+++++++++++++++++++++

Bu Blogda Ara [buscar]

16-46 / notlar 354

16-46 / notlar 354

-----------------------

------------------------



tiempo > zaman / süre

¿cuánto? > kaç? / ne kadar?

-

"¿cuánto tiempo?" > 

"ne kadar zamandır?" / 

"ne kadardır"

-

¿cuánto tiempo hace? > 

"ne kadar zamandır?" / 

"ne kadar zaman oldu?" / 

"ne kadardır?"

-

-

venir > gelmek

vengo > geliyorum / gelirim

vienes > geliyorsun / gelirsin

-

no vengo > gelmiyorum

no vienes > gelmiyorsun

-

-

¿cuánto tiempo hace? + que + no vienes =

¿cuánto tiempo hace que no vienes? >

ne kadar zamandır +[ki] + gelmiyorsun? =

ne kadar zamandır gelmiyorsun?

[ = ne kadardır gelmiyorsun]

-

aquí > burası / buraya / burada

-

¿cuánto tiempo hace que no vienes aquí? >

ne kadar zamandır gelmiyorsun buraya? /

( = buraya ne kadar zamandır gelmiyorsun) /

( = ne kadar zamandır buraya gelmiyorsun?) /

( = ne kadardır gelmiyorsun buraya) /

( = ne kadardır buraya gelmiyorsun?) /

( = buraya gelmeyeli ne kadar oldu?)


-

-

no vengo > gelmiyorum

-

año > yıl

años > yıllar / yıl

-

dos años > iki yıl

"hace dos años" > "iki yıl oldu" / "iki yıldır"

"desde hace dos años" > "iki yıldan beri" / "iki yıldır"

-

no vengo + "desde hace dos años" >

"iki yıldır" + gelmiyorum

=

no vengo desde hace dos años > iki yıldır gelmiyorum

( = iki yıldan beri gelmiyorum)

-

-

tiempo > zaman / süre

-

"mucho tiempo" > 

"çok uzun bir zaman" / 

"uzun bir zaman" / 

"çok uzun bir süre"

-

dos años es "mucho tiempo" > iki yıl "çok uzun bir zaman" / iki yıl "çok uzun bir süre"

-

-

venir > gelmek

deberías venir > gelmelisin

-

más a menudo > daha sık 

-

deberías venir + "más a menudo" > "daha sık" + gelmelisin

-

dos años es mucho tiempo. +  "deberías venir más a menudo"

=

iki yıl çok uzun bir süre + "daha sık gelmelisin"

------------------------------


- ¿cuánto tiempo hace que no vienes aquí?

- no vengo desde hace dos años

- dos años es mucho tiempo. deberías venir más a menudo

-

- ne kadardır gelmiyorsun buraya?

- iki yıldır gelmiyorum

- iki yıl çok uzun bir süre, daha sık gelmelisin

---------------------------------


16-46 / notlar 353

16-46 / notlar 353

-----------------------

------------------------


- [1] ¿puedo pagar con tarjeta de crédito? 

- [2] sí, señor. no hay problema

- [3] prefiero pagar con tarjeta. 

-

- [1] kredi kartıyla ödeyebilir miyim?

- [2] evet beyefendi. sorun değil

- [3] kartla ödemeyi tercih ederim

-------------------------------------


[1] 

¿puedo pagar con tarjeta de crédito? 

-

pagar > ödeme yapmak / ödemek / ödeme

"puedo pagar" > "ödeyebilirim" / ödeme yapabilirim

-

¿puedo pagar? > ödeyebilir miyim?

[¿puedes pagar? > ödeyebilir misin?]

-

tarjeta > kart

con tarjeta > kartla

"puedo pagar" con tarjeta > kartla ödeyebilirim

-

tarjeta de crédito > kredi kartı

con tarjeta de crédito > kredi kartı + ile > kredi kartıyla

-

"puedo pagar" con tarjeta de crédito  > 

kredi kartıyla "ödeyebilirim"

-

¿"puedo pagar" con tarjeta de crédito?  > 

kredi kartıyla ödeyebilir miyim?

-

-


[2] 

sí, señor. no hay problema

-

señor > beyefendi

[el señor Mehmet > Mehmet bey* ]


----


* > ¿bey o beyefendi ?  [¿cómo se usa, que es diferente?]


[señor > beyefendi... > si usas con un nombre como "Mehmet", usa "nombre + bey". si no usas nombre (sin nombre) tienes que decir "beyefendi"]

-

ejemplos > 

[lo conozco]

oooo "Mehmet bey" bienvenido, pase por favor

[no lo conozco]

bienvenido "beyefendi", pase por favor

---


problema > problem / sorun

hay problema > problem / problem var / sorun / sorun var

-

"no hay" problema > 

sorun "yok" / 

sorun "değil" / 

problem "değil" / 

problem "yok" /

-

-


[3] 

prefiero pagar con tarjeta. 

-

pagar > ödeme yapmak / ödemek / ödeme

pagar con tarjeta > kartla ödeme

"prefiero" pagar > ödemeyi "tercih ederim"

prefiero pagar con tarjeta > kartla ödemeyi tercih ederim

---

["quiero pagar" con tarjeta > kartla "ödemek istiyorum" / kartla "ödemek isterim"]

[ "no quiero" pagar > ödemek "istemiyorum"]


------------------------------

- puedo pagar con tarjeta de crédito? 

- sí, señor. no hay problema

- prefiero pagar con tarjeta. 

-

- kredi kartıyla ödeyebilir miyim?

- evet beyefendi. sorun değil

- kartla ödemeyi tercih ederim


16-46 / notlar 352

16-46 / notlar 352

-----------------------

estoy cansado y aburrido >

yoruldum ve sıkıldım

------------------------



- [1] prefiero no trabajar esta noche. hemos trabajado demasiado 

- [2] seguro que sí 

- [3] quiero hacer otra cosa. ¿te gustaría hacer algo? 

- [4] lo siento... no puedo esta noche 

-

- [1] bu gece çalışmamayı tercih ederim. fazlasıyla çalıştık

- [2] evet öyle

- [3] başka bir şey yapmak istiyorum. bir şeyler yapmak ister misin?

- [4] üzgünüm... bu akşam olmaz


---------------------------


[1]

prefiero no trabajar esta noche. hemos trabajado demasiado 

-

trabajar > çalışmak

no trabajar > çalışmamak

-

prefiero > "tercih ederim"

-

prefiero "trabajar" > "çalışmayı" tercih ederim

prefiero "no trabajar" > "çalışmamayı" tercih ederim

-

-

esta > bu

noche > akşam / gece

-

esta noche > bu akşam / bu gece

-

-

prefiero no trabajar + esta noche > 

bu gece + çalışmamayı tercih ederim 

=

prefiero no trabajar esta noche >

bu gece çalışmamayı tercih ederim 

-

-

trabajar > çalışmak

estoy trabajando > çalışıyorum 

-

he trabajado > çalıştım

hemos trabajado > çalıştık

-

demasiado > fazla / çok fazla / fazlasıyla

-

hemos trabajado + demasiado > fazlasıyla + çalıştık

-

-

prefiero no trabajar esta noche.  + hemos trabajado demasiado 

bu gece çalışmamayı tercih ederim + fazlasıyla çalıştık

-

-

-


[2] 

seguro que sí 

-

estoy seguro > eminim

seguro > eminim / öyle / tabii ki / öyledir

"seguro que sí" > "evet öyle"

-

-

-


[3] 

quiero hacer otra cosa. ¿te gustaría hacer algo? 

-

quiero > istiyorum

hacer > yapmak

-

quiero hacer > yapmak istiyorum

-

-

otra > başka / diğer / öbür

cosa > şey / bir şey

-

otra cosa > başka şey / başka bir şey

-

quiero hacer + otra cosa > başka bir şey + yapmak istiyorum

-

-

-


[4] 

lo siento... no puedo esta noche 

-

"lo siento" > "üzgünüm"

-

puedo > yaparım / yapabilirim 

no puedo > yapamam 

-

esta noche > bu akşam / bu gece

-

no puedo + esta noche > (bu gece + yapamam ) / bu gece + "olmaz" [mejor]

-

lo siento + no puedo esta noche > üzgünüm + bu gece olmaz


--------------------------


- [1] prefiero no trabajar esta noche. hemos trabajado demasiado 

- [2] seguro que sí 

- [3] quiero hacer otra cosa. ¿te gustaría hacer algo? 

- [4] lo siento... no puedo esta noche 

-

- [1] bu gece çalışmamayı tercih ederim. fazlasıyla çalıştık

- [2] evet öyle

- [3] başka bir şey yapmak istiyorum. bir şeyler yapmak ister misin?

- [4] üzgünüm... bu akşam olmaz


16-46 / notlar 351

16-46 / notlar 351

-----------------------

¿a dónde vamos? > 

nereye gidiyoruz?

------------------------


saber > bilmek

-

[tengo que saber > bilmeliyim / bilmem lazım / bilmem gerekiyor]

-

tenemos que saber > bilmeliyiz / bilmemiz lazım / bilmemiz gerekiyor

-

dónde > nerede

a dónde > nereye

-

[ir > gitmek]

[voy > giderim]

[vas > gidersin]

[va > gider]

[vamos > gideriz]

-

[a dónde + va > nereye gidiyor / nereye gider / nereye gidecek]

-

a dónde + vamos > nereye gidiyoruz / nereye gideriz / nereye gideceğiz

-

tenemos que saber + a dónde vamos >

nereye gideceğiz + bilmemiz gerekiyor 

tenemos que saber a dónde vamos >

nereye gideceğiz bilmemiz gerekiyor

[ = nereye gideceğimizi bilmemiz gerekiyor]

[ = nereye gideceğimizi bilmeliyiz]

-

-

hablar > konuşmak

tengo que hablar > konuşmam lazım / konuşmalıyım

tienes que hablar > konuşman lazım / konuşmalısın

tenemos que hablar > konuşmamız lazım / konuşmalıyız

-

eso > o / bu

de eso > ondan / bundan / onun hakkında / bunun hakkında

-

tenemos que hablar + "de eso" >

"bunun hakkında" + konuşmalıyız

tenemos que hablar de eso >

bunun hakkında konuşmalıyız

-

[voy a Estambul > İstanbul'a giderim / İstanbul'a gidiyorum]

[vas a Estambul > istanbul'a gidersin / İstanbul'a gidiyorsun]

-

vamos a Estambul > İstanbul'a gideriz / İstanbul'a gidiyoruz

-

¿verdad? > doğru mu? / gerçekten mi? / değil mi?

-

vamos a Estambul + ¿verdad? >

İstanbul'a gidiyoruz, değil mi?

-

-

ir > gitmek

quiero ir > gitmek isterim / gitmek istiyorum

quieres ir > gitmek istersin / gitmek istiyorsun

-

¿cuándo? > ne zaman?

-

 ¿cuándo + quieres ir? > ne zaman + gitmek istiyorsun?

=

¿cuándo quieres ir? > ne zaman gitmek istiyorsun?

[ = ne zaman gitmek istersin?]

-

-

ir > gitmek

"me gustaría" + ir > gitmek + "isterim"

-

verano > yaz

en verano > yazın

-

me gustaría ir + en verano >

yazın + gitmek isterim

=

me gustaría ir en verano >

yazın gitmek isterim

-

-

ir > gitmek

puedo ir > gidebilirim

puedes ir > gidebilirsin

podemos ir > gidebiliriz

-

podemos ir en verano > yazın gidebiliriz


16-46 / notlar 350

 16-46 / notlar 350

-----------------------

puedo esparar, necesitamos hablar 

bekleyebilirim, konuşmamız lazım

-----------------------------


momento > dakika 

un momento > bir dakika

-

["tenGO" un momento > bir dakikaM "var"]

["tienES" un momento > bir dakikaN "var"]

-

¿tienes un momento? > bir dakikan var mı?

