+++++++++++++++++++++

Bu Blogda Ara [buscar]

16-46 / notlar 132

 16-46 / notlar 132

------------------------


¿quién? > kim?

-

venir > gelmek

-

vengo > geliyorum / gelirim

vienes > geliyorsun / gelirsin

viene > geliyor / gelir

-

¿quién viene? > kim geliyor?

-

visitar > ziyaret etmek

-

visito > ziyaret ediyorum / ziyaret ederim

visitas > ziyaret ediyorsun / ziyaret edersin

visita > ziyaret ediyor / ziyaret eder

-

alguien > biri / birisi 

-

alguien viene de visita 

biri ziyarete geliyor/

birisi ziyarete gelecek

-

¿quién viene? > kim geliyor?

-

compañero / compañera > iş arkadaşı

una compañera "de trabajo" > "işten" bir arkadaş

( = (bir) iş arkadaşı / iş yerinden bir arkadaş)

-

¿cómo se llama? > adı ne?

-

¿cómo se llama "la compañera de trabajo"? 

"iş arkadaşının" adı ne?

-

se llama İnci > (onun adı) İnci

trabajo > iş

de trabajo > işten

compañero de trabajo > işten arkadaş

-

un compañero de trabajo > işten bir arkadaş

-

con un compañero de trabajo > 

işten bir arkadaşla / 

işten bir arkadaş ile

-

viene con un compañero de trabajo, Cem

işten Cem +diye bir arkadaşla geliyor

-

vienen > geliyorlar / gelirler

-

juntos > birlikte

-

İnci y Cem vienen juntos

İnci ve Cem birlikte geliyor(lar)

-

trabajar > çalışmak / iş

trabajo > çalışıyorum / çalışırım

-

ellos > onlar

con ellos > onlar ile / onlarla

-

trabajo con ellos > onlarla çalışıyorum

-

trabajamos > çalışıyoruz / çalışırız

trabajamos juntos > birlikte çalışıyoruz

-

¿cuándo? > ne zaman?

¿desde cuándo? > ne zamandan beri?

-

trabajar > çalışmak

trabajo > çalışıyorum

trabajas > çalışıyorsun

-

¿desde cuándo trabajas con ellos? 

ne zamandan beri onlarla çalışıyorsun?

-

desde hace ......... > .......'den beri 

(ingles "since")

-

desde hace un año > bir yıldan beri

(bir yıldır)

-

[ desde hace dos años > iki yıldan beri ]

(iki yıldır)

-

[ desde hace dos días  > iki günden beri ]

(iki gündür)

-

[ somos amigos > (biz) arkadaşız ]

-

somos compañeros "de trabajo" 

"iş yerinden" arkadaşız

-

Antalya > Antalya (nombre la ciudad)

en antalya > antalya'da

estoy en antalya > (ben) antalya'dayım

-

estás en antalya > (sen) antalya'dasın

está en antalya > (o) antalya'da

-

están en Antalya > (onlar) antalya'dalar

ahora, están en Antalya > (onlar) şimdi antalya'dalar

-

¿por qué están en antalya?

neden antaya'dalar?

-

trabajar > çalışmak

trabajan > çalışıyorlar

-

allí > orada / orası

-

porque trabajan allí 

çünkü orada çalışıyorlar

-

trabajan allí desde hace dos años

iki yıldır orada çalışıyorlar/

(iki yıldan beri orada çalışıyorlar)

-

vivir > yaşamak

vivo > yaşıyorum

vives > yaşıyorsun

-

no vivo > yaşamıyorum

no vives > yaşamıyorsun

-

no vivo en antalya > antalya'da yaşamıyorum

-

no vives en antalya > antalya'da yaşamıyorsun

-

verdad > doğru / gerçek

¿verdad? > doğru mu?


no vives en antalya, pero trabajas con ellos, ¿verdad? 

antalyada yaşamıyorsun, fakat onlarla çalışıyorsun, doğru mu?

-

¿cómo? > nasıl?

-

sí, somos compañeros de trabajo 

evet, iş yerinden arkadaşız

-

y > ve

-

trabajar > çalışmak

trabajamos > çalışıyoruz

trabajamos juntos > birlikte çalışıyoruz

-

por teléfono > telefondan / telefonda / telefonla

-

trabajamos juntos por teléfono 

(birlikte) telefonla çalışıyoruz

-

por internet > internetten / internette / internetle

-

trabajamos juntos por internet 

(birlikte) internetten çalışıyoruz

-

venir > gelmek

vienen > geliyorlar

-

aquí > burası / buraya / burada

-

y vienen aquí > ve buraya geliyorlar

-

para > için

para trabajar > çalışmak için

-

hablar > konuşmak

hablo > konuşuyorum / konuşurum

-

he hablado > konuştum 

-

he hablado con ellos por teléfono 

onlarla telefonda konuştum

-

hoy > bugün

mañana > yarın

-

venir > gelmek

vienen > geliyorlar

-

vienen mañana 

yarın geliyorlar

----------------------

----------------------






¿quién viene?  

kim geliyor?

-

alguien viene de visita 

biri ziyarete gelecek

-

¿quién viene? 

kim geliyor?

-

una compañera de trabajo 

işten bir arkadaş

-

¿cómo se llama la compañera de trabajo? 

iş arkadaşının adı ne?

-

se llama İnci 

adı İnci

-

viene con un compañero de trabajo, Cem

işten Cem diye bir arkadaşla geliyor

-

İnci y Cem vienen juntos

İnci ve Cem birlikte geliyor

-

trabajamos juntos 

birlikte çalışıyoruz

-

¿desde cuándo trabajas con ellos? 

ne zamandan beri onlarla çalışıyorsun?

-

desde hace un año 

bir yıldan beri

-

ahora están en Antalya 

şimdi antalya'dalar

-

¿por qué están en antalya?

neden antaya'dalar?

-

porque trabajan allí 

çünkü orada çalışıyorlar

-

trabajan allí desde hace dos años

iki yıldan beri orada çalışıyorlar

-

no vives en antalya, pero trabajas con ellos, ¿verdad? 

antalyada yaşamıyorsun, fakat onlarla çalışıyorsun, doğru mu?

-

sí, somos compañeros de trabajo. 

trabajamos juntos por teléfono 

y vienen aquí para trabajar.

he hablado con ellos por teléfono, vienen mañana 


evet, iş yerinden arkadaşız. 

telefonla çalışıyoruz 

ve çalışmak için buraya geliyorlar. 

onlarla telefonda konuştum, yarın geliyorlar

----------------------


16-46 / notlar 131

 16-46 / notlar 131

-----------------------


algo > bir şey / bir şeyler / 

pedir > istemek / söylemek/ ısmarlamak / sipariş vermek

pedir algo > bir şey istemek / bir şey ısmarlamak / bir şey sipariş etmek

-

quisiera pedir algo > 

bir şey ısmarlamak istiyorum/

bir şey sipariş etmek istiyorum

[bir şey sormak istiyorum / bir şey söylemek istiyorum]

[bir şey söylemek = bir şey sipariş etmek]

-

quiero pedir algo > 

bir şey ısmarlamak istiyorum / 

bir şey sipariş etmek istiyorum/

bir şey sipariş vermek istiyorum

-

beber > içmek

beber algo > bir şeyler içmek

quisiera beber algo > bir şeyler içmek istiyorum

-

vino > şarap

un vino > bir şarap

-

quizas > belki

-

¿quizás un vino? 

belki bir şarap

-

nunca > hiç

nunca bebo > hiç içmem 

nunca bebo vino > hiç şarap içmem

-

no, nunca bebo vino > hayır, hiç şarap içmem

-

trabajar > çalışmak

tengo que trabajar > çalışmam gerekiyor

-

¿cuando? > ne zaman

cuando tengo que trabajar > 

çalışmam gerektiğinde /

çalıştığımda / çalıştığım zamanlar / çalışırken (mejor)

[ne zaman çalışmam gerekiyor = çalışmam gerektiği zaman = çalışmam gerektiğinde]

-

"cuando tengo que trabajar", nunca bebo vino

"çalışırken" hiç şarap içmem

-

quisiera pedir un café 

bir kahve ısmarlamak istiyorum/

bir kahve söylemek istiyorum (mejor)

-

tengo hambre > acıktım / açım / karnım aç

tienes hambre > acıktın/ açsın / karnın aç

-

comer > yemek

comer algo > bir şeyler yemek

quiero comer algo > bir şeyler yemek istiyorum

-

"si" tienes hambre > ("eğer") açsan

-

debo comer > yemeliyim

debes comer > yemelisin

-

"si tienes hambre", debes comer > "açsan", yemelisin

-

tengo dinero > param var

tengo hambre > açım / acıktım

pero > fakat

no puedo comer > yiyemem

aquí > burada

-

no puedo comer aquí

burada yiyemem

-

tengo dinero, tengo hambre. pero no puedo comer aquí

param var, açım fakat burada yiyemem

-

porque, "no tengo tiempo" suficiente

çünkü yeterli "zamanım yok"/

çünkü (yeterli) vaktim yok

-

hay > var

muchas > çok

hay muchas > çok var

-

cosa > şey

cosas > şeyler

-

hay muchas cosas > çok şey var 

(no, no plural > çok şeyler var, no)

[muchas cosas > çok şey]

-

comer > yemek

para comer > yemek için

-

hay muchas cosas para comer 

yemek için çok şey var

-

qué lástima > ne yazık

-

no hay > yok

no hay suficiente tiempo 

yeterli zaman yok

-

tarde > geç

es tarde > geç / geç oldu

-

ya es tarde 

zaten geç oldu

-

tengo que irme 

gitmeliyim/

gitmem lazım /

gitmem gerekiyor

-

ya tengo que irme 

zaten gitmem gerekiyor


16-46 / notlar 130

 


16-46 / notlar 130

------------------------



hablar > konuşmak

hablo > konuşuyorum / konuşurum

hablas > konuşuyorsun / konuşursun

habla > konuşuyor / konuşur

-

no habla > konuşmuyor / konuşmaz

no habla turco > türkçe konuşmuyor

no habla español > ispanyolca konuşmuyor

Ezgi no habla español > Ezgi ispanyolca konuşmuyor

-

importante > önemli

no es importante > önemli değil

no importa > önemli değil

-

un poco > biraz

hablo turco un poco > biraz türkçe konuşuyorum

-

me acuerdo > hatırlıyorum

ahora > şimdi

ahora me acuerda > şimdi hatırladım

-

estudiar > (ders) çalışmak

estudio > çalışıyorum / çalışırım

estudias > çalışıyorsun / çalışırsın

-

estudias turco > türkçe çalışıyorsun

-

ahora me acuerda estudias turco 

şimdi hatırladım türkçe çalışıyorsun

-

a propósito > bu arada

-

ahora mismo > hemen şimdi / şu an

-

tengo que estudiar > çalışmam gerekiyor / çalışmalıyım

-

tengo que estudiar ahora mismo

hemen şimdi çalışmalıyım

tengo que estudiar turco ahora mismo

hemen şimdi türkçe çalışmalıyım/

şu an türkçe çalışmalıyım

-

a propósito, tengo que estudiar turco ahora mismo

bu arada, şu an türkçe çalışmalıyım

-

¿dónde? > nerede?

