşurum

Habla
konuşursun /sen konuşursun /
(habla!> konuş!)

Hablamos
konuşuruz

Hablamos español
ispanyolca konuşuruz

soy turco
ben türküm

Mi esposa también es turca
benim eşim de Türk

Somos Turcos
Türküz

Somos de estambul
istanbulluyuz

Hablamos turco
türkçe konuşuruz

Hablamos con nuestros amigos.
arkadaşlarımızla konuşuruz

¿Es usted de aquí?
buradan mısınız? / buralı mısınız?

No, no somos de aquí
hayır, buralı değiliz

Somos de Peru
(biz) Peruluyuz

Queremos comprar algo.
bir şeyler almak istiyoruz

---------------------------------------------

16-46 / notlar 45

16-46 / notlar 45
-----------------------


solo / sola > yalnız, tek başına, sadece
¿Quién? > kim?
nuestro > bizim
como > yerim
yo como > ben yerim
comemos > yeriz
nosotros comemos > biz yeriz
-------------------------------------
Mis amigos
bizim arkadaşlarımız

¿Sus amigos? (Formal)
sizin arkadaşlarınız?

Sí, nuestros amigos
evet, bizim arkadaşlarımız

¿Y usted?
ya siz?

¿Come (usted) sola?
(siz) yalnız mı yiyeceksiniz?

No, no como sola.
hayır, yalnız yemeyeceğim

Queremos comer juntos
birlikte yemek istiyoruz

Comemos juntos
birlikte yeriz / birlikte yiyoruz

¿Quién come?
kim yiyor?

(Nosotros) comemos
biz yeriz

con nuestros amigos
(bizim) arkadaşlarımızla

---------------------------------------------------

16-46 / notlar 44

16-46 / notlar 44
-----------------------



hora > saat
una hora > bir saat
tarde > geç
temprano > erken
tiempo > zaman
ahora > şimdi
juntos > birlikte / beraber
amigos > arkadaşlar
mis amigos > benim arkadaşlarım
sus amigos > sizin arkadaşlarınız (formal)
sus amigos > onun arkadaşları (informal)
cincuenta > elli (50)
yo sé > (ben) biliyorum
No sé > bilmiyorum
------------------------
¿Qué hora es?
saat kaç?

Es tarde.
geç

¿Cómo?
nasıl?

Son las siete.
saat yedi

Es muy temprano
çok erken

(Nosotros) tenemos tiempo
vaktimiz var

una hora
bir saat

Es demasiado tiempo
çok fazla (zaman) / epey bir vakit var

(Nosotros) queremos comer ahora
(biz) şimdi yemek istiyoruz

¿Con quién?
kimle?

Con usted y su amiga, fatma.
sizinle ve sizin arkadaşınız fatma'yla
(fatma+ile= fatma'yla)

Y su amigo, fatih
ve sizin arkadaşınız fatih
.
sus amigos
arkadaşlarınız

¿mis amigos?
benim arkadaşlarım?

Sí, juntos
evet, birlikte (birlikte=beraber)

¿Puede hacerlo (usted)?
(siz) yapabilir misiniz?

Tenemos cincuenta minutos
elli dakikamız var

No sé
bilmiyorum

No sé si hay tiempo
bilmiyorum, eğer vakit olursa /varsa

¿Y su esposo?
ya (sizin) eşiniz? (kocanız?)

(ÉL) no va a comer con nosotros
(o) bizimle yemeyecek / bizimle yemeğe gitmeyecek

¿Va a comer solo?
yalnız mi yiyecek?

No, con nuestros amigos
hayır, arkadaşlarımızla
--------------------------------------------

16-46 / notlar 43

16-46 / notlar 43
-----------------------

amigo > arkadaş
comer > yemek
cerveza > bira
buena > güzel
pero > fakat
me gusta > severim
no me gusta > sevmem
hay > var
no hay > yok
mucha > çok, birçok
cosa > şey
cosas > şeyler
quiero > istiyorum
queremos > istiyoruz
usted > siz
con usted > sizinle
hablar > konuşmak
--------------------------
Hola, Señorita Maria. Mi amigo, Cenk, y yo queremos comer con usted.
Merhaba Maria Hanım. Arkadaşım Cenk ve ben sizinle yemek istiyoruz.

