+++++++++++++++++++++

Bu Blogda Ara [buscar]

16-46 / notlar 337

16-46 / notlar 337

-----------------------

¿Qué hiciste ayer?

dün ne yaptın?

-----------------------


1

caminar > yürümek

"caminé" > "yürüdüm"

-

caminé "en el gran parque" >

"büyük parkta" yürüdüm

-


2

beber > içmek

"bebí" > "içtim"

-

bebí en el bar "de la esquina" >

"köşedeki" barda içtim

-


3

comer > yemek yemek

"comí" > "yedim"

-

comí en la calle "vieja" >

"eski" sokakta yedim

-


4

ver > görmek / seyretmek / izlemek / bakmak

"vi" > "gördüm" / " seyrettim" / "izledim" / "baktım"

-

vi un partido "en el clima frío" >

"soğuk havada" bir maç seyrettim

-


5

estudiar > (ders) çalışmak

"estudié" > "(ders) çalıştım"

-

estudié "con mi amigo" >

"arkadaşımla" ders çalıştım

-


6

comprar > (satın) almak

"compré" > "(satın) aldım"

-

compré un libro "de allí" >

"oradan" bir kitap satın aldım

-


7

cocinar > pişirmek / yemek yapmak

"cociné" > "pişirdim" / "yemek yaptım"

-

cociné "en la nueva cocina" >

"yeni mutfakta" yemek yaptım

-


8

nadar > yüzmek

"nadé" > "yüzdüm"

-

nadé "en la piscina" pequeña >

küçük "havuzda" yüzdüm

-


9

hablar > konuşmak

"hablé" > "konuştum"

-

hablé con el "viejo" vecino >

"yaşlı" komşuyla konuştum

-


10

escuchar > dinlemek

"escuché" > "dinledim"

-

escuché música "en la radio" >

"radyodan" müzik dinledim

16-46 / notlar 336

16-46 / notlar 336

-----------------------

¿qué estás haciendo ahora?

şimdi ne yapıyorsun?

-----------------------


1

caminar > yürümek

"estoy caminando" > "yürüyorum"

-

estoy caminando "por la calle" >

"sokakta" yürüyorum

-


2

beber > içmek

"estoy bebiendo" > "içiyorum"

-

estoy bebiendo en el bar >

"barda" içiyorum

-


3

comer > yemek yemek

"estoy comiendo" > "yemek yiyorum"

-

estoy comiendo "en el restaurante" >

"restoranda" yemek yiyorum

-


4

ver > görmek / seyretmek / izlemek / bakmak

"estoy viendo" > "seyrediyorum"

-

estoy viendo "el partido" en casa >

evde "maç" seyrediyorum

-

 

5

estudiar > (ders) çalışmak

"estoy estudiando" > "(ders) çalışıyorum"

-

estoy estudiando "con mi amigo" >

"arkadaşımla" ders çalışıyorum

-

 

6

comprar > (satın) almak

"estoy comprando" > "(satın) alıyorum"

-

estoy comprando "algunos libros" >

"birkaç kitap" (satın) alıyorum

-

 

7

cocinar > pişirmek / yemek yapmak

"estoy cocinando" > "yemek yapıyorum"

-

estoy cocinando "en la cocina" > 

"mutfakta" yemek yapıyorum

-

 

8

nadar > yüzmek

"estoy nadando" > "yüzüyorum"

-

estoy nadando "en la piscina" >

"havuzda" yüzüyorum

-

 

9

hablar > konuşmak

"estoy hablando" > "konuşuyorum"

-

estoy hablando "con mi maestro" >

"öğretmenimle" konuşuyorum

-

 

10

escuchar > dinlemek

"estoy escuchando" > "dinliyorum"

-

estoy escuchando música > 

müzik dinliyorum


16-46 / notlar 335

16-46 / notlar 335

-----------------------

1a - ¿te gusta viajar? 

2a - me gusta viajar... pero hay un problema 

1b - ¿qué tipo de problema?

2b - cuando viajo, tengo que decir adiós a la gente 

1c - entonces, no diga adiós. diga, hasta luego 

2c - buena idea. entonces... hasta luego :)

-

1a - seyahat etmeyi sever misin? 

2a - seyahat etmeyi severim... fakat bir sorun var 

1b - nasıl bir sorun?

2b - seyahat ettiğim zaman, insanlara elveda demem gerekiyor

1c - öyleyse elveda deme. görüşürüz de

2c - güzel fikir. öyleyse... görüşürüz :)

---------------------------



[1a] 

[¿te gusta viajar?]

-

gustar > hoşlanmak / beğenmek / sevmek

-

me gusta > hoşlanırım / beğenirim / severim

te gusta > hoşlanırsın / beğenirsin / seversin

-

¿te gusta? > hoşlanır mısın? / beğenir misin? / sever misin?

+

viajar > seyahat / seyahat etmek / tatile çıkmak / tatile gitmek

=

¿te gusta viajar? > seyahat etmeyi sever misin? / seyahati sever misin?

-

-


[2a] 

[me gusta viajar... pero hay un problema] 

-

gustar > hoşlanmak / beğenmek / sevmek

-

me gusta > hoşlanırım / beğenirim / severim

+

viajar > seyahat / seyahat etmek / tatile çıkmak / tatile gitmek

=

me gusta viajar > seyahat etmeyi severim

-

-

pero > fakat

hay > var

un > bir

problema > problem / sorun

-

un problema > bir problem / bir sorun

hay un problema > bir sorun var

pero hay un problema > fakat bir sorun var

-

me gusta viajar... + pero hay un problema = >

seyahat etmeyi severim + fakat bir sorun var

-

-


[1b]

[¿qué tipo de problema?]

-

¿qué? > ne? / nasıl?

+

tipo > tip / çeşit / tür

=

¿qué tipo? > ne tip? / ne çeşit? / ne tür? / nasıl?

+

problema > problem / sorun

-

"¿qué tipo de problema?" > "nasıl bir sorun?" / "nasıl bir problem?"

-

-


[2b]

[cuando viajo, tengo que decir adiós a la gente] 

-

viajar > seyahat / seyahat etmek / tatile çıkmak / tatile gitmek

viajo > seyahat ediyorum / seyahat ederim

-

cuando > ne zaman / ne zaman ki ... / ........ + zaman

[içtiğim + zaman / yediğim + zaman / gezdiğim + zaman]

-

cuando viajo > seyahat ettiğimde / seyahat edince / seyahat ettiğim zaman

-

-

decir > demek / söylemek

-

tengo que  +  ........ > .........  +  (yapma)lıyım / .........  +  (etme)liyim 

"tengo que + decir" >  "demeliyim" / "söylemeliyim" / "demem gerekiyor" / "söylemem gerekiyor"

-

adiós > elveda

-

"tengo que decir + adiós" > "elveda + demeliyim" / "elveda + demem gerekiyor"

-

la gente > insanlar / halk / millet

la gente > insanlara / halka / millete

-

"tengo que decir adiós" + a la gente > insanlara + "elveda demem gerekiyor"

-

"cuando viajo," + tengo que decir + adiós + a la gente =

"seyahat ettiğim zaman," + insanlara + elveda + demem gerekiyor

-

-


[1c] 

[entonces, no diga adiós. diga, hasta luego]

-

entonces > öyleyse / o zaman

-

decir > söylemek / demek

-

diga > söyle / de

no diga > söyleme / deme

-

adiós > elveda

-

no diga + adiós > elveda + deme

-

entonces, + no diga adiós > öyleyse + elveda deme

-

-

hasta luego > "görüşürüz" / sonra görüşürüz / görüşmek üzere

-

diga > söyle / de

-

"diga", hasta luego > görüşürüz "de"

-

entonces + no diga adiós. + diga, + hasta luego =

öyleyse + elveda deme + görüşürüz + de

-

-


[2c] 

[buena idea. entonces... hasta luego :) ]

-

idea > fikir / düşünce

"buena" idea > "iyi" fikir / "güzel" fikir 

-

entonces > öyleyse / o zaman

-

hasta luego > görüşürüz / görüşmek üzere


buena idea + entonces + hasta luego =

iyi fikir + öyleyse + görüşürüz 


-----------------------

1a - ¿te gusta viajar? 

2a - me gusta viajar... pero hay un problema 

1b - ¿qué tipo de problema?

2b - cuando viajo, tengo que decir adiós a la gente 

1c - entonces, no diga adiós. diga, hasta luego 

2c - buena idea. entonces... hasta luego :)

-

1a - ¿seyahat etmeyi sever misin? 

2a -  seyahat etmeyi severim... fakat bir sorun var 

1b - ¿nasıl bir sorun?

2b - seyahat ettiğim zaman, insanlara elveda demem gerekiyor

1c - öyleyse elveda deme. görüşürüz de

2c - güzel fikir. öyleyse... görüşürüz :)

---------------------------


16-46 / notlar 334

16-46 / notlar 334

-----------------------

¿cuánto tiempo + ............. ?

ne kadar + .................?

----------------------- 

¿cuánto "tiempo"? > 

ne kadar? / 

ne kadar "zaman"? / 

ne kadar "süre"?

-

-

-

tener > sahip olmak / var 

tengo > (benim) var / sahibim

tienes > (senin) var / sahipsin

-

¿cuánto tiempo tengo? > (beniM) ne kadar zamanıM var?

-

[¿cuánto tiempo tengo "para terminar" eso? > 

bunu "bitirmek için" ne kadar zamanım var?]

-

¿cuánto tiempo tienes? > (seniN) ne kadar zamanıN var?

-

[¿cuánto tiempo tienes "para volver"? > 

"geri dönmek için" ne kadar zamanın var?]

-

-

-

necesitar > ihtiyaç olması / ihtiyacı olmak

necesito > ihtiyacım var

necesitas > ihtiyacın var

-

¿cuánto tiempo "necesitas"? > ne kadar zamana "ihtiyacın var"?

-

[¿cuánto tiempo necesitas "para encontrarlo"?  >

"onu bulmak için" ne kadar zamana ihtiyacın var?]

-

-

-

pasar > geçmek / olmak

ha pasado > geçti / oldu

-

¿cuánto tiempo ha pasado? > 

ne kadar zaman geçti? /

ne kadar zaman oldu?

-

[¿cuánto tiempo ha pasado "desde que compraste"? >

"satın aldığınızdan beri" ne kadar zaman geçti?]

[ = "satın alalı" ne kadar oldu?]

-

-

-

nadar > yüzmek

voy a nadar > yüzeceğim

vas a nadar > yüzeceksin

-

¿cuánto tiempo "vas a nadar"? >

ne kadar "yüzeceksin"?

[daha ne kadar yüzeceksin - mejor]

-

[ ¿cuánto tiempo vas a nadar hoy? >

bugün daha ne kadar yüzeceksin?]

-

-

-

quedar > bir yerde kalmak / kalmak

quedo > kalıyorum / kalırım

quedas > kalıyorsun / kalırsın

-

quedaré > kalacağım

quedarás > kalacaksın

te quedarás > (sen) kalacaksın

-

¿cuánto tiempo te quedarás?

ne kadar kalacaksın?

-

[¿cuánto tiempo te quedarás en esta casa? > 

bu evde ne kadar kalacaksın?]

-

-

-

trabajar > çalışmak

-

¿cuánto tiempo "vas a trabajar"?

ne kadar (zaman) çalışacaksın?

[ = daha ne kadar çalışacaksın?]

-

-

-

sentar > oturmak

sentarte > (sen) otur

"vas a" sentarte > otur"acaksın"

-

¿cuánto tiempo "vas a sentarte"? > daha ne kadar "oturacaksın"?

