+++++++++++++++++++++

Bu Blogda Ara [buscar]

16-46 / notlar 157

 16-46 / notlar 157

-----------------------


"de vacaciones" > tatil 

-

voy a Argentina > Arjantin'e gidiyorum

vas a Argentina > Arjantin'e gidiyorsun

va a Argentina > Arjantin'e gidiyor

-

va "a Argentina" de vacaciones 

"Arjantin'e" tatile gidiyor

-

¡no me digas! > "sahiden mi?" / deme! / "gerçekten mi?" / "hadi be!"/ aaaa!

-

enero > ocak

febrero > şubat

marzo > mart

abril > nisan

mayo > mayıs

-

voy a Argentina "en enero"

"ocak'ta" Arjantin'e gidiyorum

-

ir > gitmek

-

"Voy a ir" a Argentina en enero / voy a Argentina en enero >

ocak'ta Arjantin'e "gidiyorum" 

ocak'ta Arjantin'e "giderim"

-

"fui" a Argentina en enero > ocak'ta Arjantin'e "gittim"

-

"me gusta" Argentina

Arjantin'i "seviyorum" / 

(Arjantin "hoşuma gidiyor")

-

"me gustaba" Argentina

Arjantin'i "sevdim" / 

(Arjantin "hoşuma gitti")

-

"me gusta Argentina" y voy a Argentina en mayo

"Arjantin'i seviyorum" ve mayıs'ta Arjantin'e gidiyorum

-

fui a Argentina en abril y "me gustaba Argentina"

nisan'da Arjantin'e gittim ve "Arjantin'i sevdim"

-

hermosa > güzel / harika

-

Argentina es "muy hermosa"

Arjantin "çok güzel"

-

en mayo, "es" muy hermosa

mayıs'ta çok güzel"dir"

(mayıs'ta çok güzel "olur")

fui a estambul > istanbul'a gittim

"fui" a ankara > ankara'ya "gittim"

-

voy a antalya >  antalyaya gidiyorum

"voy" a muğla > muğla'ya "gidiyorum"

-

voy a ir a izmir > izmir'e gidiyorum / izmir'e giderim

"voy a ir" a datça > datça'ya "gidiyorum" / datça'ya "giderim"

-

iré a bursa > bursa'ya gideceğim

"iré" a çanakkale > çanakkale'ye "gideceğim"

16-46 / notlar 156

 16-46 / notlar 156

-----------------------




regalo > hediye

"un" regalo > "bir" hediye

"comprar" un regalo > bir hediye "(satın) almak"

-

tengo que comprar > satın almalıyım

tienes que comprar > satın almalısın

-

tenemos que comprar un regalo > bir hediye (satın) almalıyız

-

amiga > (kız) arkadaş

amigo > (erkek) arkadaş

-

una amiga > bir arkadaş

una amiga "mía" > ("benim") bir arkadaş"ım"

una amiga mía, Fatoş > bir arkadaşım, Fatoş

-

se va > gidiyor / gider / gidecek

"de vacaciones" > tatil

se va de vacaciones > tatile gidiyor / tatile gidecek

-

una amiga mía, Fatoş, se va de vacaciones

bir arkadaşım, Fatoş, tatile gidecek

-

creo > düşünüyorum / sanıyorum / bence

crees > düşünüyorsun / sanıyorsun / sence

-

¿qué crees? > ne düşünüyorsun?

¿qué crees tu? > senin düşüncen ne? / sen ne düşünüyorsun?

-

comprar > satın almak

-

compro > satın alıyorum / alıyorum

compras > satın alıyorsun /alıyorsun

compra > satın alıyor / alıyor

-

compramos > satın alıyoruz / (satın) alıyoruz

¿compramos? > (satın) alıyor muyuz?

¿qué compramos? > ne (satın) alıyoruz?

¿qué le compramos? > ona ne (satın) alıyoruz 

¿qué le compramos "a ella"? > ona ne (satın) alıyoruz ["ona"]?

-

tenemos que comprar un regalo. 

"una amiga mía, Fatoş, se va de vacaciones." 

"bir arkadaşım, Fatoş, tatile çıkıyor" 

(bir) hediye almalıyız.

-

¿qué crees tu? ¿qué le compramos a ella? 

sen ne düşünüyorsun, ona ne alıyoruz?

[senin düşüncen ne (ona) ne alacağız?]

-

decir > söylemek

decirlo > onu söylemek

otra vez > tekrar

-

decirlo otra vez > (onu) tekrar söyle

podrías decirlo otra vez > (onu) tekrar söyleyebilirsin

-

¿podrías decirlo otra vez? 

(onu) tekrar söyleyebilir misin?

-

despacio > yavaş

más despacio > daha yavaş

-

¿podrías decirlo más despacio? 

daha yavaş söyleyebilir misin?

-

cómo no > tabii ki / neden olmasın

una amiga mía, Fatoş > benim bir arkadaşım, Fatoş

-

se va de vacaciones > tatile gidiyor / tatile gidecek

-

¿"a dónde" va? > "nereye" gidiyor? / nereye gidecek?

-

va a viajar a Argentina > 

Arjantin'e seyahat edecek


16-46 / notlar 155

 16-46 / notlar 155

-----------------------



hola, Ayşe. hola, Can

merhaba Ayşe, merhaba Can

hola, Suzan. ¿qué tal? 

merhaba Suzan. ne haber? 

-

[hola, Suzan. ¿cómo estaS? > merhaba Suzan, nasılsın?]

[ ¿cómo estaS? SEN nasılsıN?]

-

estoy bien, gracias > iyiyim, teşekkür ederim

[bien, gracias > iyi, teşekkür ederim]

¿cómo están (ustedes)? / ¿cómo están? > (sizler) nasılsınız?

[ ¿cómo estáN? SİZ nasılsıNIZ? ] (plural / çoğul)

-

¿dónde? > nerede? / [nere?]

"¿a dónde?" > "nereye?"

-

¿a dónde "vas"? > nereye "gidiyorsun"?

¿a dónde van? > nereye "gidiyorsunuz"?

-

ir > gitmek

-

voy > gidiyorum

vas > gidiyorsun

va > gidiyor

-

vamos > gidiyoruz

-

la tienda > dükkân / mağaza

laS tiendaS > dükkânLAR / mağazaLAR

"A" las tiendas > dükkânlarA / mağazalarA

-

vamos a las tiendas > dükkânlara gidiyoruz / mağazalara gidiyoruz

(dükkânlara bakmaya gidiyoruz-mejor)

-

puedo ir > gidebilirim

puedes ir > gidebilirsin

¿puedes ir? > gidebilir misin?

-

yo > ben

tú > sen

él/ella > o

-

nosotros > biz

con nosotros > bizimle

-

puedes ir con nosotros > 

bizimle gidebilirsin / 

bizimle gelebilirsin (mejor)

-

¿puedes ir con nosotros? > 

bizimle gidebilir misin?

bizimle gelebilir misin? (mejor)

-

invitar > davet etmek

invitarme > beni davet etmek

-

gracias "por" invitarme > 

beni davet ettiğiniz "için" teşekkür ederim/

davet için teşekkürler (mejor)


16-46 /notlar 154

 16-46 /notlar 154

-----------------------


quisiera > isterim / istiyorum

-

ver > görmek

verte > seni görmek

=> quisiera + ver > görmek isterim / görmek istiyorum

=> quisiera + verte > seni görmek isterim / seni görmek istiyorum

-

saber > bilmek

=> quisiera + saber > bilmek isterim / bilmek istiyorum

-

conocer > tanımak / tanışmak

conocerte > seni tanımak / seninle tanışmak

=> quisiera + conocer > tanışmak isterim / tanışmak istiyorum

=> quisiera + conocerte > seninle tanışmak isterim / seninle tanışmak istiyorum

-

pedir > istemek / dilemek / söylemek / sipariş vermek / sipariş etmek

=> quisiera + pedir > sipariş vermek isterim / sipariş vermek istiyorum

( = sipariş etmek isterim / sipariş etmek istiyorum)

-----------

el vino > şarap

un vino > bir şarap

quisiera pedir un vino > bir şarap sipariş etmek istiyorum

-

dulce > tatlı / şekerli

[es dulce > tatlı(dır)]

[¿es dulce? > tatlı mı(dır)?]

-

un vino dulce > tatlı bir şarap

-

vino tinto > kırmızı şarap

vino blanco > beyaz şarap

-

tenemos vino > şarabımız var

tenemos vino tinto > kırmızı şarabımız var

tenemos vino tinto y vino blanco > kırmızı ve beyaz şarabımız var

-

¿es dulce el vino blanco? > beyaz şarap tatlı mıdır? / = beyaz şarap tatlı mı?

-

[ojalá > inşallah]

ojalá que no > inşallah değildir / = umarım değildir

[ojalá que sí >  inşallah öyledir / = umarım öyledir]

-

me gusta > severim / beğenirim / hoşlanırım

no me gusta > sevmem / beğenmem / hoşlanmam

-

no me gusta el vino dulce > 

tatlı şarabı sevmem / 

tatlı şarap+tan hoşlanmam

-

dulce > tatlı

muy dulce > çok tatlı

es muy dulce > çok tatlıdır / çok tatlı

no es muy dulce > çok tatlı değildir / çok tatlı değil

-

bueno > güzel

muy bueno > çok güzel

es muy bueno > çok güzeldir / çok güzel

-

entonces > öyleyse / madem öyle

entonces, un vino blanco, "por favor" > bir beyaz şarap "lütfen"


16-46 / notlar 153

 16-46 / notlar 153

------------------------



perdón > pardon / afedersin / afedersiniz

-

el baño > banyo / [wc] / [tuvalet] (el baño solo para ducharse]

por favor > lütfen

-

¿dónde? > nerede?

¿dónde está? > nerede(dir)? / nerede? / (nerde?)

-

¿dónde está el baño? > banyo nerede? / tuvalet nerede? / lavabo nerede?

[perdón. ¿el baño, por favor? > pardon, banyo (lütfen)? /pardon, lavabo (lütfen)? ]

[afedersiniz, lavabo nerede acaba?](mejor)

-

allí > orada / orası / o taraf

por allí > oradan / o taraftan

-

¿allí? > orada mı? / orada?

¿por allí? > o tarafta mı? / o tarafta? / orada mı?

¿está por allí? > o tarafta mı? / o tarafta? / orada mı?

-

sí > evet

sí, "siga" > evet, "devam ediniz" (formal) 

sí, siga "derecho" > evet, "dümdüz" devam ediniz (formal)

= evet, devam ediniz, dümdüz (formal)

[sigue derecho > dümdüz git]

-

sí, siga derecho "por allí" 

evet, "o taraftan" dümdüz devam ediniz

-

derechO > dümdüz / doğru /dosdoğru

derechA > sağ

-

izquierda > sol

a la izquierda > sola

-

"gira" a la izquierda / "doble" a la izquierda > sola "dön"


16-46 / notlar 152

 16-46 / notlar 152

-----------------------




Perdón > afedersiniz

-

¿Cuándo? > ne zaman?

