+++++++++++++++++++++

Bu Blogda Ara [buscar]

16-46 / notlar 143

 16-46 / notlar 143

-----------------------




¿qué tal? > ne haber? / ne var, ne yok? / nasıl gidiyor?

-

hola, Merve. ¿qué tal? > 

merhaba Merve, nasılsın? /

merhaba Merve, ne haber?

-

ir > gitmek

-

cine > sinema

-

"¿te gustaría" > ister misin?

-

"¿te gustaría ir" al cine? 

sinemaya "gitmek ister misin?"

-

quizás > belki

-

"quizás..." ¿cuándo?

"belki..." ne zaman? 

-

"¿cuándo" te gustaría ir?

"ne zaman" gitmek istersin? 

-

el sábado

cumartesi

ir > gitmek >>> venir > gelmek

-

¿puedes ir? > gidebilir misin?

[¿puedes venir "conmigo"? >  ("benimle") gelebilir misin? (mejor)]

-

¿te gustaría ir? > gitmek ister misin? / gelmek ister misin?

-

me gustaría ir > (ben) gitmek isterim / gelmek isterim

-

pero > fakat / ama

-

sé > biliyorum

no sé > bilmiyorum

-

todavía > henüz / şimdi, şu anda

-

pero no sé "todavía" > fakat "şu anda" bilmiyorum

-

me gustaría ir pero "no sé" todavía 

gelmek isterim ama şu anda "bilmiyorum"

-

hacer > yapmak

tengo que hacer > yapmalıyım / yapmam gerek/ yapmam gereken

-

cosa > şey

cosas > şeyler

-

importante > önemli

-

tengo muchas "cosas importantes" que hacer

yapmam gereken "önemli şeyler" var

¿qué "tienes que hacer"? 

ne "yapmalısın"? / ne yapacaksın?

-

una carta > bir mektup

-

enviar > göndermek

-

"tengo que enviar" una carta 

bir mektup "göndermeliyim"

-

tengo que enviar una carta "a estambul"

"istanbul'a" bir mektup göndermeliyim

-

¿verdad? > gerçekten mi? / gerçek mi? / doğru mu? / sahi mi?

-

¿verdad? voy a estambul

gerçekten mi? istanbul'a gideceğim

[ gerçekten mi? + ben de (yo también)+ istanbul'a gideceğim] mejor

-

llevar > götürmek 

llevarla > (onu) götürmek

-

"¿puedes llevarla" a estambul? 

(onu) istanbul'a "götürebilir misin?"

-

por supuesto (que sí) > tabii (ki evet)

-

con mucho gusto > (büyük bir) memnuniyetle

-

pero... "¿qué tienes que hacer" en el sábado? 

fakat... cumartesi "ne yapman gerekiyor?"

-

trabajar > çalışmak

trabajo > çalışıyorum

trabajas > çalışıyorsun

-

el sábado... "no trabajas" 

cumartesi "çalışmıyorsun"

-

oficina > ofis / büro / işyeri

-

no, "en la oficina, no"

hayır, "ofiste değil" 

-

casa > ev

en mi casa > (benim) evimde

-

pero "trabajo" en mi casa

fakat evimde "çalışıyorum"

noche > akşam / gece

-

y > ve / peki / ya

-

¿y en la noche? 

ya akşam?

-

¿trabajas en la noche "también"?

akşam "da" çalışıyor musun? 

-

el sábado en la noche?

cumartesi akşamı? /

cumartesi akşamı mı?

-

película > film

comienza / empieza > başlar

-

siete > yedi

a las siete > (saat) yedi'de

-

la película "comienza" a las siete 

film saat yedi'de başlıyor

-

deber > zorunluluk

debo > zorundayım

debes > zorundasın

-

"no debes" trabajar

çalışmak "zorunda değilsin"

comprar > (satın) almak

-

algo > bir şey / bir şeyler / bazı şeyler

-

no, pero "debo comprar" algo

hayır, fakat bir şey "almak zorundayım"/

hayır, fakat bir şey "almalıyım"

-

necesitar > ihtiyaç duymak / lazım olmak / gereklilik

necesito > (benim) ihtiyacım var / (bana) lazım / (bana) gerekli

necesitas > (senin) ihtiyacın var / (sana) lazım / (sana) gerekli

-

¿qué necesitas?

ne ihtiyacın var/

neye ihtiyacın var?/

(sana) ne lazım?