-

lo siento > üzgünüm

"no", lo siento > "hayır", üzgünüm / üzgünüm "yok

-

hablar > konuşmak

hablar "contigo" > "seninle" konuşmak

-

"tengo que hablar" contigo > 

seninle "konuşmam lazım" / seninle "konuşmalıyım"

-

tiempo > zaman

"tenGO" tiempo > zamanIM "var"

"no tenGO" tiempo > zamanIM "yok"

no tengo tiempo "ahora" > "şimdi" zamanım yok / = zamanım yok "şimdi"

-

quiero > istiyorum

he querido > istedim

-

llamar > (telefonla) aramak / telefon etmek

llamarte > seni (telefonla) aramak / sana telefon etmek

-

"he querido" llamarte > 

seni aramak "istedim" / 

sana telefon etmek "istedim"

-

la semana > hafta

la semana "pasada" > "geçen" hafta

"desde" la semana pasada > geçen hafta"dan beri"

-

he querido llamarte + desde la semana pasada >

geçen haftadan beri + seni aramak istedim

he querido llamarte desde la semana pasada > 

geçen haftadan beri seni aramak istedim

-

"tengo" tiempo > zamanım "var"

"he tenido" tiempo > zamanım "vardı"

-

"no tengo" tiempo > zamanım "yok"

"no he tenido" tiempo > zamanım "yoktu"

-

he querido llamarte desde la semana pasada + no he tenido tiempo > 

geçen haftadan beri seni aramak istedim + zamanım yoktu

he querido llamarte desde la semana pasada, no he tenido tiempo 

geçen haftadan beri seni aramak istedim, zamanım yoktu

-

esperar > beklemek

"espera" un momentito > "bekle" bir dakika / = bir dakika "bekle"

-

terminar > bitirmek

terminar algo > bir şeyi bitirmek 

"voy a terminar" algo > bir şeyi "bitireceğim"

-

esperar > beklemek

puedo esperar > bekleyebilirim

-

poco > az

poquito > azıcık

un poquito > [bir+azıcık = birazcık / biraz]

-

puedo esperar un poquito >  biraz bekleyebilirim / birazcık bekleyebilirim

-

necesito > ihtiyacım var / (bana) lazım

necesito hablar > konuşmaya ihtiyacım var / konuşmam lazım

[necesitaS hablar > konuşmaya ihtiyacıN var / konuşmaN lazım]

-

necesitaMOS hablar > konuşmaMIZ lazım

-

el viaje > seyahat / tatil / yolculuk

del viaje > seyahatten / tatilden / yolculuktan / seyahat hakkında / tatil hakkında / yolculuk hakkında

-

necesitamos hablar del viaje > yolculuk hakkında konuşmamız lazım


16-46 / notlar 349

16-46 / notlar 349

------------------------

hola amig@s. que interesante que tenemos muchisimas palabras mismas entre dos culturas... 


sí, sí, yo sé que muchisimas palabras a veces vienen de ingles, a veces de greco (latin) y a veces de frances pero esto es un suerte muy buena por los idiomas turco y español. 


hay mil veces mil palabras :) y por eso no puedo escribir todas las mismas palabras una a una porque lleva un tiempo increible... 


tal vez puedes echar un vistazo a esta lista corta. (A partir de ahora, ¿puedes decir "no, no sé nada de turco"?) :)


(perdón por mi español roto)

---------------------------


absürd > absurdo

adaptasyon > adaptación

adrenalin > adrenalina

akademi > academia

akasya > acacia

akordiyon > acordeón

aksiyon > acción

aktör > actor

aktris > actriz

aktüel > actual

akustik > acústica

alarm > alarma

albatros > albatros

albüm > álbum

alfabe > alfabeto

alkol > alcohol

alman > alemán

alternatif > alternativa

alternatör > alternador

anarşi > anarquía

anatomi > anatomía

android > androide

anektot > anécdota

anemi > anemia

anestezi > anestesia

animasyon > animación

anomali > anomalía

anonim > anónimo

anormal > anormal

anten > antena

antilop > antílope

antisosyal > antisocial

antropolog > antropóloga

arena > arena

aristokrasi > aristocracia

aritmetik > aritmética

armoni > armonía

aroma > aroma

arsenik > arsénico

arşiv > archivo

artist > artista

arya > aria

asansör > ascensor

asfalt > asfalto

asimetri > asimetría

asit > ácido

astronomi > astronomía

ateist > ateista

atlas > atlas

atlet > atleta

atletizm > atletismo

atmosfer > atmosfera

atom > átomo

balistik > balístico

balkon > balcón

bambu > bambú

banal > banal

banyo > baño

bar > bar

baraka > barraca

baston > bastón

bazilika > basílica

bebe / bebek > bebe

begonya > begonia

beysbol > béisbol

biberon > biberón

bibliyograf > bibliógrafo

bigudi > bigudí

bikini > bikini

bisiklet > bicicleta

biyograf > biografía

biyolog > biólogo

biyopsi > biopsia

blok > block

bomba > bomba

bonsai > bonsái

boyoz > bollos

brokoli > brócoli

broş > broche

buldozer > bulldozer

bürokrasi > burocracia

ceket > chaqueta

coğrafya > geografia

çiklet > chicle

çikolata > chocolate

çimento > cemento

dedektif > detective

dedektör > detector

dekorasyon > decoración

depozito > depósito

depresyon > depresión

diaspora > diáspora

diploma > diploma

divan > diván

diyafram > diafragma

diyagonal > diagonal

doktor > doctor

dolar > dólar

ekip > equipo

ekonomi > economía

elektron > electrón

etiket > etiqueta

fabrika > fábrica

faktör > factor

fatura > factura

festival > festival

final > final

formül > fórmula

foto > foto

foton > fotón

fren > freno

futbol > fútbol

galeri > galería

galon > galón

garanti > garantia

gardrop > guardarropa

gargara > gargara

geometri > geometría

global > global

gram > gramo

grup > grupo

hamster > hámster

havyar > caviar

hegemonya > hegemonía

helva > halva

hidrat > hidrato

hormon > hormona

ıspanak > espinaca

idealist > idealista

idiot > idiota

kabare > cabaré

kabotaj > cabotaje

kafein > cafeína

kafeterya > cafeteria

kahve > cafe

kaka > kaka

kakofoni > cacofonía

kalibre > calibre

kamelya > camelia

kamuflaj > camuflaje

kamyon > camión

kanal > canal

kanalizasyon > canalización

kanarya > canaria

kanser > cáncer

kantin > cantina

kaos > caos

kapital > capital

kapitülasyon > capitulación

karakter > carácter

karate > kárate

karbon > carbono

kardiyoloji > cardiología

karikatür > caricatura

karizma > carisma

karnaval > carnaval

kestane > castaña

kilo > kilo

kilogram > kilogramo

kilometre > kilómetro

klarnet > clarinete

klasik > clásico

klinik > clínica

klişe > cliché

klüp > club

kobalt > cobalto

kolera > cólera

kolestrol > colestrol

kolonizasyon > colonización

kolonya > colonia

komedya > comedia

komisyon > comisión

komite > comité

kompozisyon > composición

kompresör > compresor

konfeti > confeti

konsültasyon > consultación

kontrol > control

konvoy > convoy

konyak > coñac

koperatif > cooperativa

kopya > copia

kordinasyon > coordinación

kurs > curso

kültür > cultura

latin > latino

lavabo > lavabo

legal > legal

libido > libido

lider > lider

limon > limón

limonata > limonada

liste > lista

local > lokal

logaritma > logaritmo

losyon > loción

maço > macho

makine > maquina

mango > mangó

manivela > manivela

margarin > margarina

marka > marca

masa > mesa

mayonez > mayonesa

melankoli > melancoliá

melodi > melodía

mentol > mentol

menü > menú

metal > metal

meteor > meteoro

metre > metro

mineral > mineral

modern > moderno

moron > morón

motel > motel

motor > motor

natürel > natural

nektar > néctar

normal > normal

numara > número

nükleer > nuclear

onur > honor

orangutan > orangután

orijinal > original

ortografi > ortografía

ortopedi > ortopedia

oskar > óscar

otel > otel

oto > auto

otobiyografi > autobiografía

otobüs > autobús

otomat > autómata

otomatik > automático

otopsi > autopsia

otorite > autoridad

otostop > autostop

oval > oval

paket > paquete

panel > panel

panorama > panorama

pantolon > pantalónes

parabol > parábola

paradigma > paradigma

pardon > perdón

park > parque

parlamento > parlamento

pasaport > pasaporte

pastel > pastel

pedal > pedal

pijama > pijamas

pil > pila

piyano > piano

plan > plan

platin > platino

poker > póker

polen > polen

polimer > polímero

polis > policía

politika > politica

popüler > popular

porsiyon > porción

prizma > prisma

problem > problema

profesör > profesor

profesyonel > profesional

program > programa

propaganda > propaganda

protesto > protesta

proton > protón

puding > pudín

radar > radar

radyo > radio

reaktör > reactor

referandum > referéndum

rehine > rehene

restoran > restaurante

restorasyon > restauración

retina > retina

ritüel > ritual

romantik > romántico

salon > salón

sektör > sector

senato > senado

seramoni > ceremonia

sifon > sifón

simetri > simetría

siren > sirena

sosyal > social

sultan > sultán

süit > suite

süveter > suéter

şal > chal

şantaj > chantaje

şarlatan > charlatán

tabu > tabú

taktik > táctica

taverna > taberna

tekstil > textil

telefon > teléfono

televizyon > televisión

tendon > tendón

tenis > tenis

terapi > terapia

terapist > terapista

terminal > terminal

terör > terror

tilde > tilde

tiyatro > teatro

traktör > tractor

transit > tránsito

travma > trauma

tren > tren

trigonometri > trigonometría

tropikal > tropical

turist > turista

tünel > túnel

ultimatom > ultimátum

üniforma > uniforme

ütopya > utopia

vanilya > vanilla

villa > villa

violin > violin

virüs > virus

vitamin > vitamina

volkan > volcán

zebra > cebra

zikzak > zigzag


16-46 / notlar 348

16-46 / notlar 348

-----------------------

¡qué cosa! > bu nasıl iş!

-----------------------------



libro > kitap

mi libro > (benim) kitabım

-

"estaba" perdido > kayboldu (kayıp "oldu")

-

mi libro estaba perdido > kitabım kayboldu

-

apuntes > notlar

mis apuntes > (benim) notlarım

mis apuntes "también" > (benim) notlarım "da"

y mis apuntes también > ve notlarım da

-

al lado > yanında

libro > kitap

su libro > sizin kitabınız (formal/resmi) / onun kitabı (informal/normal)

al lado + de su libro > 

¿al lado de su libro? > kitabınızın yanında mı?

-

¿estabaN al lado de su libro? > kitabınızın yanında mıydıLAR?

-

allí > orada / orası / oraya / orayı

[estaba allí > oradaydı]

estabaN allí > oradaydıLAR

sí. mis apunteS estaba"N" allí > evet. notLARım oradaydı("LAR")

-

eso > şu / bu / o

esos > şunlar / bunlar / onlar

eso"s" apunteS > şu["nlar"] notLAR

¿y esos apuntes? > ve şu notlar? / ya şu notlar?

-

la mesa > masa

en la mesa > masada / masadaki / masanın üstündeki

esos apuntes en la mesa > masadaki şu notlar

-

agua > su

vaso > bardak

"vaso de agua" > "bir bardak su"

-

debajo > altında / altındaki / alttaki

debajo del vaso de agua > bir bardak suyun altındaki 

[su bardağının altındaki > mejor]

¿debajo del vaso de agua? > su bardağının altındaki mi?

-

apuntes > notlar

MİS apuntes > (benim) notlarıM

TUS apuntes > (senin) notlarıN

-

SUS apuntes > (onun) notlarI (normal)

SUS apuntes > (sizin) notlarıNIZ (formal/resmi)

-

¿son sus apuntes? > sizin notlarınız mı?

-

no. esos apuntes son "del señor Juan" >

hayır. o notlar "Juan bey'in"

-

(esos) son de "él". > (onlar) "o"nun

-

bolígrafo > (dolma) kalem

ese bolígrafo > şu kalem

-

suyo > sizin / sizin ki

ese bolígrafo es suyo > şu kalem sizinki

¿ese bolígrafo es suyo? > şu kalem sizinki mi?