-

[¿cuánto tiempo vas a sentarte "aquí"? >

"burada" daha ne kadar oturacaksın?]

-

-

-

usar > kullanmak

uso > kullanıyorum / kullanırım

usaré > kullanacağım

-

¿cuánto tiempo "usaré"? > ne kadar süre "kullanacağım"?

-

[¿cuánto tiempo usaré "estos medicamentos"? > 

"bu ilaçları" ne kadar süre kullanacağım?]

-

necesitar > ihtiyaç duymak / ihtiyaç olmak / lazım olmak / gerekli olmak

-

necesita > (onun) ihtiyacı var / (ona) gerekli / (ona) lazım

-

¿cuánto tiempo necesita? > ne kadar zamana ihtiyacı var?

[ = (ona) ne kadar zaman lazım?]

-

[¿cuánto tiempo necesita para terminar el libro? > 

kitabı bitirmek için ne kadar zaman lazım? /

kitabı bitirmek için ne kadar zaman gerekli?/

kitabı bitirmek için ne kadar süre gerekli?]


16-46 / notlar 333

16-46 / notlar 333

-----------------------

....... + muy +......

........ + çok +......

--------------------


hablar > konuşmak

[hablo > konuşuyorum / konuşurum]

-

hablas > konuşuyorsun / konuşursun

-

"muy" bien > "çok" iyi

-

hablas + muy + bien =

hablas "muy bien" > "çok iyi" konuşuyorsun

-

-

-

escribir > yazmak

[escribo > yazıyorum / yazarım]

-

escribes > yazıyorsun / yazarsın

-

escribes + muy + bien =

escribes "muy bien" > "çok güzel" yazıyorsun

-

-

-

correr > koşmak

[corro > koşuyorum / koşarım]

-

corres > koşuyorsun / koşarsın

-

corres + muy + rápido =

corres "muy rápido" > "çok hızlı" koşuyorsun

-

-

-

caminar > yürümek

[camino > yürüyorum / yürürüm]

-

caminas > yürüyorsun / yürürsün

-

caminas + muy + lento =

caminas "muy lento" > "çok yavaş" yürüyorsun

-

-

-

trabajar > çalışmak

[trabajo > çalışıyorum / çalışırım]

-

trabajas > çalışıyorsun / çalışırsın

-

trabajas + muy + poco

trabajas "muy poco" > "çok az" çalışıyorsun

-

-

-

manejar > (araç) sürmek

[manejo > sürüyorum / sürerim]

-

manejas > sürüyorsun / sürersin

-

manejas + muy + mal =

manejas "muy mal" > "çok kötü" sürüyorsun

-

-

-

+

+

+

es "muy caro" > (o) "çok pahalı"

-

es "muy barato" > (o) "çok ucuz"

-

es "muy malo" > (o) "çok kötü"

-

él es "muy gordo" > (o) "çok şişman"

-

soy muy delgado > (ben) çok zayıfım

-

tu hermana es muy linda > (kız) kardeşin çok şirin / sevimli

-

soy muy bajo > (ben) çok kısayım / çok kısa boyluyum

-

soy muy alto > (ben) çok uzunum / çok uzun boyluyum

-

es muy guapo > (o) çok yakışıklı

-

es muy guapa > (o) o çok güzel

-

eres muy listo > (o) çok akıllısın

-

es muy largo > (o) çok uzun 

-

es muy corto > (o) çok kısa

-

tu padre es muy amable > (senin) baban çok nazik / kibar

-

es muy grande > (o) çok büyük

-

soy muy feliz > (ben) çok mutluyum

-

es muy tarde > çok geç

-

es muy temprano > çok erken

-

es muy claro > (bu) çok açık / (bu) çok net / 

-

es muy facil > (bu) çok basit

-

es muy difícil > (bu) çok zor

16-46 / notlar 332

16-46 / notlar 332

-----------------------

foto...foto...

foto...foto...

--------------------


"mandar" una foto / "enviar" una foto >

bir fotoğraf "yolla" / bir fotoğraf "gönder"

-

tu imagen / foto "tuya" >

"senin" fotoğrafın

-

"subir" una foto >

bir fotoğraf "yükle"

-

"descripción" de la foto >

fotoğrafın "açıklama"sı / fotoğraf bilgisi

-

"añadir" una foto / "insertar" una foto >

bir fotoğraf "ekle"

-

"una foto de nosotros" con mi amigo

arkadaşımla "bizim bir fotoğrafımız"

-

"guarda" la foto >

fotoğrafı "kaydet"

-

tiene "tu foto" >

(onda) "senin fotoğrafın" var

-

¿tienes "una foto de tu hermano"? >

(sende) "kardeşinin bir fotoğrafı" var mı?

-

aquí hay "una foto de ellos"

burada "onların bir fotoğrafı" var

-

"¿puedes mostrarme" la foto? 

fotoğrafı "bana gösterebilir misiniz?"

-

"he encontrado" una foto de mi abuelo

dedemin bir fotoğrafını "buldum"

-

"quiero mostrarle" unas fotos 

size birkaç fotoğraf "göstermek istiyorum"

-

esta es "una foto de mí hija"

bu "kızımın bir fotoğrafı"

-

"aquí está" una foto de mi marido

"işte" kocamın bir fotoğrafı

-

una "hermosa" foto >

"güzel" bir fotoğraf

-

"necesitamos" una foto >

bir fotoğrafa "ihtiyacımız var"

-

"tomar foto" > 

"fotoğraf çekmek"

-

"toma" una foto >

bir fotoğraf "çek"

-

esta es "la última foto" >

bu "son fotoğraf"

-

"haz clic en la foto" para verla en alta calidad >

yüksek kalitede görmek için "fotoğrafa tıklayın"

-

la foto es "preciosa" pero... >

fotoğraf "güzel" fakat...

-

"en la siguiente" foto se puede ver >

"bir sonraki" fotoğrafta görebilirsiniz

-

esta foto "fue tomada" en el parque >

bu fotoğraf parkta "çekildi"

-

esta foto "muestra que" esta casa es muy grande >

bu fotoğraf bize "gösteriyor ki" bu ev çok büyük

-

hay una niña en el barco. (foto "abajo") >

teknede bir kız var. ("alttaki" fotoğraf)

-

"vi" una foto de tu novia en facebook >

facebook'ta sevgilinin bir fotoğrafını "gördüm"

-

gracias por esta "maravillosa foto" >

bu "harika fotoğraf" için teşekkürler

-

la mujer "a la izquierda" de la foto

fotoğrafta "soldaki" kadın

-

¿tienes una foto de "la infancia"?

(bir) "çocukluk" fotağrafın var mı?


16-46 / notlar 331

16-46 / notlar 331

-----------------------

espere un minuto, por favor. ya regreso 

lütfen bir dakika bekleyin. hemen dönüyorum

--------------------


espera > bekle

un momento > bir dakika

espera un momento > bir dakika bekle

-

espera"me" > ("beni") bekle / bekle beni

un segundo > bir saniye

esperame un segundo > bir saniye bekle beni

-

-

-

esperame un segundo > bir saniye bekle beni

+

esto / esta > bu

+

"muy" importante > "çok" önemli

+

para "mi" > "benim" için

=

esperame un segundo + "esto es" muy importante para mi > 

bir saniye bekle beni + "bu" benim için çok önemli

=

esperame un segundo, esto es muy importante para mi > 

bir saniye bekle beni, bu benim için çok önemli

-

-

-


esperando > beklemek

[estoy esperando > bekliyorum]

está esperando > bekliyor

-

"tu" amigo > (senin) arkadaşın

tu amigo está esperando > arkadaşın bekliyor

-

tu amigo está esperando "en la recepción" > 

arkadaşın "resepsiyonda" bekliyor

-

-

-

años > yıllar

después de años > yıllar sonra

"después de años de espera" > "yıllarca bekledikten sonra"

-

-

-

años > yıllar

esperar > beklemek

no quiero esperar > beklemek istemiyorum

[puedo esperar > bekleyebilirim]

"no quiero" esperar años > yıllarca beklemek "istemiyorum"

-

no quiero esperar "dos días" > "iki gün" beklemek istemiyorum

no quiero esperar "una hora" > bir saat beklemek istemiyorum

-

puedo esperar "diez minutos" > "on dakika" bekleyebilirim

-

-

-

ya vuelvo / ya regreso > 

hemen dönüyorum / 

= hemen geleceğim /

= hemen geri geleceğim /

= şimdi dönüyorum /

= şimdi geleceğim /

= şimdi geri geleceğim /

= şimdi geliyorum [mejor]

-

-

-

espera "por mí" allí / esperame allí > 

"benim için" orada bekle / beni orada bekle

-

esperame en la escuela > beni okulda bekle

esperame en la casa > beni evde bekle

-

-

-

toma > al

un bolígrafo > bir kalem

toma un bolígrafo > bir kalem al

toma un bolígrafo y "esperame" > bir kalem al ve "beni bekle"

-

-

-

terminar > bitmek

terminado > bitiyor / bitti

está terminado > (o) bitiyor / (o) bitti

esté terminado / se terminará > bitecek / bitiyor

-

en dos años > iki yıl içinde

esté terminado en dos años > iki yıl içinde bitiyor / iki yıl içinde bitecek

-

se espera > bekliyor / beklenir / bekleniyor / bekleniliyor

se espera que .......  > bekleniyor ki ......

-

el edificio > bina / yapı / apartman

este edificio > bu bina / bu yapı / apartman

-

se espera que + este edificio esté terminado >

[bekleniyor ki + bu bina bitsin] = bu binanın bitmesi bekleniyor 

-

se espera que este edificio esté terminado en dos años >

bu binanın iki yıl içinde bitmesi bekleniyor

-

-

-

estas esperando > bekliyorsun

¿por qué? > ne için? / neden?

-

¿por qué estas esperando? > neden bekliyorsun?

-

-

-

el abogado > avukat

-

espera > bekliyor

nos espera > bizi bekliyor

el abogado nos espera > avukat bizi bekliyor

-

"su" oficina > ("onun") ofisi

en su oficina > ofisinde

-

el abogado nos espera en su oficina > avukat ofisinde bizi bekliyor

-

-

-

una pareja > bir çift 

bebé > bebek

primer bebé > ilk bebek

su primer bebé > ilk bebekleri / ilk bebeği

-

una pareja que espera su primer bebé >

ilk bebeğini bekleyen bir çift /

ilk bebeklerini bekleyen bir çift

-

-

-

en modo de espera > "bekleme modu"

computadora > bilgisayar

-

ponga > al / koy / tak

-

ponga su computadora "en modo de espera" > 

bilgisayarınızı "bekleme moduna" alın (resmi/formal)


16-46 / notlar 330

16-46 / notlar 330

-----------------------

dejame ver... bir bakayım

--------------------


[1]

- no tengo una camiseta limpia

- ¿no está en armario?

- dejame ver... aquí está

- ¿en este armario? 

-

- temiz bir tişörtüm yok

- dolapta yok mu?

- bir bakayım... işte burada

- bu dolapta mı?

-

[1]

camiseta > tişört

camiseta "limpia" > "temiz" tişört

"una" camiseta limpia > temiz "bir" tişört

"tengo" una camiseta limpia > temiz bir tişörtüm "var"

"no tengo" una camiseta limpia > temiz bir tişörtüm "yok"

-

armario > dolap

en armario > dolapta

está en armario > dolapta / dolapta var

"no está" en armario > dolapta "yok"

"¿no está" en armario? > dolapta "yok mu?"