-

fui > (BEN) gittiM

fuiste > (SEN) gittiN

fue > (O) gitti

-

"se fue" > gitti = "ayrıldı"

-

¿cuándo se fue? ne zaman gitti? / [ne zaman ayrıldı?]

-

perdón ¿cuándo se fue "el señor Mehmet" Denizceli?

afedersiniz, "Mehmet bey" ne zaman gitti?

afedersiniz, Mehmet bey ne zaman ayrıldı?

[ Denizceli es un apellido de mentira / por ejemplo ]

-

hora > saat / zaman

¿qué? > ne? / hangi? / kaç?

"¿a qué hora?" > (saat) kaçta? / ne zaman?

una hora > bir saat

hace una hora > bir saat önce

-

media / mitad > yarım

media hora > yarım saat

hace media hora > yarım saat önce

-

se fue > gitti / ayrıldı

se fue "hace media hora" > 

"yarım saat önce" ayrıldı / 

yarım saat önce gitti

-

dulce > tatlı

un dulce > bir tatlı

-

me gustaría > isterim

te gustaría > istersin

le gustaría > ister (normal)

le gustaría > istersiniz (formal / resmi)

-

¿le gustaría? > ister misiniz?

-

¿le gustaría un dulce? > 

bir tatlı ister misiniz? / 

bir tatlı alır mıydınız? (formal)

-

¿le gustaría un café? > 

bir kahve ister misiniz? / 

bir kahve alır mıydınız? (formal)

-

[ ¿te gustaría? ..... ister misin? (normal) - 

¿le gustaría? .... ister misiniz? (formal / resmi) ]

-

"¿le gustaría" un dulce y café ? > 

bir tatlı ve kahve "ister misiniz?"

-

gracias > teşekkür ederim

-

prefiero > tercih ederim

prefiero un café > bir kahve tercih ederim /

kahveyi tercih ederim (mejor)

[ "sadece kahve alayım" o "sadece kahve içeyim" (mejor) - solo quiero tomo un café]

-

gracias, prefiero un café = prefiero un café, gracias

teşekkür ederim (bir) kahveyi tercih ederim = (bir) kahveyi tercih ederim, teşekkür ederim

-

gracias, prefiero un café. pero un dulce, no 

teşekkür ederim. (bir) kahveyi tercih ederim ama tatlı, hayır.

[............ ama tatlı kalsın (mejor) / ...... ama tatlı almayayım (mejor)]

-

hambre > aç

[sed > susuz]

[tengo sed > susadım]

-

tengo hambre > açım / acıktım

no tengo hambre > aç değilim / acıkmadım

fui > gittim

fui a un restaurante > bir restorana gittim

-

cerca > yakın

cerca de aquí > buraya yakın

-

un restaurante cerca de aquí > buraya yakın bir restoran

-

fui a un restaurante cerca de aquí

buraya yakın bir restorana gittim

se llama > adı / onun adı

se llama puding shop > adı puding shop

-

"¡no me diga!" > "aaaaa!" / =  "deme(ee)!" /  = "gerçekten mi?" 

-

"el señor Mehmet" > Mehmet bey

el señor Mehmet fue > Mehmet bey gitti

comer > yemek

"a" comer > yemeğe 

[yemek+"e" = (yemeke no) > yemeğe]

-

el señor Mehmet "fue a comer" > Mehmet bey "yemeğe gitti"

-

allí > orası / oraya / orayı

-

el señor Mehmet fue a comer "allí"

Mehmet bey yemeğe "oraya" gitti

= Mehmet bey "oraya" yemeğe gitti

= Mehmet bey yemeğe gitti "oraya"

-

el señor Mehmet fue a comer allí "tambien" 

Mehmet bey "de" yemeğe oraya gitti

-

así > öyle

así que > öyle / öyleyse / öyle ki

-

fue > gitti

"fue" allí > oraya gitti / (orada "idi" = oradaydı)

-

así que (él) fue allí > 

öyleyse (o) oradaydı / 

öyleyse (o) oraya gitti

-

así que (él) fue allí "también" > öyleyse o "da" oradaydı

-

sí, fue a puding shop > evet, puding shop'a gitti

-

allí > orası / oraya / orada

estar > olmak / bulunmak > (= olma / bulunma)

estar allí > orada olmak

podría estar allí > orada olabilir

-

así que podría estar allí > öyleyse orada olabilir

-

todavía > henüz / şu anda / hâlâ

-

podría estar allí "todavía" > 

"şu anda" orada olabilir/

"hâlâ" orada olabilir

-

conocer > tanımak

-

conozco > tanıyorum

no conozco > tanımıyorum

-

lo conozco > onu tanıyorum

no lo conozco > onu tanımıyorum

-

desafortunadamente [qué palabra :) ] > ne yazık ki / üzgünüm

-

desafortunadamente, "no lo conozco" > ne yazık ki "onu tanımıyorum"

-

usted > siz

¿lo conoce? > onu tanıyor musunuz? (formal)

¿no lo conoce? > onu tanımıyor musunuz? (formal)

¿usted no lo conoce? > siz onu tanımıyor musunuz? (formal) 

-

hablar > konuşmak

-

hablo > konuşuyorum

he hablado > konuştum

-

hemos hablado > (biz) konuştuk

por teléfono > telefonla / telefonda

-

hemos hablado por teléfono > telefonda konuştuk

"sólo" hemos hablado por teléfono > "sadece" telefonda konuştuk

-

ver > görmek

-

veo > görüyorum

-

he visto > gördüm

no he visto > görmedim

-

"lo" he visto > "onu" gördüm

no lo he visto > onu görmedim

-

nunca lo he visto > onu hiç görmedim

-

verdad > doğru / gerçek

es verdad > (o/bu) doğru / (o/bu) gerçek

-

no es verdad > bu doğru değil

no, no es verdad > hayır, bu doğru değil

-

ha visto > gördünüz (formal)

[ he visto/has visto/ha visto > gördüm/gördün/gördü (normal) ]

ha visto en el restaurante > restoranda gördünüz

-

lo ha visto en el restaurante

onu restoranda gördünüz

-

no, no es verdad. lo ha visto en el restaurante. 

hayır, bu doğru değil. onu restoranda gördünüz

-

saber > bilmek

saberlo > onu bilmek

-

saber > bilmek

sin saber > bilmeden

-

sin saberlo > onu bilmeden

-

pero sin saberlo > fakat (onu) bilmeden

-

sí, pero sin saberlo > evet, fakat bilmeden

16-46 / notlar 151

 16-46 / notlar 151

-----------------------


me gusta > severim

te gusta > seversin

le gusta > sever

-

le gusta > seversiniz (formal / resmi - kibar)

-

¿le gusta? > sever misiniz? (formal / resmi - kibar)

viajar > seyahat / seyahat etmek [hacer viajar] / gezmek / tatil

¿le gusta viajar? > seyahat etmeyi sever misiniz?

-

sí, "me gusta" viajar > evet, seyahat etmeyi "severim"

[ = evet, seyahat etmek "hoşuma gider" ]

-

esposa - esposo > eş / karı - koca

me esposa > (benim) eşim

"con" mi esposa > eşim "ile" / eşimle

-

me gusta viajar con mi esposa

eşimle seyahat etmeyi severim

nos gusta > biz severiz

juntos > birlikte / beraber

-

nos gusta viajar juntos

birlikte seyahat etmeyi severiz

-

pero > fakat

a veces > bazen

-

tengo que viajar > 

seyahat etmeliyim / 

seyahat etmek zorundayım

[seyahat etmem gerekiyor / seyahat etmem gerekir]

-

solo > yalnız / sadece

-

pero, a veces "tengo que viajar" solo

fakat, bazen yalnız "seyahat etmem gerekiyor"

-

fui > gittim

españa > ispanya

a españa > ispanya'ya

fui a españa > ispanya'ya gittim

-

el mes > ay

el mes "pasado" > geçen ay

fui a españa "el mes pasado" > "geçen ay" ispanya'ya gittim

-

el año > yıl

el año pasado > geçen yıl

Venezuela > Venezüella

a Venezuela > Venezüella'ya

fui a Venezuela el año pasado > geçen yıl Venezüella'ya gittim

-

usted > siz

usted viaja > siz seyahat ediyorsunuz / siz seyahat edersiniz

-

usted viaja mucho > 

siz çok seyahat ediyorsunuz

-

verdad > doğru / gerçek

¿verdad? > doğru mu? / gerçek mi? [ = değil mi? ]

-

¿usted viaja mucho, verdad? > çok seyahat ediyorsunuz, değil mi?

-

sí, "viajo" mucho > evet, çok "seyahat ederim" / evet, çok "seyahat ediyorum" 


16-46 / notlar 150

 16-46 / notlar 150

------------------------


Perdón > pardon / afedersiniz / özür dilerim

¿de dónde? > nereden?

"¿de dónde es usted?" (formal) > neredensiniz? / "nerelisiniz?" (formal)

-

soy de Turquía > Türkiye'denim / [Türküm (mejor)]

-

¿cuándo? > ne zaman?

¿desde cuándo? > ne zamandan beri?

en Argentina > Arjantin'de

está en Argentina > Arjantin'desiniz

-

¿desde cuándo está en Argentina? (formal)

ne zamandan beri Arjantin'desiniz? (resmi / kibar)

-

¿desde cuándo estás en Argentina? (informal)

ne zamandan beri Arjantin'desin? (normal)

-

mañana > sabah

esta mañana > bu sabah

desde esta mañana > bu sabahtan beri

-

llegar > gelmek / varmak / ulaşmak

llegué > geldim

llegué esta mañana > bu sabah geldim

-

usted > siz (formal / resmi -kibar)

usted habla > (siz) konuşuyorsunuz (formal / resmi -kibar)

[tú hablas > (sen) konuşuyorsun (normal)]

-

usted habla español > 

(siz) ispanyolca konuşuyorsunuz (formal / resmi -kibar)

-

usted habla español "muy bien"

"çok güzel" ispanyolca konuşuyorsunuz /

"çok iyi" ispanyolca konuşuyorsunuz

-

estudiar > (ders) çalışmak

estudia > (siz) çalışıyorsunuz (formal / resmi -kibar)

[ estudias > (sen) çalışıyorsun (normal) ]

[ estudia > (o) çalışıyor (normal) ]

lo estudia > (onu) [ders] çalışıyorsunuz (formal / resmi -kibar)

-

¿desde cuándo lo estudia? 

ne zamandan beri (onu) çalışıyorsunuz?

-

estudio > çalışıyorum

lo estudio > (onu) çalışıyorum

-

año > yıl

un año > bir yıl

-

años > yıllar

dos añoS > iki yıl [ iki yılLAR no]

-

hace dos años > iki yıl (önceden) / iki yıldır

"desde hace" dos años > iki yıl"dan beri"

-

(lo) estudio desde hace dos años 

iki yıldan beri (onu/ona) çalışıyorum/

iki yıldır çalışıyorum

[iki yıldan beri = iki yıldır]

-

¿quién? > kim?