Ah, sí. ¿Dónde vamos a comer?
(Ah, sí = tamam) > tamam nerede yiyeceğiz?

En el restaurante Martı. Hay cerveza muy buena allí.
Martı restoranda. oranın birası çok güzel.
(orada çok güzel bira var = oranın birası çok güzel)

Ah, pero no me gusta la cerveza
ah, fakat ben bira sevmem

No, no. Hay muchas cosas muy buenas allí.
hayır hayır, orada çok güzel şeyler var.

Y queremos hablar con usted también.
ve (biz) sizinle (de) konuşmak istiyoruz

Bueno, voy con ustedes.
iyi, sizinle geliyorum.

Yo quiero hablar con ustedes también.
ben de sizinle konuşmak istiyorum.

-------------------------------------------

16-46 / notlar 42

16-46 / notlar 42
---------------------



nada > hiç, hiçbir şey
algo > biraz, bir şey, bir şeyler
pagar > ödemek
beber > içmek
ahora > şimdi, şu anda
más tarde > daha sonra
en > içinde
uno > bir
hora > saat
en una hora > bir saat içinde
Está aquí > o burada
¿Está aquí? > o burada mı?
----------------------------

(Nosotros) queremos comer juntos.
biz birlikte yemek istiyoruz / biz birlikte yemek isteriz

(Nosotros) no queremos beber nada.
biz hiçbir şey içmek istemiyoruz

Su esposo, ¿quiere algo?
eşiniz bir şey ister mi?
(sizin eşiniz = eşiniz, sizin kocanız)

Mi esposo quiere una cocacola.
eşim bir kola ister / eşim bir kola istiyor

Él quiere pagar.
o (hesabı) ödemek ister / o (hesabı) ödemek istiyor

(Nosotros) queremos pagar las cocacolas.
kolaları biz ödemek istiyoruz

Queremos pagarlas.
(onları biz) ödemek istiyoruz

----------------------------

Mi amigo, Mesut
benim arkadaşım Mesut

Él va con nosotros.
o bizimle gelecek

(Él) no quiere comer solo.
(o) yalnız yemek istemez /
(o) tek başına yemek istemez

¿Está aquí (él)?
(o) burada mı?

Ahora, no.
şu anda yok /
şu anda değil /
şimdi yok

(Él) está con su esposo.
(o) sizin eşinizle (birlikte)

(Nosotros) tenemos muchos amigos aquí.
(bizim) burada çok arkadaşımız var

Queremos comer ahora.
(biz) şimdi yemek istiyoruz

Ahora, no. Más tarde.
şimdi olmaz, daha sonra

En una hora y media, señora.
bir buçuk saat içinde hanımefendi

En una hora y media, (nosotros) vamos a comer.
bir buçuk saat içinde yiyeceğiz

16-46 / notlar 41

16-46 / notlar 41
-------------------------


amigo > arkadaş
amiga > arkadaş

tu amigo > senin arkadaşın
su amigo > onun arkadaşı
su amigo > sizin arkadaşınız (formal)

su amigo, Mehmet.  (Formal)
sizin arkadaşınız mehmet

Su amiga, Hatice. (formal)
sizin arkadaşınız hatice

nosotros > biz
nosotros tenemos > bizim var
nosotros tenemos + (...........) >
bizim + (..............) var

-----------------------

(Yo) no tengo esposo.
(benim) kocam yok / eşim yok

(Yo) no tengo esposa.
(benim) karım yok / eşim yok


Mi amiga, Hatice.
(benim) arkadaşım hatice

Encantado / Encantada
memnun oldum / memnun oldum

(Yo) soy la señora Hatice.
ben hatice (hanım)

(Yo) soy el señor Mehmet.
Ben mehmet (bey)

¿De dónde es usted?
nerelisiniz? (neredensiniz?)

De Estambul, (Yo) soy turco.
istanbul'dan, (ben) türk'üm

Mi esposa también es turca.
benim eşim de türk

su esposa ¿Dónde está (ella)?
eşiniz, (o) nerede?

