+++++++++++++++++++++

Bu Blogda Ara [buscar]

16-46 / notlar 186

 16-46 / notlar 186

-----------------------


ver > görmek

verla > (onu) görmek

podría verla > (onu) görebilirim / (onu) görebilirdim

-

película > film

podría ver "la película" > "filmi" görebilirim / filmi görebilirdim

-

salir > (dışarı) çıkmak

quiero salir > çıkmak istiyorum

no quiero salir > çıkmak istemiyorum

-

el edificio > bina

del edificio > binadan

-

pero no quiero "salir del edificio" 

fakat "binadan çıkmak" istemiyorum

[fakat "dışarı çıkmak" istemiyorum (mejor)]

-

prefiero > tercih ederim / yeğlerim

prefiero quedar > kalmayı tercih ederim

quedarme > (benim) kalmam

aquí > burada / burası

-

prefiero quedarme aquí 

burada kalmayı tercih ederim

-

"a decir verdad" > "doğruyu söylemek gerekirse" / "aslında"

-

hacer > yapmak

prefiero hacer > yapmayı tercih ederim

-

un viaje > bir gezi / bir seyahat

-

prefiero hacer un viaje 

bir gezi yapmayı tercih ederim/

gezmeyi tercih ederim (mejor)/

(gezmeye) gitmeyi tercih ederim

-

lugar > yer

un lugar > bir yer

a un lugar > bir yere

-

caliente > sıcak

-

a un lugar caliente 

sıcak bir yere

-

prefiero hacer un viaje a un lugar caliente 

sıcak bir yere (gezmeye) gitmeyi tercih ederim

-

ir > gitmek

quiero ir > gitmek istiyorum / gitmek isterim

-

quiero ir a un lugar caliente 

sıcak bir yere gitmek istiyorum

-

puedo > yaparım

no puedo > yapamam

-

he podido > yaptım

no he podido > yapmadım / yapamadım

-

pero no he podido

fakat yapamadım

no he podido ir > gidemedim

----------------------


+

[ no he podido (yapamadım) + ir (gitmek) = gidemedim]

+++

[ no he podido > (yapamadım) + ver (görmek) = göremedim]

[ no he podido > (yapamadım) + venir (gelmek) = gelemedim]

[ no he podido > (yapamadım) + comer (yemek) = yiyemedim]

[ no he podido > (yapamadım) + pagar (ödemek) = ödeyemedim]

[ no he podido > (yapamadım) + dormir (uyumak) = uyuyamadım]

16-46 / notlar 185

 16-46 / notlar 185

------------------------


hace frío > (hava) soğuk

-

ir > gitmek

el cine > sinema

["a+el"] > "al" cine > sinemaya

ir al cine > sinemaya gitmek

-

podrías ir al cine > sinemaya gidebilirsin

-

sí, (yo) podría > evet, (ben) gidebilirim

-

podríamos > yapabiliriz

-

salir > (dışarı/sokağa) çıkmak

sin salir > çıkmadan / çıkmaksızın

-

pero sin salir, no > fakat çıkmadan olmaz

-

es verdad > doğru / gerçek / gerçekten

-

tengo que salir > çıkmalıyım / çıkmak zorundayım

tenemos que salir > çıkmalıyız / çıkmak zorundayız

-

edificio > bina

del edificio > binadan

-

tenemos que salir del edificio

binadan çıkmalıyız / 

binadan çıkmak zorundayız 

-

película > film

película buena > güzel film

una película buena > güzel bir film

-

pero es una película buena 

fakat (o) güzel bir film

-

es una película muy buena

(o) çok güzel bir film

llamar > çağırılmak [adlandırılmak / isimlendirilmek]

¿cómo se llama? > adı ne?

-

se llama ...... > adı .... [adlandırılır]

-

noche > gece /akşam

una noche > bir gece

una noche contigo > seninle bir gece

-

se llama "una noche contigo" 

adı "seninle bir gece"

-

¿cuándo? > ne zaman?

¿cuándo comienza? > ne zaman başlıyor?

-

seis > altı

siete > yedi

ocho > sekiz

-

las siete > (saat) yedi

a las siete > (saat) yedi'de

-

comienza a las siete 

(saat) yedi'de başlıyor

-

y > ve

¿y cuándo termina? > ve ne zaman bitiyor?

-

saber > bilmek

sé > biliyorum

no sé > bilmiyorum

-

no "lo" sé > ("onu") bilmiyorum


16-46 / notlar 184

 16-46 / notlar 184

----------------------



¿qué "tiempo" hace? > "hava" nasıl?

-

¿hace "buen" tiempo? > hava "iyi" mi?

-

no, hace "mal" tiempo > hayır, hava "kötü"

-

sí, hace "frío" > evet, (hava) "soğuk"

-

pero > fakat / ama

decir > söylemek

verdad > gerçek / doğru

-

decir verdad > doğru söylemek

a decir verdad > doğruyu söylemek

-

pero "a decir verdad" > 

fakat "doğruyu söylemek +gerekirse"/

fakat "aslında"

-

me gusta > (ben) severim / (ben) hoşlanırım / hoşuma gider

-

"cuando" hace frío > 

(hava) soğuk "olduğunda"/

["ne zaman" hava soğuk olursa = hava soğuk "olduğunda"]

-

me gusta cuando hace frío 

soğuk olduğunda hoşuma gider/

soğuk havayı severim/ [mejor]

soğuğu severim/[mucho mejor]

-


"a mí no" / a mí "no me gusta" > 

["ben değil"] / ben sevmem

-

a mí / a mí sí me gusta >

ben de / (evet) ben severim

-

pero "no importa" > fakat "önemli değil"

-

salir > [dışarı/sokağa] çıkmak

-

salgo > çıkıyorum / çıkarım

sales > çıkıyorsun / çıkarsın

-

no sales > çıkmıyorsun / çıkmazsın 

[dışarı çıkma!]