¿con quién? > kim ile? / = kimle? / = kiminle? 

-

ha estudiado > çalıştınız (formal) 

[has estudiado > çalıştın (normal)]

-

¿con quién ha estudiado? > kimle çalıştınız? (formal)

-

he estudiado > (ben) çalıştım

-

profesor > öğretmen

"mi profesor" > (benim) "öğretmenim"

con mi profesor > öğretmenim ile / = öğretmenimle

-

he estudiado con mi profesor > öğretmenimle çalıştım

-

buen profesor > iyi öğretmen

un buen profesor > iyi bir öğretmen

tengo un buen profesor > iyi bir öğretmenim var

-

aprender > öğrenmek

aprendo > öğreniyorum / öğrenirim

no aprendo > öğrenmiyorum / öğrenmem

-

rápido > hızlı / çabuk

-

no aprendo rápido > hızlı öğrenmiyorum

-

pero "no importa" > fakat "önemli değil"

-

hablar > konuşmak

hablo > konuşuyorum / konuşurum

-

he hablado > konuştum

-

mucho > çok

-

he hablado mucho > çok konuştum

-

he hablado mucho español 

çok ispanyolca konuştum

-

amigo > arkadaş

amigos > arkadaşlar

con amigos > arkadaşlarla

-

he hablado mucho español con amigos

arkadaşlarla çok ispanyolca konuştum

-

he hablado mucho español con amigos que "son" de Argentina 

Arjantinden ["olan"] arkadaşlarla çok ispanyolca konuştum/

= Arjantinli ["olan"] arkadaşlarla çok ispanyolca konuştum

--------------------------------


16-46 / notlar 149

 16-46 / notlar 149 

-----------------------




señora / señorita > hanımefendi 

[ señora (yaşlı / evli) / señorita (genç / bekâr) ]


buenas tardes, señorita > 

tünaydın (no usamos) > merhaba hanımefendi (mejor)

-

me llamo ..... > (benim) adım / (benim) ismim / ben ......

me llamo Hasan Mercansız > ben Hasan Mercansız

-

buenas tardes, señor Mercansız > 

[merhaba Mercansız bey (no usamos así)]

merhaba Hasan bey (mejor)

-

ayudar > yardım etmek / yardımcı olmak

puedo ayudar > yardım edebilirim / yardımcı olabilirim

¿puedo ayudar? > yardım edebilir miyim? / yardımcı olabilir miyim?

¿"le" puedo ayudar? > "size" yardımcı olabilir miyim?

-

algo > bir şey

en algo > bir şeyde

-

¿le puedo ayudar en "algo"? > 

size nasıl yardım edebilirim? /

size nasıl yardımcı olabilirim? / (mejor)

[size yardım edebileceğim "bir şey" var mı?]

-

aquí > burası / buraya / burada / bura

está aquí > (o) burada (bulunmakta)

¿está aquí? > burada mı?

¿el señor Jorge está aquí? > Jorge bey burada mı? 

[ ¿el señor Jorge está (aquí)? >  Jorge bey burada mı? ]

[ ¿está (aquí) el señor Jorge? > Jorge bey burada mı? ] 

-

[está > burada bulunuyor / burada] 

[no está > burada bulunmuyor / burada değil / burada yok]

-

no, el señor Jorge "no está"

hayır, Jorge bey "burada değil"

-

ir > gitmek

-

voy > gidiyorum

vas > gidiyorsun

va > gider

-

fui > gittim

fuiste > gittin

fue > gitti

-

comer > yemek

a comer > yemeğe [yemek+e= yemeğe]

-

"fue" a comer > yemeğe "gitti"

-

fue "a un restaurante" > "bir restorana" gitti 

-

estar > olmak

voy a estar > olacağım

vas a estar > olacaksın

va a estar > olacak

-

minuto > dakika

UN minutO > bir dakika

"en" un minuto > bir dakika "içinde"

-

pero "va a estar" en un minuto 

fakat bir dakika içinde [+burada] olacak

fakat bir dakika içinde [+burada] olur

-

fue a comer, pero va a estar en un minuto

yemeğe gitti, fakat bir dakika içinde burada olur 

-

esperar > beklemek

podría esparar > bekleyebilirsiniz

¿podría esperar? bekleyebilir misiniz?

-

minutos > dakikalar

cinco minutoS > beş dakika [beş dakikaLAR no]

en cinco minutos > beş dakika içinde

-

estar > olmak

debe estar > (o) olmalı

debe estar en cinco minutos > beş dakika içinde [+burada] olmalı

-

sí, puedo esperar > evet, bekleyebilirim


16-16 / notlar 148

 16-16 / notlar 148

------------------------


un / uno / una > bir

carta > mektup

-

unA cartA > bir mektup

-

señora > hanımefendi

señora Filiz > Filiz hanım (Filiz es un nombre una mujer)

-

de la señora Filiz > Filiz hanım'dan

-

una carta de la señora Filiz

Filiz hanım'dan bir mektup

¿quién? > kim?

-

¿quién "es" la señora Filiz? 

Filiz hanım kim("dir")?

-

compañero / compañera > ortak / iş arkadaşı

trabajo > iş

de trabajo > işten / iş yerinden

-

es compañera de trabajo 

iş yerinden arkadaş

-

visitar > ziyaret etmek / ziyarete gelmek / ziyarete gitmek

visita > o ziyaret edecek / o ziyarete gelecek / o ziyarete gidecek

-

venir > gelmek

viene > gelecek / gelir

-

viene de visita > (o) ziyarete gelecek

-

de estambul > istanbul'dan

-

viene de visita de estambul 

istanbul'dan ziyarete gelecek/

istanbul'dan ziyarete geliyor

-

quedar > kalmak

[quedar "con amigos" > "arkadaşlarla" kalmak]

-

se queda > kalır / kalıyor / kalacak

-

¿cuándo? > ne zaman

¿hasta cuándo? > ne zaman"a kadar"? / ne kadar?

-

¿hasta cuándo se queda? 

ne kadar kalacak?

[ ne zamana kadar kalacak?]

-

sólo > sadece / yalnızca

semana > hafta

semana entrante > gelecek hafta / önümüzdeki hafta

hasta "la" semana entrante > önümüzdeki hafta"ya" kadar

-

sólo "hasta la semana" entrante 

sadece önümüzdeki "haftaya kadar"

-

bien > iyi

muy bien > çok iyi

-

hablar > konuşmak

habla > konuşuyor / konuşur

-

habla español > ispanyolca konuşuyor

-

habla español muy bien > çok iyi ispanyolca konuşuyor

-

la señora Filiz habla español muy bien 

Filiz hanım çok iyi ispanyolca konuşuyor

-

conocer > tanışmak / tanımak / bilmek

conocerla > onunla tanışmak / onu tanımak

-

debo conocerla > onunla tanışmalıyım

debes conocerla > onunla tanışmalısın

-

"me gustaría" > isterim

me gustaría "conocerla" > "onunla tanışmak" isterim

-

sí, debes conocerla > evet, onunla tanışmalısın

-

visitar > ziyaret etmek

visitarme > beni ziyaret etmek

puedes visitarme > beni ziyaret edebilirsin

¿puedes visitarme? > beni ziyaret edebilir misin?

¿puedeN visitarme? > beni ziyaret ebelir misinİZ?

[ ustedes > sizler > = siz]

-

¿ustedes "pueden" visitarme? > (siz) beni ziyaret "edebilir" misiniz?

[ ¿ustedes "podrían" visitarme? > (siz) beni ziyaret "edebilir" misiniz?]

[ ¿"podrían" visitarme? > ( "mümkünse" / "si puedes" ) beni ziyaret edebilir misiniz? (formal/resmi/kibar)]

-

"¿podrían venir" el sábado?

cumartesi "gelebilir misiniz?"

¿podría venir la señora Filiz? > filiz hanım gelebilir mi?

[¿la señora Filiz podría venir? >  filiz hanım gelebilir mi?]

-

y tú, "por supuesto" > ve "tabii ki" siz / tabii ki siz de

-

¿podrías venir? > gelebilir misin?

[ ¿podría venir? > gelebilir misiniz? (formal / kibar / resmi) ]

-

invitación > davet / davetiye /

invitar > davet etmek

invitarnos > bizi davet etmek

-

gracias por invitarnos > bizi davet ettiğin için teşekkürler

[davet için teşekkürler (mejor)]

-

me gustaría > (ben) isterim

nos gustaría > (biz) isteriz

-

ir > gitmek

-

nos gustaría ir > 

gitmek isteriz/

gelmek isteriz (mejor)

-

nos gustaría ir... gracias

gelmek isteriz... teşekkür ederim

-

de nada > bir şey değil / rica ederim

-

de nada. ¿pero, podrían venir? 

rica ederim. fakat gelebilir misiniz?/

-

sí, por supuesto que sí > (evet) tabii ki 

con mucho gusto > memnuniyetle

-

por supuesto,  con mucho gusto > tabii ki, memnuniyetle

16-46 / notlar 147

 16-46 / notlar 147

-----------------------


viaje > seyahat / tatil / gezi

un viaje > bir seyahat

-

hacer > yapmak

hacer un viaje > bir seyahat yapmak

[ = seyahate çıkmak]

-

"tengo que" hacer un viaje 

bir seyahate çıkma"lıyım" /

bir seyahate çıkmak "zorundayım"/

bir seyahat yapmak zorundayım

-

¿cuándo? > ne zaman?