-

"dejame ver" > "dur bir bakayım" / "bakayım" / "bakayım bir" / "bir bakayım"

-

aquí > burada / burası / buraya

está aquí > burada

"aquí está" > "işte burada"

-

dejame ver... aquí está > bakayım... işte burada

-

armario > dolap

este armario > bu dolap

en este armario > bu dolapta

¿en este armario? > bu dolapta mı?

-------------------------------------------


[2]

- ¿tienes una cama cómoda?

- no, no tengo

- dejame ver... aquí está

- ¿en otra habitacion?

-

- rahat bir yatağın var mı?

- hayır, yok

- bir bakayım... işte burada

- başka odada mı?

-

[2]

cama > yatak

cama cómoda > "rahat" yatak

una cama cómoda > rahat "bir" yatak

tienes una cama cómoda > rahat bir yatağın var / rahat bir yatağa sahipsin

¿tienes una cama cómoda? > rahat bir yatağın var mı? / yatağın rahat mı?

-

no, no tengo > hayır, yok

-

"dejame ver" > "dur bir bakayım" / "bakayım" / "bakayım bir" / "bir bakayım"

-

aquí > burada / burası / buraya

está aquí > burada

"aquí está" > "işte burada"

-

dejame ver... aquí está > bakayım... işte burada

-

habitacion > oda

"otra" habitacion > "diğer" oda / "öbür" oda / "öteki" oda / "başka" oda

en otra habitacion > başka odada

¿en otra habitacion? > başka odada mı?

-----------------------------------


[3]

- no tenemos una pelicula buena

- ¿en otros canales?

- dejame ver... aquí está

- ¿vamos a ver la película en línea?

-

- güzel bir filmimiz yok

- başka kanallarda?

- bir bakayım... işte burada

- filmi internetten mi seyredeceğiz?

-

[3]

película > film

película "buena" > "güzel" film

"una" película buena > güzel "bir" film

"tenemos una película" buena > güzel "bir filmimiz var"

"no tenemos una película" buena > güzel "bir filmimiz yok"

-

[tv] canales > kanallar [tv]

otros canales > diğer kanallar

en otros canales > diğer kanallarda

¿en otros canales? > diğer kanallarda?

-

"dejame ver" > "dur bir bakayım" / "bakayım" / "bakayım bir" / "bir bakayım"

-

aquí > burada / burası / buraya

está aquí > burada

"aquí está" > "işte burada"

-

dejame ver... aquí está > bakayım... işte burada

-

ver > bakmak

a ver > bakalım / bakacağız / görelim / göreceğiz / seyredelim / seyredeceğiz

vamos a ver > bakalım / bakacağız / görelim / göreceğiz / seyredelim / seyredeceğiz

-

vamos a ver "la película" > "filme" bakalım / "filmi" seyredelim

vamos a ver la película "en línea" > filmi "internetten" seyredelim

-

¿vamos a ver la película en línea? > filmi internetten mi seyredeceğiz?

--------------------------------------



[4]

- no lo tenemos 

- ¿en otra tienda? 

- dejame ver... aquí está

- ¿en esta tienda? 

-

- ondan bizde yok

- başka dükkânda?

- bir bakayım... işte burada

- bu dükkânda mı?

-

[4]

tenemos > sahibiz / (bizim) var / (bizde) var

lo tenemos > (ona) sahibiz / (bizde) ondan var / bizde (ondan) var

no lo tenemos > (ona) sahip değiliz / (bizde) ondan yok / bizde (ondan) yok

-

tienda > dükkân / mağaza 

otra tienda > diğer dükkân / öbür dükkân / başka dükkân

en otra tienda > öbür dükkânda / başka dükkânda 

¿en otra tienda? > başka dükkânda mı?

-

dejame ver... aquí está > bir bakayım... işte burada

-

tienda > dükkân / mağaza

esta tienda > bu dükkân

en esta tienda > bu dükkânda

¿en esta tienda? > bu dükkânda mı?


16-46 / notlar 329

16-46 / notlar 329

-----------------------


quiero explicar. perooo...

açıklamak istiyorum. amaaa...

--------------------


quiero > istiyorum

abrir > açmak

pero > fakat

-

no pude > (yap)amadım

-

quiero abrir. pero... "no pude abrir" >

açmak istiyorum. fakat... "açamadım"

-

-

cerrar > kapamak / kapatmak

-

quiero cerrar. pero... "no pude cerrar" >

kapatmak istiyorum. fakat... "kapatamadım"

-

-

terminar > bitirmek

-

quiero terminar. pero... "no pude terminar" >

bitirmek istiyorum. fakat... "bitiremedim"

-

-

enviar / mandar > göndermek

-

quiero enviar. pero... "no pude enviar" >

göndermek istiyorum. fakat... "gönderemedim"

-

-

comprar > satın almak

-

quiero comprar. pero... no pude comprar

satın almak istiyorum. fakat... "satın alamadım"

16-46 / notlar 328

16-46 / notlar 328

-----------------------


- busco a mi familia 

- ¿buscas a tu familia? 

- sí, la familia de mi padre 

-

- ailemi arıyorum

- aileni mi arıyorsun?

- evet, babamın ailesini

-----------------------


buscar > aramak

-

familia > aile

"mi" familia > ("benim") ailem

"a" mi familia > ailem"i" / ailem"e"

-

busco > arıyorum

busco a mi familia > ailemi arıyorum

-

familia > aile

"tu" familia > ("senin") ailen

"a" tu familia > ailen"i" / ailen"e"

-

buscas > arıyorsun

¿buscas? > arıyorsun? / arıyor musun?

¿buscas "a tu familia?" > "aileni mi" arıyorsun? / aileni arıyor musun?

-

la familia > aile / aileyi / ailesini

-

padre > baba

"mi" padre > ("benim") babam / babam

"de" mi padre > babam"ın"

la familia "de mi padre" > "babamın" ailesini

----------------------


- busco una canción pero no recuerdo el nombre

- ¿buscas una cancíon?

- sí, busco una cancíon en internet

-

- bir şarkı arıyorum ama ismini hatırlamıyorum

- bir şarkı mı arıyorsun?

- evet, internette bir şarkı arıyorum

-

busco > arıyorum

"una" cancíon > "bir" şarkı

-

busco una "cancíon" > bir "şarkı" arıyorum

-

pero > fakat

-

"no recuerdo" > "hatırlamıyorum"

+

el nombre > isim / ismini / ad / adını

=

no recuerdo el nombre > ismini hatırlamıyorum

-

busco una cancíon + pero + no recuerdo el nombre

bir şarkı arıyorum + fakat + ismini hatırlamıyorum

=

busco una canción pero no recuerdo el nombre

bir şarkı arıyorum ama ismini hatırlamıyorum

-

¿buscas? > arıyorsun? / arıyor musun?

una cancíon > bir şarkı

¿buscas una cancíon? > bir şarkı mı arıyorsun? / bir şarkı arıyorsun?

-

sí, busco una cancíon "en internet" > evet, "internette" bir şarkı arıyorum

--------------------------


16-46 / notlar 327

16-46 / notlar 327

-----------------------


[1] - ¿has estado aquí antes? > 

daha önce burada bulundun mu?

-

[2] - ¿has comido esto antes? > 

daha önce bundan yedin mi?

-

[3] - ¿has visto esto antes? > 

daha önce bunu görmüş müydün?

-

[4] - ¿has escuchado esta canción antes? > 

daha önce bu şarkıyı duymuş muydun?

---------------------------------------


[1]

aquí > burası / burada / buraya

-

estoy aquí > buradayım

he estado aquí > burada bulundum / buradaydım

-

¿"has estado" aquí? burada "bulundun" mu?

-

antes > önce / önceden / daha önce

-

¿has estado aquí "antes"? > "daha önce" burada bulundun mu?

-

¿ha estado aquí antes? >

daha önce burada bulundunuz mu? [formal > resmi]

-

no > hayır

nunca > hiç / asla

-

vez > kez 

"la primera" vez > "ilk" kez

es la primera vez > bu ilk (kez)

-

no, "nunca". Es la primera vez > hayır, "hiç". bu ilk (kez)

----------------------------


[2]

comer > yemek

-

yo como > (ben) yerim

he comido > yedim / yemiştim

[comí > yedim]

-

¿has comido? > yedin mi?

-

esto > bu / bunu / bundan

-

¿has comido "esto"? > "bundan" yedin mi? / "bunu" yedin mi?

-

antes > önce / daha önce / önceden

-

¿has comido esto "antes"? > "daha önce" bundan yedin mi?

-

alguna vez > hiç / bir kez / bir kez olsun

-

¿"alguna vez" has comido esto antes? > daha önce "hiç" bundan yedin mi?

[ = daha önce bundan yedin mi hiç?]

--------------------


[3]

ver > görmek

-

he visto > gördüm / görmüştüm

-

[yo > ben]

[yo vi > gördüm]

[yo "lo" vi > ("onu") gördüm]

-

has visto > gördün / görmüştün

¿has visto? > gördün mü?

¿has visto "esto" > "bunu" gördün mü? / bunu görmüş müydün?

¿has visto esto antes? > daha önce bunu görmüş müydün?

-

[he visto "en la tv" > "televizyonda" gördüm / "televizyonda" görmüştüm]

[he visto "en la escuela" > "okulda" gördüm / "okulda" görmüştüm]

[yo lo vi "en la escuela" > (onu) "okulda" gördüm]

---------------


[4]

escuchar > dinlemek / duymak

-

yo escucho > dinliyorum

[yo escucho música > müzik dinliyorum]

-

he escuchado "esta" > "bunu" dinledim / "bunu" duydum

he escuchado esta "antes" > bunu "daha önce" dinledim

-

has escuchado > duydun / dinledin

¿has escuchado esta? > bunu duydun mu? / bunu dinledin mi?

-

canción > şarkı

¿has escuchado esta canción antes? > 

daha önce bu şarkıyı duymuş muydun? 

[ = bu şarkıyı daha önce dinlemiş miydin? ]


-------------------------------------

¿has estado aquí antes? > 

daha önce burada bulundun mu?

-

¿has comido esto antes? > 

daha önce bundan yedin mi?

-

¿has visto esto antes? > 

daha önce bunu görmüş müydün?

-

¿has escuchado esta canción antes? > 

daha önce bu şarkıyı duymuş muydun?

---------------------------------------


16-46 / notlar 326

16-46 / notlar 326

-----------------------

siempre es la misma cosa 

hep aynı şey

-----------------------


-----------------------

- [1] - vamos a llegar tarde. el almuerzo comienza ahora 

- [2] - nuestros amigos nos conocen

- [3] - siempre llegamos tarde. siempre es la misma cosa 

-

- [1] - geç kalacağız. öğle yemeği şimdi başlıyor

- [2] - arkadaşlarımız bizi bilir

- [3] - her zaman geç kalıyoruz. hep aynı şey

-----------------------


[1]

tarde > geç 

[temprano > erken]

-

llegar > varmak / gelmek / gitmek

-

ir > gitmek

voy a llegar > varacağım / gideceğim / geleceğim

"voy a llegar tarde" > "geç kalacağım"/ (geç varacağım) / geç gideceğim / geç geleceğim 

-

vamos a llegar tarde > geç kalacağız / geç kalıyoruz

-

el almuerzo > öğle yemeği

[desayuno > kahvaltı]

[cena > akşam yemeği]

[merienda > akşamüstü atıştırması / beş çayı / abur cubur]

-

el almuerzo comienza > öğle yemeği başlıyor

-

ahora > şimdi

-

el almuerzo comienza ahora > öğle yemeği şimdi başlıyor

-

["la clase" comienza ahora > "ders" şimdi başlıyor]

[la escuela comienza "hoy" > okul "bugün" başlıyor]

[la película comienza "en diez minutos" > film "on dakikaya" başlıyor] 

[la cena comienza "a las ocho" > akşam yemeği "saat sekiz'de" başlıyor]

-

vamos a llegar + tarde > geç + kalacağız 

+

el almuerzo + comienza ahora > öğle yemeği + şimdi başlıyor

=

vamos a llegar tarde. el almuerzo comienza ahora > 

geç kalacağız, öğle yemeği şimdi başlıyor

-

-


[2]

nuestros amigos nos conocen > arkadaşlarımız bizi bilir

-

conocer > tanımak / bilmek

-

[conozco > tanıyorum]

[¿conoces? > tanıyor musun?]