-

sí > evet >   ( --->[í] ile)

si > eğer >   ( --->[i] ile)

-

si no sales > eğer (dışarı) çıkmazsan

-

no importa si no sales 

eğer dışarı çıkmazsan önemli değil

-

no importa si hace frío 

eğer soğuksa önemli değil

-

el edificio > bina

de + el edificio > del edificio > binadan

-

si no sales "del edificio" 

eğer "binadan" dışarı çıkmazsan

-

no hace frío > soğuk değil / 

soğuk olmaz (mejor)


16-46 / notlar 183

 16-46 / notlar 183

-----------------------


me gustaría > (ben) isterim / (ben) istiyorum

te gustaría > (sen) istersin / (sen) istiyorsun

-

¿te gustaría? > ister misin?

-

un café > bir kahve

tomar un café > bir kahve içmek

tomar un café caliente > [sıcak] bir kahve içmek

-

"¿te gustaría" tomar un café caliente? 

sıcak bir kahve "ister misin?" [es muy robotico]

[ kahve içer misin? ] (mejor)

-

"¿nada más?" > başka [hiçbir şey]? / "başka bir şey?"

-

decir > söylemek

verdad > gerçek

-

a decir verdad > aslında

[ = gerçeği söylemek gerekirse ]

-

comer > yemek

algo > biraz / bazı / bir şey / bir şeyler

-

"me gustaría" comer algo

bir şeyler yemek "isterim"

bueno, "quizás" > tamam, "belki"

-

"podríamos" comer algo > bir şeyler "yiyebiliriz"

yo > ben

tú > sen

-

yo "también" > ben "de"

-

sí, yo también "podría comer"

evet, ben de "yiyebilirim"

-

tiempo > zaman / süre / vakit

ahora > şimdi

-

tengo tiempo > vaktim var / zamanım var

no tengo tiempo > vaktim yok / zamanım yok

-

pero "no tengo tiempo" ahora

fakat şimdi "vaktim yok"

-

mañana > yarın

más > daha / daha çok / daha fazla

-

mañana "tengo más tiempo"

yarın "daha çok vaktim var"

-

"es" mejor > daha iyi("dir")

-

bueno, mañana es mejor  

tamam, yarın daha iyi

-

venir > gelmek

puedo venir > gelebilirim

puedo venir mañana > yarın gelebilirim

-

gracias por el café > kahve için teşekkürler

-

de nada > bir şey değil / rica ederim

-

hasta mañana > yarın görüşürüz / görüşürüz (mejor)

[como "nos vemos"]

-------------------------



-+-+-+-+-+


[ "hasta" mañana > yarın"a kadar" (no usamos así)]

-

"yarına kadar" > 

tenemos que hacer este trabajo "hasta mañana"


16-46 / notlar 182

 16-46 /  notlar 182

------------------------



una colega > bir meslektaş [kadın]

un colega > bir meslektaş [erkek]

-

con un colega > bir meslektaşla

-

hablar > konuşmak

hablo > konuşuyorum

he hablado > konuştum

-

he hablado con un colega 

bir meslektaşla konuştum/

"bir meslektaşım"la konuştum (mejor) 

["un colega mio"]

-

¿sí? ¿qué dijo? > evet, ne dedi?

[öyle mi? ne diyor? (mejor)]

-

hacer > yapmak

-

hago > yapıyorum

haces > yapıyorsun

hace > yapıyor

-

hace un "viaje" > bir "gezi" yapıyor / bir geziye çıkıyor

hace un "viaje de negocios" > bir "iş gezisi" yapıyor

-

me dijo > bana dedi / bana söyledi

[te dijo > sana dedi]

[le dijo > ona dedi]

-

me dijo que > bana dedi ki

-

me dijo que hace un viaje de negocios 

bana bir iş gezisine gideceğini söyledi

-

"¿a dónde" va? > "nereye" gidiyor? / nereye gidecek?

-

a Japón > Japonya'ya

-

usted > siz

-

¿verdad? ¿y usted va también?

gerçekten mi? (ve) siz de gidiyor musunuz? (formal/ resmi) 

-

no, yo "no voy" 

hayır, ben "gitmiyorum"

-

nadie > kimse / hiç kimse

nadie más > (daha) hiç kimse

-

¿nadie más? > hiç kimse?

-

sólo > sade / sadece / yalnız / yalnızca

-

no, "sólo" él > hayır, "sadece" o

-

nadie más va > hiç kimse gitmiyor

-

tiempo > zaman / vakit / süre

-

¿por "cuánto tiempo"? 

"ne kadar süre" için?

"ne kadarlık bir süre" için? (mejor)

-

saber > bilmek

-

sé > biliyorum / bilirim

sabes > biliyorsun/ bilirsin

sabe > biliyor / bilir

-

sabe > bilir > no sabe > bilmez

-

nadie sabe > hiç kimse bilmiyor / 

[kim bilir? (mejor)]


16-46 / notlar 181

 16-46 / notlar 181

-----------------------


¿dónde? > nerede

¿dónde "está"? > nerede("dir") / = nerede?

-

colega > meslektaş / iş arkadaşı

-

¿dónde está "mi colega"? 

"(benim) meslektaşım" nerede?/

nerede "benim meslektaşım"?

-

[dónde está mi amiga > (benim) arkadaşım nerede?)]

[dónde está mi gato > (benim) kedim nerede?)]

-

["está" aquí > burada("dır") / = burada]

[no está aquí > burada değil]

-

todavía > şu anda / henüz

-

"no está aquí" todavía > şu anda "burada değil"

-

decir > söylemek / demek

-

digo > söylüyorum / diyorum

dices > söylüyorsun / diyorsun

dice > söylüyor / diyor

-

dijo > söyledi / dedi

-

el señor Mesut dijo 

Mesut bey dedi

-

me dijo > bana dedi

-

[te dijo > sana dedi]

[le dijo > ona dedi]

-

venir > gelmek

venga > gel / haydi!