-

el lunes > pazartesi

el lunes entrante > gelecek pazartesi / önümüzdeki pazartesi

-

comenzar > başlamak

comienza > başlar / başlıyor

-

comienza el lunes entrante

gelecek pazartesi başlıyor

el viaje "comienza" > seyahat "başlıyor" / gezi başlıyor

-

"el viaje" comienza el lunes > "seyahat" pazartesi başlıyor

-

el avión > uçak

el avión sale > uçak kalkıyor

el avión sale "a las cinco" > uçak "beş'te" kalkıyor

el avión sale "a las cinco de la mañana" > uçak "sabah beş'te" kalkıyor

-

temprano > erken

"es demasiado" temprano > "çok" erken

-

sí, es "muy temprano" > evet, "çok erken"

-

no importa > önemli değil / önemi yok

-

necesitar > ihtiyacı olmak

necesito > ihtiyacım var

no necesito > ihtiyacım yok

-

nada > hiç / hiçbir şey

-

no necesito nada 

hiçbir şeye ihtiyacım yok/

[ = bir şey lazım değil]

-

hora > saat 

esa > o / bu

esa hora > o saat

a esa hora > o saatte

-

hay > var

no hay > yok

-

coche > araba

coches > arabalar

no hay coches > arabalar yok 

-

la calle > sokak 

en la calle > sokakta

-

e esa hora no hay coches > o saatte arabalar yok

-

a esa hora no hay coches en la calle

o saatte sokakta arabalar yok/

o saatte (sokakta) araba olmaz/

[ = o saatte trafik olmaz]

-

manejar > sürmek / kullanmak / binmek

"puedo manejar" > sürebilirim

-

rápido > hızlı / çabuk

puedo manejar "rápido" > "hızlı" sürebilirim

-

llegar > varmak / gitmek / gelmek / ulaşmak

puedo llegar > ulaşabilirim / gidebilirim / gelebilirim

-

puedo llegar rápido > çabuk gidebilirim

puedo llegar "muy rápido" > "çok çabuk" gidebilirim

-

tarde > geç

llegar tarde > geç kalmak / geç varmak / geç gelmek / geç gitmek

-

no llegar tarde > geç kalma

-

ojalá que no > inşallah 

inşallah = ojalá que no /ojalá que sí

[inşallah = yo también quiero así con dios / yo también quiero eso por dios]

cuando tú dices sobre una cosa o sobre una situacion y despues de eso yo dicho inşallah para decir "de acuerdo contigo" (no importa negativo o positivo, solo quiero lo mismo cosa)

16-46 / notlar 146

 16-46 / notlar 146

-----------------------


buenas tardes > [tünaydın (pero no usamos nunca)] / merhaba / merhabalar

[puedes decir después de las seis > iyi akşamlar]

-

señor > beyefendi

señora > hanımefendi

-

buenas tardes, señora > merhaba hanımefendi

-

me gustaría > isterim

te gustaría > istersin

le gustaría > ister (normal / informal)

(usted) le gustaría > (siz) istersiniz (resmi - kibar / formal)

-

¿le gustaría? > ister misiniz?

-

comprar > (satın) almak

algo > bir şey / bir şeyler 

-

comprar algo > bir şeyler almak

-

"¿le gustaría" comprar algo? > bir şeyler almak "ister misiniz?"

-

un sombrero > bir şapka

comprar un sombrero > bir şapka satın almak

-

sí, me gustaría comprar un sombrero

evet, ben bir şapka satın almak isterim /

evet, bir şapka almak isterim (mejor)

-

o > ya da / veya

camiseta > tişört

camisetas > tişörtler

-

o camisetas > ya da tişört(ler)

-

alemán > alman

"usted" es alemán > ("siz") almansınız

-

¿es "usted" alemán?

(siz) alman mısınız?

-

sí, "soy" alemán > evet ben almanım 

[alman+"ım"]

-

entender > anlamak

entiendo > anlıyorum

-

entiendo alemán > almanca anlıyorum

-

un poco > biraz

-

entiendo alemán un poco > biraz almanca anlıyorum

-

pero > fakat

hablar > konuşmak

quiero > istiyorum

-

quiero hablar > konuşmak istiyorum

-

pero, quiero hablar español 

fakat ispanyolca konuşmak istiyorum

-

aprender > öğrenmek

aprenderlo > (onu) öğrenmek

-

quiero aprenderlo > (onu) öğrenmek istiyorum

-

hablar > konuşmak

hablarlo > (onu) konuşmak

-

bueno > iyi / güzel / tamam

-

puedo hablar > konuşabilirim

puedes hablar > konuşabilirsin

puede hablar > konuşabilir

-

puede hablar > konuşabilirsiniz (formal / resmi - kibar)

-

bueno, puede hablarlo > 

tamam, (onu) konuşabilirsiniz

-

saber > bilmek

sé > biliyorum

sabes > biliyorsun

sabe > biliyor

-

sabe > biliyorsunuz (formal / resmi - kibar)

-

¿sabes? > biliyor musun?

¿sabe? > biliyor mu? (normal / informal)

-

¿sabe? > biliyor musunuz? (resmi - kibar / formal)

-

"¿pero sabe", señora? 

"fakat, biliyor musunuz" hanımefendi?

-

abierta > açık

está abierta > açık(tır)

-

las seis > (saat) altı

"hasta" las seis > (saat) altı"ya kadar"

-

está abierta hasta las seis > saat altıya kadar açık 

sólo está abierta hasta las > sadece altıya kadar açık

-

la tienda > dükkân / mağaza

-

la tienda sólo está abierta hasta las seis

dükkân sadece saat altıya kadar açık /

= mağaza sadece saat altıya kadar açık 

-

ahora > şimdi

hora > saat

-

¿qué? > ne? / hangi? / kaç?

-

¿qué hora "es"? > saat kaç("tır")

-

¿qué hora es, ahora? 

şimdi saat kaç?

-

cuarto > çeyrek

menos > az / eksik

"menos cuarto" > "çeyrek var"

"son" las seis > saat altı("dır")

-

"son las seis menos cuarto" 

"(saat) altıya çeyrek var"

 -

tiempo > zaman / vakit

un poco > biraz

un poquito > biraz(cık)

-

un poquito de tiempo > biraz vakit / biraz zaman

-

hay > var

-

"hay" un poquito de tiempo > 

biraz zaman "var"/

biraz vakit var

-

sólo hay un poquito de tiempo 

sadece biraz zaman var/

sadece biraz vakit var/

çok az vakit var (mejor)

[ sadece + biraz = çok az ] 

(como > sólo + un poco = un poquito)

-

suficiente > yeterli

suficiente tiempo > yeterli zaman / yeterli vakit

hay suficiente tiempo > yeterli vakit var / yeterli zaman var

pero hay suficiente tiempo > fakat yeterli zaman var

-

pero hay suficiente tiempo "para comprar" 

fakat "(satın) almak için" yeterli zaman var

-

pero hay suficiente tiempo para "comprar algo" 

fakat "bir şeyler satın almak" için yeterli zaman var

-

ojalá que sí 

inşallah öyledir/

inşallah öyle olur

-

por supuesto que sí 

tabii ki öyle


16-46 / notlar 145

 16-46 / notlar 145

-----------------------



comprar > (satın) almak

sombrero > şapka

un sombrero > bir şapka

-

tengo que comprar > (satın) almalıyım

-

tengo que comprar un sombrero >

bir şapka (satın) almalıyım

-

pero > fakat

yo quiero > ben istiyorum

ir > gitmek

al cine > sinemaya

-

ir al cine > sinemaya gitmek

quiero ir al cine > sinemaya gitmek istiyorum

yo quiero ir al cine > ben sinemaya gitmek istiyorum

-

pero, tengo que comprar un sombrero

fakat, bir şapka almalıyım

-

ir > gitmek

-

puedo ir > gidebilirim

puedes ir > gidebilirsin

puede ir > gidebilir

-

podemos ir > gidebiliriz

tienda > mağaza / dükkân

a la tienda > mağazaya / dükkâna

-

podemos ir a la tienda > dükkâna gidebiliriz

-

para > için

para comprar > (satın) almak için

para comprar un sombrero > bir şapka almak için

-

podemos ir a la tienda "para comprar un sombrero"

"bir şapka almak için" dükkâna gidebiliriz

-

no por favor... > hayır lütfen...

-

vamos > gidelim / haydi

juntos > birlikte

cine > sinema

al cine > sinemaya

-

vamos juntos > birlikte gidelim

vamos juntos al cine > sinemaya birlikte gidelim

-

ir > gitmek

debo ir > (ben) gitmeliyim

debes ir > (sen) gitmelisin

-

debes ir "también" > sen "de" gitmelisin

-

puedo > yapabilirim

si puedo > (eğer) yapabilirsem

-

saber > bilmek

sé > biliyorum 

no sé > bilmiyorum 

-

no sé si puedo > bilmiyorum, eğer yapabilirsem

[yapabilir miyim bilmiyorum ( mejor)]

-

terminar > bitirmek / bitmek

termina > bitiyor / biter

-

tarde > geç

[temprano > erken]

termina tarde > geç biter / geç bitiyor

-

¿Termina tarde? > geç mi biter? / geç mi bitiyor?

-

creo > düşünüyorum / sanıyorum

creo que ... > sanıyorum (ki) ... / sanırım (ki) 

-

termina temprano > erken biter / erken bitiyor

-

creo que termina temprano > 

sanırım erken bitiyor 

-

ojalá > inşallah

ojalá que sí > inşallah öyledir

-

comienza > başlıyor / başlar

comienza temprano > erken başlıyor

-

así > böyle / öyle

así qué > öyleyse / yani

así qué "termina" temprano > öyleyse erken "bitiyor" 

-

después > sonra

-

"podemos ir" a la tienda después 

sonra dükkâna "gidebiliriz"

-

esperar > beklemek

-

puedo esparar > bekleyebilirim

puedes esperar > bekleyebilirsin

puede esperar > bekleyebilir

-

podemos esperar > bekleyebiliriz

-

cine > sinema

película > film

-

ver > görmek

ver la película > filmi görmek / film seyretmek / filme bakmak

-

"después de" ver la película > filmi gördük"ten sonra"

-

"hasta" después de ver la película > filmi gördükten sonra"ya kadar"

-

podemos esperar hasta después de ver la película 

filmi gördükten sonraya kadar bekleyebiliriz /

filmden sonraya kadar bekleyebiliriz (mejor)

-

podemos esperar hasta después de ver la película para comprar 

satın almak için filmden sonraya kadar bekleyebiliriz /

satın almak için filmden sonrasını bekleyebiliriz (mejor)

-

podemos esperar hasta después de (ver la) película "para comprar el sombrero bonito" 

"güzel bir şapka almak için" filmden sonrasına kadar bekleyebiliriz /

güzel bir şapka almak için filmden sonrasını bekleyebiliriz 

-

no, hasta después de la película, no 

hayır, film sonrasına kadar değil /

hayır, film sonrasına kadar olmaz (mejor)

-

demasiado > fazla / fazlasıyla / çok fazla

tarde > geç

"es" demasiado tarde > fazla geç (+"olur")

-

primero > önce / ilk olarak 

"podemos ir a la tienda" primero 

ilk olarak "dükkâna gidebiliriz"

-

podemos ir a la tienda primero "antes de la película"

"filmden önce" ilk olarak dükkâna gidebiliriz

-

"vamos a la tienda" ahora 

şimdi "dükkâna gidelim"

-

ahora > şimdi

ahora mismo > hemen şimdi

¿Ahora mismo? > hemen şimdi mi?

-

¿por qué? > neden?

"¿por qué no?" > "neden olmasın?"

-

[cómo no > neden olmasın, tabii ki olur, nasıl olmaz...]

-

bueno > iyi / güzel / tamam

-

vamos > haydi / gidiyoruz / gidelim

-

bueno, cómo no. vamos > tamam, neden olmasın, gidiyoruz


16-46 / notlar 144

 16-46 / notlar 144

-----------------------



se llama > (onun) adı

[o adlandırılır]

-

"¿cómo" se llama? > (onun) adı "ne?"

-

¿cómo se llama la película? > filmin adı ne?