-

conocen > tanıyorlar / biliyorlar / bilirler

nos conocen > bizi bilirler

-

amigos > arkadaşlar

"nuestros" amigos > "bizim" arkadaşlar / (bizim) arkadaşlarımız

-

nuestros amigos + nos conocen > arkadaşlarımız + bizi bilir(ler)

= arkadaşlarımız bizi bilir

-

-


[3]

siempre llegamos tarde. siempre es la misma cosa >

her zaman geç kalıyoruz. hep aynı şey

-

"llegamos tarde" > "geç kalıyoruz"

-

siempre > "her zaman" / hep / sonsuz / sonsuza kadar

-

"siempre" + llegamos tarde > "her zaman" + geç kalıyoruz

-

lo mismo / la misma > aynı / benzer

+

cosa > şey

=

la misma cosa > aynı şey

-

siempre "es" la misma cosa > her zaman aynı şey["dir"] 

-

siempre + llegamos tarde + siempre + es la misma cosa =

her zaman + geç kalıyoruz + hep +aynı şey

-

siempre llegamos tarde. siempre es la misma cosa >

her zaman geç kalıyoruz. hep aynı şey

-

-


------------

"vamos a llegar" tarde > geç "kalacağız"

"llegamos" tarde > geç "kalıyoruz"

------------


[siempre "llegamos tarde" > her zaman "geç kalıyoruz"]


[siempre "llegas tarde" > her zaman "geç kalıyorsun"]


[siempre "llegamos temprano" > her zaman "erken geliyoruz"]



-----------------------

- vamos a llegar tarde. el almuerzo comienza ahora 

- nuestros amigos nos conocen

- siempre llegamos tarde. siempre es la misma cosa 

-

- geç kalacağız. öğle yemeği şimdi başlıyor

- arkadaşlarımız bizi bilir

- her zaman geç kalıyoruz. hep aynı şey

-----------------------


16-46 / notlar 325

16-46 / notlar 325

-----------------------


-----------------------


[1] 

- necesitamos un mapa

- tengo un mapa en el coche

-

- bir haritaya ihtiyacımız var

- arabada bir haritam var

----------------

necesitar > ihtiyacı olmak

"necesitamos" > "ihtiyacımız var"

-

un "mapa" > bir "harita"

necesitamos un mapa > bir haritaya ihtiyacımız var

-

tengo un mapa > bir haritam var

-

"en el coche" / "en el auto" > "arabada"

tengo un mapa en el coche > arabada bir haritam var

[hay un mapa en el coche > arabada bir harita var]

------------

------------



[2]

- ¿tienes suficiente dinero?

- sí. tengo suficiente dinero

-

- yeterince paran var mı?

- evet. yeterince param var

-------------

dinero > para

suficiente > yeterli / yeterince

suficiente dinero > yeterli para / yeterince para

-

tienes suficiente dinero > yeterli paran var / yeterince paran var

¿tienes suficiente dinero¿ > yeterli paran var mı? / yeterince paran var mı?

-

sí > evet

tengo suficiente dinero > yeterli param var / yeterince param var

-------------

-------------



[3]

- la niña necesita un bolígrafo

- hay un bolígrafo en la mesa

-

- kızın bir kaleme ihtiyacı var

- masada bir kalem var

----------------

la niña > kız (çocuk)

la niña necesita > kızın ihtiyacı var

-

un bolígrafo > (tükenmez) kalem

-

la niña necesita un bolígrafo > kızın bir kaleme ihtiyacı var

-

hay > var

hay un bolígrafo > bir kalem var

-

mesa > masa

en la mesa > masada

-

hay un bolígrafo en la mesa > masada bir kalem var

-----------------

-----------------



[4]

- el niño necesita comida

- tengo una rebanada de pan

-

- çocuğun yemeğe ihtiyacı var

- bir dilim ekmeğim var

---------------

el niño > (erkek) çocuk

el niño necesita > çocuğun ihtiyacı var

-

comida > yemek / yiyecek

-

el niño necesita comida > çocuğun yemeğe ihtiyacı var / çocuğun yiyeceğe ihtiyacı var

-

pan > ekmek

rebanada de pan > dilimlenmiş ekmek / dilim ekmek

"una rebanada de pan" > "bir dilim ekmek"

-

tengo una rebanada de pan > bir dilim ekmeğim var

--------------

--------------


16-46 / notlar 324

16-46 / notlar 324

-----------------------


-----------------------


¿dónde trabajas? > nerede çalışıyorsun?

trabajo en una panadería > bir fırında çalışıyorum

-

¿dónde? > nerede?

-

trabajar > çalışmak

trabajo > çalışıyorum

trabajas > çalışıyorsun

-

¿dónde "trabajas"? > nerede "çalışıyorsun"?

-

panadería > fırın / pastane

"una" panadería > "bir" fırın / "bir" pastane

"en" una panadería > bir fırın"da" / bir pastane"de"

-

trabajo > çalışıyorum

trabajo + en una panadería > bir fırında + çalışıyorum

-

-

¿dónde trabajas? > nerede çalışıyorsun?

trabajo en una panadería > bir fırında çalışıyorum


-------------------------

-------------------------



¿y tu? ¿dónde trabajas? > ya sen nerede çalışıyorsun?

trabajo en una farmacia > bir eczanede çalışıyorum

-

¿y tu? > ya sen? / peki sen?

-

¿dónde? > nerede?

-

trabajar > çalışmak

trabajo > çalışıyorum

trabajas > çalışıyorsun

-

¿dónde trabajas? > nerede çalışıyorsun?

-

farmacia > eczane

en una farmacia > bir eczanede

"trabajo" + en una farmacia > bir eczanede + "çalışıyorum"

-

¿y tu? ¿dónde trabajas? > ya sen nerede çalışıyorsun?

trabajo en una farmacia > bir eczanede çalışıyorum


-------------------

-------------------



¿dónde trabaja tu amigo? > arkadaşın nerede çalışıyor?

trabaja en el aeropuerto > havaalanında çalışıyor

-

¿dónde? > nerede?

-

trabajar > çalışmak

-

trabajo > çalışıyorum

trabajas > çalışıyorsun

trabaja > çalışıyor

-

amigo > arkadaş

tu amigo > arkadaşın

-

¿dónde "trabajas"? > nerede "çalışıyorsun"?

¿dónde "trabaja"? > nerede "çalışıyor"?

-

¿dónde trabaja + "tu amigo"? > "arkadaşın" + nerede çalışıyor?

[dónde trabaja + "tu hijo"? > "oğlun" + nerede çalışıyor?]

[dónde trabaja + "tu hija"? > "kızın" + nerede çalışıyor?]

[dónde trabaja + "tu esposa"? > "karın" + nerede çalışıyor?]

[dónde trabaja + "tu esposo"? > "kocan" + nerede çalışıyor?]

[dónde trabaja + "tu padre"? > "baban" + nerede çalışıyor?]

-

el aeropuerto > havaalanı / havalimanı

[aero > hava + puerto > liman]

"en" el aeropuerto > havaalanın"da"

-

trabaja en el aeropuerto > havaalanında çalışıyor

-

¿dónde trabaja tu amigo? > arkadaşın nerede çalışıyor?

trabaja en el aeropuerto > havaalanında çalışıyor


------------------

------------------



¿dónde trabajaba tu amigo antes? > 

arkadaşın daha önce nerede çalışıyordu?

-

él trabajaba en un almacén hace dos años > 

o, iki yıl önce bir depoda çalışıyordu

-

¿dónde? > nerede?

-

trabajar > çalışmak

-

trabaja > çalışıyor

trabajaba > çalışıyordu / çalıştı

-

¿dónde "trabajaba"? > nerede "çalışıyordu"?

-

amigo > arkadaş

tu amigo > (senin) arkadaşın

-

"¿dónde trabajaba" tu amigo? > arkadaşın "nerede çalışıyordu?"

-

antes > önceden / daha önce

-

¿dónde trabajaba tu amigo antes? > 

arkadaşın daha önce nerede çalışıyordu?

-

él > o (erkek) 

[ella > o (kadın)]

-

él trabajaba > (o) çalışıyordu / (o) çalıştı

-

almacén > depo

"un" almacén > "bir" depo

"en" un almacén > bir depo"da"

-

él trabajaba en un almacén > (o) bir depoda çalıştı / (o) bir depoda çalışıyordu

-

año > yıl

un año > bir yıl

dos años > iki yıl[lar]

-

"hace dos años" > "iki yıl önce"

-

él +  trabajaba + en un almacén + hace dos años >

(o) + iki yıl önce + bir depoda + çalışıyordu

-

¿dónde trabajaba tu amigo antes? > 

arkadaşın daha önce nerede çalışıyordu?

-

él trabajaba en un almacén hace dos años > 

o, iki yıl önce bir depoda çalışıyordu


16-46 / notlar 323

16-46 / notlar 323

-----------------------


-----------------------


hoy es día de limpieza :) > bugün temizlik günü :)

-

día > gün

-

limpieza > temizlik

-

día de limpieza > temizlik günü

-

hoy > bugün

-

hoy es "día de limpieza" > bugün "temizlik günü"

-----------------------

-----------------------


quiero lavarme las manos > ellerimi yıkamak istiyorum

¿dónde está el baño? > banyo nerede?

-

quiero > istiyorum

-

lavar > yıkamak

lavar"me" > ["ben"] yıkamak

-

las manos > eller

-

quiero lavarme las manos > ellerimi yıkamak istiyorum

[quiero lavarme > yıkanmak istiyorum]

-

¿dónde está? > nerede?

baño > banyo

-

¿dónde está el baño? > banyo nerede?

-------------------------

-------------------------


quiero lavar mi ropa > elbisemi yıkamak istiyorum / çamaşır yıkamak istiyorum

¿dónde está la lavadora? > çamaşır makinesi nerede?

-

quiero > istiyorum

lavar > yıkamak

quiero lavar > yıkamak istiyorum

-

la ropa > elbise / giysi / çamaşır

mi ropa > elbisem / elbisemi / çamaşırım / çamaşırımı 

[lavar la ropa > çamaşır yıkamak]

-

quiero "lavar mi ropa" > "elbisemi yıkamak" istiyorum / "çamaşır yıkamak" istiyorum 

-

¿dónde está? > nerede?

"lavadora" > "çamaşır makinesi" 

¿dónde está la lavadora? > çamaşır makinesi nerede?

----------------------

----------------------


quiero lavarme > yıkanmak istiyorum

¿dónde está la ducha? > duş nerede?

-

quiero > istiyorum

lavar > yıkamak

lavar"me" > ["beni"] yıkamak / [ben] yıkanmak

quiero lavarme > yıkanmak istiyorum

-

¿dónde está? > nerede?

ducha > duş

¿dónde está la ducha? > duş nerede?