Mi esposa está aquí.
eşim burada

con nosotros
bizimle (bizim+ile)

¿y su esposo?
ya sizin eşiniz?

(Él) no está aquí.
o burada değil

-------------------------


(Nosotros) tenemos una hora.
(bizim) bir saatimiz var

(Nosotros) tenemos tiempo.
(bizim) vaktimiz var / (bizim) zamanımız var

(nosotros) no tenemos tiempo.
bizim vaktimiz yok

(Yo) sólo tengo treinta minutos.
(benim) sadece otuz dakikam var

(Yo) tengo un amigo, hasan.
(benim) bir arkadaşım var, hasan

(Nosotros) queremos comer juntos.
(biz) birlikte yemek istiyoruz

¿Qué quiere hacer (usted)?
(siz) ne yapmak istersiniz? 

(Yo) también quiero comer.
ben de yemek isterim

Con mi amigo, Ali.
arkadaşım ali'yle (ali+ile= ali'yle)

(Nosotros) queremos comer con usted.
sizinle yemek isteriz

y con su amigo, Hasan.
ve sizin arkadaşınız hasan'la (hasan+ile)

(Nosotros) tenemos muchos amigos.
bizim çok arkadaşımız var

¿Quién va a pagar?
kim ödeyecek?

Nosotros, mi esposo y yo.
biz, eşim ve ben

------------------------

16-46 / notlar 40

16-46 / notlar 40
-----------------


voy a comer > yiyeceğim
no voy a comer > yemeyeceğim
pagar > ödemek
Yo solO > tek başıma / sadece ben
yo solA > tek başıma / sadece ben
mi esposo > eşim / kocam
mi esposa > eşim / karım
mi > benim
tu > senin
su > sizin (formal)
su > onun
mi hermano > benim kardeşim
mi hermana > benim kardeşim
mi madre > benim annem
mi padre > benim babam

-----------------------

¿Qué hora es?
saat kaç?

Son las doce.
saat oniki

Vamos a hacer algo.
bir şeyler yapacağız / hadi bir şeyler yapalım

En cuarenta minutos.
kırk dakikada / kırk dakika içinde

Mehmet quiere comer.
mehmet yemek (comida) yemek (comer) istiyor

con nosotros
bizimle (bizim+ile)

(Yo) no voy a comer demasiado
ben çok fazla yemeyeceğim

porque quiero comprar algo
çünkü bir şeyler almak istiyorum

algo bueno
iyi bir şeyler / güzel bir şeyler

---------------------------------

¿Quién va a pagarlo?
kim alacak?

(Nosotros) vamos a pagarlo juntos.
(biz) birlikte ödeyeceğiz

(Yo) quiero pagar solo.
ben tek başıma ödemek istiyorum

¿Quién va a comprarlo?
(o'nu) kim ödeyecek?

Yo sola.
ben, tek başıma / sadece ben

(Yo) no puedo comprarlo sola.
(ben) tek başıma satın alamam

Es demasiado.
çok fazla

Mi esposo va a pagar.
eşim (kocam) ödeyecek

Mi esposa no tiene dinero.
benim eşimin (karımın) parası yok

Mi esposo tiene demasiado.
benim kocamın çok fazla var

¿Cuánto dinero?
kaç para? / ne kadar?

Mi esposo tiene setenta liras.
kocamın yetmiş lirası var

¿y su esposa?
ya sizin eşinizin? / ya sizin karınızın?

No tengo esposa.
eşim yok

Tengo una amiga.
bir arkadaşım var

-------------------------------

16-46 / notlar 39

16-46 / notlar 39
-----------------

beber > içmek
cerveza > bira
juntos > birlikte
solo / sola > tek başına, yalnız, sadece
tres > üç
cuatro > dört
¿quién? > kim?
¿Con quién? > kim ile? / kim+ile= kiminle?
con usted > sizinle
con mehmet > mehmet'le
con mi madre > annemle
con mi padre > babamla

---------------------

Hola señor Ahmet. ¿Cómo está usted?
merhaba Ahmet bey. Nasılsınız?

Muy bien, gracias. ¿Y usted?
(çok iyi) iyiyim, teşekkür ederim. Ya siz?