-

un > bir

dos > iki

tres > üç

cuatro > dört

-

las tres > (saat) üç

a las tres > (saat) üç'te

-

venga a las tres > (saat) üç'te gel

-

el señor Mesut me dijo que venga a las tres

Mesut bey bana saat üç'te gel dedi/

[ = Mesut bey bana saat üç'te gelmemi söyledi]

-

ya son las cuatro > artık saat dört +(olmuş)

-

hablar > konuşmak

-

[tengo que hablar > konuşmalıyım]

[tienes que hablar > konuşmalısın]

-

tenemos que hablar > konuşmalıyız

-

"dijo" que tenemos que hablar 

konuşmalıyız dedi (mejor)

konuşmalıyız "dedi" [ -ki ]

[dijo "que" .... > dedi "ki" .......]

-

negocios > iş

de negocios > işten / iş hakkında = iş üzerine (sobre negocios)

-

"tenemos que hablar" de negocios 

iş hakkında "konuşmalıyız"

-

creo que > sanıyorum ki

-

creo que "es importante"

sanırım "önemli"

-

el lunes > pazartesi / pazartesi günü

el martes > salı / salı günü

-

me dijo venga "el martes" 

bana "salı" gel dedi/

bana "salı günü" gel dedi

-

pero > ama / fakat

perdón > pardon / afedersiniz / özür dilerim

hoy > bugün

-

"perdón señor Rıfat" pero hoy es lunes 

"Rıfat bey afedersiniz" ama bugün pazartesi

-

hoy es lunes > bugün pazartesi

-

no es martes > salı değil

-

¿verdad? > gerçekten mi? / gerçek mi? / sahiden mi? / sahi mi?

-

ahora > şimdi

-

entender > anlamak

entiendo > anlıyorum

-

bueno, ahora entiendo 

tamam, şimdi anlıyorum

-

ahora entiendo "que pasó" 

"ne olduğunu" şimdi anlıyorum


16-46 / notlar 180

 16-46 / notlar 180

------------------------


conocer > tanımak / bilmek

[conozco > tanıyorum / biliyorum]

[conoces > tanıyorsun / biliyorsun]

-

conoce > tanıyor / biliyor

[formal/resmi > tanıyorsunuz / biliyorsunuz

-

¿conoce? > tanıyor musunuz?

¿conoce bien? > iyi tanıyor musunuz?

-

¿conoce bien "al señor" Fatih? 

Fatih "bey'i" iyi tanıyor musunuz?

-

["lo" conozco > "onu" tanıyorum]

[no lo conozco > onu tanımıyorum]

-

no, no lo conozco "muy bien" 

hayır, onu "çok iyi" tanımıyorum

-

[hablar > konuşmak]

[hablo > konuşuyorum / konuşurum]

-

he hablado > konuştum

he hablado "con él" > "onunla" konuştum

-

"sólo" he hablado con él 

"sadece" konuştum onunla/

onunla "sadece" konuştum/

onunla konuştum "sadece"

-

negocios > iş

de negocios > iş hakkında / işten

-

sólo he hablado con él "de negocios" 

onunla sadece "iş hakkında" konuştum

-

sólo lo conozco "un poco" 

onu (sadece) "biraz" tanıyorum/

onu az tanıyorum (mejor)/

-

simpático > sempatik / iyi

es muy simpático > (o) çok iyidir

-

esposa > eş

su esposa > onun eşi

[tu esposa > senin eşin]

[mi esposa > benim eşim]

-

es muy simpático y "su esposa también" 

çok iyidir ve "eşi de" (+öyledir)

o da eşi de iyidir (mejor)

-

(ella) también es muy simpática 

o da çok iyidir

-

no la conozco > onu tanımıyorum 

[no LA conozco > (kadın için) > "onu tanımıyorum"]

[no LO conozco > (erkek için) > "onu tanımıyorum"]

-

no conozco "a su esposa" 

"(onun) eşini" tanımıyorum

-

hijo > çocuk

hijos > çocuklar

su hijo > onun çocuğu

sus hijos > onun çocukları

-------x------

[cümle olumsuzsa "también" yerine "tampoco" kullanılıyor]

conozco a su esposa también > eşini de tanıyorum

no conozco a su esposa tampoco > eşini de tanımıyorum

-------x------

"ni" a su esposa "ni" a sus hijos tampoco 

"ne" eşini "ne" de çocuklarını tanıyorum

-

[ni... ni... > ne... ne...] (negativo / olumsuz]

[ne eşini ne de çocuklarını tanıyorum = ne eşini ne de çocuklarını tanıMIyorum]

-

ella > o

a ella > onu

-

ellos > onlar

a ellos > onları

-

ni a ella ni a ellos tampoco 

ne onu ne de onları .... [+ tanımıyorum]

-

lo conozco > onu tanıyorum

los conozco > onları tanıyorum

-

no los conozco > onları tanımıyorum

no los conozco "tampoco" > onları "da" tanımıyorum


16-46 / notlar 179

 16-46 / notlar 179

-----------------------



colega > 

işten arkadaş / 

meslektaş

-

una colega > 

işyerinden bir arkadaş / 

meslektaş [kadın]

-

un colega > 

işyerinden bir arkadaş / 

meslektaş [erkek]

-

un compañero de trabajo > 

işyerinden bir arkadaş / [erkek]

-

una compañera de trabajo > 

işyerinden bir arkadaş / [kadın]

-

un colega, el señor Halit > meslektaş Halit bey

[meslektaşım Halit bey (mejor)]

-

hablar > konuşmak

"me gustaría" hablar > 

konuşmak "isterim" / 

konuşmak "istiyorum"

-

con un colega > 

bir meslektaşla / 

bir meslektaşımla

-

me gustaría hablar "con un colega, el señor Halit" 

"(bir) meslektaşım Halit bey ile" konuşmak istiyorum

-

la oficina > ofis / büro

-

"¿dónde" queda la oficina? > 

ofis "nerede" (kalıyor/bulunuyor)?