-

ese bolígrafo "debajo de la mesa" > (şu) "masanın altındaki" kalem

-

"creo que" sí > "sanırım" / evet, öyle "sanıyorum" / "sanırım" öyle

-

ESTABA "con" mis apuntes > benim notlarımlayDI 

[notlarım + "ile"+ İDİ = notlarım"la" İDİ = notlarım"la"yDI]

-

mi bolígrafo estaba con mis apuntes 

kalemim notlarımlaydı / kalemim notlarımla birlikteydi

-

déjeme ver > bir bakayım / bakayım / bakayım bir

mio > benimki / benim

-

déjeme ver. ahhhh no. no es mio > bakayım. ahhhh hayır. benim değil

-

qué > ne

cosa > şey

"qué cosa" > [ne şey] / "ne biçim şey" / "ne iş" / "ne biçim iş"

["bu ne yaa!" > mejor]

-

perdido > kayıp

estaba perdido > (kayıp oldu) / kayboldu

todo > hepsi / "her şey" / bütün / tüm / tümü

todo "estaba perdido" > her şey "kayboldu"

hoy > bugün

-

¡qué cosa! todo estaba perdido "hoy" > 

bu ne yaa! "bugün" her şey kayboldu

[ = bu ne yaa! her şey kayboldu "bugün"]


16-46 / notlar 347

16-46 / notlar 347

-----------------------

busco un libro > bir kitap arıyorum

-----------------------------



perdón. ¿puede ayudarme? busco un libro

-

perdón > pardon / afedersiniz

-

ayudar > yardım etmek

ayudarme > bana yardım etmek

puede ayudar > yardım edebilir

puede ayudarme > bana yardım edebilir

¿puede ayudarme? > (bana) yardım edebilir mi?

[formal/resmi > (bana) yardım edebilir misiniz?]

-

perdón. + ¿puede ayudarme? > pardon, yardım edebilir misiniz?

-

buscar > aramak

busco > arıyorum

-

libro > kitap

un libro > bir kitap

busco un libro > bir kitap arıyorum 

-

perdón. + ¿puede ayudarme? + busco un libro >

pardon + yardım edebilir misiniz? + bir kitap arıyorum

=

perdón. ¿puede ayudarme? busco un libro >

pardon, yardım edebilir misiniz? bir kitap arıyorum

-

-

¿cuál? > hangi? / hangisi?

¿cuál libro? > hangi kitap?

-

-

se llama "Celia en el colegio" > (onun) adı > "Celia kolejde"

-

-

creo que > sanırım

-

ver > görmek

he visto > gördüm / görmüştüm

"lo" he visto > "onu" gördüm / "onu" görmüştüm

-

creo que + lo he visto >

sanırım + onu görmüştüm

-

un momento > bir dakika

-

creo que + lo he visto. + un momento >

sanırım + onu görmüştüm + bir dakika

=

creo que lo he visto. un momento >

sanırım onu görmüştüm, bir dakika

-

-

aquí > burası / burada

"está por aquí" > "burada" / "buralarda"

-

pero > fakat

ahora > şimdi

-

pero ahora > fakat şimdi

-

está aquí > burada

no está aquí > burada yok / burada değil

-

está por aquí... pero ahora... no está aquí >

buralarda... fakat şimdi burada değil

-

-

grande > büyük

muy grande > çok büyük

es muy grande > (o) çok büyük

no es muy grande > (o) çok büyük değil

-

pequeño > küçük

es pequeño > (o) küçük

-

no es muy grande... es pequeño > 

çok büyük değil... küçük

-

-

perder > kaybetmek / kaybolmak

perdido > kayboldu / kaybolmak

-

está perdido > (o) kayboldu 

[kayıp + olmak = kaybolmak]

-

"creo que" está perdido > "sanırım" kayboldu

-

-

aquí > burası / burada / buraya / burayı

está aquí > (o) burada

estaba aquí > buradaydı

-

poco > az

"hace poco" > "az önce"

-

estaba aquí hace poco > az önce buradaydı

-

estaba aquí hace poco... en la mesa >

az önce buradaydı... masanın üzerinde

[ = az önce buradaydı... masada]

[ = az önce burada, masadaydı]

-

¿estaba en la mesa? > masada mıydı? / masanın üzerinde miydi?

[ = masanın üstünde miydi?]

-

aquí > burası / burada

allí > orası / orada

-

está alli > (o) orada

no está allí > orada değil / orada yok

-

ahora > şimdi

no está allí ahora > şimdi orada yok

-

ver > görmek

veo > görüyorum

lo veo > (onu) görüyorum

no lo veo > (onu) görmüyorum

ahora no lo veo > şimdi onu görmüyorum

-

no está allí ahora... ahora no lo veo >

şimdi orada yok... şimdi onu görmüyorum

-

ahora lo veo > şimdi onu görüyorum

-

-

debajo > altında

[abajo > aşağıda / aşağıya]

-

debajo de la mesa > masanın altında

-

estaba debajo "de la mesa" > "masanın" altındaydı

-

estaba debajo "de los papeles" > "kağıtların" altındaydı

-

tienes razón > haklısın

tiene razón > haklı [normal]

tiene razón > haklısınız [formal / resmi]

-

sí, tiene razón > evet, haklısınız

sí, tiene razón... allí > evet, haklısınız... orada

-

sí, tiene razón... allí. debajo "de todo" > 

evet, haklısınız... orada. "hepsinin" altında 


16-46 / notlar 346

16-46 / notlar 346

-----------------------

sen ve o > tú y él/ella

-----------------------------


[1]


[hablar > konuşmak]

[hablaS > konuşuyorSUN / konuşurSUN]

[habla > konuşuyor / konuşur]

-

el español > ispanyolca

-

"hablas" español > ispanyolca "konuşuyorsun"

-

"hablas" español perfecto > mükemmel ispanyolca "konuşuyorsun"

"habla" español perfecto > mükemmel ispanyolca "konuşuyor"

-

-


[2]

[cantar > şarkı söylemek]

[cantaS > şarkı söylüyorSUN / şarkı söylerSİN]

[canta > şarkı söylüyor / şarkı söyler]

-

bien > iyi / güzel

-

(tú) "cantas" bien > (sen) güzel "şarkı söylüyorsun"

(ella) "canta" bien > (o) güzel "şarkı söylüyor"

-

-


[3]


[hacer > yapmak]

[haceS > yapıyorSUN / yaparSIN]

[hace > yapıyor / yapar]

-

haces comidas > yemekler yapıyorsun

-

"haces" comidas deliciosas > lezzetli yemekler "yapıyorsun"

"hace" comidas deliciosas > lezzetli yemekler "yapıyor"

-

-


[4]


[nadar > yüzmek]

[nadaS > yüzüyorSUN / yüzerSİN]

[nada > yüzüyor / yüzer]

-

rápido > hızlı

-

(tú) "nadas" demasiado rápido > (sen) çok hızlı "yüzüyorsun"

(él) "nada" demasiado rapido > (o) çok hızlı "yüzüyor"

-

-


[5]


[correr > koşmak]

[ --- tú corres > koşuyorsun / koşarsın --- ] (şimdi ve sonra - ahora y luego)

[estáS corriendo > koşuyorSUN] (şu anda / şimdi - ahora)

[está corriendo > koşuyor] (şu anda / şimdi - ahora)

-

lento > yavaş

muy lento > çok yavaş

-

"estás corriendo" muy lento > çok yavaş "koşuyorsun"

"está corriendo" muy lento çok yavaş "koşuyor"

-

-


16-46 / notlar 345

16-46 / notlar 345

-----------------------

1 > ¿quién? > kim

+

2 > ¿qué hizo? > ne yaptı?

+

3 > ¿cuándo? > ne zaman?

=

-----------------------------

-

-


[A]


1 > "mi" vecino > ("benim") komşum

+

2 > "fue" a España > İspanya'ya "gitti"

+

3 > el año "pasado" > "geçen" yıl

=

mi vecino + fue a España + "el año pasado" >

komşum + "geçen yıl" + İspanya'ya gitti /

-

[ = "geçen yıl" + komşum + İspanya'ya gitti]

-

-


[B]


1 > "su" hija > ("onun") kızı

+

2 > "comenzó" la escuela > okula "başladı"

+

3 > esta "semana" > bu "hafta"

=

su hija + comenzó la escuela + "esta semana"

kızı + "bu hafta" + okula başladı /

-

[ = "bu hafta" + kızı okula + başladı]

-

-


[C]


1 > mi gato > ("benim") kedim

+

2 > jugó "en el jardín" > "bahçede" oynadı

+

3 > hoy > bugün

=

mi gato + jugó en el jardín + "hoy" >

kedim + "bugün" + bahçede oynadı /

-

[ = "bugün" + kedim + bahçede oynadı]

-

-


[D]


1 > el cliente > müşteri

+

2 > "vino" aquí > buraya "geldi"

+

3 > ayer > dün

=

el cliente + vino aquí + ayer >

müşteri + dün + buraya geldi /

-

[ = "dün" + müşteri + buraya geldi]

-

-


[E]


1 > tu mamá > (senin) annen

+

2 > vio "una película" > "bir film" seyretti

+

3 > "el martes" por la noche > "salı" gecesi

=

tu mamá + vio una película + "el martes por la noche" >

annen + "salı gecesi" + bir film izledi /

-

[ = "salı gecesi" + annen + bir film seyretti]


-----------------------------------------------------------


A

mi vecino fue a España el año pasado >

komşum geçen yıl İspanya'ya gitti 

-

B

su hija comenzó la escuela esta semana >

kızı bu hafta okula başladı 

-

C

mi gato jugó en el jardín hoy >

kedim bugün bahçede oynadı

-

D

el cliente vino aquí ayer >

müşteri dün buraya geldi

-

E

tu mamá vio una película el martes por la noche >

annen salı gecesi bir film izledi


16-46 / notlar 344

16-46 / notlar 344

-----------------------

¿Cuándo + "fue" + ......?

......+ ne zaman + ......"dı"?

-----------------------


[1]

¿cuándo? > ne zaman?

-

esto > bu

-

"¿cuándo + fue" + esto? > 

bu + "ne zaman+dı?" = bu ne zamandı?

-

-


[2] 

pintar > boyamak

pintado > boyanmış / boyalı

-

¿cuándo "fue + pintado?" > ne zaman + "boyan+dı"

-

-


[3]

[ir > gitmek  >>>  (yo) fui > (ben) gittim >>> (él/ella) fue > (o) gitti]

-

el hospital > hastane

a+el = al > "al hospital" > "hastaneye"

"fue" al hospital > hastaneye "gitti"

-

"¿Cuándo" fue al hospital? > hastaneye "ne zaman" gitti?

-

-


[4]

hermano > (erkek) kardeş

su > onun

su hermano > (onun) (erkek) kardeşi

-

Chile > Şili

a Chile > Şili'ye

-

¿cuándo fue a Chile? > Şili'ye ne zaman gitti?

-

¿cuándo fue a Chile su hermano? >

(onun) kardeşi ne zaman Şili'ye gitti?

-

-


[5]

vez > kez / defa / sefer

la última > son

la última vez > son kez / en son

-

"¿cuándo fue" + la última vez? >

en son + "ne zamandı? =

en son ne zamandı?

-

-


[6]

examen > sınav

última examen > son sınav

tu última examen > (senin) son sınavın

-

¿cuándo fue + tu ultima examen? >

(senin) son sınavın + ne zamandı? =

son sınavın ne zamandı?

-

-


[7] 

reunión > buluşma / toplantı

primera > ilk / birinci

primera reunión > ilk buluşma / ilk toplantı

tu primera reunión > (senin) ilk buluşman

-

¿cuándo fue + tu primera reunión? >

(senin) ilk buluşman + ne zamandı? =

ilk buluşman ne zamandı?


16-46 / notlar 343

16-46 / notlar 343

-----------------------

...... + lo que sea mejor para mí 

benim için en iyi olanı + ............

-----------------------


[1]

hacer > yapmak

-

voy a hacer > yapacağım

vas a hacer > yapacaksın

-

¿qué voy a hacer? > ne yapacağım?

¿qué vas a hacer? > ne yapacaksın?