Muy bien.
iyiyim.

Voy al hotel. Quiero beber una cerveza.
otele gideceğim. (bir) bira içmek istiyorum.

¿Con quién? ¿Va sola?
kiminle? tek başınıza mı?

No, voy con Mehmet. ¿Quiere usted beber algo también?
hayır, mehmet'le (mehmet+ile) gideceğim. siz de bir şeyler içmek ister misiniz?

Sí, gracias.
evet, teşekkürler.


---------------------


Quiero hablar con usted.
sizinle konuşmak istiyorum

a las cuatro
(saat) dört'te

¿Qué hora es?
saat kaç?

Son las tres y cuarto.
saat üç'ü çeyrek geçiyor

Es temprano.
erken

Tengo treinta minutos.
otuz dakikam var (otuz dakika = yarım saat)

No, es tarde.
hayır, geç...

Sólo tiene veinte minutos.
sadece yirmi dakikanız var

Es muy temprano.
çok erken

¿Qué vamos a hacer?
ne yapacağız?

¿Quién, yo?
kim, ben mi?

No, nosotros.
hayır, biz.

nosotros, juntos
biz, birlikte

(Nosotros) vamos a hacer algo juntos.
(biz) birlikte bir şeyler yapacağız

¿Con quién?
kimle? (kimle? = kiminle?)

Con Mehmet.
mehmet ile / (mehmet'le)
-------------------------

16-46 / notlar 38


16-46 / notlar 38
--------------------



sola > yalnız / tek başına

¿Le gusta?> sever misiniz? / hoşlanır mısınız? (formal)

Buenas tardes, Señorita Flores.
iyi günler flores hanım

¿Cómo está usted?
nasılsınız?

¿A dónde va (usted)?
nereye gidiyorsunuz?

Voy al restaurante Martı.
martı restoran'a gidiyorum

¿Con quién?
kiminle?

¿Con quién va a comer?
kiminle yiyeceksiniz? / kiminle yemeğe gideceksiniz?

Voy a comer sola.
yalnız yiyeceğim

¿Le gusta el restaurante martı?
martı restoran'ı seviyor musunuz?

Es muy bueno.
(o = restoran) çok güzel /
orası çok güzel > (o = restoran) = orası

Pero es muy caro.
fakat çok pahalı

¿Cuánto cuesta?
ne kadar? / ne kadar tutuyor? / hesap ne geliyor?

No sé. Treinta o cuarenta liras.
bilmem, otuz ya da kırk lira

¿Es demasiado?
çok fazla mı?

No, no es demasiado
hayır, çok fazla değil

Tengo cincuenta y cinco liras
ellibeş liram var

Y tengo cien liras también
benim de yüz liram var

¿Vamos juntos, señorita?
birlikte gidelim mi hanımefendi?

¿Quiere usted?
siz de ister misiniz?

¿Por qué no?
neden olmasın?

Y quiero hablar
ve konuşmak istiyorum

¿Por qué no?
neden olmasın?

y quiero beber algo.
bir şey içmek istiyorum

Yo también
ben de

¿Qué vamos a hacer ahora?
şimdi ne yapacağız?

vamos
haydi / gidiyoruz







16-46 / notlar 37

16-46 / notlar 37
--------------------


pagar > ödemek

cuesta > hesap

hacer > yapmak

algo > bir şey

hablar > konuşmak

quiero > istiyorum

con > ile

usted > siz (formal)

comer > yemek

---------------------------------

¿Qué vamos a hacer ahora?
şimdi ne yapacağız?

Quiero beber algo.
bir şey içmek istiyorum

Yo también
ben de

Y quiero hablar
ve konuşmak istiyorum

Quiero hablar con usted
sizinle konuşmak istiyorum

Quiero comer con usted
sizinle yemek yemek istiyorum
(yemek > comida y = comer, yemek yemek = comer comida, comiendo comida)

Voy a pagar con liras
lira ile ödeyeceğim / ödemeyi türk lirası ile yapacağım (mejor)

Pero cuesta demasiado
fakat hesap çok fazla /
fakat çok tutuyor

--------------------------------

ahmet puede comprar algo
ahmet bir şey satın alabilir

ahmet puede comprarlo
ahmet o'nu satın alabilir /
ahmet o'nu alabilir

Él puede comprarlo con usted.
O (ahmet) sizinle satın alabilir

Vamos a hablar juntos
(birlikte) konuşacağız

¿Con quién?
kim ile? / kiminle?
(como de+el > del >>> kim + ile = kiminle)

¿Va a hablar con quién?
kiminle konuşacaksınız?