-

¿dónde queda la oficina "del señor Halit?" 

"Halit beyin" ofisi nerede (kalıyor)?

-

él señor > bey / beyefendi

-

está > var / bulunmakta

no está > yok / değil 

-

aquí > burası / burada / buraya

-

él señor Halit no está "aquí" >  

Halit bey yok / 

Halit bey "burada" değil

-

pero "viene" > fakat "gelecek"

-

pero viene "en un momento" > 

fakat "bir dakika içinde" gelecek

-

tomar un café > 

bir kahve almak / 

bir kahve içmek

-

¿le gustaría? > ister misiniz? (formal / resmi)

-

¿le gustaría tomar un café? (formal / resmi)

bir kahve ister misiniz?/

bir kahve alır mısınız?

bir kahve alır mıydınız? 

-

podemos tomar un café 

kahve alabiliriz/

kahve içebiliriz

-

su café > "kahveniz" (formal / resmi)

-

caliente > sıcak

está muy caliente > (o) çok sıcak 

el café está muy caliente > kahve çok sıcak

-

¿lo toma con leche? (onu) süt ile alır mıydınız?

(süt alır mıydınız? (mejor) )

-

hay > var

leche > süt

hay leche > süt var

-

hay leche "fría" > "soğuk" süt var

-

[hay leche caliente > sıcak süt var]

no hay leche caliente > sıcak süt yok

-

no importa > önemli değil / önemi yok

-

tomar > almak / [içmek] 

tomo > alırım / [içerim]

-

tomo mi café > kahvemi alırım / kahvemi içerim

con leche > süt ile [süt+ile = sütlü]

sin leche > sütsüz

-

tomo mi café sin leche > 

kahvemi sütsüz alırım/

kahvemi sütsüz içerim


16-46 / notlar 178

 16-46 / notlar 178

-----------------------



fui > gittim

el teatro > tiyatro

al teatro > tiyatroya

[a + el > al teatro]

-

fui al teatro > tiyatroya gittim

-

esposa > eş / [hanım / karı]

mi esposa > eşim / [hanımım / karım]

con mi esposa > eşimle / [hanımımla / karımla]

-

fui con mi esposa > eşimle gittim

-

fuimos > gittik

-

una "vez" > bir "kez" / bir "defa" / bir "sefer"

[dos "veces" > iki "kez" / tres "veces" > üç kez /....... ]

-

fuimos una vez > bir kez gittik

-

¿"te" gustó? > 

("sen") beğendin mi? / 

("senin") hoşuna gitti mi?

-

más o menos > eh işte... / şöyle böyle / 

[aşağı yukarı / hemen hemen]

-

no "me" gustó > 

("benim") hoşuma gitmedi / 

("ben") beğenmedim

-

a mi esposa "le gustó" > 

eşim ("onu) beğendi / 

("o") eşimin hoşuna gitti

-

pero a mí no > ama ben hayır (+beğenmedim)

[ ama ben beğenmedim (mejor) ]

-

verdad > gerçek / doğru

¿por qué? > neden? / ne için? / niye?

-

¿verdad? ¿pero "por qué?"

gerçekten mi? ama "niye?"

-

terrible > çok kötü / felaket / korkunç

fue terrible > çok kötüydü / felaketti / korkunçtu

-

¿qué pasó?  > ne oldu?

-

primero > ilk olarak / önce

-

bueno, primero > tamam, ilk olarak

-

comenzó > başladı

tarde > geç

-

comenzó tarde 

geç başladı

-

terminó > bitti

-

terminó "muy tarde" 

"çok geç" bitti

-

"comenzó tarde" y terminó muy tarde

"geç başladı" ve çok geç bitti  

-

me gustó > beğendim / hoşuma gitti

no me gustó > beğenmedim / hoşuma gitmedi

-

y no me gustó la música 

ve müzik hoşuma gitmedi/

ve müziği beğenmedim

-

qué "lástima" 

ne kötü / ne "yazık"

-

si > eğer

"si no le gusta" la música 

(eğer) müzik "hoşuna gitmiyorsa"

-

ir > gitmek

debe ir > gitmeli

no debe ir > gitmemeli

[no debes ir > gitmemelisin]

-

sí, pero "a mi esposa le gustó" 

evet, ama eşim beğendi (mejor)

evet, ama "(o) eşimin hoşuna gitti"

-

él / ella > o

con él / con ella > onun ile > onun+ile > onunla / [onla]

-

y fui con ella

ve onunla gittim / onunlaydım

-

juntos > birlikte / beraber

-

"fuimos" juntos 

birlikte gittik


16-46 / notlar 177

 16-46 /  notlar 177

----------------------



¿cuándo? > "ne zaman?"

¿Cuándo comienzan? > ne zaman başlarlar

-

de vacaciones > tatil

tus vacaciones > tatilin [tatilleriniz]

-

¿Cuándo comienzan tus vacaciones?

tatilin ne zaman başlıyor? 

-

fui > gittim

fuiste > gittin

ya fui > gittim (zaten) / gittim

-

ya fui de vacaciones > (zaten) tatile gittim +bile 

-

¿dónde? > nerede?

¿a dónde? > nereye?

-

¿a dónde fuiste? > nereye gittin?

[¿a dónde "fue"? > neredeydi?/ nerede "idi"?]

-

enero > ocak

en enero > ocak'ta

febrero > şubat

en febrero > şubat'ta

-

en canada > kanada'da

-

a canada > kanada'ya

fui a canada > kanada'ya gittim

fui a canada "en febrero" > "şubat'ta" kanada'ya gittim

-

buen > iyi

¿buen tiempo? > hava iyi miydi?