-

-

ser > olmak

sea > olmak / olacak

que sea > ne olacak

lo que sea > (o) ne olacak / (o) ne olacaksa / olan / olanı

-

"mejor" > "daha iyi" / daha iyisi / en iyi / en iyisi

-

lo que sea mejor > en iyi olan / en iyi olanı / ne daha iyi olacaksa 

-

"voy a hacer" lo que sea mejor > en iyi olanı "yapacağım"

-

"para" mí > benim "için"

-

"voy a hacer" + lo que sea mejor + para mí >

benim için + en iyi olanı + "yapacağım" =

benim için en iyi olanı yapacağım

-

-

-

[2]

comer > yemek yemek / yemek

[comida > yemek / yiyecek  > [comer la comida] > yemek yemek]

-

voy a comer > (yemek) yiyeceğim

vas a comer > (yemek) yiyeceksin

-

¿qué voy a comer? > ne yiyeceğim?

¿qué vas a comer? > ne yiyeceksin?

-

-

ser > olmak

sea > olmak / olacak

que sea > ne olacak

lo que sea > (o) ne olacak / (o) ne olacaksa / olan / olanı

-

"mejor" > "daha iyi" / daha iyisi / en iyi / en iyisi

-

lo que sea mejor > en iyi olan / en iyi olanı / ne daha iyi olacaksa 

-

"voy a comer" lo que sea mejor > en iyi olanı "yiyeceğim"

[daha iyi olanı yiyeceğim]

-

"para" mí > benim "için"

-

"voy a comer" + lo que sea mejor + para mí >

benim için + en iyi olanı + "yiyeceğim" =

benim için en iyi olanı yiyeceğim

-

-

-

[3]

beber > içmek

-

voy a beber > içeceğim

vas a beber > içeceksin

-

¿qué voy a beber? > ne içeceğim?

¿qué vas a beber? > ne içeceksin?

-

-

ser > olmak

sea > olmak / olacak

que sea > ne olacak

lo que sea > (o) ne olacak / (o) ne olacaksa / olan / olanı

-

"mejor" > "daha iyi" / daha iyisi / en iyi / en iyisi

-

lo que sea mejor > en iyi olan / en iyi olanı / ne daha iyi olacaksa 

-

"voy a beber" lo que sea mejor > en iyi olanı "içeceğim"

-

"para" mí > benim "için"

-

"voy a beber" + lo que sea mejor + para mí >

benim için + en iyi olanı + "içeceğim" =

benim için en iyi olanı içeceğim

-

-

-

[4]

decir > söylemek / demek

-

voy a decir > söyleyeceğim / diyeceğim

vas a decir > söyleyeceksin / diyeceksin

-

¿qué voy a decir? > ne söyleyeceğim? / ne diyeceğim?

¿qué vas a decir? > ne söyleyeceksin? / ne diyeceksin?

-

-

ser > olmak

sea > olmak / olacak

que sea > ne olacak

lo que sea > (o) ne olacak / (o) ne olacaksa / olan / olanı

-

"mejor" > "daha iyi" / daha iyisi / en iyi / en iyisi

-

lo que sea mejor > en iyi olan / en iyi olanı / ne daha iyi olacaksa 

-

"voy a decir" lo que sea mejor > en iyi olanı "söyleyeceğim"

-

"para" mí > benim "için"

-

"voy a decir" + lo que sea mejor + para mí >

benim için + en iyi olanı + "söyleyeceğim" =

benim için en iyi olanı söyleyeceğim


16-46 / notlar 342

16-46 / notlar 342

-----------------------

nostalgia 3 > nostalji 3

-----------------------


[1]

antes > önce

antes de > ......+den önce / ......+dan önce / öncesinde / önceden

-

tiempo > zaman

tu tiempo > senin zamanın

de tu tiempo > senin zamanından

-

antes > önce

antes de > ......+den önce / ......+dan önce / öncesinde / önceden

-

antes de tu tiempo > senin zamanından önce

-

mucho > çok

"mucho antes" de tu tiempo > senin zamanından "çok önce"

-

-

[2]

dormir > uyumak / yatmak

-

antes de dormir > uyumadan önce / yatmadan önce

-

leer > okumak

lee > oku / okuyun [formal > resmi]

-

libro > kitap

un libro > bir kitap

lee un libro > bir kitap oku / bir kitap okuyun [formal > resmi]

-

noche > gece

"cada" noche > "her" gece

-

lee un libro + cada noche > her gece + bir kitap oku / 

her gece + bir kitap okuyun [formal > resmi]

-

lee un libro + cada noche + antes de dormir > 

her gece + yatmadan önce  + bir kitap okuyun =

-

lee un libro cada noche antes de dormir

her gece yatmadan önce  bir kitap okuyun

-

-

[3]

como antes > eskisi gibi

-

trabajar > çalışmak

-

puedo trabajar > çalışabilirim

puedes trabajar > çalışabilirsin

puede trabajar > çalışabilir

-

como antes > eskisi gibi / önceden olduğu gibi

-

puede trabajar "como antes" > "eskisi gibi" çalışabilir

-

-

[4]

en el pasado > geçmişte

"está en el pasado" > "geçmişte" / "geçmişte kaldı" 

-

hacer > yapmak

-

he hecho > yaptım

haS hecho > yaptıN

-

tanto > çok / çok fazla / çok şey

-

has hecho "tanto" > "çok şey" yaptın

-

has hecho tanto "por mí" > "benim için" çok şey yaptın

-

has hecho tanto por mí "en el pasado" >

"geçmişte" benim için çok şey yaptın

-

-

[5-a]

diez > on

dos > iki

-

año / años > yıl / yıllar

día / días > gün / günler

-

diez años > on yıl

dos días > iki gün

-

"hace" diez años > on yıl "önce" (on yıl "oldu") / on yıldır

"hace" dos días > iki gün "önce" (iki gün "oldu") / iki gündür

-

nota > not

esta nota > bu not

-

escribir > yazmak

-

escribo > yazarım

escribí > yazdım

-

escribí esta nota  > bu notu yazdım

-

escribí esta nota "hace diez años" > bu notu "on yıl önce" yazdım

-

-

[5-b]

hablar > konuşmak

-

hablo > konuşurum

he hablado > konuştum

-

no he hablado > konuşmadım

-

él / ella > o

con él / con ella > onunla

-

no he hablado con él > onunla konuşmadım

-

"hace dos días" > iki gün önce (iki gün oldu) / "iki gündür"

-

no he hablado con él + "hace dos días" > 

onunla "iki gündür" konuşmadım


16-46 / notlar 341

16-46 / notlar 341

-----------------------

nostalgia 2 > nostalji 2

-----------------------


[1]

anteriormente > önceden / daha önce

-

enseñar > öğretmek / ders vermek

-

(yo) enseño > (ben) öğretirim / ders veririm

(él/ella) enseña > (o) öğretir / ders verir

-

(yo) enseñe > (ben) öğrettim / ders verdim

(él/ella) enseñó > (o) öğretti / ders verdi

-

él enseñó "anteriormente" > o "daha önce" öğretti / o "daha önce" ders verdi

-

la universidad > üniversite

en la universidad > üniversitede

-

él enseñó "anteriormente" en la Universidad

"daha önce" üniversitede ders verdi

-

-

[2]

decir > demek / söylemek

-

digo > derim / söylerim

he dicho > dedim / söyledim

-

he dicho "anteriormente" > "daha önce" söyledim

-

cambiar > değişmek

puedo cambiar > değişebilirim

puede cambiar > değişebilir

puedeN cambiar > değişebilirLER

-

las palabras > kelimeler

las palabras pueden cambiar > kelimeler değişebilir

-

"he dicho anteriormente" que las palabras pueden cambiar

"daha önce söyledim", kelimeler değişebilir

--------------------------


16-46 / notlar 340

16-46 / notlar 340

-----------------------

nostalgia 1 > nostalji 1

-----------------------


[1]

cuando > (olduğum)+da/ ......+dayken /.....+deyken 

-

cuando tenía ocho años, teníamos un gato gordo

sekiz yaşındayken şişman bir kedimiz vardı

-

ocho > sekiz

año > yıl / yaş

años > yıllar / yıl / yaşlar / yaş

-

TENGO ocho años > sekiz yaşınDAYIM

TENíA ocho años > sekiz yaşınDAYDIM

CUANDO TENíA ocho años > sekiz yaşınDAYKEN

[sekiz yaşında olduğumda]

-

-

(yo) tengo > (benim) var

(nosotros) tenemos > (bizim) var

(yo) tenía > (benim) vardı

(nosotros) teníamos > (bizim) vardı

-

gato > kedi

-

"teníamos" un gato > (bizim) bir kedimiz "vardı"

-

gordo > şişman

gato gordo > şişman kedi

un gato gordo > şişman bir kedi

-

"teníamos" un gato gordo > (bizim) şişman bir kedimiz "vardı"

-

"cuando tenía ocho años", teníamos un gato gordo

"sekiz yaşındayken" şişman bir kedimiz vardı

-

-

[2]

quince > onbeş

cuando tenía quince > onbeş yaşındayken

-

jardin > bahçe

pequeño > küçük

un jardin pequeño > küçük bir bahçe

-

teníamos un jardin pequeño > küçük bir bahçemiz vardı

-

"cuando tenía quince", teníamos un jardin pequeño

"onbeş yaşındayken" küçük bir bahçemiz vardı

-


16-46 / notlar 339

16-46 / notlar 339

-----------------------

cuando yo era +

-----------------------


niña > (küçük kız) çocuk

niño > (küçük erkek) çocuk

-

"cuando yo era niña" > "ben çocukken"

ben küçük bir kızken / 

ben küçük bir çocukken /

-

tener > sahip olmak

"tengo" > (ben) "sahibim" / (benim) "var"

[tengo dinero > param var]

-

"tenía" > (ben) "sahiptim" / (o) "sahipti" / (benim) "vardı" / (o/onun) "vardı"

(yo) "tenía" una camiseta > (benim) bir tişörtüm "vardı"

(él / ella) "tenía" una camiseta > (onun) bir tişörtü "vardı" 

-

"tenemos" > (biz) "sahibiz" / (bizim) "var"

"teníamos" > (biz) "sahiptik" / (bizim) "vardı"

-

"cuando yo era niña" + teníamos una casa grande >

"(ben) çocukken" + teníamos una casa grande 

>>> (una > bir > una casa > bir ev > una casa grande > büyük bir ev)

-

ben çocukken + "teníamos una casa" grande >

ben çocukken büyük "bir evimiz vardı"

-

-

-

cuando yo era niño > ben çocukken

-

azul > mavi

un "coche" azul > mavi bir "araba"

-

cuando yo era niño, "teníamos un coche" azul >

ben çocukken, mavi "bir arabamız vardı"

-

-

-

joven > genç

cuando yo era joven > ben gençken

-

un > bir

un profesor > bir öğretmen

un profesor "viejo" > "yaşlı" bir öğretmen

un profesor muy viejo > çok yaşlı bir öğretmen

-

cuando yo era joven, "teníamos un profesor" muy viejo

ben gençken, çok yaşlı "bir öğretmenimiz vardı"

-

-

-

nuevo / nueva > yeni

aquí > burada / burası / buraya

-

cuando yo era nueva aquí > ben burada yeniyken

-

hay > var

había > vardı

había "un hombre" > "bir adam" vardı

-

cuando yo era nueva aquí, "había un hombre"...

ben burada yeniyken, "bir adam vardı"...

-

-

-

menor > küçük

"cuando yo era menor" + ........ .... ....... > "ben küçükken" + ........ .... ....... 

-

-

-

estudiante > öğrenci

"cuando yo era estudiante" + ...... .... ....  > "ben öğrenciyken" + ..... .... ... 

-

-

-

edad > yaş / çağ / dönem

tu edad > senin yaşın

en tu edad > senin yaşında

-

"cuando yo era en tu edad" + ........  > ben senin yaşındayken + .........

-

-

-

"cuando yo era 18" + ........... > "ben 18 yaşındayken" ...........

-

-

-

feliz > mutlu / neşeli

infeliz > mutsuz / üzgün

-

"cuando yo era infeliz" + ....... > "ben mutsuzken" + .......


16-46 / notlar 338

16-46 / notlar 338

-----------------------

¿qué vas a hacer mañana?

yarın ne yapacaksın?