¿dónde estudias? > nerede (ders) çalışıyorsun?

-

casa > ev

mi casa > (benim) evim

"en" mi casa > (benim) evimde / [ = evim"de"]

-

estudio en mi casa > evimde çalışıyorum

-

allí > orası / oraya / orada

llegar > varmak / gitmek

llego > giderim

llegas > gidersin

llegas allí > oraya gidersin

-

¿cómo? > nasıl?

-

¿cómo llegas allí? 

oraya nasıl gidersin?

-

¿cómo llegar allí? 

oraya nasıl gidilir?

-

a veces > bazen

voy en taxi > taksi ile gidiyorum

-

a veces voy en taxi >

bazen taksiyle gidiyorum

[taksi ile = taksiyle]

-

a veces voy a pie

bazen yürüyerek gidiyorum/

bazen yürüyorum/

bazen yürürüm


16-46 / notlar 129

 16-46 / notlar 129

-----------------------



conocer > tanımak / bilmek

-

conozco > tanıyorum / biliyorum

no conozco > tanımıyorum

-

conoces > tanıyorsun / biliyorsun

¿conoces? > tanıyor musun?

-

alguien > biri / birisi

-

¿conoces a alguien? > birini tanıyor musun?

-

allí > orası / orada

de allí > oradan

-

__  ¿conoces a alguien allí? > 

orada birini tanıyor musun?

-

sí > evet

voy a quedarme > kalacağım

-

con > ile

con amigo > arkadaşla

con amigos > arkadaşlarla

-

__ sí, voy a quedarme con amigos 

evet, arkadaşlarla kalacağım

-

¿dónde? > nerede?

¿a dónde? > nereye?

-

__ ¿a dónde vas?

nereye gidiyorsun?

__ voy a estambul 

istanbul'a gideceğim

-

__ no la conozco 

(onu/orayı) tanımıyorum

-

__ alguien que conozco es de allí 

oradan birini tanıyorum

-

mio / mía > benim

amigo mío / amiga mía > benim arkadaşım

un amigo mío / una amiga mía > benim bir arkadaşım

-

se llama Ezgi > adı Ezgi

["se" llama Ezgi > adı Ezgi"dir"]

-

__ una amiga mía, se llama Ezgi  > 

benim bir arkadaşım, adı Ezgi

-

me gustaría > (ben) isterim

me gustaría conocer > tanımak isterim

__ me gustaría conocerla > 

onu tanımak isterim

-

aquí > burası / burada / buraya

estar aquí > burada olmak

va a estar aquí > burada olacak

-

esposo / esposa > eş

[esposo / hombre > koca]

[esposa / mujer > karı]

-

"su" esposo > (onun) eşi

con su esposo > (onun) eşiyle

-

__ Ezgi va a estar aquí "con su esposo"

Ezgi "eşiyle" burada olacak

-

__ ¿cuándo? ne zaman? 

-

creo > sanıyorum / sanırım

creo que > sanıyorum (ki) / sanırım (ki)

-

la semana > hafta

la semana entrante > gelecek hafta / önümüzdeki hafta

-

__ creo que la semana entrante 

sanırım gelecek hafta /

sanırım önümüzdeki hafta

-

llegar > varmak / gelmek / ulaşmak

-

[voy a llegar > geleceğim]

[vas a llegar > geleceksin]

[va a llegar > gelecek]

[vamos a llegar > geleceğiz]

[vais a llegar > geleceksiniz]

-

van a llegar > gelecekler

-

__ van a llegar "la semana entrante"

"gelecek hafta" gelecekler 

"önümüzdeki hafta" gelecekler

-

pero > fakat

nosotros > biz

nos vamos > (biz) gidiyoruz / (biz) gideceğiz

nosotros nos vamos > biz gidiyoruz / biz gideceğiz

[biz gidiyoruz = biz ayrılıyoruz]

pero nosotros nos vamos > fakat biz gidiyoruz

-

__ pero nosotros nos vamos "la semana entrante" >

fakat biz "gelecek hafta" ayrılıyoruz 

fakat biz "gelecek hafta" gidiyoruz

= fakat biz gelecek hafta gideceğiz

-

tu amigo / tu amiga > senin arkadaşın

tus amigos / tus amigas > senin arkadaşların

-

¿y tus amigos? > ya senin arkadaşların

-

día > gün

qué día? > ne gün? / hangi gün?

-

van a llegar > gelecekler / varacaklar / burada olacaklar

-

¿qué día van a llegar? > hangi gün gelecekler?

__ ¿y tus amigos, qué día van a llegar? > 

ya senin arkadaşların, hangi gün gelecekler?

-

sé > biliyorum

no sé > bilmiyorum

__ no lo sé > onu bilmiyorum

-

teléfono > telefon

número de teléfono > telefon numarası

-

"tengo número" de teléfono > telefon "numaram var"

tengo "el número de teléfono" > bende "telefon numarası" var

-

tienes número de teléfono > telefon numaraN var

tienes el número de teléfono > sende telefon numarası var

-

¿tienes el número de teléfono?

sende telefon numarası var mı?

-

quiero > istiyorum / isterim

quieres > istiyorsun / istersin

¿quieres? > istiyor musun / ister misin?

-

__ ¿lo quieres? > (onu) ister misin?

-

__ sí, por favor 

evet, lütfen

16-46 / notlar 128

 16-46 / notlar 128

-----------------------


¿de dónde eres?

soy de aquí... de Antalya 

-

¿haces viajes? 

-

a veces tengo que hacer viajes , pero prefiero quedarme en casa

-

¿prefieres quedarse en casa? ¿por qué? 

-

porque tengo que hacer muchos viajes 

-

¿y tú? ¿te gusta hacer viajes? 

-

sí... pero no tengo dinero. a veces, tengo que trabajar, a veces tengo que estudiar

-

¿qué estudias? 

-

estudio turco 

-

¿has estado en Turquía?

no, nunca he estado allí, voy a ir el mes entrante

------------------------------

------------------------------ 


¿dónde? > nerede? 

¿de dónde? > neredeN? 

-

¿de dónde eres? > [neredensin?] nerelisin? 

¿de dónde es usted? > nerelisiniz? (formal) (resmi/nazik)

-

aquí > burası / buraya / burayı / bura

de aquí > buradan

soy de aquí > (buradanım) / buralıyım

-

soy de aquí... de Antalya > 

buralıyım, Antalya'dan /

= buradan, Antalyalıyım

-

hacer > yapmak

haces > yapıyorsun / yaparsın

¿haces? > yapıyor musun? / yapar mısın?

-

viajar > gezmek / tatile çıkmak / seyahat etmek

viajes > geziler / tatiller / seyahatler

-

hacer viajes > tatil yapmak / seyahate çıkmak  

-

¿haces viajes? > tatile çıkar mısın? / seyahat eder misin?

[(tatillere çıkar mısın / seyahatler eder misin) no, no plural]

-

tengo que hacer  

yapmalıyım / 

yapmam gerekiyor

yapmak zorundayım

-

tengo que hacer viajes > 

seyahat etmek zorundayım/

= seyahat etmem gerekiyor

-

a veces > bazen / ara sıra

-

a veces tengo que hacer viajes 

bazen seyahat etmek zorundayım

= bazen seyahat etmem gerekiyor

-

pero > fakat

prefiero > tercih ediyorum / tercih ederim

prefieres > tercih ediyorsun/ tercih edersin

-

casa > ev

en casa > evde

quedarse en casa > evde kalmak / evde kal(mak)

prefiero quedarse > kalmayı tercih ediyorum

prefiero quedarse en casa > evde kalmayı tercih ediyorum

-

pero prefiero quedarme en casa

fakat evde kalmayı tercih ediyorum 

-

¿prefieres quedarse en casa?

evde kalmayı mı tercih ediyorsun? 

-

prefiero > tercih ediyorum / tercih ederim 

lo prefiero > (onu) tercih ediyorum / (onu) tercih ederim 

-

a veces lo prefiero 

bazen tercih ediyorum/

bazen tercih ederim

-

¿por qué? > neden? / niye? / ne için? = [niçin?]

-

muchos > çok

hacer muchos > çok yapmak

-

hacer muchos viajes > 

çok seyahat yapmak/

(çok seyahat etmek > yapmak = etmek)

-

tengo que hacer muchos viajes >

çok seyahat etmek zorundayım

-

porque tengo que hacer muchos viajes 

çünkü çok seyahat etmek zorundayım

-

<

¿y tú? > ya sen?

-

me gusta > severim

te gusta > seversin

-

¿te gusta hacer viajes? 

seyahat etmeyi sever misin?

-

dinero > para

tengo dinero > param var

no tengo dinero > param yok

-

sí... pero no tengo dinero

evet... fakat param yok

-

me gusta hacer viajes

seyahat etmeyi severim

-

puedo > yapabilirim

no puedo > yapamam

-

siempre > her zaman

puedo siempre > her zaman yapabilirim

-

no puedo siempre > her zaman yapamam

-

trabajar > çalışmak (iş)

tengo que trabajar > çalışmak zorundayım

( = çalışmam gerekiyor)

-

a veces, tengo que trabajar

bazen çalışmam gerekiyor

-

estudiar > (ders) çalışmak

[ders = clase, lección]

-

a veces tengo que estudiar

bazen çalışmam gerekiyor 

-

¿qué estudias? > ne çalışıyorsun?

-

estudio turco > türkçe çalışıyorum

¿has estado en Turquía? 

Türkiye'de bulundun mu?

(Türkiye'de kaldın mı? / Türkiye'de yaşadın mı?)

-

he estado > kaldım / bulundum

he estado allí > orada kaldım / orada bulundum

no he estado allí > orada kalmadım / orada bulunmadım

nunca he estado allí > orada hiç kalmadım / orada hiç bulunmadım

-

no, nunca he estado allí 

hayır, orada hiç kalmadım

hayır, orada hiç bulunmadım

-

el mes > ay

el mes entrante > gelecek ay / önümüzdeki ay

ir > gitmek

voy a ir > gideceğim

voy a ir "el mes entrante" > "gelecek ay" gideceğim

--------------------------

---------------------------


¿de dónde eres? 

nerelisin?

-

soy de aquí... de Antalya 

buralıyım, Antalya'dan

-

¿haces viajes? 

seyahat eder misin?

-

a veces tengo que hacer viajes , pero prefiero quedarme en casa

bazen seyahat etmek zorundayım, fakat evde kalmayı tercih ediyorum

-

¿prefieres quedarse en casa? ¿por qué? 

evde kalmayı mı tercih ediyorsun? neden?

-

porque tengo que hacer muchos viajes 

çünkü çok seyahat etmek zorundayım

-

¿y tú? ¿te gusta hacer viajes? 

ya sen? seyahat etmeyi sever misin?