¿qué tiempo hace? > hava nasıldı?

¿qué tiempo hace en canada? > kanada'da hava nasıldı?

-

mal > kötü

muy mal > çok kötü

-

muy mal tiempo > 

hava çok kötü / 

hava çok kötüydü (mejor)

-

ah, sí. en enero y febrero 

ah, evet. ocak ve şubat'ta

-

siempre > her zaman

-

hace mal tiempo > hava kötü / [hava kötü olur/ hava kötüdür]

hace buen tiempo > hava iyi / [hava iyi olur / hava iyidir]

-

siempre hace mal tiempo > hava her zaman kötüdür

-

sí, en canada "es verdad" > evet kanada'da "doğru"

-

"siempre hace mal tiempo" en enero y febrero 

ocak ve şubat'ta "hava her zaman kötüdür"

-

siempre hace mal tiempo en enero y febrero "en canada", es verdad 

doğru, "kanada'da" ocak ve şubat'ta hava her zaman kötüdür

16-46 / notlar 176

 16-46 /  notlar 176

------------------------



carta > mektup

una carta > bir mektup

-

enviar > göndermek / gönder

enviarme > bana göndermek / bana gönder 

-

enviarme una carta > 

bana bir mektup gönder

-

podrías enviarme una carta > 

bana bir mektup gönderebilirsin

-

¿podrías enviarme una carta? > 

bana bir mektup gönderebilir misin?

-

¿podrías enviarme una carta de Perú? > 

Peru'dan bana bir mektup gönderebilir misin?

-

con mucho gusto > memnuniyetle / seve seve

con mucho gusto, pero por qué? > memnuniyetle, fakat niye?

-

escribir > yazmak

escribirte > sana yazmak

debo escribirte > sana yazmalıyım

¿"qué" debo escribirte? > sana "ne" yazmalıyım?

-

escribirme > bana yazmak

puedes escribirme > bana yazabilirsin

puedes escribirme "que pasó" > bana "ne olduğunu" yazabilirsin

[ = ne olduğunu bana yazabilirsin]

-

conozco > tanıyorum / biliyorum

no conozco > tanımıyorum / bilmiyorum

-

me gustaría > isterim

visitar > ziyaret etmek

-

me gustaría visitarla > ziyaret etmek isterim

-

ciudad > şehir

una ciudad > bir şehir

-

grande > büyük

muy grande > çok büyük

-

Lima... una ciudad muy grande 

Lima... çok büyük bir şehir

-

esa ciudad > o şehir

a esa ciudad > o şehire

ir a esa ciudad > o şehire gitmek

me gustaría ir a esa ciudad > o şehire gitmek isterim

-

ojalá > inşallah / umarım 

-

podemos > yapabiliriz / yaparız

no podemos > yapamayız 

sí, pero no podemos > evet fakat yapamayız

-

el año > yıl

el año entrante > gelecek yıl / önümüzdeki yıl

-

bueno, quizás el año entrante 

güzel, belki gelecek yıl

-

sí. quizás > evet, belki


16-46 / notlar 175

16-46 / notlar 175

------------------------


voy a ..... > 

......+a gideceğim / ......+e gideceğim / 

.....+a gidiyorum / .....+e gidiyorum

-

voy a Perú > Peru'ya gidiyorum / Peru'ya gideceğim

[voy a estambul > istanbul'a gidiyorum / istanbul'a gideceğim]

-

en Perú > Peru'da

vas a estar > olacaksın

vas a estar en Perú > Peru'da olacaksın

[ Peru'da bulunacaksın / Peru'da kalacaksın ]

-

¿cuánto? > ne kadar?

¿cuánto tiempo? > ne kadar (süre)? 

-

¿cuánto tiempo vas a estar en Perú? 

Peru'da ne kadar (süre) kalacaksın?

-

voy a estar > olacağım / bulunacağım / kalacağım

voy a estar en Perú > Peru'da olacağım 

-

voy a estar en Perú "dos meses" > 

"iki ay" Peru'da olacağım /

iki ay Peru'da kalacağım/

Peru'da iki ay kalacağım/

-

dos meses. qué bien > iki ay. ne iyi / iki ay. ne güzel

-

¿qué "tiempo" hace? > "hava" nasıl?

-

[ ¿cuánto TİEMPO? > ne kadar (SÜRE / ZAMAN / VAKİT)? ]

--> [ ¿qué TİEMPO hace? > HAVA nasıl? ]

-

[ ¿cuánto tiempo vas a estar en Perú? > Peru'da ne kadar kalacaksın? ]

--> [ ¿qué tiempo hace en Perú? > Peru'da hava nasıl? ]

-

¿hace buen tiempo? > hava güzel mi? / hava iyi mi?

¿hace "mal" tiempo? > hava "kötü" mü?

-

¿cuál es? > hangisi? 

-

¿buen tiempo? > hava iyi mi? / hava güzel mi? 

¿mal tiempo? > hava kötü mü?

-

¿qué tiempo hace? > hava nasıl?

