to ask
preguntar
sormak
sormak
to ask me
preguntarme
bana sormak, bana sor
preguntarme
bana sormak, bana sor
they want to ask me something important
quieren preguntarme algo importante
bana önemli bir şey sormak istiyorlar
quieren preguntarme algo importante
bana önemli bir şey sormak istiyorlar
I have to
tengo que
(........meliyim, ......malıyım) mecburum, zorundayım, gerekiyor, lazım
tengo que
(........meliyim, ......malıyım) mecburum, zorundayım, gerekiyor, lazım
you have to
tienes que
zorundasın, mecbursun
tienes que
zorundasın, mecbursun
he, she, it has to
tiene que
zorunda, mecbur
tiene que
zorunda, mecbur
we have to
tenemos que
mecburuz, zorunda
tenemos que
mecburuz, zorunda
they have to
tienen que
mecburlar, zorundalar
tienen que
mecburlar, zorundalar
they have to ask me something
tienen que preguntarme algo
bana bir şey sormaları gerekiyor (lazım)
tienen que preguntarme algo
bana bir şey sormaları gerekiyor (lazım)
they have to go there tomorrow
tienen que ir allí mañana
yarın oraya gitmek zorundalar
tienen que ir allí mañana
yarın oraya gitmek zorundalar
to study
estudiar
ders çalışmak
estudiar
ders çalışmak
they have to study tonight
tienen que estudiar esta noche
bu gece ders çalışmak zorundalar (çalışmaları lazım)
tienen que estudiar esta noche
bu gece ders çalışmak zorundalar (çalışmaları lazım)
they have to study tonight so they can't go out
tienen que estudiar esta noche entonces no pueden salir
bu gece ders çalışmaları gerekiyor demek ki dışarı çıkamazlar
tienen que estudiar esta noche entonces no pueden salir
bu gece ders çalışmaları gerekiyor demek ki dışarı çıkamazlar
they have to work tomorrow
tienen que trabajar mañana
yarın çalışmak zorundalar (çalışmaları gerekiyor)
tienen que trabajar mañana
yarın çalışmak zorundalar (çalışmaları gerekiyor)
they have to work so they can’t be here today
tienen que trabajar entonces no pueden estar aquí hoy
çalışmak zorundalar, demek ki bugün burada olamazlar
tienen que trabajar entonces no pueden estar aquí hoy
çalışmak zorundalar, demek ki bugün burada olamazlar
I should
debería
(....meliyim, .....malıyım, .....bilmeli)
debería
(....meliyim, .....malıyım, .....bilmeli)
I wonder what I should do?
me pregunto qué debería hacer?
merak ediyorum ne yapabilirim
me pregunto qué debería hacer?
merak ediyorum ne yapabilirim
(ne yapmalıyım, acaba ne yapabilirim, acaba ne yapmalıyım)
I wonder if I should do it
me pregunto si debería hacerlo
(o işi) yapabilir miyim merak ediyorum
me pregunto si debería hacerlo
(o işi) yapabilir miyim merak ediyorum
(acaba yapabilir miyim?)
to buy
comprar
(satın) almak
comprar
(satın) almak
I wonder if I should buy it
me pregunto si debería comprarlo
(satın) alabilir miyim acaba? /merak ediyorum satın alabilir miyim…
me pregunto si debería comprarlo
(satın) alabilir miyim acaba? /merak ediyorum satın alabilir miyim…
I wonder if I should call him and ask
me pregunto si debería llamarle y preguntar
merak ediyorum (acaba) onu arayıp sormalı mıyım?
me pregunto si debería llamarle y preguntar
merak ediyorum (acaba) onu arayıp sormalı mıyım?
he, she, it should
debería
o (....meli, .....malı, .....bilmeli)
debería
o (....meli, .....malı, .....bilmeli)
he should know where it is
debería saber dónde está
nerede olduğunu (o) biliyor olmalı
debería saber dónde está
nerede olduğunu (o) biliyor olmalı
it's impossible to know where it is
es imposible saber dónde está
nerede olduğunu bilmek imkânsız
es imposible saber dónde está
nerede olduğunu bilmek imkânsız
I don't feel like doing it today
no tengo ganas de hacerlo hoy
o işi bugün yapmayı istemiyorum/ içimden yapmak gelmiyor
no tengo ganas de hacerlo hoy
o işi bugün yapmayı istemiyorum/ içimden yapmak gelmiyor
I feel like going out tonight but I know I should study
tengo ganas de salir esta noche pero sé que debería estudiar
bu akşam dışarı çıkmak istiyorum fakat biliyorum ki ders çalışmalıyım
tengo ganas de salir esta noche pero sé que debería estudiar
bu akşam dışarı çıkmak istiyorum fakat biliyorum ki ders çalışmalıyım
to be
estar
olmak, bir yerde bulunmak
estar
olmak, bir yerde bulunmak
I don't feel like being here
no tengo ganas de estar aquí
burada olmak istemiyorum
no tengo ganas de estar aquí
burada olmak istemiyorum
I don't feel like going there again
no tengo ganas de ir allí otra vez
oraya tekrar gitmek istemiyorum
no tengo ganas de ir allí otra vez
oraya tekrar gitmek istemiyorum
to explain
explicar
açıklamak
explicar
açıklamak
they want to explain what happened
quieren explicar qué pasó
ne olduğunu açıklamak istiyorlar
quieren explicar qué pasó
ne olduğunu açıklamak istiyorlar
I wonder if they can explain what happened yesterday
me pregunto si pueden explicar qué pasó ayer
merak ediyorum (acaba) dün ne olduğunu açıklayabilirler mi?
me pregunto si pueden explicar qué pasó ayer
merak ediyorum (acaba) dün ne olduğunu açıklayabilirler mi?
to tell
decir
söylemek
decir
söylemek
to tell me
decirme
bana söylemek, bana söyle
decirme
bana söylemek, bana söyle
they have to tell me the truth
tienen que decirme la verdad
bana gerçeği söylemek zorundalar/ söylemeleri gerekiyor
tienen que decirme la verdad
bana gerçeği söylemek zorundalar/ söylemeleri gerekiyor
me pregunto si pueden decirme el porqué no está aquí, tienen que saber dónde está
acaba neden burada bulunmadığını/olmadığını (bana) söyleyebilirler mi, nerede olduğunu bilmeleri lazım