-

sí... pero no tengo dinero :) a veces tengo que trabajar, a veces tengo que estudiar

evet... fakat param yok :) bazen çalışmam gerekiyor, bazen ders çalışmam gerekiyor

-

¿qué estudias? 

ne çalışıyorsun?

-

estudio turco 

türkçe çalışıyorum

-

¿has estado en Turquía? 

Türkiye'de bulundun mu?

-

no, nunca he estado allí, voy a ir el mes entrante

hayır, orada hiç bulunmadım, gelecek ay gideceğim

-------------------------

16-46 / notlar 127

 16-46 / notlar 127

-----------------------


generalmente > genellikle

por lo general > genel olarak

(genellikle = genel olarak)

-

tomar > almak / (tutmak - binmek)

tomo > alırım / alıyorum / (tutuyorum - biniyorum)

tomé > aldım / (tuttum - bindim)

-

"tomo el metro" 

"metroya biniyorum" (ahora>şimdi)

"metroya binerim" (por lo general / genel olarak)

-

tomé el metro 

metroya bindim

-

tomé un taxi

(bir) taksi tuttum /

(bir) taksiye bindim

-

generalmente, tomo el metro 

genellikle, metroya binerim

-

trabajo > iş

mi trabajo > (benim) işim

a mi trabajo > (benim) işime / işe / iş yerine

-

generalmente, tomo el metro "a mi trabajo"

genellikle "işe" metroyla giderim

-

despertar > uyanmak / kalkmak

me desperté > uyandım / kalktım

-

tarde > sonra / geç

muy > çok

muy tarde > çok geç

-

me desperté muy tarde

çok geç uyandım /

çok geç kalktım

-

ayer > dün

hoy > bugün

-

ayer me desperté muy tarde

dün çok geç uyandım

-

generalmente, tomo el metro a mi trabajo, pero ayer me desperté muy tarde y tome un taxi

genellikle, işe metroyla giderim, fakat dün çok geç uyandım ve bir taksi tuttum

- ----- -

yo generalmente "tomo el autobús" a mi trabajo, pero ayer "tomé el metro" 

ben genellikle işe "otobüsle giderim", fakat dün "metroya bindim"

- ----- -


llegar > varmak / gelmek / ulaşmak

-

llego > geliyorum / gelirim

llegas > geliyorsun / gelirsin

llega > geliyor / gelir

-

temprano > erken

-

casa > ev

mi casa > eviM

tu casa > eviN

su casa > evİ

-

a su casa > evine

-

hoy Volkan "llega temprano" a su casa. 

bugün Volkan evine "erken geliyor"

-

yo, "llego" más tarde

ben, daha geç "gelirim"

-

yo "llegué" temprano

ben erken "geldim"

-

la escuela > okul

a la escuela > okula

-

yo "llegué temprano" a la escuela ayer.  

ben dün okula "erken geldim"

-

llegué tarde "a mi casa" ayer

(ben) dün "evime" geç geldim  

-

tu siempre, "llegas" a tu casa tarde

(sen) her zaman, evine geç "gelirsin"  

-

"no llegué" tarde, por favor!

geç "gelmedim", lütfen!

-

llegaste tarde ayer

dün geç geldin

-

tú llegaste a la oficina tarde ayer

sen dün ofise geç geldin

-

no llegué

gelmedim

-

tú llegaste a la escuela tarde hoy

sen bugün okula geç geldin

-

no llegué tarde a la escuela hoy

bugün okula geç gelmedim

-

llegué temprano a la escuela hoy

bugün okula erken geldim

-

bueno, no llegaste hoy

tamam, bugün geç gelmedin

-

pero "llegas tarde" por lo general

fakat genellikle "geç geliyorsun"

-

por eso > bu yüzden / bunun için

-

"lo siento", por eso

bunun için, "üzgünüm" 

-

otra vez > yine / tekrar / bir daha

-

no voy a llegar tarde otra vez

bir daha geç gelmeyeceğim

-

de acuerdo > anlaştık


16-46 / notlar 126

 16-46 / notlar 126

-----------------------


despertar  

uyanmak / kalkmak

-

despertarme  

beni uyandır(mak) / beni kaldır(mak)

-

puedes despertarme  

beni uyandırabilirsin

-

¿puedes despertarme?  

beni uyandırabilir misin?

beni kaldırabilir misin?

-

¿puedes despertarme mañana?  

yarın beni uyandırabilir misin?

yarın beni kaldırabilir misin?

-

¿puedes despertarme mañana a las seis?  

yarın beni altı'da kaldırabilir misin?

-

¿puedes despertarme mañana a las seis de la mañana?

beni yarın sabah altı'da kaldırabilir misin?

- --------- -


por supuesto

tabii ki

-

por supuesto, pero porqué?  

tabii ki, fakat neden?

-

por supuesto, pero porqué te despiertas? 

tabii ki, fakat neden kalkıyorsun?

tabii ki, fakat neden uyanıyorsun?

por supuesto, pero porqué te despiertas tan temprano?  

tabii ki, fakat neden çok erken uyanıyorsun?

- ---------- -


tiempo 

zaman

-

mucho tiempo 

çok zaman

-

lleva mucho tiempo 

çok zaman alır / çok zaman alıyor

-

me lleva mucho tiempo 

çok zamanımı alıyor

-

me lleva mucho tiempo prepararme

hazırlanmam çok zamanımı alıyor

-

[preparar > hazırlanmak]

[prepararme > hazırlanmam]

- --------- -


hacer > yapmak

hago > yapıyorum / yaparım

haces > yapıyorsun / yaparsın

-

¿qué haces? 

ne yapıyorsun?

ne yaparsın?

-

¿qué haces tú? 

sen ne yapıyorsun?

sen ne yaparsın?

¿qué haces tú en la mañana?  

sabahları ne yaparsın?

- ------- -


[levantar > (yataktan) kalkmak]

[levantarme > (ben) kalkarım]

[levantas > (sen) kalkarsın]

-

¿cuando te levantas, te duchas? 

kalktığın zaman, duş alır mısın?

(kalkınca, duş alır mısın?) (mejor) 

(kalktığında, duş alır mısın?) (mejor)

-

[¿cuando? > ne zaman]

-

cuando te levantas 

kalktığın zaman /

ne zaman kalkarsan 

= "kalkınca" / "kalktığında" (mejor)

-

cuando te comes 

yediğin zaman /

ne zaman yersen 

= "yiyince" / "yediğinde" (mejor)

-

sí, después de levantarme, me ducho

evet, (ben) kalktıktan sonra, duş alırım

-

¿qué haces después? 

sonra ne yaparsın?

después de ducharme

(ben) duş aldıktan sonra

mirar > bakmak

miro > bakarım

me miro > (bana/kendime) bakarım

-

el espejo > ayna

en el espejo > aynada

-

me miro en el espejo

aynada kendime bakarım

aynaya bakarım (mejor)

-

me miro en el espejo unos minutos  

birkaç dakika aynaya bakarım

-

¿qué haces después?  

sonra ne yaparsın?

-

peinar > (saç) taramak

peino > (saç) tararım

-

me peino > 

(kendimi/kendi saçımı) tararım / 

saçımı tararım (mejor)

-

después de mirarme en el espejo, me peino

aynada kendime baktıktan sonra, saçımı tararım

aynaya baktıktan sonra, saçımı tararım (mejor)

-

vestirse > giyinmek

me visto > giyinirim

te vistes > giyinirsin

-

¿a qué hora?  > ne zaman? / hangi vakit?

-

¿a qué hora te vistes?  

ne zaman giyinirsin?

-

me visto después de desayunar

kahvaltıdan sonra giyinirim

-

después de desayunar > kahvaltıdan sonra

antes de desayunar > kahvaltıdan önce

-

cepillar > fırçalamak

-

cepillo > fırçalarım

cepillas > fırçalarsın

-

los dientes > dişler

-

me cepillo los dientes 

(ben kendi) dişlerimi fırçalarım

-

siempre "me cepillo los dientes" 

her zaman "dişlerimi fırçalarım"

-

siempre me cepillo los dientes "antes de desayunar"

her zaman "kahvaltıdan önce" dişlerimi fırçalarım

-  

siempre me cepillo los dientes "después de desayunar"

her zaman "kahvaltıdan sonra" dişlerimi fırçalarım

-

siempre me cepillo los dientes "antes y después de desayunar"

her zaman "kahvaltıdan önce ve sonra" dişlerimi fırçalarım 

salir > (dışarı) çıkmak / çıkmak

-

otra vez > tekrar / bir daha

-

"me miro en el espejo" > "aynaya bakarım"

-

y me miro "en el espejo" otra vez antes de salir 

ve çıkmadan önce bir daha aynaya bakarım

ve çıkmadan önce "aynada" bir kez daha kendime bakarım

16-46 / notlar 125

 16-46 / notlar 125

-----------------------



tengo que irme > gitmeliyim ( = gitmek zorundayım)

-

ahora mismo > hemen şimdi

-

tengo que irme ahora mismo >

hemen gitmeliyim

-

voy a ver > göreceğim

voy a ver a Alper > Alper'i göreceğim

-

es amigo mío > o benim arkadaşım

-

voy a verlo > 

onu göreceğim /

onu görmeye gideceğim

-

pero > fakat

primero > ilk olarak / önce

pero primero > fakat önce

-

algo > biraz, bir şeyler

comprar > (satın) almak

-

tengo que comprar algo 

bir şeyler almalıyım

-

nada > hiç / hiçbir şey

sin nada > hiçbir şey olmadan

-

llegar > varmak / gitmek 

-

no puedo llegar > gidemem

-

no puedo llegar sin nada 

hiçbir şey olmadan gidemem

-

llevar > getirmek / götürmek

llevarle > ona getirmek / ona götürmek 

-

tengo que llevar algo 

bir şey götürmeliyim/

bir şey almalıyım

-

tengo que llevar"le" algo

"ona" bir şey götürmeliyim

comprar > (satın) almak

comprarle > ona (satın) almak

-

voy a comprar > (satın) alacağım

voy a comprarle > ona (satın) alacağım

-

vas a comprarle > ona (satın) alacaksın

-

¿qué? > ne?

-

¿qué vas a comprarle? 

ona ne alacaksın?

= ona ne satın alacaksın?

-

no sé > bilmiyorum

-

quizas > belki

libro > kitap

un libro > bir kitap

-

quizas un libro > belki bir kitap

-

sí, sí, voy a llevarle libro 

evet, evet, ona kitap götüreceğim


16-46 / notlar 124

 16-46 / notlar 124

-----------------------


me gusta > severim / hoşuma gider

te gusta > seversin / hoşuna gider

-

¿te gusta? > sever misin? / hoşuna gider mi?

-

la leche > süt

-

¿te gusta la leche? 

süt sever misin? /

sütü sever misin?