------------------------

------------------------


el coche está muy sucio > araba çok kirli

¿dónde puedo lavar el coche? > (arabayı nerede yıkayabilirim?) / arabayı nerede yıkatabilirim?

-

el coche / el auto > araba

sucio > kirli

[limpio > temiz]

muy sucio > çok kirli

el coche "está" muy sucio > araba çok kirli["dir"] > araba çok kirli

-

¿dónde? > nerede?

-

lavar > yıkamak

puedo lavar > yıkayabilirim

¿dónde puedo lavar? > nerede yıkayabilirim?

-

¿dónde puedo lavar el coche? > arabayı nerede yıkayabilirim /

arabayı nerede yıkatabilirim (mejor)

-

[¿dónde puedo lavar"lo"? > ("onu") nerede yıkayabilirim?]

----------------------

----------------------


¿quién lavará los platos? > bulaşıkları kim yıkayacak?

no quiero lavar los platos > bulaşıkları yıkamak istemiyorum

-

lavar > yıkamak

-

lavará > yıkayacak

¿quién? > kim?

¿quién lavará? > kim yıkayacak?

-

los platos > tabaklar / bulaşıklar

-

¿quién lavará los platos? > bulaşıkları kim yıkayacak?

-

quiero > istiyorum

no quiero > istemiyorum

-

quiero lavar > yıkamak istiyorum

no quiero lavar > yıkamak istemiyorum

no quiero lavar los platos > bulaşıkları yıkamak istemiyorum

----------------------

----------------------


¿dónde está? > nerede?

¿dónde está "el jabon"? > "sabun" nerede?

¿dónde está "el shampoo"? > "şampuan" nerede?

¿dónde está "la toalla"? > "havlu" nerede?


16-46 / notlar 322

16-46 / notlar 322

-----------------------

1- pasado > 2 - presente > 3 - futuro

1 - geçmiş > 2- şimdi > 3 - gelecek

-----------------------


1

pasado > geçmiş

-

leí este libro la semana pasada >

bu kitabı geçen hafta okudum

---------------------


2

presente > şimdi

-

ahora estoy leyendo este libro >

şimdi bu kitabı okuyorum

----------------------


3

futuro > gelecek

-

voy a leer este libro la próxima semana

gelecek hafta bu kitabı okuyacağım

----------------------


1

leer > okumak

leí > okudum

---

leí "este libro" > "bu kitabı" okudum

+

la semana > hafta

la semana pasada > geçen hafta

=

leí este libro la semana pasada > 

bu kitabı geçen hafta okudum


2

leer > okumak

"estoy leyendo" > "okuyorum"

---

estoy leyendo "este libro" > "bu kitabı" okuyorum

+

ahora > şimdi

=

ahora, "estoy leyendo" este libro > 

şimdi, bu kitabı "okuyorum"


3

leer > okumak

"voy a leer" > "okuyacağım"

---

voy a leer este libro> bu kitabı okuyacağım

+

proxima > gelecek / bir sonraki

la proxima semana > gelecek hafta / haftaya

=

"voy a leer" este libro la proxima semana > 

gelecek hafta bu kitabı "okuyacağım"


16-46 / notlar 321

16-46 / notlar 321


-----------------------

[1] > "estoy + ......"   >>> [2] > "estuve + ......" / ("estaba + .......")

-----------------------


(con mi amigo > arkadaşımla)

[1] > estoy + con mi amigo >>> [2] > estuve + con mi amigo

[1] > arkadaşımlayım >>> [2] > arkadaşımlaydım

-

"estoy con mi amigo" > "arkadaşımlayım" 

"estuve con mi amigo" > "arkadaşımlaydım"

("estaba con mi amigo > "arkadaşımlaydım")

-

-

(trabajando > çalışma / çalışmak)

[1] > estoy + trabajando >>> [2] > estuve + trabajando

[1] > çalışıyorum >>> [2] > çalışıyordum

-

"estoy trabajando" > "çalışıyorum"

"estuve trabajando" > "çalışıyordum"

("estaba trabajando" > "çalışıyordum")

-

-

(enfermo/enferma > hasta)

[1] > estoy  + enfermo >>> [2] > estuve + enfermo

[1] > hastayım >>> [2] > hastaydım

-

"estoy enfermo" > "hastayım"

"estuve enfermo" > "hastaydım"

("estaba enfermo" > "hastaydım")

-

-

(aquí > burası / burada / buraya)

[1] > estoy + aquí >>> [2] > estuve + aquí

[1] > buradayım >>> [2] > buradaydım

-

"estoy aquí > buradayım"

"estuve aquí > buradaydım"

("estaba aquí" > "buradaydım")

-

-

(en paris > pariste)

[1] > estoy + en paris >>> [2] > estuve + en paris

[1] > paris'teyim >>> [2] > paris'teydim

-

"estoy en paris" > "paris'teyim"

"estuve en paris" > "paris'teydim"

("estaba en paris" > "paris'teydim")

-

-

(hablando > konuşma / konuşmak)

[1] > estoy + hablando >>> [2] > estuve + hablando

[1] > konuşuyorum >>> [2] > konuşuyordum

-

"estoy hablando" > "konuşuyorum"

"estuve hablando" > "konuşuyordum"

("estaba hablando" > "konuşuyordum")


16-46 / notlar 320

16-46 / notlar 320

-----------------------


"¿qué estás haciendo?" > "ne yapıyorsun?"

"estoy preparando"  > "hazırlıyorum"


-----------------------


[A]

[1] - ¿qué estás haciendo en la cocina?

[2] - estoy preparando la cena

-----------------------

[B] 

[1] - ¿qué estás haciendo en la oficina?

[2] - estoy preparando las papeles

-----------------------

[C]

[1] - ¿qué estás haciendo en el jardin?

[2] - estoy preparando la mesa

-----------------------


[1]

hacer > yapmak

estoy haciendo > yapıyorum

estás haciendo > yapıyorsun

-

"¿qué estás haciendo?" > "ne yapıyorsun?"

-

-

-

la cocina > mutfak

en la cocina > mutfakta

-

la oficina > ofis / büro

en la oficina > ofiste / büroda

-

el jardin > bahçe

en el jardin > bahçede

-

-

-

"¿qué estás haciendo" en la cocina? > mutfakta "ne yapıyorsun?"

"¿qué estás haciendo" en la oficina? > ofiste "ne yapıyorsun?"

"¿qué estás haciendo" en el jardin? > bahçede "ne yapıyorsun?"

-

-

[2]

"estoy preparando" > "hazırlıyorum"

-

-

-

la cena > akşam yemeği / (akşam yemeğini)

las papeles > kağıtlar / (kağıtları)

la mesa > masa / (masayı)

-

"estoy preparando" la cena > akşam yemeğini "hazırlıyorum"

"estoy preparando" las papeles > kağıtları "hazırlıyorum"

"estoy preparando" la mesa > masayı "hazırlıyorum"


----------------------


[A]

[1] - ¿qué estás haciendo en la cocina?

[2] - estoy preparando la cena

-

[1]  - mutfakta ne yapıyorsun?

[2] - akşam yemeğini hazırlıyorum

-----------------------

[B] 

[1] - ¿qué estás haciendo en la oficina?

[2] - estoy preparando las papeles

-

[1] - ofiste ne yapıyorsun?

[2] - kağıtları hazırlıyorum

-----------------------

[C]

[1] - ¿qué estás haciendo en el jardin?

[2] - estoy preparando la mesa

-

[1] - bahçede ne yapıyorsun?

[2] - masayı hazırlıyorum

-----------------------


16-46 / notlar 319

16-46 / notlar 319

-----------------------



-----------------------

[1] - me gusta Antalya. pero en verano no. 

[2] - ¿por qué?

[3] - porque, hay demasiada gente en verano.

-

[1] -  *Antalya'yı seviyorum. fakat yazın değil.

[2] -  niye?

[3] - çünkü, yazın çok kalabalık (oluyor).

---------------------

[*Antalya es una ciudad en el sur de Turquía]



[1]


"me gusta" > "seviyorum" / beğeniyorum 

me gusta Antalya > Antalya'yı seviyorum

-

el verano > yaz mevsimi / yaz

en verano > yaz mevsiminde / yazın

-

en verano no > yazın değil

pero > fakat

pero en verano no > fakat yazın değil



[2]


¿por qué? > neden? / niye? 



[3]


porque > çünkü 

-

gente > insan / topluluk / millet

-

demasiada > çok / çok fazla / fazla / fazlasıyla

"hay" demasiada > çok "var" / çok fazla "var" / fazlasıyla "var"

"hay demasiada gente" > (çok fazla insan var) / (çok insan var) /

= "çok kalabalık" / çok kalabalık (oluyor) 

-

porque, hay demasiada gente en verano > çünkü, yazın çok kalabalık oluyor


16-46 / notlar 318

16-46 / notlar 318

-----------------------



-----------------------

[1] - ¿ya regresas? 

[2] - no lo sé todavía... quizás, regreso más tarde con mi amiga

-

[1] -  geri gelecek misin?

[2] -  şimdilik bilmiyorum... belki daha sonra arkadaşımla dönerim

---------------------



[1]

regresar > (geri) dönmek / geri gelmek

-

regresas > (geri) dönersin / geri gelirsin

¿regresas? > (geri) döner misin? / (geri) dönecek misin? / geri gelir misin? / geri gelecek misin?

-

¿ya regresas? > (geri ) döner misin? / geri gelecek misin?



[2]


saber > bilmek

sé > biliyorum

-

lo sé > (onu) biliyorum

no lo sé > (onu) bilmiyorum

-

no lo sé "todavía" > "henüz" bilmiyorum / "şimdilik" bilmiyorum

 -

quizás > belki

-

regreso > dönerim / geri gelirim

quizás regreso > belki dönerim / belki geri gelirim

-

quizás regreso "más tarde" > belki "daha sonra" dönerim

-

quizás regreso más tarde "con mi amiga" > belki daha sonra "arkadaşımla" dönerim



-----------------------

[1] - ¿ya regresas? 

[2] - no lo sé todavía... quizás, regreso más tarde con mi amiga

-

[1] -  geri gelecek misin?

[2] -  şimdilik bilmiyorum... belki daha sonra arkadaşımla dönerim

---------------------


16-46 / notlar 317

16-46 / notlar 317

-----------------------


-----------------------

[1] - pensé que podríamos jugar al tenis 

[2] - ¿hoy? ¡de ninguna manera! 

[3] - ¿por qué? he venido sólo para jugar al tenis contigo 

[4] - pero no tengo tiempo 

[5] - bueno, la próxima vez 

-

[1] - tenis oynayabiliriz diye düşündüm

[2] - bugün mü? mümkün değil!

[3] - niye? sırf seninle tenis oynamak için geldim

[4] - fakat vaktim yok

[5] - tamam, bir dahaki sefere

---------------------



[1]


tenis > tenis

jugar > oynamak

-

"jugar al tenis" > "tenis oynamak"

[tenis"i" oynamak] (no usamos así > tenisi, futbolu, etc... no... tenis oynamak, futbol oynamak, etc... sí.)

-

podría > yapabilmek / yapabilirim / ......+bilmek  / .....+bilirim

-

podría jugar > oynayabilirim

podrías jugar > oynayabilirsin

podría jugar > oynayabilir

-

podríamos jugar > oynayabiliriz

+

al tenis > tenis

=

podríamos jugar al tenis > tenis oynayabiliriz

-

pensar > düşünmek

-

pienso > (ben) düşünüyorum 

pensé > (ben) düşündüm

-

pensé que ... > düşündüm ki ..... / .... diye düşündüm / 

-

pensé que > diye düşündüm

podríamos jugar al tenis > tenis oynayabiliriz

=

pensé que podríamos jugar al tenis > tenis oynayabiliriz diye düşündüm



[2]


hoy > bugün

¿hoy? > bugün? / bugün mü?