-----------------------


1

caminar > yürümek

-

"caminaré" > "yürürüm" / ("yürüyeceğim")

caminaré "en el pequeño parque" > "küçük parkta" yürürüm

-

-"voy a caminar" > "yürüyeceğim"

voy a caminar "en el pequeño parque" > "küçük parkta" yürüyeceğim

-



2

beber > içmek

-

"beberé" > "içerim" / ("içeceğim")

beberé en el bar "viejo" > "eski" barda içerim

-

"voy a beber" > "içeceğim"

voy a beber en el bar "viejo" > "eski" barda içeceğim

-



3

comer > yemek yemek

-

"comeré" > "yerim" / ("yiyeceğim")

comeré "en la calle con la piscina" > "havuzlu sokakta" yerim

-

"voy a comer" > "yiyeceğim" 

voy a comer "en la calle con la piscina" > "havuzlu sokakta" yiyeceğim

-



4

ver > görmek / seyretmek / izlemek / bakmak

-

"veré" > "görürüm" / ("göreceğim") / "seyrederim" / ("seyredeceğim") / "izlerim" / ("izleyeceğim") / "bakarım" / ("bakacağım")

veré un partido "bajo la lluvia" > "yağmurda" (bir) maç seyrederim

-

"voy a ver" > "göreceğim" / "seyredeceğim" / "izleyeceğim" / "bakacağım"

voy a ver un partido "bajo la lluvia" > "yağmurda" (bir) maç seyredeceğim

-



5

estudiar > (ders) çalışmak

-

"estudiaré" > "(ders) çalışırım" / ("(ders) çalışacağım")

estudiaré "con mi hijo" > "oğlumla" (ders) çalışırım

-

"voy a estudiar" > "ders çalışacağım"

voy a estudiar "con mi hijo" > "oğlumla" (ders) çalışacağım

-



6

comprar > (satın) almak

-

"compraré" > "(satın) alırım" / ("(satın) alacağım")

compraré un libro "de aquí" > "buradan" bir kitap (satın) alırım

-

voy a comprar > (satın) alacağım

voy a comprar un libro "de aquí" > "buradan" bir kitap (satın) alacağım

-



7

cocinar > pişirmek / yemek yapmak

-

"cocinaré" > "pişiririm" / ("pişireceğim") / "yemek yaparım" / ("yemek yapacağım")

cocinaré "en la cocina de mi madre" > "annemin mutfağında" yemek yaparım

-

"voy a cocinar" > "pişireceğim" / "yemek yapacağım"

voy a cocinar "en la cocina de mi madre" > "annemin mutfağında" yemek yapacağım

-



8

nadar > yüzmek

-

"nadaré" > "yüzerim" / ("yüzeceğim")

nadaré "en la piscina" grande > büyük "havuzda" yüzerim

-

"voy a nadar" > "yüzeceğim"

nadaré "en la piscina" grande > büyük "havuzda" yüzeceğim

-



9

hablar > konuşmak

-

"hablaré" > "konuşurum" / ("konuşacağım")

hablaré con el "nuevo" vecino > "yeni" komşuyla konuşurum

-

"voy a hablar" > "konuşacağım"

voy a hablar con el "nuevo" vecino > "yeni" komşuyla konuşacağım

-



10

escuchar > dinlemek

-

"escucharé" > "dinlerim" / ("dinleyeceğim")

escucharé música "en el coche" > "arabada" müzik dinlerim

-

"voy a escuchar" > "dinleyeceğim"

voy a escuchar música "en el coche" > "arabada" müzik dinleyeceğim



-

-

-

?????????????

¿que es la diferencia? > fark ne? 

-

caminaré > yürürüm / (yürüyeceğim)

(si me aburro) "caminaré" en el parque > (sıkılırsam) parkta "yürürüm"

-

(puede ser dos horas luego o mañana, no lo sé... cuando me aburra... y por eso "yürürüm" > iki saat sonra ya da yarın olabilir, bilmiyorum, ne zaman sıkılırsam, ve bu yüzden "caminaré")

-

-

voy a caminar > yürüyeceğim

(estoy aburrido) "voy a caminar" en el parque  > parkta yürüyeceğim

-

(ahora o dos horas luego o un tiempo luego, pero yo sé cuando voy a hacerlo. por eso "yürüyeceğim" > şimdi ya da iki saat sonra ya da bir süre sonra fakat ne zaman yapacağımı biliyorum. bu yüzden "voy a caminar")

-

-

-

otro ejemplo

parte 1 es real 90% pero cuando puedo hacerlo el parte 2, quien sabe :)


1

"voy a ayudar" a tu hermana esta tarde. 

"yardım edeceğim"


2

"arreglaré" tu bicicleta más tarde

"tamir ederim"


"voy a ayudar" a tu hermana esta tarde. "arreglaré" tu bicicleta más tarde >

bu öğlen kardeşine "yardım edeceğim". senin bisikletini sonra "tamir ederim"


16-46 / notlar 337

16-46 / notlar 337

-----------------------

¿Qué hiciste ayer?

dün ne yaptın?

-----------------------


1

caminar > yürümek

"caminé" > "yürüdüm"

-

caminé "en el gran parque" >

"büyük parkta" yürüdüm

-


2

beber > içmek

"bebí" > "içtim"

-

bebí en el bar "de la esquina" >

"köşedeki" barda içtim

-


3

comer > yemek yemek

"comí" > "yedim"

-

comí en la calle "vieja" >

"eski" sokakta yedim

-


4

ver > görmek / seyretmek / izlemek / bakmak

"vi" > "gördüm" / " seyrettim" / "izledim" / "baktım"

-

vi un partido "en el clima frío" >

"soğuk havada" bir maç seyrettim

-


5

estudiar > (ders) çalışmak

"estudié" > "(ders) çalıştım"

-

estudié "con mi amigo" >

"arkadaşımla" ders çalıştım

-


6

comprar > (satın) almak

"compré" > "(satın) aldım"

-

compré un libro "de allí" >

"oradan" bir kitap satın aldım

-


7

cocinar > pişirmek / yemek yapmak

"cociné" > "pişirdim" / "yemek yaptım"

-

cociné "en la nueva cocina" >

"yeni mutfakta" yemek yaptım

-


8

nadar > yüzmek

"nadé" > "yüzdüm"

-

nadé "en la piscina" pequeña >

küçük "havuzda" yüzdüm

-


9

hablar > konuşmak

"hablé" > "konuştum"

-

hablé con el "viejo" vecino >

"yaşlı" komşuyla konuştum

-


10

escuchar > dinlemek

"escuché" > "dinledim"

-

escuché música "en la radio" >

"radyodan" müzik dinledim

16-46 / notlar 336

16-46 / notlar 336

-----------------------

¿qué estás haciendo ahora?

şimdi ne yapıyorsun?

-----------------------


1

caminar > yürümek

"estoy caminando" > "yürüyorum"

-

estoy caminando "por la calle" >

"sokakta" yürüyorum

-


2

beber > içmek

"estoy bebiendo" > "içiyorum"

-

estoy bebiendo en el bar >

"barda" içiyorum

-


3

comer > yemek yemek

"estoy comiendo" > "yemek yiyorum"

-

estoy comiendo "en el restaurante" >

"restoranda" yemek yiyorum

-


4

ver > görmek / seyretmek / izlemek / bakmak

"estoy viendo" > "seyrediyorum"

-

estoy viendo "el partido" en casa >

evde "maç" seyrediyorum

-

 

5

estudiar > (ders) çalışmak

"estoy estudiando" > "(ders) çalışıyorum"

-

estoy estudiando "con mi amigo" >

"arkadaşımla" ders çalışıyorum

-

 

6

comprar > (satın) almak

"estoy comprando" > "(satın) alıyorum"

-

estoy comprando "algunos libros" >

"birkaç kitap" (satın) alıyorum

-

 

7

cocinar > pişirmek / yemek yapmak

"estoy cocinando" > "yemek yapıyorum"

-

estoy cocinando "en la cocina" > 

"mutfakta" yemek yapıyorum

-

 

8

nadar > yüzmek

"estoy nadando" > "yüzüyorum"

-

estoy nadando "en la piscina" >

"havuzda" yüzüyorum

-

 

9

hablar > konuşmak

"estoy hablando" > "konuşuyorum"

-

estoy hablando "con mi maestro" >

"öğretmenimle" konuşuyorum

-

 

10

escuchar > dinlemek

"estoy escuchando" > "dinliyorum"

-

estoy escuchando música > 

müzik dinliyorum


16-46 / notlar 335

16-46 / notlar 335

-----------------------

1a - ¿te gusta viajar? 

2a - me gusta viajar... pero hay un problema 

1b - ¿qué tipo de problema?

2b - cuando viajo, tengo que decir adiós a la gente 

1c - entonces, no diga adiós. diga, hasta luego 

2c - buena idea. entonces... hasta luego :)

-

1a - seyahat etmeyi sever misin? 

2a - seyahat etmeyi severim... fakat bir sorun var 

1b - nasıl bir sorun?

2b - seyahat ettiğim zaman, insanlara elveda demem gerekiyor

1c - öyleyse elveda deme. görüşürüz de

2c - güzel fikir. öyleyse... görüşürüz :)

---------------------------



[1a] 

[¿te gusta viajar?]

-

gustar > hoşlanmak / beğenmek / sevmek

-

me gusta > hoşlanırım / beğenirim / severim

te gusta > hoşlanırsın / beğenirsin / seversin

-

¿te gusta? > hoşlanır mısın? / beğenir misin? / sever misin?

+

viajar > seyahat / seyahat etmek / tatile çıkmak / tatile gitmek

=

¿te gusta viajar? > seyahat etmeyi sever misin? / seyahati sever misin?

-

-


[2a] 

[me gusta viajar... pero hay un problema] 

-

gustar > hoşlanmak / beğenmek / sevmek

-

me gusta > hoşlanırım / beğenirim / severim

+

viajar > seyahat / seyahat etmek / tatile çıkmak / tatile gitmek

=

me gusta viajar > seyahat etmeyi severim

-

-

pero > fakat

hay > var

un > bir

problema > problem / sorun

-

un problema > bir problem / bir sorun

hay un problema > bir sorun var

pero hay un problema > fakat bir sorun var

-

me gusta viajar... + pero hay un problema = >

seyahat etmeyi severim + fakat bir sorun var

-

-


[1b]

[¿qué tipo de problema?]

-

¿qué? > ne? / nasıl?

+

tipo > tip / çeşit / tür

=

¿qué tipo? > ne tip? / ne çeşit? / ne tür? / nasıl?

+

problema > problem / sorun

-

"¿qué tipo de problema?" > "nasıl bir sorun?" / "nasıl bir problem?"

-

-


[2b]

[cuando viajo, tengo que decir adiós a la gente] 

-

viajar > seyahat / seyahat etmek / tatile çıkmak / tatile gitmek

viajo > seyahat ediyorum / seyahat ederim

-

cuando > ne zaman / ne zaman ki ... / ........ + zaman

[içtiğim + zaman / yediğim + zaman / gezdiğim + zaman]

-

cuando viajo > seyahat ettiğimde / seyahat edince / seyahat ettiğim zaman

-

-

decir > demek / söylemek

-

tengo que  +  ........ > .........  +  (yapma)lıyım / .........  +  (etme)liyim 

"tengo que + decir" >  "demeliyim" / "söylemeliyim" / "demem gerekiyor" / "söylemem gerekiyor"

-

adiós > elveda

-

"tengo que decir + adiós" > "elveda + demeliyim" / "elveda + demem gerekiyor"

-

la gente > insanlar / halk / millet

la gente > insanlara / halka / millete

-

"tengo que decir adiós" + a la gente > insanlara + "elveda demem gerekiyor"

-

"cuando viajo," + tengo que decir + adiós + a la gente =

"seyahat ettiğim zaman," + insanlara + elveda + demem gerekiyor

-

-


[1c] 

[entonces, no diga adiós. diga, hasta luego]

-

entonces > öyleyse / o zaman

-

decir > söylemek / demek

-

diga > söyle / de

no diga > söyleme / deme

-

adiós > elveda

-

no diga + adiós > elveda + deme

-

entonces, + no diga adiós > öyleyse + elveda deme

-

-

hasta luego > "görüşürüz" / sonra görüşürüz / görüşmek üzere

-

diga > söyle / de

-

"diga", hasta luego > görüşürüz "de"

-

entonces + no diga adiós. + diga, + hasta luego =

öyleyse + elveda deme + görüşürüz + de

-

-


[2c] 

[buena idea. entonces... hasta luego :) ]

-

idea > fikir / düşünce

"buena" idea > "iyi" fikir / "güzel" fikir 

-

entonces > öyleyse / o zaman

-

hasta luego > görüşürüz / görüşmek üzere


buena idea + entonces + hasta luego =

iyi fikir + öyleyse + görüşürüz 


-----------------------

1a - ¿te gusta viajar? 