Con ahmet
ahmet ile

Bueno, ¿qué vamos a hacer?
tamam, ne yapacağız?

Tengo cien liras.
yüz liram var

Con cuarenta cinco liras, puedo comer.
kırkbeş lira ile (lira+ile > lirayla) yiyebilirim

Yo también voy a con usted
ben de sizinle geleceğim

Sí, vamos juntos
evet beraber gidelim / birlikte gidelim
(beraber  = birlikte)

Pero es muy temprano
fakat çok erken

¿Qué hora es?
saat kaç?

Son las once y cuarto
(saat) onbir'i çeyrek geçiyor

Quiero comer más tarde
daha sora yemek istiyorum

----------------------------------------------

16-46 / notlar 36

16-46 / notlar 36
--------------------



hacer > yapmak

voy a hacer > yapacağım, yaparım

vas a hacer > yapacaksın, yaparsın

va a hacer > yapacak, yapar

vamos a hacer > yapacağız, yaparız

saber > bilmek

pagar > ödemek

----------------------------------------

Como demasiado
çok fazla yerim

Y bebo demasiado
ve çok fazla içerim

¿Quién bebe demasiado?
kim çok fazla içiyor? / kim çok fazla içer?

¿Quién come demasiado?
kim çok fazla yiyor? / kim çok fazla yer?

¿Quién?
kim?

Yo no
ben değil

¿Sabe (usted) quién?
(siz) kim (olduğunu) biliyor musunuz?

No, no sé quién.
hayır, kim bilmiyorum?

¿Quién?
kim?

¿Quién sabe?
kim bilir?

(IQ TEST? :) )

Tengo cincuenta liras
elli liram var

¿Quién va a pagar?
kim ödeyecek?

¿Quién?
kim?

Yo no.
ben değil

Es demasiado.
(o) çok fazla

¿Qué vamos a hacer?
ne yapacağız?

¿Quién? ¿Yo?
kim? ben? / ben mi?


-------------------------

yo > ben

voy a hacer > yapacağım

no voy a hacer > yapmayacağım

no voy a hacer nada > hiçbir şey yapmayacağım

algo > bir şey

juntos > birlikte

dos > iki

cien > yüz (100)

doscientos > iki yüz (200) (2x100)

--------------------------------------------

Yo no voy a hacer nada.
ben hiçbir şey yapmayacağım

Pero yo voy a hacer algo.
fakat ben bir şey yapacağım

¿Qué va a hacer? (formal)
ne yapacaksınız?

Quiero comprar algo de México.
meksika'dan bir şey almak istiyorum (meksika'yla ilgili bir şey)

Pero voy a hacerlo más tarde
fakat (o'nu) daha sonra yapacağım

¿Quién va a pagarlo?
o'nu kim ödeyecek?

Cuesta demasiado.
çok fazla tutar

doscientos liras
iki yüz lira

¿Quién va a comprarlo?
kim satın alacak? /
(kim (satın) alacak? = kim alacak?)

Vamos a comprarlo juntos.
o'nu birlikte satın alacağız

Pero cuesta demasiado
fakat çok fazla tutuyor /
ama çok fazla tutuyor

¿Qué puedo hacer?
ne yapabilirim?

Vamos juntos
haydi birlikte gidelim

¿Quién? ¿Usted y yo?
kim? sen ve ben mi?

Sí. ¿Por qué no?
evet. neden olmasın? /
niye olmasın?

Bueno. Vamos juntos.
tamam birlikte gidelim

Pero más tarde
ama daha sonra

--------------------------------------

16-46 / notlar 35

16-46 / notlar 35
-------------------



Él > o
¿Dónde? > nerede?
para > dinero
está aquí > burada
no está aquí > burada değil /
burada yok = (no hay aquí)

-

¿Dónde está Ahmet?
ahmet nerede?