[film nasıl adlandırılıyor?] 

-

el sábado > cumartesi

un sábado > bir cumartesi

un sábado bonito > güzel bir cumartesi

-

se llama "un sábado bonito"

(onun/filmin) adı "güzel bir cumartesi)

-

la película > film

una película > bir film

es "una película" > (o) "bir film"(dir)

-

buena > güzel

muy > çok

muy buena > çok güzel

-

es una película muy buena 

o çok güzel bir filmdir/

= güzel bir film

-

ver > görmek

veo > görüyorum

ves > görüyorsun

ve > görüyor

-

he visto > gördüm

no he visto > görmedim

-

has visto > gördün

no has visto > görmedin

-

ha visto > gördü

no ha visto > görmedi

-

¿has visto? > gördün mü?

¿la has visto? > (onu) gördün mü?

-

no, no "la" he visto 

hayır, ("onu") görmedim

-

hablar > konuşmak

-

hablo > konuşurum

he hablado > konuştum

-

hablas > konuşursun

has hablado > konuştun

-

esta > bu

esta película > bu film

de esta película > bu filmden

he hablado "de" esta película > bu film"den" konuştum

[ = bu film hakkında konuştum > bu filmden bahsettim ]

-

he hablado "de esta película" con mi padre

babamla "bu film HAKKINDA" konuştum ["SOBRE esta película"]

-

la ha visto > o (onu) gördü

-

ha dicho > söyledi / dedi

me ha dicho > bana söyledi

me ha dicho "que" ... > bana söyledi ("ki") / bana dedi ("ki")

-

me ha dicho "que es" muy buena 

bana ("o ki") çok güzel dedi

-

y > ve / peki / ya / 

"y que" > "ve hatta" / "öyle ki"

-

ver > görmek

verla > (onu) görmek

voy a verla > (onu) göreceğim

vas a verla > (onu) göreceksin

va a verla > (onu) görecek

-

otra vez > yeniden / bir daha / bir kez daha / tekrar

-

va a verla "otra vez"  > (onu) "tekrar" görecek

y que va a verla otra vez > öyle ki (onu) tekrar görecek

[ = ve hatta (onu) tekrar görecek]

[ = hatta (onu) tekrar görecek]

-

ella (kadın) / él (erkek) > o

con él > onunla / onla 

[o ile (no usamos) > onla / onunla (mejor)]

-

voy > gideceğim

vas > gideceksin

¿vas? > gidecek misin?

¿vas "con él"? > "onunla" gidecek misin?

-

sí, voy con él > evet, onunla gideceğim

-

juntos > birlikte / beraber

-

vamos juntos > birlikte gidelim /

( = beraber gidelim ) 

16-46 / notlar 143

 16-46 / notlar 143

-----------------------




¿qué tal? > ne haber? / ne var, ne yok? / nasıl gidiyor?

-

hola, Merve. ¿qué tal? > 

merhaba Merve, nasılsın? /

merhaba Merve, ne haber?

-

ir > gitmek

-

cine > sinema

-

"¿te gustaría" > ister misin?

-

"¿te gustaría ir" al cine? 

sinemaya "gitmek ister misin?"

-

quizás > belki

-

"quizás..." ¿cuándo?

"belki..." ne zaman? 

-

"¿cuándo" te gustaría ir?

"ne zaman" gitmek istersin? 

-

el sábado

cumartesi

ir > gitmek >>> venir > gelmek

-

¿puedes ir? > gidebilir misin?

[¿puedes venir "conmigo"? >  ("benimle") gelebilir misin? (mejor)]

-

¿te gustaría ir? > gitmek ister misin? / gelmek ister misin?

-

me gustaría ir > (ben) gitmek isterim / gelmek isterim

-

pero > fakat / ama

-

sé > biliyorum

no sé > bilmiyorum

-

todavía > henüz / şimdi, şu anda

-

pero no sé "todavía" > fakat "şu anda" bilmiyorum

-

me gustaría ir pero "no sé" todavía 

gelmek isterim ama şu anda "bilmiyorum"

-

hacer > yapmak

tengo que hacer > yapmalıyım / yapmam gerek/ yapmam gereken

-

cosa > şey

cosas > şeyler

-

importante > önemli

-

tengo muchas "cosas importantes" que hacer

yapmam gereken "önemli şeyler" var

¿qué "tienes que hacer"? 

ne "yapmalısın"? / ne yapacaksın?

-

una carta > bir mektup

-

enviar > göndermek

-

"tengo que enviar" una carta 

bir mektup "göndermeliyim"

-

tengo que enviar una carta "a estambul"

"istanbul'a" bir mektup göndermeliyim

-

¿verdad? > gerçekten mi? / gerçek mi? / doğru mu? / sahi mi?

-

¿verdad? voy a estambul

gerçekten mi? istanbul'a gideceğim

[ gerçekten mi? + ben de (yo también)+ istanbul'a gideceğim] mejor

-

llevar > götürmek 

llevarla > (onu) götürmek

-

"¿puedes llevarla" a estambul? 

(onu) istanbul'a "götürebilir misin?"

-

por supuesto (que sí) > tabii (ki evet)

-

con mucho gusto > (büyük bir) memnuniyetle

-

pero... "¿qué tienes que hacer" en el sábado? 

fakat... cumartesi "ne yapman gerekiyor?"

-

trabajar > çalışmak

trabajo > çalışıyorum

trabajas > çalışıyorsun

-

el sábado... "no trabajas" 

cumartesi "çalışmıyorsun"

-

oficina > ofis / büro / işyeri

-

no, "en la oficina, no"

hayır, "ofiste değil" 

-

casa > ev

en mi casa > (benim) evimde

-

pero "trabajo" en mi casa

fakat evimde "çalışıyorum"

noche > akşam / gece

-

y > ve / peki / ya

-

¿y en la noche? 

ya akşam?

-

¿trabajas en la noche "también"?

akşam "da" çalışıyor musun? 

-

el sábado en la noche?

cumartesi akşamı? /

cumartesi akşamı mı?

-

película > film

comienza / empieza > başlar

-

siete > yedi

a las siete > (saat) yedi'de

-

la película "comienza" a las siete 

film saat yedi'de başlıyor

-

deber > zorunluluk

debo > zorundayım

debes > zorundasın

-

"no debes" trabajar

çalışmak "zorunda değilsin"

comprar > (satın) almak

-

algo > bir şey / bir şeyler / bazı şeyler

-

no, pero "debo comprar" algo

hayır, fakat bir şey "almak zorundayım"/

hayır, fakat bir şey "almalıyım"

-

necesitar > ihtiyaç duymak / lazım olmak / gereklilik

necesito > (benim) ihtiyacım var / (bana) lazım / (bana) gerekli

necesitas > (senin) ihtiyacın var / (sana) lazım / (sana) gerekli

-

¿qué necesitas?

ne ihtiyacın var/

neye ihtiyacın var?/

(sana) ne lazım?

-

sombrero > şapka

-

necesito comprar un "sombrero"

bir "şapka" almam lazım

bir şapka almam gerekiyor

-

antes > önce

despues > sonra

-

lunes > pazartesi

-

"antes" de lunes 

pazartesi'den "önce"

-

"necesito comprar" un sombrero antes de lunes 

pazartesi'den önce bir şapka "almam gerekiyor"

-

verdad > gerçek

-

¿verdad? ¿un sombrero? 

gerçekten? bir şapka?

-

bonita / bonito > güzel

-

sí, un sombrero "bonito"

evet, "güzel" bir şapka 

-

¿por qué? > neden?

porque > çünkü

-

"¿por qué" antes de lunes?

"neden" pazartesi'den önce?/

= "ne için" pazartesi'den önce?/

= "niye" pazartesi'den önce?

-

regalo > hediye

-

hija > kız / kız çocuk

mi hija > (benim) kızım

para mi hija > kızım için

-

porque es "un regalo" para mi hija 

çünkü o benim kızım için "bir hediye" 

-

ella / él > o 

-

voy > gideceğim

vas > gideceksin

va > gidecek

van > gidecekler

-

se va > (o) gidecek / gider

se van > (onlar) gidecek / gider(ler)

-

y (ella) "se va" el lunes > ve (o) pazartesi "gidecek"

-

padre > baba

su padre > (onun) babası

con su padre > babası ile

-

se va con "su padre" 

"babası" ile gidecek

-

el avión > uçak

en avión > uçak ile / uçakla

-

"se van" en avión

uçakla "gidecekler"

el avión sale > uçak kalkıyor / uçak kalkar / uçak gidiyor / uçak gider

-

el avión sale "el lunes por la mañana"/

el avión sale "el lunes en la mañana" 

uçak "pazartesi sabah" kalkıyor

-

así > öyle

que > + ki

así que > öyle ki / yani

-

así que "no puedo comprar"lo el lunes

yani (onu) pazartesi "alamam"

-

y no puedo enviarlo

ve gönderemem

cuesta > tutar / hesap / fatura / ücret / fiyat

demasiado > fazlasıyla / çok fazla

-

cuesta demasiado 

çok pahalı / [mejor]

fazla tutar /

bir hayli tutar/

fazlasıyla pahalı

-

cuesta demasaido enviar un sombrero 

bir şapkayı göndermek (fazlasıyla) pahalı

-

¿es importante? 

önemli mi?

-

decir > söylemek

me dijo > (bana) söyledi 

me ha dicho > (bana) söyledi

-

sí, me dijo/ 

sí, me ha dicho

evet, bana söyledi

-

quiero > istiyorum / isterim

quieres > istiyorsun / istersin

quiere > istiyor / ister

-

(ella) "quiere llevar" un sombrero 

(o) bir şapka "götürmek istiyor"

-

tengo que comprar > almalıyım

tengo que comprarlo > (onu) almalıyım

-

"así que" tengo que comprarlo

"yani" almalıyım/

yani almam lazım/

yani almam gerekiyor

así que tengo que comprarlo "antes de lunes"

yani (onu) "pazartesi'den önce" almalıyım

-

puedo comprarlo > (onu) alabilirim

puedes comprarlo > (onu) alabilirsin

-

rápido > hızlı / çabuk / çabucak

-

puedes comprarlo rápido el sábado 

(onu) cumartesi çabucak alabilirsin

-

ojalá > inşallah

-

ojalá (que sí) > inşallah (öyle olur) [mejor]

-

sí, por supuesto (que sí) 

evet, tabii (ki evet)/

evet, tabii ki (öyle olur) [mejor]

-

hay > var

no hay > yok

-

así que "no hay" problema 

yani problem "yok"/

yani sorun yok

[ problem = sorun / soru ]

-

el cine > sinema

al cine > sinemaya [ a+el = al ] 

-

ir > gitmek

puedo ir > gidebilirim

puedes ir > gidebilirsin

-

puedes ir "al cine" 

"sinemaya" gidebilirsin


16-46 / notlar 142

 16-46 / notlar 142

------------------------


hacer > yapmak

viaje > seyahat / tatil / gezi

hacer un viaje > bir tatile çıkmak / bir seyahate çıkmak

( = bir tatil yapmak)

-

quiero > istiyorum

-

quiero hacer un viaje > 

bir tatile çıkmak istiyorum /

bir tatil yapmak istiyorum /

bir tatile gitmek istiyorum /

bir seyahate çıkmak istiyorum

-

quieres > istiyorsun / istersin

¿quieres? > istiyor musun?  / ister misin?