-

sombrero > şapka

-

necesito comprar un "sombrero"

bir "şapka" almam lazım

bir şapka almam gerekiyor

-

antes > önce

despues > sonra

-

lunes > pazartesi

-

"antes" de lunes 

pazartesi'den "önce"

-

"necesito comprar" un sombrero antes de lunes 

pazartesi'den önce bir şapka "almam gerekiyor"

-

verdad > gerçek

-

¿verdad? ¿un sombrero? 

gerçekten? bir şapka?

-

bonita / bonito > güzel

-

sí, un sombrero "bonito"

evet, "güzel" bir şapka 

-

¿por qué? > neden?

porque > çünkü

-

"¿por qué" antes de lunes?

"neden" pazartesi'den önce?/

= "ne için" pazartesi'den önce?/

= "niye" pazartesi'den önce?

-

regalo > hediye

-

hija > kız / kız çocuk

mi hija > (benim) kızım

para mi hija > kızım için

-

porque es "un regalo" para mi hija 

çünkü o benim kızım için "bir hediye" 

-

ella / él > o 

-

voy > gideceğim

vas > gideceksin

va > gidecek

van > gidecekler

-

se va > (o) gidecek / gider

se van > (onlar) gidecek / gider(ler)

-

y (ella) "se va" el lunes > ve (o) pazartesi "gidecek"

-

padre > baba

su padre > (onun) babası

con su padre > babası ile

-

se va con "su padre" 

"babası" ile gidecek

-

el avión > uçak

en avión > uçak ile / uçakla

-

"se van" en avión

uçakla "gidecekler"

el avión sale > uçak kalkıyor / uçak kalkar / uçak gidiyor / uçak gider

-

el avión sale "el lunes por la mañana"/

el avión sale "el lunes en la mañana" 

uçak "pazartesi sabah" kalkıyor

-

así > öyle

que > + ki

así que > öyle ki / yani

-

así que "no puedo comprar"lo el lunes

yani (onu) pazartesi "alamam"

-

y no puedo enviarlo

ve gönderemem

cuesta > tutar / hesap / fatura / ücret / fiyat

demasiado > fazlasıyla / çok fazla

-

cuesta demasiado 

çok pahalı / [mejor]

fazla tutar /

bir hayli tutar/

fazlasıyla pahalı

-

cuesta demasaido enviar un sombrero 

bir şapkayı göndermek (fazlasıyla) pahalı

-

¿es importante? 

önemli mi?

-

decir > söylemek

me dijo > (bana) söyledi 

me ha dicho > (bana) söyledi

-

sí, me dijo/ 

sí, me ha dicho

evet, bana söyledi

-

quiero > istiyorum / isterim

quieres > istiyorsun / istersin

quiere > istiyor / ister

-

(ella) "quiere llevar" un sombrero 

(o) bir şapka "götürmek istiyor"

-

tengo que comprar > almalıyım

tengo que comprarlo > (onu) almalıyım

-

"así que" tengo que comprarlo

"yani" almalıyım/

yani almam lazım/

yani almam gerekiyor

así que tengo que comprarlo "antes de lunes"

yani (onu) "pazartesi'den önce" almalıyım

-

puedo comprarlo > (onu) alabilirim

puedes comprarlo > (onu) alabilirsin

-

rápido > hızlı / çabuk / çabucak

-

puedes comprarlo rápido el sábado 

(onu) cumartesi çabucak alabilirsin

-

ojalá > inşallah

-

ojalá (que sí) > inşallah (öyle olur) [mejor]

-

sí, por supuesto (que sí) 

evet, tabii (ki evet)/

evet, tabii ki (öyle olur) [mejor]

-

hay > var

no hay > yok

-

así que "no hay" problema 

yani problem "yok"/

yani sorun yok

[ problem = sorun / soru ]

-

el cine > sinema

al cine > sinemaya [ a+el = al ] 

-

ir > gitmek

puedo ir > gidebilirim

puedes ir > gidebilirsin

-

puedes ir "al cine" 

"sinemaya" gidebilirsin