Él tiene dinero.
onun parası var

Él tiene veinte liras.
onun yirmi lirası var

Pero es tarde.
fakat geç (oldu)

Y él no está aquí.
ve o burada değil

¿Qué hora es?
saat kaç?

Son las diez menos cuarto.
(saat) on'a çeyrek var

No es tarde.
geç değil

Es temprano.
erken

es tarde
geç

no es tarde
geç değil / geç olmadı


--------------------------------


perdón > afedersiniz
sé > biliyorum
no  sé > bilmiyorum
demasiado > çok fazla / fazlasıyla
¿Quién? > kim?
¿a Quién? > kime
¿de Quién? > kimden?

¿Dónde está el baño?
banyo nerede? / tuvalet nerede? / lavabo nerede?

No sé.
bilmiyorum

Pero él sabe.
fakat o biliyor

¿Cuánto tiempo tiene?
ne kadar vaktin var? / ne kadar zamanın var?

Cincuenta minutos
elli dakika

Es demasiado.
çok fazla

No es demasiado.
çok fazla değil

una hora y media
bir buçuk saat

Es demasiado tiempo
çok fazla zaman / (uzun bir süre)

Puedo comer en cinco minutos
beş dakikada yiyebilirim
(comer = yemek > "puedo comer" > "yiyebilirim" > no, yemebilirim no :) )

Pero no puedo beber algo en cinco minutos
fakat beş dakika içinde bir şey içemem

en cinco minutos
beş dakika içinde > dakika + içinde = dakikada
beş dakikada
beş dakikada = beş dakika içinde


---------------------------

16-46 / notlar 34

16-46 / notlar 34
-------------------



hablar > konuşmak
un poco > biraz
ahora > şimdi


puedo > yapabilirim  > (I "can" ...... english)
(.....+bilirim)
bakmak+bilirim > baka+bilirim
yazmak+bilirim > yaza+bilirim
konuşmak+bilirim > konuşa+bilirim
yapmak+bilirim > yapabilirim

puedes > yapabilirsin > informal (you "can" ...... english)
puede > yapabilirsiniz > formal (you "can" .....english)
puede > yapabilir > (he/she/it "can" .....english)

¿puedo? >yapabilir miyim?
¿puedes? >yapabilir misin?
¿Puede? > yapabilir misiniz? (formal)
¿Puede? > yapabilir mi?
---------------------------------------------------


¿Puede hablar ahora? Quiero hablar un poco.
şimdi konuşabilir misiniz? biraz konuşmak istiyorum

¿Qué hora es?
saat kaç?

Son las diez menos cuarto.
(saat) on'a çeyrek var

No, perdón. No puedo.
hayır, özür dilerim. yapamam (konuşamam)

Es muy tarde. No hay tiempo ahora.
çok geç (oldu). şu anda vakit yok (şu anda = şimdi)

¿Y más tarde? ¿Tiene tiempo más tarde?
ya daha sonra? daha sonra vaktiniz var mı? / (vaktiniz olur mu?)

No sé si puedo hoy.
bugün yapabilir miyim bilmiyorum

¿Y mañana? ¿Puede hablar mañana?
ya yarın? yarın konuşabilir misiniz? / görüşebilir misiniz?

Sí, está bien. Mañana está bien.
evet, tamam. yarın olur / tamamdır

bueno. Mañana está bien.
iyi, yarın iyi olur / yarın olur / yarın, tamam.

----------------------------------------------------

16-46 / notlar 33


16-46 / notlar 33
-------------------

hoy
bugün

comprar
satın almak / (satın) almak

comprarlo / comprarla
(o'nu satın) almak

no sé
bilmiyorum

Quiero
istiyorum

quieres
istersin (informal)

quiere (formal)
istersiniz

algo
biraz / bir şey/ bir şeyler

--------------------------

Perdón, señora.
afedersiniz hanımefendi

Buenos días, señor.
iyi günler (beyefendi) / günaydın (beyefendi)

¿Qué quiere comprar?
ne (satın) almak istersiniz?/
ne almak istiyorsunuz?