2a - me gusta viajar... pero hay un problema 

1b - ¿qué tipo de problema?

2b - cuando viajo, tengo que decir adiós a la gente 

1c - entonces, no diga adiós. diga, hasta luego 

2c - buena idea. entonces... hasta luego :)

-

1a - ¿seyahat etmeyi sever misin? 

2a -  seyahat etmeyi severim... fakat bir sorun var 

1b - ¿nasıl bir sorun?

2b - seyahat ettiğim zaman, insanlara elveda demem gerekiyor

1c - öyleyse elveda deme. görüşürüz de

2c - güzel fikir. öyleyse... görüşürüz :)

---------------------------


16-46 / notlar 334

16-46 / notlar 334

-----------------------

¿cuánto tiempo + ............. ?

ne kadar + .................?

----------------------- 

¿cuánto "tiempo"? > 

ne kadar? / 

ne kadar "zaman"? / 

ne kadar "süre"?

-

-

-

tener > sahip olmak / var 

tengo > (benim) var / sahibim

tienes > (senin) var / sahipsin

-

¿cuánto tiempo tengo? > (beniM) ne kadar zamanıM var?

-

[¿cuánto tiempo tengo "para terminar" eso? > 

bunu "bitirmek için" ne kadar zamanım var?]

-

¿cuánto tiempo tienes? > (seniN) ne kadar zamanıN var?

-

[¿cuánto tiempo tienes "para volver"? > 

"geri dönmek için" ne kadar zamanın var?]

-

-

-

necesitar > ihtiyaç olması / ihtiyacı olmak

necesito > ihtiyacım var

necesitas > ihtiyacın var

-

¿cuánto tiempo "necesitas"? > ne kadar zamana "ihtiyacın var"?

-

[¿cuánto tiempo necesitas "para encontrarlo"?  >

"onu bulmak için" ne kadar zamana ihtiyacın var?]

-

-

-

pasar > geçmek / olmak

ha pasado > geçti / oldu

-

¿cuánto tiempo ha pasado? > 

ne kadar zaman geçti? /

ne kadar zaman oldu?

-

[¿cuánto tiempo ha pasado "desde que compraste"? >

"satın aldığınızdan beri" ne kadar zaman geçti?]

[ = "satın alalı" ne kadar oldu?]

-

-

-

nadar > yüzmek

voy a nadar > yüzeceğim

vas a nadar > yüzeceksin

-

¿cuánto tiempo "vas a nadar"? >

ne kadar "yüzeceksin"?

[daha ne kadar yüzeceksin - mejor]

-

[ ¿cuánto tiempo vas a nadar hoy? >

bugün daha ne kadar yüzeceksin?]

-

-

-

quedar > bir yerde kalmak / kalmak

quedo > kalıyorum / kalırım

quedas > kalıyorsun / kalırsın

-

quedaré > kalacağım

quedarás > kalacaksın

te quedarás > (sen) kalacaksın

-

¿cuánto tiempo te quedarás?

ne kadar kalacaksın?

-

[¿cuánto tiempo te quedarás en esta casa? > 

bu evde ne kadar kalacaksın?]

-

-

-

trabajar > çalışmak

-

¿cuánto tiempo "vas a trabajar"?

ne kadar (zaman) çalışacaksın?

[ = daha ne kadar çalışacaksın?]

-

-

-

sentar > oturmak

sentarte > (sen) otur

"vas a" sentarte > otur"acaksın"

-

¿cuánto tiempo "vas a sentarte"? > daha ne kadar "oturacaksın"?

-

[¿cuánto tiempo vas a sentarte "aquí"? >

"burada" daha ne kadar oturacaksın?]

-

-

-

usar > kullanmak

uso > kullanıyorum / kullanırım

usaré > kullanacağım

-

¿cuánto tiempo "usaré"? > ne kadar süre "kullanacağım"?

-

[¿cuánto tiempo usaré "estos medicamentos"? > 

"bu ilaçları" ne kadar süre kullanacağım?]

-

necesitar > ihtiyaç duymak / ihtiyaç olmak / lazım olmak / gerekli olmak

-

necesita > (onun) ihtiyacı var / (ona) gerekli / (ona) lazım

-

¿cuánto tiempo necesita? > ne kadar zamana ihtiyacı var?

[ = (ona) ne kadar zaman lazım?]

-

[¿cuánto tiempo necesita para terminar el libro? > 

kitabı bitirmek için ne kadar zaman lazım? /

kitabı bitirmek için ne kadar zaman gerekli?/

kitabı bitirmek için ne kadar süre gerekli?]


16-46 / notlar 333

16-46 / notlar 333

-----------------------

....... + muy +......

........ + çok +......

--------------------


hablar > konuşmak

[hablo > konuşuyorum / konuşurum]

-

hablas > konuşuyorsun / konuşursun

-

"muy" bien > "çok" iyi

-

hablas + muy + bien =

hablas "muy bien" > "çok iyi" konuşuyorsun

-

-

-

escribir > yazmak

[escribo > yazıyorum / yazarım]

-

escribes > yazıyorsun / yazarsın

-

escribes + muy + bien =

escribes "muy bien" > "çok güzel" yazıyorsun

-

-

-

correr > koşmak

[corro > koşuyorum / koşarım]

-

corres > koşuyorsun / koşarsın

-

corres + muy + rápido =

corres "muy rápido" > "çok hızlı" koşuyorsun

-

-

-

caminar > yürümek

[camino > yürüyorum / yürürüm]

-

caminas > yürüyorsun / yürürsün

-

caminas + muy + lento =

caminas "muy lento" > "çok yavaş" yürüyorsun

-

-

-

trabajar > çalışmak

[trabajo > çalışıyorum / çalışırım]

-

trabajas > çalışıyorsun / çalışırsın

-

trabajas + muy + poco

trabajas "muy poco" > "çok az" çalışıyorsun

-

-

-

manejar > (araç) sürmek

[manejo > sürüyorum / sürerim]

-

manejas > sürüyorsun / sürersin

-

manejas + muy + mal =

manejas "muy mal" > "çok kötü" sürüyorsun

-

-

-

+

+

+

es "muy caro" > (o) "çok pahalı"

-

es "muy barato" > (o) "çok ucuz"

-

es "muy malo" > (o) "çok kötü"

-

él es "muy gordo" > (o) "çok şişman"

-

soy muy delgado > (ben) çok zayıfım

-

tu hermana es muy linda > (kız) kardeşin çok şirin / sevimli

-

soy muy bajo > (ben) çok kısayım / çok kısa boyluyum

-

soy muy alto > (ben) çok uzunum / çok uzun boyluyum

-

es muy guapo > (o) çok yakışıklı

-

es muy guapa > (o) o çok güzel

-

eres muy listo > (o) çok akıllısın

-

es muy largo > (o) çok uzun 

-

es muy corto > (o) çok kısa

-

tu padre es muy amable > (senin) baban çok nazik / kibar

-

es muy grande > (o) çok büyük

-

soy muy feliz > (ben) çok mutluyum

-

es muy tarde > çok geç

-

es muy temprano > çok erken

-

es muy claro > (bu) çok açık / (bu) çok net / 

-

es muy facil > (bu) çok basit

-

es muy difícil > (bu) çok zor

16-46 / notlar 332

16-46 / notlar 332

-----------------------

foto...foto...

foto...foto...

--------------------


"mandar" una foto / "enviar" una foto >

bir fotoğraf "yolla" / bir fotoğraf "gönder"

-

tu imagen / foto "tuya" >

"senin" fotoğrafın

-

"subir" una foto >

bir fotoğraf "yükle"

-

"descripción" de la foto >

fotoğrafın "açıklama"sı / fotoğraf bilgisi

-

"añadir" una foto / "insertar" una foto >

bir fotoğraf "ekle"

-

"una foto de nosotros" con mi amigo

arkadaşımla "bizim bir fotoğrafımız"

-

"guarda" la foto >

fotoğrafı "kaydet"

-

tiene "tu foto" >

(onda) "senin fotoğrafın" var

-

¿tienes "una foto de tu hermano"? >

(sende) "kardeşinin bir fotoğrafı" var mı?

-

aquí hay "una foto de ellos"

burada "onların bir fotoğrafı" var

-

"¿puedes mostrarme" la foto? 

fotoğrafı "bana gösterebilir misiniz?"

-

"he encontrado" una foto de mi abuelo

dedemin bir fotoğrafını "buldum"

-

"quiero mostrarle" unas fotos 

size birkaç fotoğraf "göstermek istiyorum"

-

esta es "una foto de mí hija"

bu "kızımın bir fotoğrafı"

-

"aquí está" una foto de mi marido

"işte" kocamın bir fotoğrafı

-

una "hermosa" foto >

"güzel" bir fotoğraf

-

"necesitamos" una foto >

bir fotoğrafa "ihtiyacımız var"

-

"tomar foto" > 

"fotoğraf çekmek"

-

"toma" una foto >

bir fotoğraf "çek"

-

esta es "la última foto" >

bu "son fotoğraf"

-

"haz clic en la foto" para verla en alta calidad >

yüksek kalitede görmek için "fotoğrafa tıklayın"

-

la foto es "preciosa" pero... >

fotoğraf "güzel" fakat...

-

"en la siguiente" foto se puede ver >

"bir sonraki" fotoğrafta görebilirsiniz

-

esta foto "fue tomada" en el parque >

bu fotoğraf parkta "çekildi"

-

esta foto "muestra que" esta casa es muy grande >

bu fotoğraf bize "gösteriyor ki" bu ev çok büyük

-

hay una niña en el barco. (foto "abajo") >

teknede bir kız var. ("alttaki" fotoğraf)

-

"vi" una foto de tu novia en facebook >

facebook'ta sevgilinin bir fotoğrafını "gördüm"

-

gracias por esta "maravillosa foto" >

bu "harika fotoğraf" için teşekkürler

-

la mujer "a la izquierda" de la foto

fotoğrafta "soldaki" kadın

-

¿tienes una foto de "la infancia"?

(bir) "çocukluk" fotağrafın var mı?


16-46 / notlar 331

16-46 / notlar 331

-----------------------

espere un minuto, por favor. ya regreso 

lütfen bir dakika bekleyin. hemen dönüyorum

--------------------


espera > bekle

un momento > bir dakika

espera un momento > bir dakika bekle

-

espera"me" > ("beni") bekle / bekle beni

un segundo > bir saniye

esperame un segundo > bir saniye bekle beni

-

-

-

esperame un segundo > bir saniye bekle beni

+

esto / esta > bu

+

"muy" importante > "çok" önemli

+

para "mi" > "benim" için

=

esperame un segundo + "esto es" muy importante para mi > 

bir saniye bekle beni + "bu" benim için çok önemli

=

esperame un segundo, esto es muy importante para mi > 

bir saniye bekle beni, bu benim için çok önemli

-

-

-


esperando > beklemek

[estoy esperando > bekliyorum]

está esperando > bekliyor

-

"tu" amigo > (senin) arkadaşın

tu amigo está esperando > arkadaşın bekliyor

-

tu amigo está esperando "en la recepción" > 

arkadaşın "resepsiyonda" bekliyor

-

-

-

años > yıllar

después de años > yıllar sonra

"después de años de espera" > "yıllarca bekledikten sonra"

-

-

-

años > yıllar

esperar > beklemek

no quiero esperar > beklemek istemiyorum

[puedo esperar > bekleyebilirim]

"no quiero" esperar años > yıllarca beklemek "istemiyorum"

-

no quiero esperar "dos días" > "iki gün" beklemek istemiyorum

no quiero esperar "una hora" > bir saat beklemek istemiyorum

-

puedo esperar "diez minutos" > "on dakika" bekleyebilirim

-

-

-

ya vuelvo / ya regreso > 

hemen dönüyorum / 

= hemen geleceğim /

= hemen geri geleceğim /

= şimdi dönüyorum /

= şimdi geleceğim /

= şimdi geri geleceğim /

= şimdi geliyorum [mejor]

-

-

-

espera "por mí" allí / esperame allí > 

"benim için" orada bekle / beni orada bekle

-

esperame en la escuela > beni okulda bekle

esperame en la casa > beni evde bekle

-

-

-

toma > al

un bolígrafo > bir kalem

toma un bolígrafo > bir kalem al

toma un bolígrafo y "esperame" > bir kalem al ve "beni bekle"

-

-

-

terminar > bitmek

terminado > bitiyor / bitti

está terminado > (o) bitiyor / (o) bitti

esté terminado / se terminará > bitecek / bitiyor

-

en dos años > iki yıl içinde

esté terminado en dos años > iki yıl içinde bitiyor / iki yıl içinde bitecek

-

se espera > bekliyor / beklenir / bekleniyor / bekleniliyor

se espera que .......  > bekleniyor ki ......