-

sí, me gusta la leche

evet, sütü severim

-

[quisiera > isterim] 

[pedir > dilemek, rica etmek, istemek, sormak]

-

"quisiera pedir" > 

sipariş vermek /

bir şey rica etmek /

bir şey istemek /

-

"quisiera pedir" un té

bir çay "istiyorum" /

bir çay sipariş etmek istiyorum

(en el café o en el restaurante "istiyorum" = "sipariş vermek" istiyorum / "sipariş etmek" istiyorum)

-

el té > çay

me gusta el té > 

çayı severim /

çay hoşuma gider /

-

¿te gusta el té? çay sever misin?

-

más > daha / daha çok / daha fazla

-

me gusta el té "más que la leche"

çayı "sütten daha çok" severim

 -

siempre > her zaman

-

beber > içmek

bebo > içiyorum / içerim

bebes > içiyorsun / içersin

-

siempre bebo > 

her zaman içiyorum /

her zaman içerim

-

siempre bebo el té

her zaman çay içerim

-

quisiera pedir un té

bir çay sipariş etmek istiyorum

bir çay söylemek istiyorum

quiero > istiyorum

no quiero > istemiyorum

-

quiero pedir > 

sipariş vermek istiyorum/

(söylemek istiyorum)

[istiyorum]

-

no quiero pedir >

sipariş vermek istemiyorum

[istemiyorum]

-

yo no quiero pedir un té 

(ben) (bir) çay sipariş etmek istemiyorum

[ = çay istemiyorum]

-

¿y (coca) cola? > ya kola?

-

sí, quisiera pedir cola

evet, kola isterim /

evet, kola söylerim /

(evet, kola sipariş etmek isterim)

-

tú bebes el té > 

sen çay içiyorsun /

sen çay içersin

-

"y yo" bebo el té > 

"ve ben +de" çay içiyorum /

(ben de çay içiyorum)/

(ben de çay içerim)

-

algo > biraz / bir şey / başka bir şey

más > daha 

-

¿algo más? > başka bir şey (daha)?

-

nada > yok / hiç / hiçbir şey

-

no, nada más > hayır, başka bir şey yok

-

hay > var

no hay > yok

-

tiempo > zaman

-

hay tiempo > zaman var

no hay tiempo > zaman yok

-

suficiente > yeterli

-

hay suficiente tiempo 

yeterli zaman var

-

no hay suficiente tiempo

yeterli zaman yok

-

minutos > dakika

cinco minutos > beş dakika

tengo cinco minutos > beş dakikam var

sólo tengo cinco minutos > sadece beş dakikam var

-

¿Por qué? > neden?

-

por que > çünkü 

-

comer > yemek yemek

sin comer > yemek yemeden

-

beber > içmek

sin beber > içmeden

-

tengo cinco minutos > beş dakikam var 

por que > çünkü

tengo que irme > gitmek zorundayım / gitmeliyim

sin beber > 

-

tengo que irme sin beber > içmeden gitmeliyim

-

¿sin beber? > içmeden? / içmeden mi?

¿sin beber un té? > bir çay içmeden? / bir çay içmeden mi?

-

lo siento > üzgünüm 

-

visitar > ziyaret / ziyaret etmek

-

un amigo > bir arkadaş

un amigo mío > (benim) bir arkadaşım

-

tengo que visitar un amigo mío

bir arkadaşımı ziyaret etmeliyim

-

bueno > iyi / tamam

entonces > öyleyse / o zaman

puedo beber > içebilirim

-

bueno, entonces yo puedo beber > 

tamam, o zaman içebilirim

-

coca cola o el té > koka kola ya da çay

-

contigo > seninle

sin ti > sensiz / sen olmadan

-

bueno, entonces yo puedo beber coca cola 

tamam o zaman ben koka kola içebilirim

-

entonces yo puedo beber coca cola "contigo"

o zaman ben "seninle" koka kola içebilirim /

öyleyse ben "seninle" koka kola içebilirim

-

pero > fakat

no puedo beber > içemem

no puedo beber el té > çay içemem

-

pero, no puedo beber el té > fakat, çay içemem

pero, no puedo beber el té sin ti > fakat, sensiz çay içemem


16-46 / notlar 123

 16-46 / notlar 123

-----------------------


¿cómo te llamas? 

adın ne? / ismin ne?

-

me llamo Ali 

(benim adım) Ali

-

¿tu número de teléfono? 

(senin) telefon numaran?

-

tengo > (benim) var

no tengo > (benim) yok

-

tienes > (senin) var

no tienes > (senin) yok

-

tiene > (onun) var

no tiene > (onun) yok

-

¿tienes teléfono?

(senin) telefonun var mı?

-

no tengo teléfono 

(benim) telefonum yok

-

amigo > arkadaş

un amigo > bir arkadaş

un amigo mío > benim bir arkadaşım

-

un amigo mío tiene teléfono 

benim bir arkadaşım+ın telefonu var

-

¿cómo se llama tu amigo? 

(senin) arkadaşının adı ne?

-

se llama Hasan > onun adı Hasan

-

número > numara

tu número > senin numaran

su número > onun numarası

-

¿cuál es su número? 

onun numarası nedir?

-

saber > bilmek

sé > biliyorum

sabes > biliyorsun

-

¿sabes? > biliyor musun?

-

¿sabes su número?

onun numarasını biliyor musun?

espera un momento > bir dakika bekle

-

aquí está  0 532 ..... > burada 0 532 .....

-

habitación > oda

tu habitación > senin odan

esa "es" tu habitación > bu senin odan("dır")

-

venir > gelmek

puedo venir > gelebilirim

-

hora > saat / zaman / vakit

¿A qué hora? > ne zaman? saat kaçta?

-

¿A qué hora puedo venir? 

ne zaman gelebilirim?/

(saat) kaçta gelebilirim?

-

a las doce de la tarde 

öğlen oniki'de /

-

bueno

tamam

-

gracias "por ayudarme"

"(bana) yardım ettiğiniz için" teşekkürler


16-46 / notlar 122

 16-46 / notlar 122

------------------------



puede ayudarte 

sana yardım edebilir

(ayudar"te" > "sana" yardım)

-

puede ayudarle (formal)

size yardım edebilir (resmi/kibar)

(ayudar"le" > "size" yardım) 

-

puede ayudarle

ona yardım edebilir

(ayudar"le" > "ona" yardım

-

el hombre > adam

"ese" hombre > "o" adam

-

la mujer > kadın

esa mujer > "o" kadın

-

¿ese hombre? 

o adam mı?

-

no, el hombre, "no"

hayır, adam "değil"

-

¿esa mujer? 

o kadın mı?

-

sí, esa mujer

evet, o kadın

ver > görmek

veo > görüyorum

ves > görüyorsun

-

¿ves? > görüyor musun?

-

la veo > onu görüyorum

-

¿La ves? > onu görüyor musun?

-

Sí, la veo > evet, onu görüyorum

-

puede ayudarte > size yardım edebilir 

-

¿ese hombre? > o adam mı?

-

noooo... > hayıııır...

-

la mujer > kadın

esa mujer > "o" kadın

-

ella puede ayudarte > o sana yardım edebilir

-

entender > anlamak

-

entiendo > anlıyorum

entendí > anladım

-

ahora, entiendí > şimdi anladım

-

mal > kötü / yanlış

entiendí mal > yanlış anladım / yanlış anlamışım

-

ella puede ayudarme > o bana yardım edebilir

-

gracias > teşekkür ederim

-

de nada > bir şey değil / rica ederim

----------------------------------------------


16-46 / notlar 121

 16-46 / notlar 121

-------------------------




ayudar > yardım / yardım etmek 

ayudarme > bana yardım etmek

ayudarte > sana yardım etmek

-

puedo > yapabilirim

puedes > yapabilirsin

puede > yapabilir

-

puedo ayudar > 

yardım edebilirim

-

puedes ayudar > 

yardım edebilirsin

-

puede ayudar > 

yardım edebilir

-

puedes ayudarme > 

bana yardım edebilirsin

-

¿puedes ayudarme? > 

bana yardım edebilir misin?

-

¿puede ayudarme? > 

bana yardım edebilir mi?

-

¿puede ayudarte? > 

sana yardım edebilir mi?

-

"con mucho gusto" > memnuniyetle 

-

necesito > 

ihtiyacım var / 

(bana) gerekli / 

(bana) gerekiyor

-

alquilar > kiralamak

-

un coche > (bir) araba

-

necesito alquilar un coche > 

(bir) araba kiralamam gerekiyor

[beniM kiralamaM]

-

necesitas alquilar un coche

(bir) araba kiralaman gerekiyor

[seniN kiralamaN]

-

esposo (koca) / esposa (karı) > eş

mi esposa > (benim) eşim

-

necesito alquilar un coche para mi esposa

eşim için bir araba kiralamam gerekiyor

-

saber > bilmek

sé > biliyorum

sabes > biliyorsun

¿sabes? > biliyor musun?

la direccion > adres

-

¿sabes la dirección? > 

adresi biliyor musun?

-

no, no la sé > hayır, (onu/[adresi]) bilmiyorum

-

tengo un coche > (bir) arabam var

tienes un coche > (bir) araban var

¿tienes un coche? > (bir) araban var mı?

-

¿puedes llevarme? > 

beni alabilir misin? /

beni götürebilir misin?

-

no tengo coche > arabam yok

-

hacer > yapmak

voy a hacer > yapacağım

-

¿qué? > ne

¿qué voy a hacer? > ne yapacağım?

¿qué vas a hacer? > ne yapacaksın?

¿qué vamos a hacer? > ne yapacağız?

-

llegar > varmak / gitmek / ulaşmak

-

voy a llegar > 

varacağım / 

gideceğim / 

ulaşacağım

-

vas a llegar > 

varacaksın / 

gideceksin / 

ulaşacaksın

-

vamos a llegar > 

varacağız / 

gideceğiz / 

ulaşacağız

-

¿cómo? > nasıl?

-

¿cómo vamos a llegar? >

nasıl gideceğiz? /

nasıl ulaşacağız?

-

ir > gitmek

-

puedo ir > gidebilirim

puedes ir > gidebilirsin

puede ir > gidebilir

-

podemos ir  > gidebiliriz

-

podemos ir "en autobús" > 

"otobüsle" gidebiliriz

-

puedo ir contigo > 

seninle gidebilirim /

(seninle gelebilirim) 

-

¿puedes ir conmigo? > 

benimle gidebilir misin?

(benimle gelebilir misin?)

-

sí, puedo ir > evet gidebilirim

-

gracias por ayudarme

yardım için teşekkürler/

yardımın için teşekkür ederim/

-

de nada > bir şey değil / rica ederim

16-46 / notlar 120

 16-46 / notlar 120

-----------------------



¿dónde? > nerede?

¿dónde queda? > nerede (bulunuyor)? / nerededir?

[¿dónde queda la casa? > ev nerededir?]

¿dónde queda la oficina? > ofis nerede?