-

saber > bilmek

sé > biliyorum

no sé > bilMiyorum

no "lo" sé > "onu" bilmiyorum

-

buen tiempo, ojalá > hava iyi+dir inşallah /

inşallah hava iyidir (mejor)


16-46 / notlar 174

 16-46 / notlar 174

------------------------


diez > on [10]

-

once > onbir [11]

doce > oniki [12]

-

son las once / las once > saat onbir

a las once > saat onbir'de

-

la mañana > sabah

la noche > akşam / gece

-

de la mañana > sabah[-ta] 

de la noche > akşam[-da] / gece[-de]

-

¿de la mañana? > sabah mı?

no, de la noche > hayır, gece

-

madre > anne

padre > baba

mi madre > annem

mi padre > babam

-

mi madre y mi padre > annem ve babam

-

avión > uçak

al avión > uçağa 

-

llevar > götürmek 

llevarme > beni götürmek / beni götür

-

llevarme al avión > beni uçağa götür

-

van a llevarme > (onlar) beni götürecekler

-

mi madre y mi padre van a llevarme al avión 

annem ve babam beni uçağa götürecekler/

= annem ve babam beni uçağa götürecek

-

tu mamá > (senin) annen

tu papá > (senin) baban

tu mamá y tu papá > annen ve baban

-

manejar > (araç / araba) sürmek / kullanmak

[manejo > sürüyorum / kullanıyorum]

[manejas > sürüyorsun / kullanıyorsun]

-

manejan > sürüyorlar / kullanıyorlar

¿manejan? > (araba) kullanıyorlar mı?

-

hora > saat / zaman

esa hora > o saat / o vakit

a esa hora > o saatte / o vakitte

-

¿a esa hora? o saatte? / o vakitte? / o saatte mi? / o vakitte mi?

-

¿a esa hora de la noche? > gecenin o saatinde? / gece o saatte?

-

¿manejan a esa hora de la noche? 

gecenin o saatinde araba kullanıyorlar mı?

-

¿tu mamá y tu papá manejan "a esa hora de la noche"? 

annen ve baban, "gecenin o saatinde" araba kullanıyor mu?

-

tarde > geç

es muy tarde > çok geç / çok geç olur

-

"sí, por supuesto que sí" > "evet, tabii ki" / tabii ki

-

"no, por supuesto que no" > hayır, tabii / "tabii ki hayır"

-

vamos en taxi > taksi ile gideceğiz / taksi ile gidiyoruz

[ = taksiyle gideceğiz / taksiyle gidiyoruz ]

-

mejor > daha iyi

mucho mejor > çok daha iyi

16-46 / notlar 173

 16-46 / notlar 173

-----------------------



ahora > şimdi

entiendo > anlıyorum

-

ahora entiendo 

şimdi anlıyorum/

şimdi anladım (mejor)

-

pasó > oldu / geçti

que > ne

que pasó > ne oldu

-

entiendo que pasó 

ne olduğunu anladım

-

saber > bilmek

sé > biliyorum

-

tienda > dükkân

-

(yo) sé de una tienda 

(ben) bir dükkân biliyorum

-

¿una tienda de música? 

bir müzik dükkânı mı?

-

sí, una tienda de música 

evet, bir müzik dükkânı

-

sé de una tienda de música 

bir müzik dükkânı biliyorum

-

queda > bulunur / kalır / var

no queda > bulunmuyor / kalmıyor / yok

-

cerca > yakın

lejos > uzak

-

aquí > burası / buraya / burada / burayı

-

lejos de aquí > buradan uzakta / buraya uzak

-

no queda lejos de aquí 

buraya uzak değil /

[buraya uzak kalmıyor] 

uzakta değil (mejor)

-

¿cómo? > nasıl?

voy > giderim / gidiyorum

-

¿cómo voy? 

nasıl giderim?

-

¿en metro? 

metroyla mı?

-

llegar > varmak / ulaşmak / gitmek / gelmek

puedo llegar > gidebilirim

"¿puedo llegar?" > "gidebilir miyim?"

-

¿puedo llegar en metro? 

metroyla gidebilir miyim?

-

por supuesto > tabii / olur

por supuesto que sí > tabii ki evet / tabii ki olur / tabii ki öyle

-

sí, por supuesto que sí 

evet, tabii ki

-

mejor > daha iyi

-

pero "es" mejor en taxi 

fakat taksi ile daha iyi "+olur" (mejor)

[fakat taksi daha iyi"dir"]

-

¿por qué? > neden? / ne için? / niye?

-

¿por qué es mejor? 

neden daha iyidir?

neden daha iyi? (mejor)

-

más > daha / daha fazla / daha çok

rápido > hızlı

-

es más rápido 

daha hızlıdır

daha hızlı (mejor)

-

puedes llegar más rápido 

daha hızlı gidebilirsin

-

no importa 

önemli değil

-

prefiero > tercih ederim / tercih ediyorum

ir > gitmek

-

prefiero ir en metro 

metroyla gitmeyi tercih ederim

[gitmek+i = gitmeyi (más suave)]

-

es mejor 

daha iyi

-

cuesta > eder / hesap / tutar / fiyat/

menos > daha az / eksik / eksi / çıkar

dinero > para

-

cuesta menos dinero 

daha az [para] tutar

-

verdad > gerçek / doğru / öyle

-

bueno, sí, es verdad 

tamam, evet, doğru /

tamam, doğru (mejor)

-

otro / otra > diğer / başka

idea > fikir / düşünce

-

otra idea > başka fikir

tengo otra idea > başka (+bir) fikrim var

-

pero tengo otra idea 

fakat başka +bir fikrim var

-

una mejor idea 

daha iyi bir fikir

-

juntos > birlikte / beraber

podríamos > .....ebiliriz / .....abiliriz / yapabiliriz

podríamos ir > gidebiliriz

[(ir) gitmek+ (podríamos) ebiliriz = gidebiliriz]

-

podríamos ir juntos 

birlikte gidebiliriz

-

juntos en taxi 

taksiyle, birlikte /

-

pagar > ödemek

pagarlo > (onu) ödemek

-

puedo pagarlo 

(ben) (onu) ödeyebilirim/

ben veririm (mejor)/

ben öderim (mejor)


16-46 / notlar 172

16-46 / notlar 172

-----------------------


uno / un / una > bir

-

una "tienda" > bir "mağaza" / bir "dükkân"

-

una tienda de música > bir müzik dükkânı

-

¿dónde? > nerede?

¿dónde queda? > nerede kalıyor? / nerede bulunuyor? / nerede var?

-

¿dónde queda "una tienda de música"? 

nerede "bir müzik dükkânı" var?