-

el edificio > bina / yapı / apartman

este edificio > bu bina / bu yapı / apartman

-

se espera que + este edificio esté terminado >

[bekleniyor ki + bu bina bitsin] = bu binanın bitmesi bekleniyor 

-

se espera que este edificio esté terminado en dos años >

bu binanın iki yıl içinde bitmesi bekleniyor

-

-

-

estas esperando > bekliyorsun

¿por qué? > ne için? / neden?

-

¿por qué estas esperando? > neden bekliyorsun?

-

-

-

el abogado > avukat

-

espera > bekliyor

nos espera > bizi bekliyor

el abogado nos espera > avukat bizi bekliyor

-

"su" oficina > ("onun") ofisi

en su oficina > ofisinde

-

el abogado nos espera en su oficina > avukat ofisinde bizi bekliyor

-

-

-

una pareja > bir çift 

bebé > bebek

primer bebé > ilk bebek

su primer bebé > ilk bebekleri / ilk bebeği

-

una pareja que espera su primer bebé >

ilk bebeğini bekleyen bir çift /

ilk bebeklerini bekleyen bir çift

-

-

-

en modo de espera > "bekleme modu"

computadora > bilgisayar

-

ponga > al / koy / tak

-

ponga su computadora "en modo de espera" > 

bilgisayarınızı "bekleme moduna" alın (resmi/formal)


16-46 / notlar 330

16-46 / notlar 330

-----------------------

dejame ver... bir bakayım

--------------------


[1]

- no tengo una camiseta limpia

- ¿no está en armario?

- dejame ver... aquí está

- ¿en este armario? 

-

- temiz bir tişörtüm yok

- dolapta yok mu?

- bir bakayım... işte burada

- bu dolapta mı?

-

[1]

camiseta > tişört

camiseta "limpia" > "temiz" tişört

"una" camiseta limpia > temiz "bir" tişört

"tengo" una camiseta limpia > temiz bir tişörtüm "var"

"no tengo" una camiseta limpia > temiz bir tişörtüm "yok"

-

armario > dolap

en armario > dolapta

está en armario > dolapta / dolapta var

"no está" en armario > dolapta "yok"

"¿no está" en armario? > dolapta "yok mu?"

-

"dejame ver" > "dur bir bakayım" / "bakayım" / "bakayım bir" / "bir bakayım"

-

aquí > burada / burası / buraya

está aquí > burada

"aquí está" > "işte burada"

-

dejame ver... aquí está > bakayım... işte burada

-

armario > dolap

este armario > bu dolap

en este armario > bu dolapta

¿en este armario? > bu dolapta mı?

-------------------------------------------


[2]

- ¿tienes una cama cómoda?

- no, no tengo

- dejame ver... aquí está

- ¿en otra habitacion?

-

- rahat bir yatağın var mı?

- hayır, yok

- bir bakayım... işte burada

- başka odada mı?

-

[2]

cama > yatak

cama cómoda > "rahat" yatak

una cama cómoda > rahat "bir" yatak

tienes una cama cómoda > rahat bir yatağın var / rahat bir yatağa sahipsin

¿tienes una cama cómoda? > rahat bir yatağın var mı? / yatağın rahat mı?

-

no, no tengo > hayır, yok

-

"dejame ver" > "dur bir bakayım" / "bakayım" / "bakayım bir" / "bir bakayım"

-

aquí > burada / burası / buraya

está aquí > burada

"aquí está" > "işte burada"

-

dejame ver... aquí está > bakayım... işte burada

-

habitacion > oda

"otra" habitacion > "diğer" oda / "öbür" oda / "öteki" oda / "başka" oda

en otra habitacion > başka odada

¿en otra habitacion? > başka odada mı?

-----------------------------------


[3]

- no tenemos una pelicula buena

- ¿en otros canales?

- dejame ver... aquí está

- ¿vamos a ver la película en línea?

-

- güzel bir filmimiz yok

- başka kanallarda?

- bir bakayım... işte burada

- filmi internetten mi seyredeceğiz?

-

[3]

película > film

película "buena" > "güzel" film

"una" película buena > güzel "bir" film

"tenemos una película" buena > güzel "bir filmimiz var"

"no tenemos una película" buena > güzel "bir filmimiz yok"

-

[tv] canales > kanallar [tv]

otros canales > diğer kanallar

en otros canales > diğer kanallarda

¿en otros canales? > diğer kanallarda?

-

"dejame ver" > "dur bir bakayım" / "bakayım" / "bakayım bir" / "bir bakayım"

-

aquí > burada / burası / buraya

está aquí > burada

"aquí está" > "işte burada"

-

dejame ver... aquí está > bakayım... işte burada

-

ver > bakmak

a ver > bakalım / bakacağız / görelim / göreceğiz / seyredelim / seyredeceğiz

vamos a ver > bakalım / bakacağız / görelim / göreceğiz / seyredelim / seyredeceğiz

-

vamos a ver "la película" > "filme" bakalım / "filmi" seyredelim

vamos a ver la película "en línea" > filmi "internetten" seyredelim

-

¿vamos a ver la película en línea? > filmi internetten mi seyredeceğiz?

--------------------------------------



[4]

- no lo tenemos 

- ¿en otra tienda? 

- dejame ver... aquí está

- ¿en esta tienda? 

-

- ondan bizde yok

- başka dükkânda?

- bir bakayım... işte burada

- bu dükkânda mı?

-

[4]

tenemos > sahibiz / (bizim) var / (bizde) var

lo tenemos > (ona) sahibiz / (bizde) ondan var / bizde (ondan) var

no lo tenemos > (ona) sahip değiliz / (bizde) ondan yok / bizde (ondan) yok

-

tienda > dükkân / mağaza 

otra tienda > diğer dükkân / öbür dükkân / başka dükkân

en otra tienda > öbür dükkânda / başka dükkânda 

¿en otra tienda? > başka dükkânda mı?

-

dejame ver... aquí está > bir bakayım... işte burada

-

tienda > dükkân / mağaza

esta tienda > bu dükkân

en esta tienda > bu dükkânda

¿en esta tienda? > bu dükkânda mı?


16-46 / notlar 329

16-46 / notlar 329

-----------------------


quiero explicar. perooo...

açıklamak istiyorum. amaaa...

--------------------


quiero > istiyorum

abrir > açmak

pero > fakat

-

no pude > (yap)amadım

-

quiero abrir. pero... "no pude abrir" >

açmak istiyorum. fakat... "açamadım"

-

-

cerrar > kapamak / kapatmak

-

quiero cerrar. pero... "no pude cerrar" >

kapatmak istiyorum. fakat... "kapatamadım"

-

-

terminar > bitirmek

-

quiero terminar. pero... "no pude terminar" >

bitirmek istiyorum. fakat... "bitiremedim"

-

-

enviar / mandar > göndermek

-

quiero enviar. pero... "no pude enviar" >

göndermek istiyorum. fakat... "gönderemedim"

-

-

comprar > satın almak

-

quiero comprar. pero... no pude comprar

satın almak istiyorum. fakat... "satın alamadım"

16-46 / notlar 328

16-46 / notlar 328

-----------------------


- busco a mi familia 

- ¿buscas a tu familia? 

- sí, la familia de mi padre 

-

- ailemi arıyorum

- aileni mi arıyorsun?

- evet, babamın ailesini

-----------------------


buscar > aramak

-

familia > aile

"mi" familia > ("benim") ailem

"a" mi familia > ailem"i" / ailem"e"

-

busco > arıyorum

busco a mi familia > ailemi arıyorum

-

familia > aile

"tu" familia > ("senin") ailen

"a" tu familia > ailen"i" / ailen"e"

-

buscas > arıyorsun

¿buscas? > arıyorsun? / arıyor musun?

¿buscas "a tu familia?" > "aileni mi" arıyorsun? / aileni arıyor musun?

-

la familia > aile / aileyi / ailesini

-

padre > baba

"mi" padre > ("benim") babam / babam

"de" mi padre > babam"ın"

la familia "de mi padre" > "babamın" ailesini

----------------------


- busco una canción pero no recuerdo el nombre

- ¿buscas una cancíon?

- sí, busco una cancíon en internet

-

- bir şarkı arıyorum ama ismini hatırlamıyorum

- bir şarkı mı arıyorsun?

- evet, internette bir şarkı arıyorum

-

busco > arıyorum

"una" cancíon > "bir" şarkı

-

busco una "cancíon" > bir "şarkı" arıyorum

-

pero > fakat

-

"no recuerdo" > "hatırlamıyorum"

+

el nombre > isim / ismini / ad / adını

=

no recuerdo el nombre > ismini hatırlamıyorum

-

busco una cancíon + pero + no recuerdo el nombre

bir şarkı arıyorum + fakat + ismini hatırlamıyorum

=

busco una canción pero no recuerdo el nombre

bir şarkı arıyorum ama ismini hatırlamıyorum

-

¿buscas? > arıyorsun? / arıyor musun?

una cancíon > bir şarkı

¿buscas una cancíon? > bir şarkı mı arıyorsun? / bir şarkı arıyorsun?

-

sí, busco una cancíon "en internet" > evet, "internette" bir şarkı arıyorum

--------------------------


16-46 / notlar 327

16-46 / notlar 327

-----------------------


[1] - ¿has estado aquí antes? > 

daha önce burada bulundun mu?

-

[2] - ¿has comido esto antes? > 

daha önce bundan yedin mi?

-

[3] - ¿has visto esto antes? > 

daha önce bunu görmüş müydün?

-

[4] - ¿has escuchado esta canción antes? > 

daha önce bu şarkıyı duymuş muydun?

---------------------------------------


[1]

aquí > burası / burada / buraya

-

estoy aquí > buradayım

he estado aquí > burada bulundum / buradaydım

-

¿"has estado" aquí? burada "bulundun" mu?

-

antes > önce / önceden / daha önce

-

¿has estado aquí "antes"? > "daha önce" burada bulundun mu?

-

¿ha estado aquí antes? >

daha önce burada bulundunuz mu? [formal > resmi]

-

no > hayır

nunca > hiç / asla

-

vez > kez 

"la primera" vez > "ilk" kez

es la primera vez > bu ilk (kez)

-

no, "nunca". Es la primera vez > hayır, "hiç". bu ilk (kez)

----------------------------


[2]

comer > yemek

-

yo como > (ben) yerim

he comido > yedim / yemiştim

[comí > yedim]

-

¿has comido? > yedin mi?

-

esto > bu / bunu / bundan

-

¿has comido "esto"? > "bundan" yedin mi? / "bunu" yedin mi?

-

antes > önce / daha önce / önceden

-

¿has comido esto "antes"? > "daha önce" bundan yedin mi?

-

alguna vez > hiç / bir kez / bir kez olsun

-

¿"alguna vez" has comido esto antes? > daha önce "hiç" bundan yedin mi?

[ = daha önce bundan yedin mi hiç?]

--------------------


[3]

ver > görmek

-

he visto > gördüm / görmüştüm

-

[yo > ben]

[yo vi > gördüm]

[yo "lo" vi > ("onu") gördüm]

-

has visto > gördün / görmüştün

¿has visto? > gördün mü?