-

entender > anlamak

entiendo > anlıyorum

no entiendo > anlamıyorum

-

para alquilar > kiralamak için

un coche > bir araba

-

para alquilar un coche > (bir) araba kiralamak için

-

¿dónde queda la oficina para alquilar un coche?

araba kiralamak için ofis nerededir?/

araba kiralama ofisi nerede? (mejor)

[nereden araba kiralanıyor?] (mejor+)

-

llevar > (bir yerden) almak, (bir yere) götürmek

-

puedo llevarte > seni alabilirim / seni götürebilirim

-

puedo llevarte a la oficina > seni ofise götürebilirim

-

puedo llevarte a la oficina "para alquilar un coche" 

> "araba kiralamak için" seni ofise götürebilirim

-

ahora > şimdi

ahora mismo > hemen şimdi

-

puedo llevarte ahora mismo 

seni hemen şimdi götürebilirim

-

gracias > teşekkürler / teşekkür ederim

pero > fakat

-

prefiere > tercih etmek

-

prefiero > tercih ederim

prefieres > tercih edersin

¿qué prefieres? > ne tercih edersin?

-

no prefiero > tercih etmem

prefiero que no > tercih etmiyorum / tercih etmem

-

ir > gitmek

-

más > daha

más tarde > daha sonra

-

ir más tarde > daha sonra gitmek

-

prefiero ir > gitmeyi tercih ederim

("gitmek" tercih ederim, no > prefiero ir > gitmeyi tercih ederim)

-

gracias, pero prefiero ir más tarde 

teşekkür ederim, fakat daha sonra gitmeyi tercih ederim

-

problema > problem / sorun

un problema > bir problem / bir sorun

es un problema > bu bir problem / bu bir sorun

-

no es un problema > bu (bir) problem değil

( = problem değil = sorun değil)


yo, prefiero ir "más tarde con mi esposa"

ben, "daha sonra eşimle" gitmeyi tercih ederim

[conduciendo un auto > araba kullanmak / (araba) sürmek]

manejar > araba kullanmak / (araba) sürmek

-

manejo > (araba) sürüyorum / (araba) sürerim

( = (araba) kullanıyorum / (araba) kullanırım

-

no puedo manejar > (araba) süremem

-

no manejo > (araba) kullanmıyorum

( = (araba) sürmüyorum)

-

¿no manejas? > 

(araba) sürmez misin?/ sürmüyor musun?

(araba) kullanmaz mısın?/ kullanmıyor musun?

-

no, no manejo en estambul 

hayır, istanbul'da (araba) kullanmam

-

no entiendo > anlamıyorum

no entiendo "nada" > "hiçbir şey" anlamıyorum

-

"necesitas alquilar" un coche

bir araba kiralaman "gerekiyor"

pero no puedes manejar > fakat (araba) süremezsin

no es un problema > problem değil

(bu bir problem değil)

-

mi esposa puede manejar

eşim sürebilir

mi esposa "llega mañana" 

eşim "yarın gelecek"

-

:) ahora entiendo 

:) şimdi anlıyorum/

:) şimdi anladım

-

"necesitas alquilar" un coche para su esposa

eşiniz için bir araba "kiralamaya ihtiyacınız var"/

eşiniz için bir araba "kiralamanız gerekiyor" 

-

síííí > eveeet

ella puede manejar en estambul

o istanbul'da (araba) kullanabilir /

o istanbul'da (araba) sürebilir


--------------------------------------------------------------

_ ¿dónde queda la oficina para alquilar un coche?

_ puedo llevarte a la oficina para alquilar un coche, ahora mismo 

_ gracias, pero prefiero ir más tarde con mi esposa. no puedo manejar 

_ ¿no manejas? 

_ no, no manejo en estambul 

_ no entiendo nada. necesitas alquilar un coche pero no puedes manejar

_ no es un problema, mi esposa puede manejar

_ :) ahora entiendo. necesitas alquilar un coche para su esposa

 _ síííí. ella puede manejar en estambul

---------------------------------------------------------------

_ araba kiralama ofisi nerede? 

_ hemen şimdi, araba kiralamak için seni ofise götürebilirim

_ teşekkür ederim, fakat daha sonra eşimle gitmeyi tercih ederim. (araba) süremem.

_ sürmez misin?

_ hayır, istanbul'da (araba) kullanmam

_ hiçbir şey anlamıyorum. bir araba kiralaman gerekiyor fakat süremiyorsun

_ problem değil, eşim sürebilir

_ şimdi anlıyorum. eşiniz için bir araba kiralamaya ihtiyacınız var

_ eveeet. o, istanbul'da (araba) kullanabilir


16-46 / notlar 119

 16-46 / notlar 119

-----------------------



¿Cuándo? > ne zaman?

-

llegar > varmak / gelmek / ulaşmak

-

llegué > vardım / geldim

llegaste > vardın / geldin

-

¿Cuándo llegaste? > ne zaman geldin?

-

ayer > dün

en la tarde > öğleden sonra / öğlen

ayer en la tarde > dün öğlen

-

llegué ayer en la tarde 

dün öğlen geldim

-

para > için

trabajar > çalışmak / iş

-

para trabajar > iş için

-

trabajo > çalışıyorum

trabajas > çalışıyorsun

-

estoy aquí > buradayım

estás aquí > buradasın

-

estoy aquí para trabajar

iş için buradayım

-

no estoy aquí para trabajar 

iş için burada değilim/

-

estás aquí para trabajar

iş için buradasın

-

¿estás aquí para trabajar?

iş için mi buradasın? 

-

no, para trabajar, no. 

hayır, iş için değil

-

¿dónde? > nerede

trabajas > (sen) çalışıyorsun

-

¿dónde trabajas? > nerede çalışıyorsun?

-

oficina > ofis / büro

una oficina > bir ofis

en una oficina > bir ofiste

-

trabajo en una oficina 

bir ofiste çalışıyorum

-

solo / sola > yalnız 

venir > gelmek

venir solo > yalnız gelmek

-

tengo que > zorundayım

tienes que > zorundasın

tiene que > zorunda

-

tengo que venir solo

yalnız gelmek zorundayım/

( = yalnız gelmeliyim)

-

tengo que > zorundayım

he tenido que > zorundaydım

-

he tenido que hacer 

yapmak zorundaydım

-

he tenido que venir solo

yalnız gelmek zorundaydım

-

esposa > eş

mi esposa > (benim) eşim

tiene que trabajar > çalışmak zorunda

-

mi esposa tiene que trabajar

eşim çalışmak zorunda

-

voy a llegar > varacağım / geleceğim

vas a llegar > varacaksın / geleceksin

va a llegar > varacak / gelecek

-

mi esposa va a llegar > eşim gelecek

-

más tarde > daha geç / daha sonra

-

mi esposa va a llegar "más tarde" 

eşim "daha sonra" gelecek

-

mi esposa va a llegar "mañana" 

eşim "yarın" gelecek

-

ella está "en la oficina"

(o) "ofiste"(dir)

-

mi esposa "está" en su oficina

eşim ofisinde("dir")

-

mi esposa está en su oficina hoy pero ella va a llegar mañana

eşim bugün ofisinde ama yarın gelecek

-

hablar > konuşmak

-

hablo > konuşurum / konuşuyorum

he hablado > konuştum

-

con ella > onunla

-

he hablado con ella

onunla konuştum

-

"ha hablado" conmigo

benimle "konuştu"

-

ha hablado contigo

seninle konuştu

-

¿ha hablado contigo?

seninle konuştu mu?

-

me > bana

ha dicho > dedi / söyledi

-

ella me ha dicho 

o bana dedi

-

me ha dicho que .......

bana dedi ki ......

-

mucho > çok

trabajar mucho > çok çalışmak

-

"tengo que trabajar" mucho 

çok "çalışmalıyım"

-

"tienes que trabajar" mucho

çok "çalışmalısın"

-

a propósito > bu arada

coche > araba

-

necesito > ihtiyacım var / lazım / gerekli

-

necesito un coche 

bir arabaya ihtiyacım var/

(bana) bir araba lazım

-

a propósito, necesito un coche

bu arada, bir arabaya ihtiyacım var/

bu arada, bir araba lazım

alquilar > kiralamak / kiralık

alquilar un coche > araba kiralamak

-

necesito alquilar un coche 

bir araba kiralamaya ihtiyacım var/

bir araba kiralamam lazım/

bir araba kiralamam gerekiyor

-

necesito alquilar un coche

bir araba kiralamam lazım

-

"necesito alquilar" un coche hoy

bugün bir araba "kiralamam lazım"

bugün bir araba "kiralamam gerekiyor"

(kiralamam lazım = kiralamam gerekiyor)

-

porque mi esposa va a llegar mañana

çünkü eşim yarın gelecek

--------------------------------


16-46 / notlar 118

 16-46 / notlar 118

----------------------- 


quiero > istiyorum

"visitar" > "ziyaret etmek"

aluquien > biri (una persona / bir kişi)

a alguien > birine / birini

-

quiero visitar > ziyaret etmek istiyorum

-

quiero visitar a alguien 

birini ziyaret etmek istiyorum

-

amiga > arkadaş

mi amiga > arkadaşım

mi amiga, Çiğdem > arkadaşım Çiğdem

-

ahora > şimdi

ahora mismo > hemen şimdi 

hoy > bugün

manaña > yarın 

todavía > henüz / hâlâ

-

ver > görmek

veo > görüyorum 

ves > görüyorsun

-

he visto > gördüm

has visto > gördün

¿has visto? > gördün mü?

-

he visto hoy > bugün gördüm

he visto ayer > dün gördüm

-

no he visto > görmedim

-

lo / la > onu

-

no la he visto > onu görmedim

no la he visto hoy > onu bugün görmedim

no la he visto todavía > onu henüz görmedim

-

"por eso" > 

"bu yüzden" / 

"bu nedenle" / 

"bunun için"

-

irme > gidiyorum 

"voy a irme" > gideceğim

voy a irme ahora > şimdi gideceğim

voy a irme ahora mismo > hemen şimdi gideceğim

-

venir > gelmek

vengo > geliyorum

vienes > geliyorsun

-

venga > gel

-

venga conmigo > benimle gel

venga conmigo ahora > şimdi benimle gel

-

saber > bilmek

sé > biliyorum

no sé > bilmiyorum

-

puedo > yapabilirim

si > eğer

-

"si puedo" > (eğer) "yapabilirsem"

-

no sé si puedo > 

bilmiyorum, yapabilirsem... /

( = yapabilirsem / olursa / bakalım)

-

primero > önce, ilk önce, ilk olarak

-

comer > yemek yemek

-

tengo que comer > yemeliyim

-

algo > biraz / bazı / bir şey / bir şeyler

-

"tengo que comer" algo

bir şeyler "yemeliyim"

-

primero, tengo que comer algo

önce bir şeyler yemeliyim

-

después > sonra

después de comer > yemekten sonra

-

ver > görmek

verlo / verla > onu görmek

a verlo / a verla > onu görmeye

(görmek+e => görmeye)

-

vamos a verla > 

onu görmeye gidelim /

onu görmeye gideceğiz

-

pero venga conmigo 

fakat benimle gel

-

vamos a comer ahora

şimdi yemek yiyeceğiz

-

ahora mismo > hemen şimdi

-

aquí > burası / burada

-

amigo > arkadaş

amigos > arkadaşlar

-

tengo amigo > arkadaşım var

tienes amigo > arkadaşın var

-

¿tienes amigo? > arkadaşın var mı?