-

¿quieres ir? > gitmek ister misin?

[ formal > ¿quiere ir? > gitmek ister misiniz?]

-

avión > uçak

en avión > uçakla

-

¿quieres ir en avión? > uçakla gitmek ister misin?

-

sí > evet 

sí quiero > evet istiyorum / evet isterim

sí quiero ir > evet gitmek istiyorum / evet gitmek isterim

sí quiero ir en avión > evet uçakla gitmek istiyorum / evet uçakla gitmek isterim

-

y > ve / ya / peki

-

¿y a dónde? > peki nereye?

¿y a dónde quieres ir? > peki nereye gitmek istersin?

-

quiero ir a estambul > istanbul'a gitmek istiyorum

( = istanbul'a gitmek isterim) 

-

¿cuándo? > ne zaman?

-

día > gün

semana > hafta

mes > ay

-

el mes es entrante > gelecek ay

( = önümüzdeki ay)

-

quiero irme el mes entrante >

gelecek ay gitmek istiyorum /

[ir > gitmek - irme > ayrılmam, benim gitmem = gitmek]

-

tiempo > zaman / süre / vakit

¿cuánto tiempo? > ne kadar süre?

¿por cuánto tiempo? > [ne kadar süre için?]

ne kadarlık bir süre için? (mejor)

-

gustar > istemek

me gustaría > (ben) isterim

-

quedar > kalmak

quedarme > (ben) kalırım

-

me gustaría quedarme > (ben) kalmak isterim

-

me gustaría quedarme tres semanas 

üç hafta kalmak isterim/

üç hafta kalmak istiyorum

-

dinero > para

suficiente > yeterli / yeterince

suficiente dinero > yeterli para / yeterince para

-

tengo dinero > param var 

[param olmakta / param olur]

-

si > eğer

si tengo dinero > (eğer) param olursa

-

tengo suficiente dinero > yeterli param var

si tengo suficiente dinero > (eğer) yeterli param olursa

( = (eğer) param yeterse) mejor

-

semana > hafta

de la semana > haftanın / haftadan

-

¿en que día? > hangi gün?

-

¿en que día de la semana? > haftanın hangi günü?

-

es importante > (o) önemli(dir) / önemli

¿es importante? > önemli mi?

-

¿es importante en que día de la semana? 

haftanın hangi günü [+olduğu] önemli mi?

(haftanın) hangi gün(ü) olduğu önemli mi?

hangi gün olduğu önemli mi? (mejor)

( = günü önemli mi)

-

no importa > önemli değil

no, no importa > hayır, önemli değil

-

el día no importa > gün önemli değil 

[el día no es importante]

-

pero > fakat

la hora > saat

¿a qué hora? > saat kaçta?

-

pero la hora es importante 

fakat saat önemli

-

el vuelo > uçuş / uçak

-

¿a qué hora "sale" el vuelo?

uçak (saat) kaçta "kalkıyor"? /

uçuş (saat) kaçta?

[uçuş = uçak kalkışı = uçak kalkıyor]

-

nueve > dokuz

a las nueve > saat dokuz'da

-

la noche > akşam / gece

-

a las nueve de la noche 

akşam dokuz'da

-

el avión > uçak

el avión sale > uçak kalkıyor / uçak kalkar

-

el avión sale a las nueve

uçak (saat) dokuz'da kalkıyor

-

el avión sale a las nueve de la noche 

uçak akşam (saat) dokuz'da kalkıyor

-

tarde > sonra / geç

demasiado > fazlasıyla / oldukça / çok

es demasiado tarde > çok geç(tir)

-

temprano > erken

más temprano > daha erken

un poquito más tarde > biraz(cık) daha erken

-

prefiero > tercih ederim

prefiero irme > gitmeyi tercih ederim

-

prefiero irme "un poquito más temprano" 

"biraz daha erken" gitmeyi tercih ederim

-

hay > var

¿hay? > var mı?

hay un avión > bir uçak var

¿hay un avión? > bir uçak var mı?

¿hay un avión que sale? > kalkan bir uçak var mı (ki)?

-

¿hay un avión que sale "más temprano"? 

"daha erken" kalkan bir uçak var mı (ki)?

-

sólo > sadece / yalnızca

-

no, sólo "hay un avión" 

hayır, sadece "bir uçak var"

-

siempre > her zaman

-

siempre sale a las nueve 

her zaman (saat) dokuz'da kalkar

-

siempre sale a las nueve de la noche

her zaman akşam (saat) dokuz'da kalkar

-

bueno, está bien > 

iyi, tamam /

iyi, güzel /

tamam, güzel 

16-46 / notlar 141

 16-46 / notlar 141

-----------------------



enviar / mandar > göndermek

-

tengo que enviar > göndermeliyim

( = göndermek zorundayım) /

( = göndermem lazım)

-

carta > mektup

una carta > bir mektup

enviar una carta > bir mektup göndermek

tengo que enviar una carta > bir mektup göndermeliyim

-

tienes que enviar una carta > bir mektup göndermelisin

-

¿tienes que enviar una carta? 

bir mektup mu göndermelisin ? /

mektup göndermek zorunda mısın? (mejor)

-

escribir > yazmak

tengo que escribir > yazmalıyım

-

escribirla > (onu) yazmak

tengo que escribirla > (onu) yazmalıyım

-

vas a enviar > göndereceksin

vas a "enviar la carta" > "mektubu gönder"eceksin

-

"voy a" enviar > gönder"eceğim"

voy a enviar la carta > mektubu göndereceğim

-

¿a dónde? > nereye

-

¿a dónde "vas a enviar" la carta? 

mektubu nereye "göndereceksin"?

-

¿a dónde vas a enviarla? 

(onu) nereye göndereceksin

-

a estambul > istanbul'a

-

tengo que enviarla a estambul 

(onu) istanbul'a göndermeliyim

[göndermek = yollamak]

[göndermeliyim = yollamalıyım]

-

llegar > gitmek / varmak / ulaşmak / gelmek

rápido > hızlı / çabuk

-

llegar rápido > hızlı varmak / çabuk gitmek / hızlı gitmek

-

tiene que llegar rápido > (o) hızlı gitmeli / çabuk gitmeli

-

semana > hafta

semana entrante > önümüzdeki hafta / gelecek hafta

-

antes > önce

-

antes de la semana entrante > gelecek haftadan önce

-

tiene que llegar > varmalı / gitmeli / ulaşmalı

-

tiene que llegar antes de la semana entrante

önümüzdeki haftadan önce gitmeli

ahora > şimdi

ahora mismo > hemen şimdi / şu anda

-

tengo que enviarla > (onu) yollamalıyım

tengo que enviarla ahora > (onu) şimdi yollamalıyım

tengo que enviarla ahora mismo > (onu) hemen şimdi yollamalıyım

-

así > öyle

así que > öyleyse / öyle ki / yani / bu yüzden

-

así que tengo que enviarla ahora mismo

bu yüzden (onu) hemen şimdi yollamalıyım

------


16-46 / notlar 140

 16-46 / notlar 140

-----------------------


hora > saat

¿qué? > ne? hangi? kaç?

¿a qué hora? > saat kaçta?

-

salir > ayrılmak, dışarı çıkmak, kalkmak, gitmek

salgo > ayrılıyorum, dışarı çıkıyorum, kalkıyorum, gidiyorum

sales > ayrılıyorsun, dışarı çıkıyorsun, kalkıyorsun, gidiyorsun

sale > (o) ayrılıyor, (o) dışarı çıkıyor, (o) kalkar, (o) gidiyor

-

el avión > uçak

-

¿a qué hora sale el avión?

uçak kaçta kalkıyor?

-

siete > yedi

a las siete > (saat) yedi'de

a las siete de la mañana > sabah yedi'de

-

temprano > erken

tarde > geç

-

sale temprano > erken kalkıyor 

-

abierta > açık

abiertas > açıklar

"estar" abiertas > açık ("olacak"lar) / açık ("olur"lar) 

van a estar abiertas > açık olacaklar

NO van a estar abiertas > açık olMAyacaklar

-

las tiendas > dükkânlar

-

las tiendas no van a estar abiertas 

dükkânlar açık olmayacak(lar)

-

así > öyle

así que > öyleyse

-

comprar > (satın) almak

tengo que comprar > (satın) almalıyım

-

regalos > hediyeler

-

tengo que comprar los regalos

hediyeleri almalıyım /

hediye almalıyım

-

tengo que comprar "los regalos" ahora

"hediyeleri" şimdi almalıyım

-

así que tengo que comprar los regalos "ahora" 

öyleyse hediyeleri "şimdi" almalıyım

-

pero > fakat / ama

sé> biliyorum

NO sé > bilMİyorum

-

pero, no sé que comprar

fakat, ne alacağım bilmiyorum/

fakat, ne alacağımı bilmiyorum 

-

comprar > almak

debo comprar > almalıyım  

-

¿qué debo comprar? > ne almalıyım?

-

camiseta > t-shirt / tişört

camisetas > t-shirtler / tişörtler

-

creo que > sanırım / sanıyorum

creo que camisetas > sanırım tişört

-

puedo comprar > alabilirim

puedo comprarLAS > (onları) alabilirim

-

puedes comprar > alabilirsin

puedes comprarLAS > (ONLARI) alabilirsin

-

rápido > çabuk / hızlı / hızlıca

-

puedes comprarlas rápido 

(onları) hızlı satın alabilirsin /

(onları) çabuk satın alabilirsin

-

sí, puedo comprarlas rápido

evet, (onları) hızlı satın alabilirim

-

importante > önemli

es importante > önemli(dir)

muy importante > çok önemli

eso > o / bu

sí > evet

y > ve

-

eso es importante > bu önemli

sí, y eso es importante > evet, ve bu önemli

-

eso es muy importante > bu çok önemli(dir)

-

tiempo > zaman

tengo tiempo > zamanım oluyor / zamanım var

tengo "más" tiempo > "daha fazla" zamanım oluyor 

-

a veces > bazen

-

a veces tengo más tiempo 

bazen daha fazla zamanım oluyor

-

ayer > dün

hoy > bugün

mañana > yarın

-

pero hoy, no > fakat bugün yok

-

porque > çünkü

el avión > uçak

-

porque el avión > çünkü uçak

porque el avión sale > çünkü uçak kalkacak 

porque el avión "sale mañana" > çünkü uçak "yarın kalkacak"

-

estoy listo / estoy lista > hazırım

estoy no listo / estoy no lista > hazır değilim

-

estás no listo > hazır değilsin

¿estás listo? > hazır mısın?