-

comprar > satın almak

-

algo > bir şeyler

-

"debo comprar" algo > bir şeyler "satın almalıyım"

-

profesor / profesora > öğretmen

mi profesor > öğretmenim

para mi profesor > öğretmenim için

-

debo comprar algo "para mi profesor"

"öğretmenim için" bir şeyler satın almalıyım

-

bueno > tamam / iyi / güzel / tabii / olur

-

hijo > çocuk

hijos > çocuklar

-

su hijo > (onun) çocuğu

sus hijos > (onun) çocukları

-

para sus hijos > (onun) çocukları için

-

bueno, algo "para sus hijos" 

tabii, "çocukları için" bir şeyler

-

comprarle > ona (satın) almak

comprarles > onlara (satın) almak

-

debo comprarles "algo" > onlara "bir şeyler" almalıyım

-

un dulce > bir şeker / bir tatlı

-

quizás > belki 

-

"quizás" dulces > "belki" şeker(-ler)

quizás "camisetas" > belki "tişört(-ler)"

-

¿por qué? > neden? / ne için? / niye?

-

¿"por qué" debe comprarles algo? 

"neden" bir şeyler almalısın?

-

ayer > dün

hoy > bugün

mañana > yarın

-

el día > gün

un día > bir gün

fue un día > bir gündü

-

importante > önemli

fue un día importante > önemli bir gündü

-

ayer, "fue un día" importante > dün, önemli "bir gündü"

-

¿quién? > kim?

¿para quién? > kim için?

-

para mí > benim için

-

fue un día "importante" para mí > benim için "önemli" bir gündü

-

¿qué pasó? > ne oldu? 

-

trabajo > iş

terminó > bitti

-

mi trabajo "terminó" > işim "bitti" / işim "sona erdi"

-

de vacaciones > tatil

mis vacaciones > (benim) tatilim

mis vacaciones "comienzan" hoy > tatilim bugün "başlıyor"

-

así que > yani / öyleyse / bu yüzden

quiero > istiyorum

quiero comprar > almak istiyorum

regalo > hediye

-

así que "quiero comprar" un regalo 

bu yüzden, bir hediye "almak istiyorum"


16-46 / notlar 171

 16-46 / notlar 171

------------------------


visitar / a visitar > ziyaret / ziyaret etmek

alguien > biri / birisi

a alguien > birini / birisini / birine / birisine

-

[ a visitar a alguien > birini ziyaret etmek ]

-

fui > gittim

fuimos > gittik

fuimos a visitar > ziyarete gittik

-

madre / mamá > anne

padre / papá > baba

-

"mi" madre > ("benim") annem

"tu" madre > ("senin") annen

-

mi padre > (benim) babam

tu padre > (senin) baban

-

a mi madre > anneme

-

fuimos a visitar a mi madre

anneme ziyarete gittik /

annemi ziyarete gittik

-

¿dónde? > nerede

¿dónde "vive"? > nerede "yaşıyor"?

¿dónde vive "ella"? ("o") nerede yaşıyor? 

-

vive "en España" > "İspanya'da" yaşıyor

-

hablar > konuşmak

hablar español > ispanyolca konuşmak

hablar español muy bien > çok iyi ispanyolca konuşmak

-

"debe hablar" español muy bien > 

çok iyi ispanyolca "konuşmalı" /

çok iyi ispanyolca "konuşuyor olmalı"

-

tu mamá > (senin) annen

-

tu mamá debe hablar español muy bien

annen çok iyi ispanyolca konuşuyor olmalı/

annen çok iyi ispanyolca konuşuyordur (mejor)

-

sí, "habla" español muy bien >

evet, çok iyi ispanyolca "konuşur"

-

me gustó > beğendim / sevdim / hoşuma gitti

te gustó > beğendin / sevdin / hoşuna gitti

-

¿te gustó? > beğendin mi? / sevdin mi? / hoşuna gitti mi?

-

¿te gustó España? > 

ispanya hoşuna gitti mi?/

ispanya'yı sevdin mi?/

ispanya'yı beğendin mi?

-

sí, me gustó > evet, beğendim 

-

esposo > koca / eş

esposa > karı / eş

-

tu esposo / tu esposa > eşin

¿tu esposo? > eşin?

-

¿tu esposo "también"? > eşin "de"? / eşin de mi? / ya eşin?

¿a tu esposo "también"? > eşin "de" mi?

-

le gustó > beğendi / sevdi / hoşuna gitti

-

mi esposo también > eşim de

a mi esposo también > eşimin de

a mi esposo también le gustó > eşimin de hoşuna gitti

( eşim de beğendi / eşim de sevdi)

-

sí, a mi esposo también le gustó España 

evet, ispanya eşimin de hoşuna gitti

-

vivir > yaşamak

-

vivo > yaşıyorum

he vivido > yaşadım

has vivido > yaşadın

-

¿has vivido? > yaşadın mı

¿has vivido en España? ispanya da yaşadın mı?

-

no, no he vivido > hayır, yaşamadım

no, no he vivido "allí" > hayır, "orada" yaşamadım

no, no he vivido en españa > hayır, ispanya'da yaşamadım

-

no, "no hemos vivido" en españa > 

hayır, biz ispanya'da "yaşamadık"

-

estar > olmak / (orada) bulunmak

-

estoy aquí > buradayım

estoy allí > oradayım

-

he estado aquí > buradaydım 

he estado allí > oradaydım / orada bulundum

-

"hemos estado" [allí] > "oradaydık"

"no hemos estado" [allí] > "orada değildik"

-

hablar > konuşmak

-

hablo > konuşuyorum

he hablado > konuştum

-

hemos hablado > konuştuk

no hemos hablado > konuşmadık

-

no hemos hablado español > ispanyolca konuşmadık

-

no hemos vivido en españa "antes" >

"daha önce" ispanya'da yaşamadık

-

no hemos hablado español antes > 

"daha önce" ispanyolca konuşmadık


16-46 / notlar 170

 16-46 / notlar 170

-------------------------


necesito > ihtiyacım var / lazım / gerekli / gerekiyor

-

ir > gitmek

-

de vacaciones > tatil

-

ir de vacaciones > tatile gitmek

-

necesito ir de vacaciones

tatile gitmem lazım/

tatile (gitmeye) ihtiyacım var

-

vas > gidiyorsun / gidersin

vas de vacaciones > tatile gidiyorsun

-

¿cuándo? > ne zaman?