-

¿tienes amigos aquí? 

burada arkadaşın var mı?

-

desafortunadamente, no 

ne yazık ki, hayır /

ne yazık ki, yok (mejor)

-

entonces > öyleyse

vamos a comer juntos > öyleyse birlikte yiyeceğiz

-

con mucho gusto > memnuniyetle

16-46 / notlar 117

 16-46 / notlar 117

------------------------



desafortunadamente > ne yazık ki... / maalesef

-

tiempo > zaman / vakit

tengo tiempo > vaktim var / zamanım var

tienes tiempo > vaktin var / zamanın var

¿tienes tiempo? > vaktin var mı?

desafortunadamente > ne yazık ki... / maalesef

desafortunadamente, no > ne yazık ki... / maalesef yok

--------------

mañana > yarın

¿tienes tiempo mañana? > yarın vaktin var mı?

( = yarın boş musun? > ¿estas libre mañana? / ¿estás disponible mañana?)

-

desafortunadamente, no > ne yazık ki... / maalesef yok

-

ver > görmek

quiero ver > görmek istiyorum

ver la ciudad > şehri görmek

quiero ver la ciudad > şehri görmek istiyorum

(şehri = şehiri)

-

para ver la ciudad > şehri görmek için

-

¿tienes tiempo mañana para ver la ciudad?

yarın şehri görmek için vaktin var mı? 

-

desafortunadamente > ne yazık ki... / maalesef

tengo que trabajar > çalışmam lazım / çalışmalıyım

-

trabajar > çalışmak = iş

después > sonra

después de trabajar > işten sonra

¿después de trabajar? > işten sonra?

-

¿tienes tiempo después de trabajar? 

işten sonra vaktin var mı?

-

desafortunadamente, no > ne yazık ki... / maalesef yok

-

alguien > biri

a alguien > birini / birine

visitar > ziyaret / ziyaret etmek

visitar a alguien > birini ziyaret etmek

-

"tengo que visitar" a alguien > birini "ziyaret etmeliyim"

[trabajar > çalışmak] 

[tengo que trabajar > çalışmalıyım] 

[visitar > ziyaret etmek]

[tengo que visitar > ziyaret etmeliyim]

-

"tengo que visitar a alguien" después de trabajar

işten sonra "birini ziyaret etmeliyim"

-

¿quién? > kim?

¿a quién? > kimi? / kime?

-

voy a visitar > ziyaret edeceğim

vas a visitar > ziyaret edeceksin

-

¿a quién vas a visitar? > 

kimi ziyaret edeceksin? /

kime ziyarete gideceksin? 

-

(estoy) trabajo > çalışıyorum

(estás) trabajas > çalışıyorsun

(está) trabaja > çalışıyor

-

("él" está) trabaja conmigo > 

("o") benimle çalışıyor

-

vivo > yaşıyorum

vives > yaşıyorsun

vive > yaşıyor

-

vive en estambul > istanbul'da yaşıyor

-

nombre > isim / ad

tu nombre > senin ismin / senin adın

su nombre > onun ismi / onun adı

-

¿cuál es su nombre? > onun adı ne(dir)?

-

su nombre "es" Fırat > onun adı Fırat("dır")

-

tiempo > zaman

¿cuánto? > ne kadar?

-

¿cuánto tiempo? 

ne kadar zaman? /

ne kadar zamandır? (mejor)

-

he vivido > yaşadım

has vivido > yaşadın

ha vivido > yaşadı

-

ha vivido allí > orada yaşadı

-

¿cuánto tiempo ha vivido allí?

ne kadar zaman orada yaşadı? /

(ne kadar zamandır orada yaşamış?)

-

tiempo > zaman / vakit / süre

-

mucho tiempo > 

çok zaman / 

çok süre /

uzun süre (mejor)

-

ha vivido allí mucho tiempo 

orada uzun süre yaşadı

-

puedo ir > gidebilirim

puedes ir > gidebilirsin

puede ir > gidebilir

-

podemos ir > gidebiliriz

juntos > birlikte

-

podemos ir juntos > birlikte gidebiliriz

-

¿a dónde? > nereye?

-

la casa > ev

a la casa > eve

-

amigo > arkadaş

amigo turco > türk arkadaş

tu amigo > senin arkadaşın

tu amigo turco > senin türk arkadaşın

de tu amigo turco > senin türk arkadaşının

-

a la casa de tu amigo turco?

senin türk arkadaşının evine 

-

bueno... vamos a ver a mi amigo

tamam... arkadaşımı görmeye gidelim/

tamam... haydi arkadaşımı görelim 

-

podemos visitar juntos

birlikte ziyaret edebiliriz

--------------------------------

16-46 / notlar 116

 16-46 / notlar 116

------------------------


perdón > pardon / afedersiniz 

señor > beyefendi

señora > hanımefendi

-

perdón, señor > beyefendi afedersiniz 

-

¿dónde? > nerede?

¿dónde queda? > nerede (bulunuyor)?

-

el metro > metro

-

estación > durak

estación de metro > metro istasyonu

-

autobús > otobüs

-

parar > durmak

parada de autobús > otobüs durağı

-

¿dónde queda el metro?  

metro nerede (bulunuyor)?/

metro nerede(dir)?

-

queda lejos > uzak kalıyor / uzakta / uzak

queda cerca > yakın kalıyor / yakında / yakın

-

queda cerca de aquí > buraya yakın

-

aquí > buraya / burası / burada /

allí > oraya / orası / orada

-

por aquí > buradan

-

aquí "está" > (o) burada("dır")

= burada

-

por allí > oradan

-

allí "está"> (o) orada("dır")

= orada

-

siga > devam et / devam edin

-

siga "por aquí" > "buradan" devam edin

-

izquierda > sol

derecha > sağ

derecho > düz / doğrudan

-

primero > önce /  ilk olarak

después > sonra

-

primero, izquierda > önce sol 

después, derecha > sonra sağ

-

allí está el metro > metro orada(dır)

-

voy por aquí > buradan gidiyorum 

-

sí, y después, a la izquierda 

evet, ve sonra, sola

-

gracias, señor

teşekkürler beyefendi

-

de nada > bir şey değil / rica ederim

-------------------------------


¿dónde queda la parada de autobús? 

¿dónde está la parada de autobús? 

= otobüs durağı nerede? / 

-

entiendo > anlıyorum

no entiendo > anlamıyorum

-

perdón, no entiendo > afedersiniz anlamıyorum

otra vez > tekrar / bir daha / yeniden

-

diga > söyle

digame > (bana) söyle(yin)

-

digame otra vez > (bana) tekrar söyle(yin)

= tekrar söyle / bir daha söyle

-

digame otra vez por favor  

lütfen tekrar söyleyin

-

¿dónde está la parada de autobús? 

otobüs durağı nerede?

-

llegar > gelmek / varmak / ulaşmak

llegué > geldim / vardım / ulaştım

llegaste > geldin / vardın / ulaştın

-

ayer > dün

llegué ayer > dün geldim

-

llegué a estambul ayer 

istanbul'a dün geldim

-

¿cuándo? > ne zaman?

-

¿cuándo llegaste? 

ne zaman vardın?/

= ne zaman geldin?

-

[¿cuándo viniste? / ¿cuándo llegaste? > = ne zaman geldin?]

-

conozco > tanıyorum / biliyorum

no conozco > tanımıyorum / bilmiyorum

la ciudad > şehir / şehiri

-

no conozco la ciudad > şehiri bilmiyorum

-

¿cuándo llegaste? 

ne zaman geldin?

-

ayer > dün

-

en la mañana > sabah

ayer en la mañana > dün sabah

-

en la tarde > öğleden sonra

ayer en la tarde > dün öğleden sonra

-

en la noche > gece / akşam

ayer en la noche > dün gece

-

no conozco aquí > 

burayı bilmiyorum / 

burayı tanımıyorum

-

no conozco aquí, llegué ayer en la noche

burayı bilmiyorum, dün gece geldim

( = dün gece geldim, burayı bilmiyorum)

-

¿dónde está la parada? 

durak nerede?

-

siga por aquí, después, a la izquierda 

buradan devam edin, sonra sola

( = böyle devam edin, sonra sola)

-

la parada está allí > durak orada

16-46 / notlar 115

 16-46 / notlar 115

---------------------


¿Cómo estás Hasan? 

Hasan nasılsın? /

nasılsın Hasan?

-

voy > gidiyorum  / giderim 

vas > gidiyorsun / giderim

-

¿a dónde?  > nereye?

-

¿a dónde vas? 

nereye gidiyorsun?

-

voy al cine 

sinemaya gidiyorum /

sinemaya

-

quiero > istiyorum / isterim

quieres > istiyorsun / istersin

¿quieres? > istiyor musun? / ister misin?

-

ir > gitmek

¿quieres ir? > gitmek ister misin?

¿quieres ir conmigo?  > benimle gitmek ister misin?

-

¿Hasan, quieres ir conmigo? 

Hasan, benimle gelmek ister misin?

-

quiero ir contigo > seninle gelmek istiyorum

-

sí > evet

voy > giderim 

-

sí, voy contigo > evet, seninle giderim

-

con gusto / con mucho gusto >

memnuniyetle 

-

juntos > birlikte

vamos juntos > birlikte gidelim

-

yo > ben

tú > sen

-

hermano > erkek kardeş

hermana > kız kardeş

-

mi hermano > erkek kardeşim / kardeşim

mi hermana > kız kardeşim / kardeşim

-

sí, vamos juntos. tú, yo y mi hermano 

evet, birlikte gidelim. sen, ben ve kardeşim

-

mi hermano > benim kardeşim

tu hermano > senin kardeşin

-

sí, tú, yo y tu hermano

evet, sen, ben ve senin kardeşin

¿cuánto? > ne kadar?

¿cuánto tiempo? > ne kadar zaman / ne kadar süre

llegar > varmak

para llegar > varmak için

-----------------------------------------------


¿"cuánto tiempo para" + ............. ? 

............ + "ne kadar sürer"

-

¿cuánto tiempo para + "leer"? 

"okumak" + ne kadar sürer?

-

¿cuánto tiempo para + "escribir"? 

"yazmak" + ne kadar sürer?

-

¿cuánto tiempo para + "lavar"? 

"yıkamak" + ne kadar sürer?


------------------------------------------


¿cuánto tiempo para llegar? 

varmak ne kadar sürer

-

hora > saat / zaman

¿qué? > ne?

¿A qué hora? ne zaman?

-

vamos > gidiyoruz / gideriz

-

¿A qué hora vamos? 

ne zaman gidiyoruz?/

ne zaman gideriz?