-

"¡de ninguna manera!" > 

"hiç yolu yok" / 

= "asla olmaz" / 

= "mümkün değil" / 

= "düşünme bile" /

= "aklından bile geçirme"



[3]


¿por qué? > neden? / ne için? / niçin? / niye?

-

para > için

para "jugar al tenis" > "tenis oynamak" için

para jugar al tenis "contigo" > "seninle" tenis oynamak için 

-

sólo > sadece / yalnızca / sırf

"sólo" para jugar al tenis contigo > "sırf" seninle tenis oynamak için

-

venir > gelmek

-

vengo > geliyorum / gelirim

he venido > geldim

-

"he venido" sólo para jugar al tenis contigo >

sırf seninle tenis oynamak için "geldim"



[4]

tiempo > zaman / vakit

-

tengo tiempo > zamanım var / vaktim var

no tengo tiempo > zamanım yok / vaktim yok

-

pero > fakat / ama

-

pero no tengo tiempo > fakat vaktim yok



[5]

bueno > tamam / oldu / iyi / güzel

-

la próxima > sonraki / bir dahaki

-

vez > kez / sefer 

-

la próxima vez > "sonraki sefer" / "bir dahaki sefer"/

( "sonraki sefere" / "bir dahaki sefere")

-

bueno, la próxima vez > tamam, bir dahaki sefere

( = tamam o zaman, = tamam o zaman başka sefere)


16-46 / notlar 316

16-46 / notlar 316

-----------------------



-----------------------

[1] - buenas noches. ¿usted es el señor Ali Yılmaz?

[2] - sí, me llamo Ali Yılmaz

[3] - ¿y su esposa está aquí?

[4] - no, mi esposa no está aquí. fue a su hermana

-

[1] - iyi akşamlar. Ali Yılmaz siz misiniz?

[2] - evet, adım Ali Yılmaz

[3] - peki, eşiniz burada mı?

[4] - hayır, eşim burada değil. kardeşine gitti

---------------------



[1]

buenas noches > iyi akşamlar / iyi geceler

-

señor > bey / beyefendi

buenas noches señor > iyi akşamlar beyefendi

-

el señor Ali Yılmaz > Ali Yılmaz bey

buenas noches el señor Ali Yılmaz > iyi akşamlar Ali Yılmaz bey

-

usted > siz

usted es > sizsiniz / siz  ...........+siniz / siz  ........+sınız 

-

usted es "el señor" Ali Yılmaz > siz .....Ali Yılmaz....+sınız = > 

siz Ali Yılmaz "bey"siniz

[ = Ali Yılmaz "bey" sizsiniz ]

-

¿usted es "el señor" Ali Yılmaz? > Ali Yılmaz "bey" siz misiniz?

[ = siz Ali Yılmaz bey misiniz? ]

-

buenas noches. ¿usted es (el señor) Ali Yılmaz? >

iyi akşamlar. Ali Yılmaz (bey) siz misiniz?


[2]

sí > evet 

me llamo > benim adım

-

sí, me llamo Ali Yılmaz > evet, (benim) adım Ali Yılmaz



[3]

aquí > burası / buraya / burayı / burada

-

"estoy" aquí > burada"yım" > (ben) buradayım

"estás" aquí > burada"sın" > (sen) buradasın

"está" aquí > burada > (o) burada

-

esposo / esposa > eş [pareja]

-

tu esposa > (senin) eşin [informal]

su esposa > (sizin) eşiniz [formal]

-

su esposa está aquí > eşiniz burada

¿su esposa está aquí? > eşiniz burada mı?

-

¿"y" su esposa está aquí? > "peki" eşiniz burada mı?


[4]

no > hayır

"mi" esposa > ("benim") eşim

-

está aquí > burada

"no" está aquí > burada "değil" / burada yok

-

no, mi esposa no está aquí > hayır, eşim burada değil

-

ir > gitmek

-

fui > gittim

fuiste > gittin

fue > gitti

-

hermana > kız kardeş / kardeş

"su" hermana > "onun" kız kardeşi / onun kardeşi / kardeşi

"a" su hermana > onun kız kardeşi"ne" / kız kardeşi"ne" / kardeşi"ne"

-

fue a su hermana > kardeşine gitti

-

no + mi esposa no está aquí + fue a su hermana >

hayır + eşim burada değil + kardeşine gitti >

=  hayır, eşim burada değil. kardeşine gitti



-----------------------

[1] - buenas noches. ¿usted es el señor Ali Yılmaz?

[2] - sí, me llamo Ali Yılmaz

[3] - ¿y su esposa está aquí?

[4] - no, mi esposa no está aquí. fue a su hermana

-

[1] - iyi akşamlar. Ali Yılmaz siz misiniz?

[2] - evet, adım Ali Yılmaz

[3] - peki, eşiniz burada mı?

[4] - hayır, eşim burada değil. kardeşine gitti

---------------------


16-46 / notlar 315

16-46 / notlar 315

-----------------------



-----------------------

[1] - ¿a qué hora el miércoles? 

[2] - a la una menos cuarto 

[3] - bueno, nos vemos

-

[1] - çarşamba saat kaçta?

[2] - bir'e çeyrek kala

[3] - tamam, görüşürüz

---------------------



[1]

¿a qué hora? > (saat) kaçta?

+

el miércoles > çarşamba

=

¿a qué hora el miércoles? > çarşamba saat kaçta?



[2] 

menos > eksik / az 

+

cuarto > çeyrek

=

"menos cuarto" > [çeyrek eksik] / [çeyrek az] > "çeyrek var" / "çeyrek kala"

+

a la una > (saat) bir'de / (saat) bir / (saat) bir'e 

=

a la una + menos cuarto = > bir'e + çeyrek kala


+ + + + +


çeyrek var: > > > >

ahora en respuesta a alguien preguntando la hora > ¿qué hora es?

(bir'e) / (üç'e) / beş'e) / (etc.)  + "çeyrek var" 

-

çeyrek kala: > > > >

al hablar de algo que hacer en el futuro > ¿a qué hora?

(bir'e) / (üç'e) / beş'e) / (etc.)  + "çeyrek kala" 

+

[pero puedes decir por dos situaciones: (12:45) doce y cuarenta cinco.] >

[fakat her iki durumda (12:45) oniki kırkbeş diyebilirsiniz.]



[3]

bueno > iyi / tamam / güzel / olur / tamam

nos vemos > "görüşürüz"

-

bueno, nos vemos > tamam, görüşürüz

-

[nos vemos "luego" > "sonra" görüşürüz]

[nos vemos "mañana" > "yarın" görüşürüz]


de mi cuaderno 41-42-43




 

de mi cuaderno 40


 

16-46 / notlar 314

16-46 / notlar 314

-----------------------


que Dios te ayude :) :) :)

Allah yardımcınız olsun :) :) :) 


-----------------------

[1] - es una foto de nuestra casa 

[2] - es una casa grande 

[3] - con frecuencia amigos nos visitan 

-

[1] - bizim evin bir fotoğrafı

[2] - büyük bir ev

[3] - sık sık arkadaşlar bizi ziyaret eder 

---------------------


[1]


"es +....." > bu / >>>>> = 

 ".....+dir" / ".....+dır" / ".....+dur" / ".....+dür" / ".....+tir" / ".....+tır" / ".....+tur" / ".....+tür" 


(Lo sé, esta situación parece muy complicada, por eso estoy explicando)

------- explicación > açıklama -------

la cambia depende de voz por letras 

por ejemplo > 


ev+dir = evdir /

kadın+dır / 

çocuk+tur / 

müdür+dür / 

plastik+tir / 

fırsat+tır

+

["es" una casa grande > büyük bir ev"dir"]

["es" una mujer muy trabajor > çalışkan bir kadın"dır"]

["es" un niño alto > uzun boylu bir çocuk"tur"]

["es" la gerente del banco > bankada müdür"dür"]

[ este juguete "es" de plástico > bu oyuncak plastik"tir"]

["es" una gran oportunidad > bu büyük bir fırsat"tır"]


pero normalmente no usamos estos "tir tır dir etc" siempre...


büyük bir ev, 

çalışkan bir kadın, 

uzun boylu çocuk, 

bankada müdür, 

bu oyuncak plastik, 

bu büyük bir fırsat 


es suficiente para el uso diario, otras formas, para usar en literatura o muy formal casos

-

----- de todos modos, continuemos -----

-

es "una" > bu "bir"

es una foto > bu bir fotoğraf[tır] = > bu bir fotoğraf / bir fotoğraf 

-

casa > ev

"nuestro" casa / "nuestra" casa > "bizim" evimiz / "bizim" ev

-

"de" nuestra casa > bizim evimiz"in" / bizim ev"in" / bizim evimiz"den" / bizim ev"den"

-

es una foto + de nuestra casa = (bu) bizim evin (bir) fotoğrafı[dır] > 

bizim evin fotoğrafı



[2] 


grande > büyük

casa grande > büyük ev

es una casa grande > büyük bir ev



[3]


visitar > ziyaret / ziyaret etmek

-

[yo visito > (ben) ziyaret ederim]

[tu visitas > (sen) ziyaret edersin]

-

["te" visitaré > "seni" ziyaret ederim]

[tú "me" visitas > "beni" ziyaret edersin] 

-

(ellos) "me" visitan > (onlar) "beni" ziyaret eder

(ellos) "te" visitan > (onlar) "seni" ziyaret eder

(ellos) "nos" visitan > (onlar) "bizi" ziyaret eder

-

nos visitan > ziyaret eder / ziyaret ederler

-

amigos > arkadaşlar

-

amigos "nos visitan" > arkadaşlar "bizi ziyaret eder" / arkadaşlar "bizi ziyaret ederler"

-

con frecuencia > sık sık / sıklıkla / çok sık

con frecuencia amigos nos visitan > sık sık arkadaşlar bizi ziyaret eder

[ = çok sık arkadaşlarımız gelir / = arkadaşlarımız sık sık ziyarete gelir]


16-46 / notlar 313

16-46 / notlar 313

-----------------------



-----------------------

- ¿cómo se dice en turco: té? 

- çay

- ¿vino tinto?

- şarap... ¿quieres vino tinto o té? 

- çay :)

-

- türkçe çay nasıl denir?

- çay

- kırmızı şarap?

- şarap... şarap mı istersin çay mı?

- çay :)

---------------------


decir > söylemek / demek

-

se dice > denir

"¿cómo" se dice? > "nasıl" denir?

-

¿cómo se dice en turco? > türkçe nasıl denir? / türkçe'de nasıl denir?

-

té > çay

¿cómo se dice en turco: té? > türkçe çay nasıl denir?

-

vino > şarap

vino tinto > (kırmızı) şarap

[vino blanco > beyaz şarap]

-

querer > istemek

-

[quiero > istiyorum]

[quieres > istersin]

-

¿quieres? > ister misin? / istersin? > [con enfasis]

-

¿quieres vino tinto? > (kırmızı) şarap ister misin?

¿quieres té? > çay ister misin?

-

¿quieres vino tinto o té? > şarap mı çay mı istersin? / şarap mı istersin çay mı?


-----------------------

- ¿cómo se dice en turco: té? 

- çay

- ¿vino tinto?

- şarap... ¿quieres vino tinto o té? 