-

estoy no listo > hazır değilim

-

porque > çünkü

todavía > henüz / şu an / halen / hâlâ

-

hacer > yapmak

tengo que hacer > yapmalıyım

"tengo mucho que hacer" > "çok şey yapmalıyım"

( = yapacak çok işim var)

-

porque, todavía tengo mucho que hacer

çünkü, halen yapacak çok işim var

-

"me voy" > "gidiyorum"

así > öyle

así que > öyleyse

así que me voy > öyleyse gidiyorum

-

hablar > konuşmak

puedo hablar > konuşabilirim

no puedo hablar > konuşamam

No puedo hablar "más" > "daha fazla" konuşamam

---------------------------

16-46 / notlar 139

 16-46 / notlar 139

------------------------


¿cuánto? / ¿cuántos? > kaç tane? / ne kadar? / kaç?

-

tengo > (benim) var

tienes > (senin) var

tiene > (onun) var

-

hija > kız çocuk

hijo > erkek çocuk

hijos > çocuklar

-

¿cuántos hijos tieneS? > (SENİN) kaç çocuğun var?

-

"tres hijos" y una hija > "üç erkek" bir kız

-

tu hijo > senin çocuğun

tus hijos > senin çocukların

-

pequeño / pequeña > küçük

-

está pequeño > (o) küçük

están pequeños > (onlar) küçük

-

¿están pequeños? > (onlar) küçük mü?

-

¿tus hijos están pequeños? 

(senin) çocukların küçük mü?

-

grande > büyük

grandes > büyükler

-

ya > artık / zaten

-

"ya" están grandes > (onlar) "artık" büyükler

no, ya "están" grandes > hayır, ("onlar") artık büyükler

mi hijo > (benim) çocuğum

mis hijos > (benim) çocuklarım

-

mis hijos ya están grandes 

(benim) çocuklarım artık büyükler

-

"pero", perdón > afedersin "ama" / afedersin "fakat"

-

antes > önce

hablar > konuşmak / konuşma

antes de hablar > konuşmadan önce

-

más > daha / fazla / daha fazla

-

antes de hablar "más" 

"daha fazla" konuşmadan önce

-

ir > gitmek

debo ir > gitmeliyim

debes ir > gitmelisin

-

las tiendas > dükkânlar

a las tiendas > dükkânlara

-

debo ir a las tiendas 

dükkânlara gitmeliyim/

(alışverişe gitmeliyim) mejor

-

abierta > açık

está abierta > (o) açık

están abiertas > (onlar) açık

-

las tiendas "están abiertas" 

dükkânlar "açık"

-

sí > evet 

si > eğer 

-

"si" las tiendas están abiertas 

"eğer" dükkânlar açık+"sa"

eğer dükkânlar açıksa

-

comprar > (satın) almak

debo comprar > (satın) almalıyım

-

regalo > hediye

los regalos > hediyeler

-

debo comprar los regalos 

hediye(ler) (satın) almalıyım

hediye almalıyım (mejor)

-

entender > anlamak

entiendo > anlıyorum

-

sí > evet

-

"por supuesto que sí" > 

"evet tabii" / 

"evet tabii ki" /

-

entiendo. sí, por supuesto (que sí)

evet, tabii. anlıyorum/

anlıyorum. evet, tabii

-

no tienes tiempo 

zamanınız yok /

vaktiniz yok

-

tengo tiempo > vaktim var

no tengo tiempo > vaktim yok

-

tienes tiempo > vaktin var

no tienes tiempo > vaktin yok

-

¿no tienes tiempo? > vaktin yok mu?

¿tienes tiempo? > vaktin var mı?

-

no tengo tiempo > vaktim yok

-

salir > dışarı çıkmak, gitmek, kalkmak, ayrılmak

-

salgo > ayrılıyorum, gidiyorum, çıkıyorum, kalkıyorum

sales > ayrılıyorsun, gidiyorsun, çıkıyorsun, kalkıyorsun

sale > ayrılıyor, gidiyor, çıkıyor, kalkıyor

-

el avión > uçak

el avión sale > uçak kalkıyor / uçak gidiyor

-

el avión sale "mañana" > uçak "yarın" kalkıyor

-

el avión sale "mañana en la mañana" 

uçak "yarın sabah" kalkıyor

-

por eso > onun için / bü yüzden

por eso, no tengo tiempo > bu yüzden, vaktim yok

16-46 / notlar 138

 16-46 / notlar 138

---------------------



estudiar > (ders) çalışmak

estudio > çalışıyorum / çalışırım

-

he estudiado > çalıştım 

he estudiado mucho > çok çalıştım

-

hablar > konuşmak

hablo > konuşuyorum / konuşurum

he hablado > konuştum

-

has hablado > konuştun

-

¿has hablado? > konuştun mu?

¿has hablado mucho? > çok konuştun mu?

-

no he hablado > konuşmadım

no, no he hablado mucho > hayır, çok konuşmadım

-

sólo > sadece / yalnızca

-

poco > az

poquito > azıcık

-

un poco > biraz

un poquito > birazcık

-

sólo un poquito > sadece birazcık

-

he hablado sólo un poquito

sadece birazcık konuştum

-

¿quién? > kim

¿con quién? > kim ile / kimle / kiminle

¿con quién has hablado? > kimle konuştun

-

con mi amigo Fatih > arkadaşım Fatih'le

-

ahora > şimdi / şu an

hasta ahora > "şu ana kadar"

-

hasta ahora, sólo con mi amigo Fatih

şu ana kadar sadece arkadaşım Fatih'le

-

¿dónde? > nerede?

¿de dónde? > nereden? / nereli?

-

amigo > arkadaş

tu amigo > (senin) arkadaşın

-

¿de dónde es su amigo? > arkadaşın nereli?

de Turquia > Türkiye'den / Türk

¿y tú? > ya sen?

¿de dónde eres? > nerelisin? (normal)

[¿de dónde es usted? > nerelisiniz? (formal)]

-

¿y tú, de dónde eres? > ya sen nerelisin?

soy de Argentina > Arjantin'denim / Arjantinliyim

-

perdón > pardon / afedersin / özür dilerim

-

"tengo que irme" > gitmeliyim

-

perdón, tengo que irme "ahora"

afedersin, "şimdi" gitmeliyim

-

comprar > (satın) almak

comprar algo > bir şeyler almak

tengo que comprar algo > bir şeyler almalıyım

-

abierto / abierta > açık

la tienda > dükkân / mağaza

las tiendas > dükkânlar / mağazalar

las tiendas están abiertas > dükkânlar açık(tır)

-

¿las tiendas están abiertas? > dükkânlar açık mıdır?

-

hasta las ocho > sekiz'e kadar

-

las tiendas están abiertas hasta las ocho

dükkânlar sekiz'e kadar açık(tır)

-

¿por qué? > ne için? / neden? / niye?

-

comprar > (satın) almak

-

tengo que comprar > (satın) almalıyım

tienes que comprar > (satın) almalısın

-

¿qué? > ne?

¿qué tienes que comprar? > ne (satın) almalısın?

-

tengo que comprar > (satın) almalıyım

-

¿por qué? ¿qué tienes que comprar? 

neden? ne satın almalısın?/

neden? ne satın alman gerekiyor?

-

regalos > hediyeler / hediye

-

tengo que comprar regalos 

hediye(ler) almam gerekiyor/

hediye almalıyım (mejor)

-

hay > var

no hay > yok

-

problema > problem / sorun

-

hay problema > sorun var 

no hay problema > sorun yok

-

entonces > öyleyse

-

entonces no hay problema 

öyleyse sorun yok

-

siempre > her zaman

-

esa > bu / o / şu

esas > bunlar / onlar / şunlar

-

esa tienda > bu dükkân / o dükkân

esas tiendas > bu dükkânlar / o dükkânlar

-

esas tiendas siempre "están abiertas" 

o dükkânlar her zaman "açıktır(lar)" /

o dükkânlar her zaman "açık olurlar"


16-46 / notlar 137

 16-46 / notlar 137

----------------------



llegar > varmak / gitmek / ulaşmak / gelmek

llegar en metro > metro ile gitmek / metro ile gelmek

-

¿cuánto? > ne kadar?

-

tiempo > zaman / süre / vakit

-

¿Cuánto tiempo? > 

ne kadar zaman?

ne kadar süre?

[ne kadar süreR? (como "¿dura mucho?")]

-

¿Cuánto tiempo "para llegar en metro"? 

"metro ile gitmek" ne kadar sürer?

-

la tienda > dükkân

las tiendas > dükkânlar

a las tiendas > dükkânlara

-

"¿Cuánto tiempo" para llegar a las tiendas?

dükkânlara gitmek "ne kadar sürer?"

-

sólo > sadece / yalnız / yalnızca

hora > saat

media > yarım

media hora > yarım saat

sólo media hora > sadece yarım saat

-

vamos > gideriz / gidelim / haydi

vamos en taxi > taksiyle gidelim

-

más > daha

rápido > hızlı

más rápido > daha hızlı

es más rápido > daha hızlı(dır) / daha hızlı olur

-

poco > az

un poco > biraz

-

poquito > azıcık

un poquito > birazcık

-

sólo un poquito > sadece birazcık

-

sólo un poquito más rápido

sadece birazcık daha hızlı

-

cuesta > hesap / tutar / ücret

-

cuesta más > daha (fazla) tutar / daha pahalı olur

-

sólo un poquito más rápido + pero "cuesta más" 

sadece birazcık daha hızlı + fakat "daha pahalı"

-

dinero > para

suficiente dinero > yeterli para / yeterince para

tengo suficiente dinero > yeterli param var

tieneS suficiente dinero > yeterli paraN var

-

¿tienes suficiente dinero? 

yeterli paran var mı?

-

"por supuesto" > "tabii ki"

-

pagar > ödemek 

puedo pagar > ödeyebilirim

demasiado > fazlasıyla / çok fazla

-

"tienes que pagar" > "ödemelisin" / "ödemen gerekiyor"

-

tienes que pagar demasiado 

fazlasıyla ödemen gerekiyor

-

tengo que pagar demasiado

fazlasıyla ödemem gerekiyor/

çok fazla ödemem gerekiyor 

-

¿tengo que pagar demasiado?

çok fazla ödemem gerekiyor mu?

-

no, sólo "un poquito más"

hayır, sadece "birazcık daha fazla" 

-

bien > iyi / güzel / tamam

entonces > öyleyse / madem öyle

vamos > haydi / gidelim

-

bien... entonces, vamos

iyi, madem öyle, gidelim

--------------------------------


16-46 / notlar 136

 16-46 / notlar 136

-----------------------


hay > var

¿hay? > var mı?

-

tienda > dükkân

tiendas > dükkânlar

-

¿Hay tiendas? > dükkânlar var mı?