-

a las nueve > (saat) dokuzda

-

a las nueve y media > (saat) dokuz buçukta

-

estudiar > (ders) çalışmak

-

tengo que estudiar

-

después > sonra

-

después de estudiar

çalışmadan sonra /

çalıştıktan sonra

-

todo > her şey / hepsi / tamamı / bütün

todos > herkes / hepimiz / hepsi

-

vamos > gidiyoruz

todos vamos > hepimiz gidiyoruz

-

después de estudiar, todos vamos al cine 

çalıştıktan sonra hepimiz sinemaya gidiyoruz

-

estudiar > çalışmak

-

estudio > çalışıyorum

estudias > çalışıyorsun

-

¿qué estudias? > ne çalışıyorsun?

-

estudio turco > türkçe çalışıyorum

-

hablar > konuşmak

-

hablo > konuşuyorum

hablas > konuşuyorsun

-

hablas turco > türkçe konuşuyorsun

-

ya hablas turco > 

zaten türkçe konuşuyorsun

-

tú ya hablas turco > 

sen zaten türkçe konuşuyorsun

-

pero tú ya hablas turco >

fakat sen zaten türkçe konuşuyorsun

-

aprender > öğrenmek

más > daha fazla / daha çok

-

aprender más > daha fazla öğrenmek

-

quiero aprender más > daha fazla öğrenmek istiyorum

-

sí, pero quiero aprender más 

evet, fakat daha fazla öğrenmek istiyorum

-

primero > ilk, ilk olarak, önce

-

primedo, quiero estudiar > 

ilk olarak,  çalışmak istiyorum /

önce çalışmak istiyorum

-

después > sonra

-

voy al cine > sinemaya gideceğim

después, voy al cine > sonra, sinemaya gideceğim

-

para > için

para aprender > öğrenmek için

-

"para aprender más" > 

"daha fazla öğrenmek için"

-

para aprender más + "turco" > 

daha fazla  ["türkçe"] öğrenmek için

-

para escribir más > 

daha fazla yazmak için

-

para escribir más turco >

daha fazla türkçe yazmak için

-

para leer más > 

daha fazla okumak için

-

para leer más turco > 

daha fazla türkçe okumak için

-

solo > sadece / yalnızca

poco > az

un poco > biraz

-

entender > anlamak

entiendo > anlıyorum

entiendes > anlıyorsun

-

entiendo turco > türkçe anlıyorum

entiendo turco un poco > biraz türkçe anlıyorum

-

solo entiendo un poco > 

sadece biraz anlıyorum

------------------------------

16-46 / notlar 114

 16-46 / notlar 114

------------------------


quiero > isterim / istiyorum

quieres > istersin / istiyorsun

-

¿quieres? > ister misin?

¿quieres venir? > gelmek ister misin?

¿quieres venir al cine? > sinemaya gelmek ister misin?

-

¿quieres venir al cine conmigo?

benimle sinemaya gelmek ister misin?

-

¿dónde? > nerede?

¿dónde queda? > nerede (bulunuyor)? / nerede (kalıyor)?  

-

cerca > yakın

lejos > uzak

-

queda cerca > yakında (bir yerde bulunmakta)

queda lejos > uzakta (bir yerde bulunmakta)

-

¿Queda cerca o lejos? 

yakında mı uzakta mı? /

yakın mı uzak mı?

-

cerca de aquí > buraya yakın / buranın yakınında

lejos de aquí > buraya uzak / buranın uzağında

-

puedo ir > gidebilirim

puedes ir > gidebilirsin

-

puedo ir en autobús > otobüsle gidebilirim

puedes ir en autobús > otobüsle gidebilirsin

podemos ir en autobús > otobüsle gidebiliriz

-

pero puedes ir "en metro" 

fakat "metro ile" gidebilirsin /

= fakat "metroyla" gidebilirsin

-

me voy > gidiyorum 

te vas > gidiyorsun

¿te vas? > gidiyor musun?

-

¿te vas ahora? 

şimdi gidiyor musun? /

= şimdi mi gidiyorsun?

-

sí. ¿quieres ir conmigo? 

evet. benimle gitmek/gelmek ister misin?

(en aquí > gitmek =  gelmek)

-

puedo > yapabilirim

no puedo > yapamam

-

tengo que > zorundayım

tengo que trabajar > çalışmak zorundayım

-

no puedo. tengo que trabajar

yapamam, çalışmak zorundayım /

"gidemem", çalışmak zorundayım 

(despues de "¿quieres ir?" >  respuesta > no puedo (ir) = gidemem)

-

¿dónde trabajas? 

nerede çalışıyorsun?

-

¿queda cerca? 

yakın mı? / yakında mı?

-

¿queda lejos? 

uzak mı? /  uzakta mı?

-

¿queda cerca o lejos? 

yakın mı, uzak mı? /

yakında mı, uzakta mı?

-

queda cerca > yakında

queda lejos > uzakta

-

voy en metro 

metroyla gidiyorum

-

voy en autobús

otobüsle gidiyorum

-

quedar / quedarse > kalmak / bulunmak

-

calle > cadde / sokak

en calle > caddede / sokakta

¿cuál? > hangi

¿cuál calle? > hangi cadde? / hangi sokak?

¿en cuál calle? > hangi caddede? / hangi sokakta?

-

¿en cuál calle queda? 

hangi caddede (kalıyor /bulunuyor)?

-

en la calle Sirkeci

Sirkeci caddesinde

-

en la calle Gülbahar

Gülbahar sokakta

¿Cuánto? > ne kadar?

tiempo > zaman / vakit / süre

-

¿Cuánto tiempo? > ne kadar (zaman /vakit /süre)

-

llegar > varmak

para llegar > varmak için

-

"¿Cuánto tiempo para llegar?" 

varmak ne kadar süre+r ? > "varmak ne kadar sürer?"

(varmak için ne kadar zaman + gerekir?)

-

minuto > dakika

cuarenta minutos > kırk dakika

-

cuarenta minutos "para llegar" en autobús

otobüsle kırk dakika "sürer"

(otobüsle varış kırk dakika)

-

medio / media > yarım / orta / yarısı

-

hora > saat

-

media hora > yarım saat

-

media hora "para llegar" en metro 

metro ile yarım saat "sürer"

-

tu oficina "está queda" muy lejos para mi

(senin) ofisin benim için çok uzak "kalıyor"

= (senin) ofisin benim için çok uzak+ta ("kalıyor")

= ofisin çok uzakta

-

por eso > bu yüzden

no puedo ir > gidemem

-------------------------------

16-46 / notlar 113

 16-46  / notlar 113

-----------------------


buenos días, Sr. Fırat 

günaydın Fırat Bey / iyi günler Fırat Bey

-

buenos días

günaydın 

-

¿cómo estás?

nasılsın?

muy bien, gracias ¿y tú? 

çok iyiyim, teşekkürler. ya sen?

-

muy bien, gracias

iyiyim, teşekkürler

-------------------------


¿a dónde? > nereye?

¿a dónde vas?  > nereye gidiyorsun?

-

voy al cine 

sinemaya gideceğim /

sinemaya gidiyorum

-

me gusta > severim / hoşuma gider

te gusta > seversin / hoşuna gider

¿te gusta? > sever misin?

-

¿te gusta el cine? 

sinemayı sever misin?

(sinemadan hoşlanır mısın?)

-

sí, me gusta el cine

evet, sinemayı severim /

(evet, sinema hoşuma gider)

película > film

una película > bir film

hay una película > bir film var

¿qué película? > hangi film?

-

hay una película turca 

bir türk filmi var

-

ver > görmek

verla > onu görmek

-

quiero verla > onu görmek istiyorum

-

voy a verla 

onu görmeye gideceğim

-

estudiar turco > türkçe çalışmak

para estudiar turco > türkçe çalışmak için

-

voy a verla para estudiar turco

türkçe çalışmak için (onu) görmeye gideceğim

-

alguien > biri

ha dicho > dedi

me ha dicho > bana dedi

-

alguien me ha dicho 

biri bana dedi

-

buena > güzel

muy buena > çok güzel

la película > film

la película es muy buena > film çok güzel(dir)

-

alguien me ha dicho que la película es muy buena

biri bana film çok güzel dedi

-

el cine > sinema

el teatro> tiyatro

me gusta> severim

me gusta el cine > sinemayı severim

me gusta el teatro > tiyatroyu severim

más > daha / daha çok / daha fazla

-

me gusta el cine "más que el teatro" 

sinemayı "tiyatrodan daha çok" severim

-

[me gusta cafe "más que fanta"]

[kahveyi "fantadan daha çok" severim]

-

aprender > öğrenmek

para aprender > öğrenmek için

para aprender turco > türkçe öğrenmek için

-

pero > fakat

la gente > insanlar / kişiler

-

hablar > konuşmak

hablo > konuşuyorum / konuşurum

hablas > konuşuyorsun > konuşursun

habla > konuşuyor / konuşur

-

la gente habla > insanlar konuşuyor

(insanlar konuşurlar > konuşurlar)

-

demasiado > çok fazla / çok

rápido > hızlı

demasiado rápido > çok (fazla) hızlı

-

la gente habla demasiado rápido 

insanlar çok hızlı konuşuyor

-

la gente habla demasiado rápido en el cine

sinemada insanlar çok hızlı konuşuyor

-

para mí > benim için / bana göre

-

la gente "habla demasiado rápido" en el cine para mí 

bana göre sinemada insanlar "çok hızlı konuşuyor"

-

despacio > yavaş

rápido > hızlı

más rápido > daha hızlı

mucho más rápido > çok daha hızlı

-

¿rápido? > hızlı mı?

¿más rápido? > daha mı hızlı?

¿mucho más rápido? > çok daha mı hızlı?

-

¿mucho más rápido que en el teatro?

tiyatrodan çok daha mı hızlı?

(= tiyatrodakinden çok daha mı hızlı?)

-

creo que sí

evet, sanırım öyle / 

evet, öyle düşünüyorum

-

interesante > ilginç

-

para mí > bana göre

-

en el cine > sinemada 

-

la gente habla despacio 

insanlar yavaş konuşuyor

-

para mí, la gente habla despacio

bana göre, insanlar yavaş konuşuyor

-

interesante, para mí, la gente habla despacio en el cine

ilginç, bana göre, insanlar sinemada yavaş konuşuyor /

ilginç, bana göre, insanlar sinemada yavaş konuşurlar 

-

más rápido > daha hızlı 

más despacio > daha yavaş

-

"más despacio" que en el teatro

tiyatrodan "daha yavaş"

-----------------------------


pero, para mí, la gente habla rápido en el cine 

fakat, bana göre, insanlar sinemada hızlı konuşurlar

-

más rápido que en el teatro

tiyatrodakinden daha hızlı


16-46 / notlar 112

 16-46 / notlar 112

---------------------




¿qué tal? > ne haber / merhaba

-

bien > iyi

-

y > ve / ya

tú > sen

¿y tú? > ya sen?

-

¿cómo? > nasıl

¿cómo estás? > nasılsın?

-

bien, ¿y tú? ¿cómo estás? > iyi, ya sen nasılsın?

-

bien, gracias 

iyi, teşekkür ederim /

iyiyim, teşekkürler

-

saber > bilmek

-

sé > biliyorum

sabes > biliyorsun

¿Sabes? > biliyor musun?