- çay :)

-

- türkçe çay nasıl denir?

- çay

- kırmızı şarap?

- şarap... şarap mı istersin çay mı?

- çay :)

---------------------


16-46 / notlar 312

16-46 / notlar 312

-----------------------



-----------------------

[1] - ¿puedo pagar con dólares? 


[2] - no, desafortunadamente, no 


[3] - hay que pagar con liras 

-----------------------


[1]


pagar > ödeme / ödeme yapmak

puedo pagar > "ödeyebilirim" / ödeme yapabilirim 

¿puedo pagar? > "ödeyebilir miyim?" / ödeme yapabilir miyim?

-

dólar > dolar

dólares > dolar[lar]

"con dólares" > dolar ile / dolar + ile = > "dolarla"

-

¿puedo pagar +  con dólares? > dolarla + ödeyebilir miyim? >

dolarla ödeyebilir miyim? 

[ = dolar geçiyor mu?]



[2]


no, "desafortunadamente", no > (hayır,) "ne yazık ki", hayır



[3]


pagar > ödeme

hay que pagar > ödenmeli 

-

"con liras" > lira + ile = > "lirayla"

-

hay que pagar + con liras > lirayla ödenmeli >

lirayla ödenmeli

[lira geçiyor] [lirayla ödemelisiniz]


-----------------------

[1] - ¿puedo pagar con dólares? 

[2] - no, desafortunadamente, no 

[3] - hay que pagar con liras 

-

[1] - dolarla ödeyebilir miyim?

[2] - ne yazık ki hayır

[3] - lirayla ödenmeli

-----------------------


16-46 / notlar 311

16-46 / notlar 311

-----------------------



-----------------------

[1] - déjeme ver. aquí hay un mapa... espérame.  


[2] - está bien. voy a esperar 


[3] - voy a mostrarte en el mapa 

-----------------------


[1]


"déjeme ver" > "bakayım" / "bir bakayım" / "bakayım bir" 

-

mapa > harita

un mapa > bir harita

"hay" un mapa > bir harita "var"

-

aquí > burada

-

aquí hay un mapa > burada bir harita var 

-

esperar > beklemek

espérame > bekle / "(beni) bekle" / "bekle (beni)" / "bekle (+ bir dakika)"

-

déjeme ver. aquí hay un mapa... espérame > bakayım, (burada) bir harita var, bekle ( + bir dakika )



[2]


está bien > iyi / tamam / olur

-

esperar > beklemek

voy a esperar > bekleyeceğim / bekliyorum / beklerim

-

está bien. voy a esperar > tamam, bekliyorum



[3]

mostrar > göstermek

mostrarte > sana göstermek

voy a mostrarte > sana göstereceğim

-

el mapa > harita

en el mapa > haritada

-

voy a mostrarte en el mapa > (sana) haritada göstereceğim



-----------------------

[1] - déjeme ver. aquí hay un mapa... espérame.  

[2] - está bien. voy a esperar 

[3] - voy a mostrarte en el mapa 

-

[1] - bakayım, bir harita var, bekle bir dakika 

[2] - tamam, bekliyorum

[3] - haritada göstereceğim

-----------------------


16-46 / notlar 310

16-46 / notlar 310

-----------------------


-----------------------

[1] - ¿qué hora es ahora? 


[2] - son las dos y cuarto 


[3] - ah, entonces, ya es tarde. tengo que estar allí en media hora 

-----------------------


[1]


ahora > şimdi / şu anda

-

hora > saat / zaman / vakit

-

¿qué hora es? > saat kaç?

-

¿qué hora es ahora? > şu anda saat kaç? / şimdi saat kaç?



[2]


dos > iki

-

son las dos > saat iki

-

y > ve

cuarto > çeyrek

-

"dos y cuarto" > [ iki ve çeyrek ] > "iki'yi çeyrek geçiyor"

-

son las dos y cuarto > (saat) iki'yi çeyrek geçiyor



[3]


tarde > geç / sonra 

es tarde > geç / geç oldu / çok geç

"ya" es tarde > "artık" çok geç / çok geç

-

entonces > öyleyse

-

ah, entonces, ya es tarde > ah, öyleyse artık çok geç

-

estar > olmak

estar allí > orada olmak

"tengo que" estar allí > orada olmak "zorundayım" / orada ol"malıyım"

-

hora > saat

media > yarım

-

media hora > yarım saat

en media hora > yarım saat içinde / 

-

entonces, + ya es tarde. + tengo que estar allí + en media hora 

öyleyse + artık çok geç + yarım saat içinde + orada olmalıyım

-

ah, entonces, ya es tarde. tengo que estar allí en media hora 

ah, öyleyse artık çok geç. yarım saat içinde orada olmalıyım



-----------------------

[1]  

¿qué hora es ahora?

şu anda saat kaç? 


[2] 

son las dos y cuarto 

ikiyi çeyrek geçiyor


[3] 

ah, entonces, ya es tarde. tengo que estar allí en media hora 

ah, öyleyse artık çok geç. yarım saat içinde orada olmalıyım

-----------------------


16-46 / notlar 309

16-46 / notlar 309

-----------------------


-----------------------

[1] - el lunes entrante que tengo mucho que hacer 

[2] - también tengo que ir al médico 

-

[1] - gelecek salı çok işim var

[2] - ben de doktora gitmeliyim

-----------------------



[1]

el lunes > pazartesi günü / pazartesi

el lunes "entrante" > "önümüzdeki" pazartesi / "gelecek" pazartesi / pazartesiye

-

"tengo mucho que hacer" > (yapacak) "çok işim var"

-

el lunes entrante (que) tengo mucho que hacer >

pazartesiye [ki] çok işim var 



[2]

ir > gitmek

ir "al médico" > "doktora" gitmek

-

tengo que ir > gitmeliyim 

tengo que ir al médico > doktora gitmeliyim

"también" tengo que ir al médico > "ben de" doktora gitmeliyim


-----------------------

- el lunes entrante que tengo mucho que hacer 

- también tengo que ir al médico 

-

- gelecek salı çok işim var

- ben de doktora gitmeliyim

-----------------------


16-46 / notlar 308

16-46 / notlar 308

-----------------------



-----------------------

[1] - este restaurante está abierto 

[2] - sí, aquí hay comida deliciosa 

[3] - puedes venir con nosotros 

[4] - es la hora del almuerzo 

-

[1] - şu restoran açık

[2] - evet, burada güzel yemekler var

[3] - bizimle gelebilirsiniz

[4] - yemek vakti

------------------------


[1]

abierto > açık

está abierto > [o] açık

-

este > bu / şu

restaurante > restoran

este restaurante > bu restoran / şu restoran

este restaurante está abierto > şu restoran açık



[2]

deliciosa > lezzetli / güzel

comida > yemek / yiyecek

comida deliciosa > lezzetli yemek

-

hay comida > yemek var

"hay comida deliciosa" > "lezzetli yemek+ler var"

-

aquí > burada / burası / buraya

sí, aquí hay comida deliciosa > evet, burada lezzetli yemekler var



[3] 

nosotros > biz

"con nosotros" > bizimle

-

venir > gelmek

"puedes venir" > gelebilirsin

-

puedes venir con nosotros > bizimle gelebilirsin



[4]

el almuerzo > öğle yemeği / yemek

-

la hora > saat / vakit

"es la hora de + ......."   >  "........+ saati"

es la hora "de + el" almuerzo > yemek + saati

es la hora "del" almuerzo > yemek saati / yemek vakti


16-46 / notlar 307

16-46 / notlar 307

-----------------------



-----------------------

[1] - ¿cuándo comenzó la lluvia? ¿cuándo va a terminar? 

[2] - no sabemos. 

[3] - nadie lo sabe ni cuando comenzó ni cuando va a terminar 

[4] - ah, mire. ahora hace buen tiempo. no hay lluvia 

-

[1] - yağmur ne zaman başladı, ne zaman bitecek?

[2] - bilmiyoruz

[3] - ne zaman başladığını ne zaman biteceğini hiç kimse bilmiyor

[4] - aaa, bak. şimdi hava güzel. yağmur yok.

------------------------


[1]

la lluvia > yağmur / yağış

comenzó la lluvia > yağmur başladı

-

¿cuándo? > ne zaman?

¿cuándo comenzó? > ne zaman başladı

¿cuándo comenzó "la lluvia"? > "yağmur" ne zaman başladı

-

terminar > bitirmek / sonuçlanmak / durmak

"va a terminar" > "bitecek"

¿cuándo va a terminar? > ne zaman bitecek?

-

¿cuándo comenzó la lluvia? ¿cuándo va a terminar? > yağmur ne zaman başladı, ne zaman bitecek?

-


[2]

saber > bilmek

sé > biliyorum

sabes > biliyorsun

sabe > biliyor

sabemos > biliyoruz

-

no sabemos > bilmiyoruz


[3]

nadie > hiç kimse

nadie lo sabe > hiç kimse [onu] bilmiyor

-

ni "cuando comenzó" ni "cuando va a terminar"  > [ne "ne zaman başladı"ğını ne de "ne zaman biteceğini"] > ne zaman başladığını ne zaman biteceğini

-

"nadie lo sabe" ni cuando comenzó ni cuando va a terminar 

ne zaman başladığını ne zaman biteceğini "hiç kimse bilmiyor"

-


[4]

mirar > bakmak

mire > bak

-

hace buen tiempo > hava güzel

ahora hace buen tiempo > şimdi hava güzel

-

lluvia > yağmur / yağış

hay lluvia > yağmur var

no hay > yok

no hay lluvia > yağmur yok

-

ah, mire. ahora hace buen tiempo. no hay lluvia 

aaa, bak. şimdi hava güzel. yağmur yok.


16-46 / notlar 306

 16-46 / notlar 306

-----------------------


------------------------------

[1] - perdón, tengo que irme ahora mismo 

[2] - ¿por qué? ¿qué pasa? 

[3]- he trabajado mucho, estoy cansado

-

[1] - afedersin, hemen gitmem gerekiyor

[2] - neden? ne oldu?

[3] - çok çalıştım, yorgunum

-------------------------------


[1]

perdón > afedersiniz / afedersin / özür dilerim

-

"tengo que irme" > "gitmeliyim" / "gitmem gerekiyor"

-

perdón, tengo que irme > afedersin gitmem gerekiyor

-

ahora > şimdi

ahora mismo > hemen şimdi / hemen / şu anda



[2]

- ¿por qué? > neden? / niye? / ne için? / niçin?

-

¿qué pasa? > ne oluyor? / ne oldu? / ne var?



[3]

"he trabajado" > çalıştım

-

he trabajado "mucho" > "çok" çalıştım

-

"estoy cansado" > yorgunum / yoruldum

-

he trabajado mucho, estoy cansado > çok çalıştım, yorgunum

+ [ he trabajado "todo el día" > "bütün gün" çalıştım]


------------------------------

 - perdón, tengo que irme ahora mismo 

- ¿por qué? ¿qué pasa? 

- he trabajado mucho, estoy cansado

-

- afedersin, hemen gitmem gerekiyor

- neden? ne oldu?

- çok çalıştım, yorgunum

-------------------------------


16-46 / notlar 305

16-46 / notlar 305

-----------------------


------------------------------

algunas frases útiles

(  :) ¿comó se dicen? ..... ) 

-------------------------------



situaciones



[1]


[en la tienda]

"solo" estoy mirando > "sadece" bakıyorum


-



[2]


[en la tienda]

"¿a qué hora" abren? > "kaçta" açıyorsunuz? / kaçta açılıyor?

