+++++++++++++++++++++

Bu Blogda Ara [buscar]

16-46 / notlar 139

 16-46 / notlar 139

------------------------


¿cuánto? / ¿cuántos? > kaç tane? / ne kadar? / kaç?

-

tengo > (benim) var

tienes > (senin) var

tiene > (onun) var

-

hija > kız çocuk

hijo > erkek çocuk

hijos > çocuklar

-

¿cuántos hijos tieneS? > (SENİN) kaç çocuğun var?

-

"tres hijos" y una hija > "üç erkek" bir kız

-

tu hijo > senin çocuğun

tus hijos > senin çocukların

-

pequeño / pequeña > küçük

-

está pequeño > (o) küçük

están pequeños > (onlar) küçük

-

¿están pequeños? > (onlar) küçük mü?

-

¿tus hijos están pequeños? 

(senin) çocukların küçük mü?

-

grande > büyük

grandes > büyükler

-

ya > artık / zaten

-

"ya" están grandes > (onlar) "artık" büyükler

no, ya "están" grandes > hayır, ("onlar") artık büyükler

mi hijo > (benim) çocuğum

mis hijos > (benim) çocuklarım

-

mis hijos ya están grandes 

(benim) çocuklarım artık büyükler

-

"pero", perdón > afedersin "ama" / afedersin "fakat"

-

antes > önce

hablar > konuşmak / konuşma

antes de hablar > konuşmadan önce

-

más > daha / fazla / daha fazla

-

antes de hablar "más" 

"daha fazla" konuşmadan önce

-

ir > gitmek

debo ir > gitmeliyim

debes ir > gitmelisin

-

las tiendas > dükkânlar

a las tiendas > dükkânlara

-

debo ir a las tiendas 

dükkânlara gitmeliyim/

(alışverişe gitmeliyim) mejor

-

abierta > açık

está abierta > (o) açık

están abiertas > (onlar) açık

-

las tiendas "están abiertas" 

dükkânlar "açık"

-

sí > evet 

si > eğer 

-

"si" las tiendas están abiertas 

"eğer" dükkânlar açık+"sa"

eğer dükkânlar açıksa

-

comprar > (satın) almak

debo comprar > (satın) almalıyım

-

regalo > hediye

los regalos > hediyeler

-

debo comprar los regalos 

hediye(ler) (satın) almalıyım

hediye almalıyım (mejor)

-

entender > anlamak

entiendo > anlıyorum

-

sí > evet

-

"por supuesto que sí" > 

"evet tabii" / 

"evet tabii ki" /

-

entiendo. sí, por supuesto (que sí)

evet, tabii. anlıyorum/

anlıyorum. evet, tabii

-

no tienes tiempo 

zamanınız yok /

vaktiniz yok

-

tengo tiempo > vaktim var

no tengo tiempo > vaktim yok

-

tienes tiempo > vaktin var

no tienes tiempo > vaktin yok

-

¿no tienes tiempo? > vaktin yok mu?

¿tienes tiempo? > vaktin var mı?

-

no tengo tiempo > vaktim yok

-

salir > dışarı çıkmak, gitmek, kalkmak, ayrılmak

-

salgo > ayrılıyorum, gidiyorum, çıkıyorum, kalkıyorum

sales > ayrılıyorsun, gidiyorsun, çıkıyorsun, kalkıyorsun

sale > ayrılıyor, gidiyor, çıkıyor, kalkıyor

-

el avión > uçak

el avión sale > uçak kalkıyor / uçak gidiyor

-

el avión sale "mañana" > uçak "yarın" kalkıyor

-

el avión sale "mañana en la mañana" 

uçak "yarın sabah" kalkıyor

-

por eso > onun için / bü yüzden

por eso, no tengo tiempo > bu yüzden, vaktim yok