¿has visto "esto" > "bunu" gördün mü? / bunu görmüş müydün?

¿has visto esto antes? > daha önce bunu görmüş müydün?

-

[he visto "en la tv" > "televizyonda" gördüm / "televizyonda" görmüştüm]

[he visto "en la escuela" > "okulda" gördüm / "okulda" görmüştüm]

[yo lo vi "en la escuela" > (onu) "okulda" gördüm]

---------------


[4]

escuchar > dinlemek / duymak

-

yo escucho > dinliyorum

[yo escucho música > müzik dinliyorum]

-

he escuchado "esta" > "bunu" dinledim / "bunu" duydum

he escuchado esta "antes" > bunu "daha önce" dinledim

-

has escuchado > duydun / dinledin

¿has escuchado esta? > bunu duydun mu? / bunu dinledin mi?

-

canción > şarkı

¿has escuchado esta canción antes? > 

daha önce bu şarkıyı duymuş muydun? 

[ = bu şarkıyı daha önce dinlemiş miydin? ]


-------------------------------------

¿has estado aquí antes? > 

daha önce burada bulundun mu?

-

¿has comido esto antes? > 

daha önce bundan yedin mi?

-

¿has visto esto antes? > 

daha önce bunu görmüş müydün?

-

¿has escuchado esta canción antes? > 

daha önce bu şarkıyı duymuş muydun?

---------------------------------------


16-46 / notlar 326

16-46 / notlar 326

-----------------------

siempre es la misma cosa 

hep aynı şey

-----------------------


-----------------------

- [1] - vamos a llegar tarde. el almuerzo comienza ahora 

- [2] - nuestros amigos nos conocen

- [3] - siempre llegamos tarde. siempre es la misma cosa 

-

- [1] - geç kalacağız. öğle yemeği şimdi başlıyor

- [2] - arkadaşlarımız bizi bilir

- [3] - her zaman geç kalıyoruz. hep aynı şey

-----------------------


[1]

tarde > geç 

[temprano > erken]

-

llegar > varmak / gelmek / gitmek

-

ir > gitmek

voy a llegar > varacağım / gideceğim / geleceğim

"voy a llegar tarde" > "geç kalacağım"/ (geç varacağım) / geç gideceğim / geç geleceğim 

-

vamos a llegar tarde > geç kalacağız / geç kalıyoruz

-

el almuerzo > öğle yemeği

[desayuno > kahvaltı]

[cena > akşam yemeği]

[merienda > akşamüstü atıştırması / beş çayı / abur cubur]

-

el almuerzo comienza > öğle yemeği başlıyor

-

ahora > şimdi

-

el almuerzo comienza ahora > öğle yemeği şimdi başlıyor

-

["la clase" comienza ahora > "ders" şimdi başlıyor]

[la escuela comienza "hoy" > okul "bugün" başlıyor]

[la película comienza "en diez minutos" > film "on dakikaya" başlıyor] 

[la cena comienza "a las ocho" > akşam yemeği "saat sekiz'de" başlıyor]

-

vamos a llegar + tarde > geç + kalacağız 

+

el almuerzo + comienza ahora > öğle yemeği + şimdi başlıyor

=

vamos a llegar tarde. el almuerzo comienza ahora > 

geç kalacağız, öğle yemeği şimdi başlıyor

-

-


[2]

nuestros amigos nos conocen > arkadaşlarımız bizi bilir

-

conocer > tanımak / bilmek

-

[conozco > tanıyorum]

[¿conoces? > tanıyor musun?]

-

conocen > tanıyorlar / biliyorlar / bilirler

nos conocen > bizi bilirler

-

amigos > arkadaşlar

"nuestros" amigos > "bizim" arkadaşlar / (bizim) arkadaşlarımız

-

nuestros amigos + nos conocen > arkadaşlarımız + bizi bilir(ler)

= arkadaşlarımız bizi bilir

-

-


[3]

siempre llegamos tarde. siempre es la misma cosa >

her zaman geç kalıyoruz. hep aynı şey

-

"llegamos tarde" > "geç kalıyoruz"

-

siempre > "her zaman" / hep / sonsuz / sonsuza kadar

-

"siempre" + llegamos tarde > "her zaman" + geç kalıyoruz

-

lo mismo / la misma > aynı / benzer

+

cosa > şey

=

la misma cosa > aynı şey

-

siempre "es" la misma cosa > her zaman aynı şey["dir"] 

-

siempre + llegamos tarde + siempre + es la misma cosa =

her zaman + geç kalıyoruz + hep +aynı şey

-

siempre llegamos tarde. siempre es la misma cosa >

her zaman geç kalıyoruz. hep aynı şey

-

-


------------

"vamos a llegar" tarde > geç "kalacağız"

"llegamos" tarde > geç "kalıyoruz"

------------


[siempre "llegamos tarde" > her zaman "geç kalıyoruz"]


[siempre "llegas tarde" > her zaman "geç kalıyorsun"]


[siempre "llegamos temprano" > her zaman "erken geliyoruz"]



-----------------------

- vamos a llegar tarde. el almuerzo comienza ahora 

- nuestros amigos nos conocen

- siempre llegamos tarde. siempre es la misma cosa 

-

- geç kalacağız. öğle yemeği şimdi başlıyor

- arkadaşlarımız bizi bilir

- her zaman geç kalıyoruz. hep aynı şey

-----------------------


16-46 / notlar 325

16-46 / notlar 325

-----------------------


-----------------------


[1] 

- necesitamos un mapa

- tengo un mapa en el coche

-

- bir haritaya ihtiyacımız var

- arabada bir haritam var

----------------

necesitar > ihtiyacı olmak

"necesitamos" > "ihtiyacımız var"

-

un "mapa" > bir "harita"

necesitamos un mapa > bir haritaya ihtiyacımız var

-

tengo un mapa > bir haritam var

-

"en el coche" / "en el auto" > "arabada"

tengo un mapa en el coche > arabada bir haritam var

[hay un mapa en el coche > arabada bir harita var]

------------

------------



[2]

- ¿tienes suficiente dinero?

- sí. tengo suficiente dinero

-

- yeterince paran var mı?

- evet. yeterince param var

-------------

dinero > para

suficiente > yeterli / yeterince

suficiente dinero > yeterli para / yeterince para

-

tienes suficiente dinero > yeterli paran var / yeterince paran var

¿tienes suficiente dinero¿ > yeterli paran var mı? / yeterince paran var mı?

-

sí > evet

tengo suficiente dinero > yeterli param var / yeterince param var

-------------

-------------



[3]

- la niña necesita un bolígrafo

- hay un bolígrafo en la mesa

-

- kızın bir kaleme ihtiyacı var

- masada bir kalem var

----------------

la niña > kız (çocuk)

la niña necesita > kızın ihtiyacı var

-

un bolígrafo > (tükenmez) kalem

-

la niña necesita un bolígrafo > kızın bir kaleme ihtiyacı var

-

hay > var

hay un bolígrafo > bir kalem var

-

mesa > masa

en la mesa > masada

-

hay un bolígrafo en la mesa > masada bir kalem var

-----------------

-----------------



[4]

- el niño necesita comida

- tengo una rebanada de pan

-

- çocuğun yemeğe ihtiyacı var

- bir dilim ekmeğim var

---------------

el niño > (erkek) çocuk

el niño necesita > çocuğun ihtiyacı var

-

comida > yemek / yiyecek

-

el niño necesita comida > çocuğun yemeğe ihtiyacı var / çocuğun yiyeceğe ihtiyacı var

-

pan > ekmek

rebanada de pan > dilimlenmiş ekmek / dilim ekmek

"una rebanada de pan" > "bir dilim ekmek"

-

tengo una rebanada de pan > bir dilim ekmeğim var

--------------

--------------


16-46 / notlar 324

16-46 / notlar 324

-----------------------


-----------------------


¿dónde trabajas? > nerede çalışıyorsun?

trabajo en una panadería > bir fırında çalışıyorum

-

¿dónde? > nerede?

-

trabajar > çalışmak

trabajo > çalışıyorum

trabajas > çalışıyorsun

-

¿dónde "trabajas"? > nerede "çalışıyorsun"?

-

panadería > fırın / pastane

"una" panadería > "bir" fırın / "bir" pastane

"en" una panadería > bir fırın"da" / bir pastane"de"

-

trabajo > çalışıyorum

trabajo + en una panadería > bir fırında + çalışıyorum

-

-

¿dónde trabajas? > nerede çalışıyorsun?

trabajo en una panadería > bir fırında çalışıyorum


-------------------------

-------------------------



¿y tu? ¿dónde trabajas? > ya sen nerede çalışıyorsun?

trabajo en una farmacia > bir eczanede çalışıyorum

-

¿y tu? > ya sen? / peki sen?

-

¿dónde? > nerede?

-

trabajar > çalışmak

trabajo > çalışıyorum

trabajas > çalışıyorsun

-

¿dónde trabajas? > nerede çalışıyorsun?

-

farmacia > eczane

en una farmacia > bir eczanede

"trabajo" + en una farmacia > bir eczanede + "çalışıyorum"

-

¿y tu? ¿dónde trabajas? > ya sen nerede çalışıyorsun?

trabajo en una farmacia > bir eczanede çalışıyorum


-------------------

-------------------



¿dónde trabaja tu amigo? > arkadaşın nerede çalışıyor?

trabaja en el aeropuerto > havaalanında çalışıyor

-

¿dónde? > nerede?

-

trabajar > çalışmak

-

trabajo > çalışıyorum

trabajas > çalışıyorsun

trabaja > çalışıyor

-

amigo > arkadaş

tu amigo > arkadaşın

-

¿dónde "trabajas"? > nerede "çalışıyorsun"?

¿dónde "trabaja"? > nerede "çalışıyor"?

-

¿dónde trabaja + "tu amigo"? > "arkadaşın" + nerede çalışıyor?

[dónde trabaja + "tu hijo"? > "oğlun" + nerede çalışıyor?]

[dónde trabaja + "tu hija"? > "kızın" + nerede çalışıyor?]

[dónde trabaja + "tu esposa"? > "karın" + nerede çalışıyor?]

[dónde trabaja + "tu esposo"? > "kocan" + nerede çalışıyor?]

[dónde trabaja + "tu padre"? > "baban" + nerede çalışıyor?]

-

el aeropuerto > havaalanı / havalimanı

[aero > hava + puerto > liman]

"en" el aeropuerto > havaalanın"da"

-

trabaja en el aeropuerto > havaalanında çalışıyor

-

¿dónde trabaja tu amigo? > arkadaşın nerede çalışıyor?

trabaja en el aeropuerto > havaalanında çalışıyor


------------------

------------------



¿dónde trabajaba tu amigo antes? > 

arkadaşın daha önce nerede çalışıyordu?

-

él trabajaba en un almacén hace dos años > 

o, iki yıl önce bir depoda çalışıyordu

-

¿dónde? > nerede?

-

trabajar > çalışmak

-

trabaja > çalışıyor

trabajaba > çalışıyordu / çalıştı

-

¿dónde "trabajaba"? > nerede "çalışıyordu"?

-

amigo > arkadaş

tu amigo > (senin) arkadaşın

-

"¿dónde trabajaba" tu amigo? > arkadaşın "nerede çalışıyordu?"

-

antes > önceden / daha önce

-

¿dónde trabajaba tu amigo antes? > 

arkadaşın daha önce nerede çalışıyordu?

-

él > o (erkek) 

[ella > o (kadın)]

-

él trabajaba > (o) çalışıyordu / (o) çalıştı

-

almacén > depo

"un" almacén > "bir" depo

"en" un almacén > bir depo"da"

-

él trabajaba en un almacén > (o) bir depoda çalıştı / (o) bir depoda çalışıyordu

-

año > yıl

un año > bir yıl

dos años > iki yıl[lar]

-

"hace dos años" > "iki yıl önce"

-

él +  trabajaba + en un almacén + hace dos años >

(o) + iki yıl önce + bir depoda + çalışıyordu

-

¿dónde trabajaba tu amigo antes? > 

arkadaşın daha önce nerede çalışıyordu?

-

él trabajaba en un almacén hace dos años > 

o, iki yıl önce bir depoda çalışıyordu