-

aquí > burası / buraya / burada

de aquí > buranın / buradan

cerca de aquí > buraya yakın / (buranın yakınında)

-

¿Hay tiendas cerca de aquí? 

buraya yakın dükkânlar var mı?/

buraya yakın dükkân var mı? (mejor)

-

sí, hay tiendas cerca de aquí

evet, buraya yakın dükkânlar var

-

venga conmigo > benimle gel

-

por aquí > buradan / bu taraftan

"sigamos" por aquí > 

bu taraftan "devam edelim"

-

antes > önce

ir > gitmek

"antes de ir" > "gitmeden önce"

["despues de ir" > "gittikten sonra"]

-

bueno, pero antes de ir

tamam, fakat gitmeden önce

-

bueno, pero, antes de ir "a las tiendas" 

tamam, fakat, "dükkânlara" gitmeden önce

-

"debo hacer" > "yapmalıyım"

-

otra > başka / diğer

cosa > şey

otra cosa > başka şey 

("başka bir şey" mejor)

-

debo hacer "otra cosa" 

"başka bir şey" yapmalıyım

-

debo escribir > yazmalıyım

carta > mektup

-

debo escribir una carta 

bir mektup yazmalıyım

-

hijo > (erkek) çocuk

hijos > çocuklar

mis hijos > çocuklarım

a mis hijos > çocuklarıma

-

bueno, pero, antes de ir a las tiendas + debo escribir una carta "a mis hijos" 

tamam, fakat, dükkânlara gitmeden önce + "çocuklarıma" mektup yazmalıyım

-

esperar > beklemek

puedo esparar > bekleyebilirim

no puedo esparar > bekleyemem

-

escribir > yazmak

"después de escribir" > "yazdıkdan sonra"

hasta después de escribir > yazdıktan sonrasına kadar

(yazana kadar - mejor)

-

"no puedo esperar" hasta después de escribir

yazana kadar "bekleyemem"

-

tenemos que ir > gitmeliyiz

-

tenemos que ir "a las tiendas" > "dükkânlara" gitmeliyiz

-

tenemos que ir a las tiendas "ahora mismo" 

dükkânlara hemen şimdi gitmeliyiz

-

ir > gitmek

puedo ir > gidebilirim

puedes ir > gidebilirsin

-

podemos ir > gidebiliriz

no podemos ir > gidemeyiz

-

ocho > sekiz

las ocho > (saat) sekiz

-

"después de" las ocho > 

sekizden sonra

[sekiz"den sonra"]

no podemos ir después de las ocho

sekizden sonra gidemeyiz

-----------------------------------


16-46 / notlar 135

 16-46 / notlar 135

------------------------


me gustaría > (ben) isterim

-

te gustaría > (sen) istersin

¿te gustaría? > (sen) ister misin?

le gustaría > (o) ister (normal)

-

le gustaría > (siz) istersiniz (formal)

¿le gustaría? > (siz) ister misiniz? (formal)

¿le gustaría un café? 

bir kahve ister misiniz

-

el café > kahve

del café > kahveden

-

antes > önce

-

antes del café > kahveden önce

-

comprar > (satın) almak

algo > bir şey / biraz

comprar algo > bir şeyler (satın) almak

-

debo comprar > (satın) almalıyım

debo comprar algo > bir şeyler (satın) almalıyım

-

antes del café debo comprar algo

kahveden önce bir şeyler (satın) almalıyım

-

gracias, "pero" antes del café debo comprar algo

teşekkürler, "fakat" kahveden önce bir şeyler almalıyım

-

ayudar > yardım

ayudarme> bana yardım

puedes ayudarme > bana yardım edebilirsin

¿puedeS ayudarme? > bana yardım edebilir misin?

¿puede ayudarme? > bana yardım edebilir misinİZ?

-

regalo > hediye

-

debo comprar un regalo 

bir hediye almalıyım

-

"necesito comprar" algo

bir şeyler "(satın) almam gerekiyor" /

= bir şeyler "(satın) almam lazım" 

-

hija > kız çocuk

hijo > erkek çocuk / oğul /

-

mi hija > (benim) kızım

mi hijo > (benim) oğlum

-

para mi hija y para mi hijo

kızım (için) ve oğlum için

-

mis hijos > çocuklarım

para mis hijos > çocuklarım için

-

¿para tus hijos? (senin) çocukların için (mi)? (normal/tú)

¿para Sus hijos? (sizin) çocuklarınIZ için (mi)? (formal/usted)

-

¿tienes hijos? > çocuklarınız var mı?

( = çocuğun var mı?) (mejor)

-

sí, un hijo y una hija > evet bir kız (ve) bir erkek

-

llevar > götürmek 

llevarme > beni götürmek 

puedes llevarme > beni götürebilirsin 

-

¿puedes llevarme? > beni götürebilir misin?

-

tienda  > dükkân

una tienda > bir dükkân

a una tienda > bir dükkâna

-

¿puedes llevarme a una tienda? 

beni bir dükkâna götürebilir misin?

-

por supuesto > tabii ki

(sí, por supuesto que sí > evet, tabii ki)

-

puedo llevarte con mucho gusto >

seni memnuniyetle götürebilirim

(memnuniyetle / tabii ki) mejor

-

gracias > teşekkürler / teşekkür ederim


16-46 / notlar 134

 16-46 / notlar 134

-----------------------


debo irme > gitmeliyim

debo irme ahora > şimdi gitmeliyim

-

llegar > gelmek /  varmak

llegan > geliyorlar

-

una hora > bir saat

"en" una hora > bir saat "içinde"

-

llegan en una hora 

bir saat içinde geliyorlar /

(bir saat içinde gelecekler)

-

todavía > henüz

-

comer > (yemek) yemek 

[comer (comida)]

-

como > (yemek) yerim

he comido > (yemek) yedim

no he comido > (yemek) yemedim

-

no he comido todavía

henüz yemek yemedim

-

llegan en una hora y no he comido todavía

bir saat içinde geliyorlar ve henüz yemek yemedim

-

entonces > öyleyse

debes comer > (yemek) yemelisin

entonces, debe comer > öyleyse yemek yemelisin

-

sí > evet

tengo hambre > acıktım / açım

sí, tengo hambre > evet acıktım

-

tiempo > zaman

-

"tengo" tiempo > zamanım "var"

"no tengo" tiempo > zamanım "yok"

-

pero no tengo tiempo

fakat zamanım yok

-

voy a comer en una hora

bir saat içinde (yemek) yiyeceğim

--------------------------------

--------------------------------


aeropuerto > havaalanı

+

voy a  aeropuerto > 

havaalanına gidiyorum /

havaalanına gideceğim

-

trabajar > çalışmak / iş

+

voy a trabajar >

işe gidiyorum /

çalışmaya gidiyorum

-

quedar > kalmak

+

voy a quedar > kalacağım

voy a quedar "un año" > "bir yıl" kalacağım

voy a quedar "allí" un año > "orada" bir yıl kalacağım

-

oficina > ofis / büro / iş yeri

una oficina > bir ofis

tengo una oficina > (benim) bir ofisim var

tienen una oficina > (onların) bir ofisi var / bir ofisleri var

tienen una oficina allí > orada bir ofisleri var

-

¿tienen una oficina allí?

orada bir ofisleri mi var?

¿desde cuándo? > ne zamandır / ne zamandan beri?

-

¿desde cuándo "tienen una oficina allí?"

ne zamandan beri "orada ofisleri var?"

-

desde hace .+...... > .......'den beri

-

dos años > iki yıl

desde hace dos años > iki yıldan beri / iki yıldır

-

"por cierto" > "bu arada"

-

regalo > hediye

un regalo > bir hediye

tengo un regalo > bir hediyem var

-

para ti > senin için

-

tengo un regalo para ti > senin için bir hediyem var

-

camiseta - tişört / (t-shirt)

una camiseta > bir tişört

dos camisetas > iki tişört

-

una camiseta para ti

bir tişört senin için / 

senin için bir tişört

-

una camiseta para tu amigo

bir tişört arkadaşın için / 

arkadaşın için bir tişört

-

una camiseta para mi amigo

arkadaşım için bir tişört

-

¿una camiseta para mi amigo?

arkadaşım için bir tişört mü?

-

hay > var

-

sí, hay dos camisetas, 

evet, iki tişört var

-

una camiseta para ti, una camiseta para tu amigo

bir tişört senin için, bir tişört arkadaşın için

-

gracias > teşekkürler

16-46 / notlar 133

 16-46 / notlar 133

------------------------



ellos > onlar

con ellos > onlarla

-

hablar > konuşmak

hablo > konuşuyorum / konuşurum

-

he hablado > konuştum

has hablado > konuştun

-

has hablado con ellos

onlarla konuştun

-

cuándo? > ne zaman?

-

¿cuándo has hablado con ellos?

onlarla ne zaman konuştun?

-

hoy > bugün

ayer > dün

-

mañana > yarın / sabah

esta mañana > bu sabah

la tarde > öğle / öğlen

la noche > gece / akşam

-

llegar > varmak / gelmek

llegan > geliyorlar

-

llegan mañana > yarın geliyorlar

llegan mañana en la tarde > yarın öğlen geliyorlar

-

conocer > tanımak

conocerlos > onları tanımak

-

debes conocerlos > onları tanımalısın

( = onlarla tanışmalısın) mejor

-

me gustaria > isterim

me gustaría conocerlos > onlarla tanışmak isterim

-

casa > ev

mi casa > (benim) evim

a mi casa > (benim) evime

venir > gelmek

venir a mi casa > benim evime gelmek

-

puedo venir > gelebilirim

puedes venir > gelebilirsin

¿puedes venir? > gelebilir misin?

-

¿puedes venir a mi casa? 

evime gelebilir misin?

-

mañana en la noche

yarın akşam

-

¿puedes venir a mi casa, mañana en la noche? 

yarın akşam, benim evime gelebilir misin?

-

¿mañana en la noche?

yarın akşam mı?

-

ir > gitmek

-

me gustaría ir > gitmek isterim

(en este situacion gelmek = gitmek

gelmek isterim (a tu casa) mejor

-

debo llegar > gelmeliyim

¿cuándo debo llegar? > ne zaman gelmeliyim?

-

¿a qué hora? > saat kaçta?

-

después > sonra

después de las ocho > (saat) sekiz'den sonra

 -

casa > ev

tu casa > (senin) evin

a tu casa > (senin) evine

-

llegar > varmak / gelmek

llego > geliyorum / gelirim

-

llego a su casa > 

evine geliyorum /

evine gelirim

-

¿cómo? > nasıl

¿cómo llego? > nasıl gelirim

-

¿Cómo llego a su casa? 

evine nasıl gelirim?

-

venir > gelmek

puedes venir > gelebilirsin

puedes venir conmigo > benimle gelebilirsin

-

ir > gitmek

podemos ir > gidebiliriz

podemos ir juntos > birlikte gidebiliriz

de acuerdo > anlaştık