No sé. Algo de estambul.
bilmiyorum istanbul'dan bir şeyler

¿Quiere comprarlo hoy?
bugün mü alacaksınız?

Sí, si hay algo bueno.
evet, eğer güzel bir şeyler varsa

Quiero comprarlo hoy.
bugün almak istiyorum

¿Es usted turco, señor?
siz türk müsünüz beyefendi?

Sí, soy turco.
evet türk'üm

Hablo un poco de inglés.
biraz ingilizce konuşuyorum / (biliyorum)
(un=bir, poco=az, un+poco=bir+az= biraz)

Hablo español.
ispanyolca konuşuyorum / biliyorum

Quiero hablar español.
ispanyolca konuşmak istiyorum

Bueno, (usted) puede hablarlo.
iyi, konuşabilirsiniz

Pero sabe señor
fakat biliyorsunuz beyfendi

Voy a comer a las doce.
saat oniki'de yemeğe gideceğim

¿Qué hora es?
saat kaç?

Son las doce menos cuarto.
oniki'ye çeyrek var

Voy a comprar muchas cosas.
çok şey alacağım

Si no cuestan mucho
eğer çok tutmazsa

Quiero comprarlas ahora.
şimdi (satın) almak istiyorum

No hay tiempo ahora.
şimdi vakit yok

Puede comprarlas más tarde
daha sonra (satın) alabilirsiniz

Pero quiero comprar algo de estambul.
fakat istanbul'dan bir şeyler almak istiyorum

Quiero comprarlo hoy.
bugün almak istiyorum

Puede comprarlo más tarde también.
daha sonra da satın alabilirsiniz

Ahora, voy a comer.
şimdi, yemeğe gideceğim.


16-46 / notlar 32

16-46 / notlar 32
-------------------


comprar 
satın almak / almak

hablar
konuşmak

quiero 
istiyorum

ahora
şimdi


No quiero hablar ahora. 
şimdi konuşmak istemiyorum

No puedo hablar.
konuşamam

ahora no 
şimdi değil / şimdi olmaz

Es tarde 
geç oldu / geç olmuş / geç


-----------------------


Perdon, ¿qué hora es? 
afedersiniz saat kaç?

Son las ocho, señora. 
sekiz, hanımefendi.

Es temprano 
erken / erkenmiş

Es muy temprano. 
çok erken

¿Va a comer (usted)? 
yemek yiyecek misiniz? 

Sí, Pero más tarde 
evet ama daha sonra

¿A qué hora? 
saat kaçta? / kaç gibi? / ne zaman

En una hora 
bir saat içinde

Voy a comer a las nueve y media. 
saat dokuz buçuk'ta yiyeceğim

En una hora y media 
bir buçuk saat içinde 

Es muy temprano 
çok erken

No señora, no es temprano 
hayır hanımefendi erken değil

Es tarde 
geç

Bueno, tarde o temprano. 
tamam geç ya da erken

Voy a comer. 
yiyeceğim

En quince minutos
onbeş dakika içinde 

o veinte 
ya da yirmi

--------------------

¿Es tarde?
geç mi? / geç mi oldu?

Bueno, no es temprano. 
tamam, erken değil

(Usted) tiene veinte minutos.
yirmi dakikanız var

o treinta 
ya da otuz

¿Qué hora es? 
saat kaç?

¿ahora?
şimdi? / şimdi mi?

Son las nueve y cuarto 
saat dokuz'u çeyrek geçiyor /
dokuz'u çeyrek geçiyor /
dokuz çeyrek /
çeyrek=onbeş (minutos)
dokuz onbeş 

Es temprano 
erken

¿Es tarde o temprano? 
geç mi (ya da) erken mi?

Es tarde ahora. 
şimdi geç (oldu)

Es muy tarde 
çok geç

Bueno,va a comer? 
tamam, (yemek) yiyecek misiniz?

Ahora no, más tarde.
şimdi değil, daha sonra

En una hora 
bir saat içinde

¿Qué hora es? 
saat kaç?

No sé, pero es muy tarde. 
bilmiyorum fakat geç + oldu /
bilmiyorum ama geç oldu /
bilmiyorum geç oldu

------------------------------