-

hay > var

alguien > biri

aquí > burası / burada / buraya

-

hay alguien aquí 

burada biri var

-

conocer > tanımak

conozco > tanıyorum

conoces > tanıyorsun

-

aquí, hay alguien que tú conoces

burada, biri var (ki) sen tanıyorsun

( = burada senin tanıdığın biri var)

-

¿quién es? > kim o?

-

amiga / amigo > arkadaş

-

mi amiga / mi amigo > arkadaşım

tu amiga / tu amigo > arkadaşın

nuestra amiga / nuestro amigo > arkadaşımız

-

es nuestra amiga, Figen

arkadaşımız Figen

-

quiere > istiyor

quiere comer > yemek yemek istiyor

nosotros > biz

con nosotros > bizle / bizimle

-

Figen, quiere comer con nosotros 

Figen, bizle (yemek) yemek istiyor

-

tengo que trabajar  

çalışmak zorundayım / çalışacağım

-

tengo que estudiar  

(ders) çalışmak zorundayım / çalışacağım

-

voy a estudiar > çalışacağım

-

y > ve

sí > evet 

si > eğer

-

puedo > yapabilirim

puedes > yapabilirsin

-

si puedo > (eğer) yapabilirsem

si puedes > (eğer) yapabilirsen

-

yo > ben

tú > sen

-

yo "voy a comer" > ben (yemek) "yiyeceğim"

tú "vas a comer" > sen (yemek) "yiyeceksin"

-

si puedo, yo voy a comer 

yapabilirsem, (ben) yemek yiyeceğim

-

si puedes, tú vas a comer 

yapabilirsen, (sen) yemek yiyeceksin

-

jefe > şef / müdür / patron

mi jefe > (benim) şefim / (benim) müdürüm

con > ile

-

con mi jefe > 

(şefim + ile) > şefimle  / 

(müdürüm + ile) > müdürümle 

-

si puedo, yo voy a comer con mi jefe

yapabilirsem, (ben) müdürümle (yemek) yiyeceğim

( = yapabilirsem, müdürümle yiyeceğim)

-

si puedes, tú vas a comer "con Figen"

yapabilirsen, sen "Figen ile" yemek yiyeceksin /

yapabilirsen, "Figen'le" yiyeceksin

-

[si puedes, "tú" vas a comer con Figen]

[yapabilirsen, Figen'le "sen" yiyeceksin]

-

¿de acuerdo? > anlaştık mı?

-  

cómo no > neden olmasın

-

puedo comer con tu amiga "con mucho gusto"

arkadaşınla "memnuniyetle" (yemek) yiyebilirim

-

antes > önce

después > sonra

antes de comer > yemekten önce

después de comer > yemekten sonra

-

y después de comer > ve yemekten sonra

-

puedo ir > gidebilirim

puedes ir > gidebilirsin

puede ir > gidebilir

-

podemos ir > gidebiliriz

podemos ir al cine > sinemaya gidebiliriz

-

y "después de comer", podemos ir al cine

ve "yemekten sonra" sinemaya gidebiliriz

-

y después del cine podemos ir al "cafetería"

ve sinemadan sonra "kafe"ye gidebiliriz

-

y después del cafetería...........

ve kafeden sonra......

-

no, no, nooooo

hayır, hayır, hayır / yo yo yoooo

-

me rindo > vazgeçtim / pes ettim

-

me rindo... no voy a comer con mi jefe

vazgeçtim... müdürümle yemeyeceğim /

vazgeçtim... müdürümle yemeğe gitmeyeceğim /

-

vamos a comer juntos

birlikte yiyeceğiz / 

birlikte yiyelim

---------------------------


16-46 / notlar 111

 


16-46 / notlar 111

----------------------


tengo que ir > gitmeliyim

tienes que ir > gitmelisin

-

tengo que venir > gelmeliyim

tienes que venir > gelmelisin

-

tienes que venir conmigo > benimle gelmelisin

-

no sé > bilmiyorum

no sé que comprar > ne alacağımı bilmiyorum

-

ayudarme > bana yardım (etmek)

-

¿Vas a ayudarme? 

bana yardım edecek misin?

-------------------------------------------

 

de acuerdo > tamam / anlaştık / onaylıyorum

-

pero hoy no puedo > fakat bugün yapamam

-

¿de acuerdo? > anlaştık mı?

de acuerdo > anlaştık / tamam / OK

-

pero mañana > fakat yarın

-

voy a venir > geleceğim

vas a venir > geleceksin

vas a venir conmigo > benimle geleceksin

-

¿dónde? > nerede?

¿a dónde? nereye?

¿a dónde vas? nereye gideceksin? / nereye gidiyorsun?

-

vamos > gidelim

vamos juntos > birlikte gidelim

vamos juntos "al cine" >  birlikte "sinemaya" gidelim

-

demasiado / demasiada > çok fazla

hay demasiado / demasiada > çok fazla var

gente > insan / millet / kişi

-

vamos al cine > sinemaya gidelim

no, hay demasiada gente > hayır, çok fazla insan var

("çok fazla insan var" = kalabalık) (lleno de gente / las multitudes)

 no, hay demasiada gente > hayır, çok kalabalık

-

quiero > istiyorum

quieres > istiyorsun

-

decir > demek / söylemek

quiero decir > söylemek istiyorum / demek istiyorum

quieres decir > söylemek istiyorsun / demek istiyorsun

-

¿qué? > ne?

¿qué quieres? > ne istiyorsun?

¿qué quieres decir? > ne demek istiyorsun?

-

gustar > beğenmek / hoşlanmak / sevmek

-

me gusta 

hoşlanırım / 

hoşuma gider / 

severim / 

beğenirim

-

te gusta  

hoşlanırsın /

hoşuna gider/

seversin /

beğenirsin

-

no me gusta > hoşlanmam / beğenmem

no te gusta > hoşlanmazsın / beğenmezsin

-

¿no te gusta? > hoşlanmaz mısın?

¿no te gusta la gente? > insanlardan hoşlanmaz mısın?

-

me gusta la gente > insanlardan hoşlanırım

ruido > gürültü / çok ses

"no me gusta" el ruido > gürültüden "hoşlanmam"

-

entonces, "vamos a ir" al teatro 

öyleyse, tiyatroya "gidelim"

-

¿de acuerdo? > anlaştık mı? 

-

¿te gusta el teatro? 

tiyatroyu sever misin? /

tiyatrodan hoşlanır mısın?

-

prefiero > tercih ederim / yeğlerim

-

prefiero el cine

sinemayı tercih ederim

si > eğer

hay > var

no hay > yok

si no hay > (eğer) yoksa

-

si no hay demasiada gente 

eğer çok fazla insan yoksa /

= eğer çok kalabalık yoksa /

= çok kalabalık yoksa /

= kalabalık yoksa /

= kalabalık değilse

-

prefiero el cine, "si no hay demasiada gente"

"kalabalık değilse" sinemayı tercih ederim

-

pero no puedo ir hoy

fakat bugün gidemem

-

bueno, "podemos esperar" 

tamam, "bekleyebiliriz"

-

"tengo que hacer" algo 

bir şey "yapmalıyım"

-

para > için

alguien > biri / birisi

para alguien > biri için / birisi için / birine

-

tengo que hacer > yapmalıyım

tengo que hacer algo > bir şey yapmalıyım

hoy tengo que hacer algo > bugün bir şey  yapmalıyım

-

hoy tengo que hacer algo "para alguien" 

bugün "biri için" bir şey yapmalıyım

-

de acuerdo > tamam / anlaştık

"cómo no" > neden olmasın / tabii ki

-

cómo no. de acuerdo  

neden olmasın. tamam

------------------------------


16-46 / notlar 110

 16-46 / notlar 110

----------------------


tengo que caminar

yürümeliyim

-

tengo que estudiar

(ders) çalışmalıyım

---------------------


tengo que ayudar

yardım etmeliyim

-

tienes que ayudar

yardım etmelisin

---------------------


tengo que ayudarle

ona yardım etmeliyim

-

tienes que ayudarle

ona yardım etmelisin

--------------------------


tienes que ayudarme

bana yardım etmelisin

----------------------------------- 

¿para qué? > ne için?

-

quiero > istiyorum

-

quiero comprar 

(satın) almak istiyorum

-

quiero comprar algo 

bir şeyler (satın) almak istiyorum

-

para mi amiga 

arkadaşım için

-

quiero comprar algo para mi amiga Neşe

arkadaşım Neşe için bir şeyler almak istiyorum 

-

tu amiga Neşe... ¿quién es ella? 

arkadaşın Neşe... kim(dir) o? / kim o?

-

conocer > tanımak

conozco > tanıyorum

lo conozco > onu tanıyorum

la conozco > onu tanıyorum

-

conoces > tanıyorsun

la conoces > onu tanıyorsun

comer > yemek yemek

como > yemek yiyorum

-

he comido > yemek yedim

has comido > yemek yedin

ha comido > yemek yedi

-

hemos comido > yemek yedik

juntos > birlikte / beraber

-

hemos comido juntos > birlikte yemek yedik

-

la conoces, hemos comido juntos "contigo"

onu tanıyorsun, "seninle" birlikte yemek yedik

-

en el restaurante Marmara

marmara restoranda

-

aquí > burası / burada / buraya

allí > orası / orada / oraya

-

estar aquí > burada olmak

estar allí > orada olmak

-

estoy aquí > buradayım

-

he estado aquí > buradaydım

has estado aquí > buradaydın

-

has estado allí > oradaydın

-

hemos estado allí > oradaydık

-

hemos estado allí juntos 

birlikte oradaydık

---------------------------------


la conoces, hemos comido juntos "contigo"

onu tanıyorsun, "seninle" birlikte yemek yedik

-

en el restaurante Marmara

marmara restoranda

-

la conoces, hemos comido juntos contigo en el restaurante Marmara. hemos estado allí juntos 

onu tanıyorsun, marmara restoranda seninle birlikte yemek yedik. birlikte oradaydık

-

me acuerdo > hatırlıyorum

no me acuerdo > hatırlamıyorum

-

me acuerdo de tu amiga

arkadaşını hatırlıyorum

-

no me acuerdo de tu amiga

arkadaşını hatırlamıyorum

no importa

önemli değil

-

venir > gelmek

vengo > geliyorum

vienes > geliyorsun

-

tengo que venir > gelmek zorundayım / gelmeliyim

tienes que venir > gelmek zorundasın / gelmelisin

-

tienes que venir conmigo 

benimle gelmelisin

-

saber > bilmek

sé > biliyorum

no sé > bilmiyorum

-

comprar > satın almak

-

no sé que comprar

ne satın alacağımı bilmiyorum

-

ayudar > yardım etmek

ayudarme > bana yardım etmek

-

voy a ayudar > yardım edeceğim

vas a ayudar > yardım edeceksin

-

vas a ayudarme > bana yardım edeceksin

¿vas a ayudarme? > bana yardım edecek misin?