¿a qué hora cierran? > kaçta kapatıyorsunuz? / kaçta kapanıyor?


-



[3]


[en la tienda]

"olvidó" su cartera > cüzdanınızı "unuttunuz"

"olvidé" mi cartera > cüzdanımı "unuttum"


-



[4]


[en el metro]

con tu permiso > izninizle / müsadenizle / afedersiniz

dejaste caer esto / se le cayó esto > bunu düşürdünüz


-



[5]


[en el metro]

¿cuántas paradas hay? > kaç durak var? / kaç durak kaldı?

¿cuántas paradas quedan "hasta la última parada"? > "son durağa" kaç durak kaldı?


16-46 / notlar 304

 16-46 / notlar 304

-----------------------


------------------------------

algunas frases útiles

(  :) ¿comó se dicen? ..... ) 

-------------------------------



[1]


saber > bilmek

-

lo sé > (bunu) biliyorum

no lo sé > (bunu) bilmiyorum

-

"no lo sabía" > bilmiyordum

sin saber > bilmeden


-



[2]


momento > an

-

en este momento > şu anda

-

en este momento "no puedo" > şu anda "yapamam"

-

hasta ese momento > o an'a kadar

-

"en ese momento" me olvidé de todo > o anda her şeyi unuttum

-



[3]


antes > önce

-

un "día" antes > bir "gün" önce

antes de comenzar > başlamadan önce

-

como antes > eskisi gibi


-



[4]


tomar > almak

-

toma "nota" > "not" al

toma "estos medicamentos" > "bu ilaçları" al

-

toma una buena "ducha" > iyi bir "duş" al


16-46 / notlar 303

 16-46 / notlar 303

-----------------------


------------------------------

- está lloviendo, es mejor ir en taxi 

- entonces voy en taxi 

- es más cómodo que a pie 

- sí, cuando hay lluvia 

-

- yağmur yağıyor, taksiyle gitmek daha iyi

- öyleyse taksiyle gidiyorum

- yürümekten iyidir

- evet, yağmur olduğunda

-------------------------------



llover > yağmur

lluvia > (yağmur) yağıyor / yağışlı / yağmur

lloviendo > yağmurlu / yağıyor / yağmur yağıyor

-

taxi > taksi

en taxi > taksi ile / taksiyle / takside

ir en taxi > taksiyle gitmek

-

es mejor > daha iyi

es mejor ir en taxi > taksiyle gitmek daha iyi

-

entonces > öyleyse

-

voy > gidiyorum 

-

cómodo > rahat / ( = konforlu ) 

más > daha / daha çok / daha fazla

es más cómodo > daha rahat / (daha iyi / daha güzel)

(depende de situación)

-

"a pie" > yürüyerek / yayan

["DE pie" > "ayakta durmak" / "ayakta duran"]

-

cómodo que a pie > yürümekten iyi / 

[yürümekten daha rahat] <- pero no usamos así

más cómodo que a pie > yürümekten daha iyi

es más cómodo que a pie > yürümekten [daha] iyidir

-

lluvia > yağmur

"hay" lluvia > yağmur "var"

"cuando hay" lluvia > yağmur "olduğunda" / yağmur "varken"


------------------------------

- está lloviendo, es mejor ir en taxi 

- entonces voy en taxi 

- es más cómodo que a pie 

- sí, cuando hay lluvia 

-

- yağmur yağıyor, taksiyle gitmek daha iyi

- öyleyse taksiyle gidiyorum

- yürümekten iyidir

- evet, yağmur olduğunda

-------------------------------


16-46 / notlar 302

 16-46 / notlar 302

-----------------------



------------------------

[1]

"vivimos" en Canada > 

(biz) Kanada'da "yaşıyoruz"

-

[2]

hace mucho frío allí, "¿verdad?" >

orası çok soğuk oluyor, "değil mi?"

-

[3]

"a veces". pero en verano, no >

"bazen". ama yazın değil

-

[4]

"entonces", en verano, no hace frío >

"öyleyse", yazın soğuk olmuyor 

-----------------------------



[1]

vivir > yaşamak

vivimos > yaşıyoruz

vivimos "en Canada" > "Kanada'da" yaşıyoruz

-


[2]

frío > soğuk

mucho frío > çok soğuk

hace mucho frío > (hava) çok soğuk 

hace mucho frío "allí" > "orada" hava çok soğuk / "orası" çok soğuk

¿verdad? > değil mi? / doğru, değil mi? / öyle, değil mi?

-


[3]

verano > yaz

en verano > yazın / yazları / yaz olduğunda / yaz olunca / yaz mevsiminde

en verano, "no" > yazın "değil" / yazları "değil"

"pero" en verano, no > "ama" yazın değil  

"a veces", pero en verano, no > "bazen". ama yazın değil

-


[4]

frío > soğuk

hace frío> (hava) soğuk

no hace frío > hava soğuk değil

en verano, no hace frío > yazları hava soğuk değil

"entonces", en verano, no hace frío > öyleyse yazın hava soğuk değil / öyleyse yazın hava soğuk olmuyor


+

+ pequeños detalles para recordar >>>>>


[vivo > yaşıyorum]

["¿donde" vives? "nerede" yaşıyorsun?] 

[vivo "aquí" > "burada" yaşıyorum]

[¿vives en Chile? > Şili'de mi yaşıyorsun?]

[vivimos en Chile > Şili'de yaşıyoruz]

-

hace calor > (hava) sıcak

hace frío > (hava) soğuk

-

[aquí > burası / burada]

allí > orası / orada

-

a veces > bazen

[a menudo > sık sık]

[de vez en cuando > ara sıra / bazen / zaman zaman]

[siempre > her zaman]

-

[primavera > ilkbahar]

[verano > yaz]

[otoño > sonbahar]

[invierno > kış]


-------------------------------------

"vivimos" en Canada > 

(biz) Kanada'da "yaşıyoruz"

-

hace mucho frío allí, "¿verdad?" >

orası çok soğuk oluyor, "değil mi?"

-

"a veces". pero en verano, no >

"bazen". ama yazın değil

-

"entonces", en verano, no hace frío >

"öyleyse", yazın soğuk olmuyor 

16-46 / notlar 301

 16-46 / notlar 301

-----------------------




-----------------------

var = hay

yok = "no hay"

-----------------------



[1]


hay > var

agua > su

+

el vaso > bardak

en el vaso > bardakta 

=

"hay agua" en el vaso 

bardakta "su var"




[2]


el centro > şehir merkezi / merkez

en el centro > şehir merkezinde / merkezde

+

hay > var

+

hotel > otel

hoteles > oteller

muchos hoteles > çok otel / birçok otel

=

en el centro "hay muchos hoteles"

şehir merkezinde "çok otel var"



[3]


hay > var

alguien > biri / birisi

+

la casa > ev

en la casa > evde

=

"¿hay alguien" en la casa? 

evde "biri var mı?"



[4]


hay > var

arbol > ağaç

arboles > ağaçlar

muchos arboles > çok ağaç

+

el parque > park

en el parque > parkta

=

hay "muchos arboles" en el parque

parkta "çok ağaç" var / parkta "birçok ağaç" var



[5]


"no hay" > yok

dinero > para

+

la escuela > okul

las escuelas > okullar

para las escuelas > okullar için

=

"no hay dinero" para las escuelas

okullar için "para yok"



[6]


no hay > yok

ninguna > hiç / hiçbir

+

diferencia > fark

=

no hay ninguna diferencia

hiçbir fark yok



[7]


no hay > yok

pollo > tavuk

+

la navera > buzdolabı

en la navera > buzdolabında

=

"no hay pollo" en la nevera

buzdolabında "tavuk yok"



[8]


no hay > yok

nada > hiç / hiçbir / hiçbir şey

+

interesante > ilginç

+

ver > görmek / bakmak

para ver > görmek için [= görülecek] / bakmak için [= bakılacak]

+

momento > an 

este momento > şu an

en este momento > şu anda

=

no hay nada interesante "para ver" en este momento

şu an "bakılacak" ilginç bir şey yok / şu an "görülecek" ilginç bir şey yok


16-46 / notlar 300

 16-46 / notlar 300

-----------------------



-----------------------

- no he podido encontrar a nadie.

- esta vez, no... quizás la próxima vez..

- en todo caso, estoy tratando 

-

- hiçkimseyi bulamadım

- bu sefer değil... belki bir dahaki sefer...

- her durumda deniyorum

-----------------------




poder > yapmak / (güç) / (kuvvet)

-

-

-

[puedo > yapabilirim]

[no puedo > yapamam]

-

-

-

he podido > yaptım / yapabildim

no he podido > yapmadım / yapamadım

-

encontrar > bulmak

"puedo + encontrar" > "bulabilirim"

"no puedo + encontrar" > "bulamam"

-

"he podido + encontrar" > "bulabildim"

"no he podido + encontrar" > "bulamadım"

-

nadie > kimse / hiç kimse

"a nadie" > "kimseyi" / "hiç kimseyi"

-

"no he podido encontrar" + a nadie > hiç kimseyi + "bulamadım"

-

vez > kez / sefer / defa

"esta" vez > "bu" kez / "bu" sefer / "bu" defa

"la próxima" vez > "bir dahaki" sefer / "gelecek" sefer

-

no > hayır / olmaz / değil

esta vez, no > bu sefer olmaz / bu sefer değil

-

quizá / quizás > belki / olabilir

[ "tal vez" / "tal vez si" > "belki" / "olabilir" ]

[ "a lo mejor" > "olabilir" ]

-

quizás "la próxima vez" > belki "bir dahaki sefer"

-

"en todo caso" > "ne olursa olsun" / "her şekilde" / "her durumda" / "her halukârda"

-

-

-

tratando > çabalamak / denemek 

[tratando + de > yapmaya çalışmak > 

[vivir > yaşamak]

[tratando de vivir > yaşamaya çalışmak / yaşamaya çalışıyorum]

-

-

-

estoy tratando > deniyorum / yapmaya çalışıyorum

-

"en todo caso", estoy tratando > "her durumda" deniyorum



-----------------------

- no he podido encontrar a nadie.

- esta vez, no... quizás la próxima vez..

- en todo caso, estoy tratando 

-

- hiçkimseyi bulamadım

- bu sefer değil... belki bir dahaki sefer...

- her durumda deniyorum

-----------------------


16-46 / notlar 299

 16-46 / notlar 299

------------------------



-------------------------

- ¿te acuerdas? no has venido conmigo 

- ¿con quién he venido? 

- has venido con tu amiga

- hatırlıyor musun? benimle gelmedin

- kimle geldim?

- arkadaşınla geldin

---------------------------



me acuerdo > hatırlıyorum

[no me acuerdo > hatırlamıyorum] 

[me olvidé > unuttum]

-

me acuerdo > hatırlıyorum

te acuerdas > hatırlıyorsun

¿te acuerdas? > hatırlıyor musun?

-

venir > gelmek

-

vengo > geleceğim / gelirim

he venido > geldim

has venido > geldin

-

no has venido > gelmedin

no has venido "conmigo" > "benimle" gelmedin

-

¿quién? > kim?

¿con quién? > kimle? / kiminle?

-

¿con quién "he venido"? kimle "geldim"?

-

has venido > geldin

-

amiga > arkadaş

tu amiga > arkadaşın

con tu amiga > arkadaşınla

-

has venido "con tu amiga" > arkadaşınla geldin




-------------------------

- ¿te acuerdas? no has venido conmigo 

- ¿con quién he venido? 

- has venido con tu amiga

- hatırlıyor musun? benimle gelmedin

- kimle geldim?

- arkadaşınla geldin

---------------------------