-

¿cuándo vas de vacaciones? > 

ne zaman tatile gidiyorsun?/

tatile ne zaman gidiyorsun

-

en enero > ocak'ta

"o" en febrero > "ya da" şubat'ta 

-

ojalá > inşallah / umarım

-

pero no, "no puedo" > fakat hayır, "yapamam"

-

trabajo > iş

"demasiado" trabajo > "çok fazla" iş

tengo demasiado trabajo > çok fazla işim var

-

¿y tú? > ya sen?

-

¿cuándo vas (tú) de vacaciones? >

(sen) ne zaman tatile gidiyorsun?

-

fui > gittim

"ya" fui > zaten gittim / gittim zaten

 ya fui de vacaciones > tatile gittim zaten

-

fuimos > gittik

fuimos de viaje > geziye gittik / tatile gittik 

-

mi amiga > arkadaşım

mi amiga y yo > arkadaşım ve ben

mi amiga y yo ya fuimos > arkadaşım ve ben zaten gittik


16-46 / notlar 169

 16-46 / notlar 169

------------------------




terminar > bitirmek / bitmek

-

terminó > bitti

comenzó > başladı

tarde > geç

-

terminó "muy" tarde > "çok" geç bitti

comenzó "muy" tarde  > çok geç başladı

-

termina > (o) biter

comienza > (o) başlar

-

comenzó tarde y terminó tarde > geç başladı ve geç bitti 

-

después > sonra

-

doce > oniki [12]

las doce > saat oniki

"después de" las doce > oniki"den sonra"

-

el lunes > pazartesi

el martes > salı

-

llegar > varmak / gitmek

llegué > vardım / gittim

llegué tarde > geç gittim

-

el martes llegué tarde 

salı geç gittim/

salı günü geç gittim

-

trabajo > iş

mi trabajo > benim işim / iş

a mi trabajo > benim işime / işe

-

el lunes llegué tarde a mi trabajo

pazartesi işe geç gittim

-

el día > gün

el día comenzó > gün başladı

-

mal > kötü

bien > iyi / güzel

-

el día comenzó bien > gün iyi başladı

el día comenzó mal > gün kötü başladı

-

¿cómo? > nasıl? 

¿cómo terminó? > nasıl bitti?

¿cómo terminó el día? > gün nasıl bitti?

-

¿cómo comenzó el día > gün nasıl başladı?

-

terrible > çok kötü / korkunç

"un día" terrible > çok kötü "bir gün"

fue un día terrible > çok kötü bir gündü

-

el lunes fue un día bien > pazartesi güzel bir gündü

el martes fue un día terrible > salı çok kötü bir gündü

-

porque, "llegué muy tarde" a mi trabajo >

çünkü, işe "çok geç gittim"/

çünkü, işe "çok geç kaldım"


16-46 / notlar 168

 16-46 / notlar 168

-----------------------


me gustó la música > müziği beğendim

te gustó la música > müziği beğendin

le gustó la música > müziği beğendi

-

no me gustó la música > müziği beğenmedim

-

¿no le gustó la música? 

müziği beğenmedi mi?

-

sí, no le gustó la música > evet, müziği beğenmedi

-

yo fui > ben gittim

tú fuiste > sen gittin

él / ella fue > o gitti

-

se fue > o ayrıldı / o gitti

-

temprano > erken

[tarde > geç]

-

se fue temprano > o erken ayrıldı / o erken gitti

-

decir > söylemek

decirme > bana söylemek / bana söyle

-

sin decirme > bana söylemeden

-

se fue temprano "sin decirme" 

o "bana söylemeden" erken ayrıldı

-

idea > fikir

buena > iyi / güzel

una buena idea > güzel bir fikir / iyi bir fikir

-

"fue" una buena idea > iyi bir fikirdi

[  iyi bir fikir+"di" ]

-

¿por qué? > neden?

porque > çünkü

-

¿por qué fue una buena idea? > neden iyi bir fikirdi?

-

terminar > bitirmek 

terminó > bitti

-

porque terminó tarde > çünkü geç bitti


16-46 / notlar 167

16-46 / notlar 167

-----------------------


el lunes > pazartesi

-

fui > gittim

el teatro > tiyatro

al teatro > tiyatroya

[ a + el => al > a + el teatro => al teatro]

-

el lunes, fui al teatro 

pazartesi tiyatroya gittim

-------------------------------

-

me gusta > severim / beğenirim

te gusta > seversin / beğenirsin

le gusta > sever / beğenir

-

me gustó > sevdim / beğendim

te gustó > sevdin beğendin

le gustó > sevdi / beğendi

-

¿me gustó? > beğendim mi?

¿te gustó? > beğendin mi?

¿le gustó? > beğendi mi?

---------------------------------

-

sí, me gustó la música > evet, müziği beğendim

-----------------------------------------------------------

-

fui con Pınar > Pınar ile gittim / Pınar'la gittim

-

compañera / compañero > ortak / arkadaş 

-

trabajo > iş

de trabajo > işten / iş yerinden

compañera de trabajo > işten arkadaş / iş yerinden arkadaş

-

nuestro / nuestra > bizim

-

nuestra compañera de trabajo 

bizim işten arkadaş /

bizim iş yerinden arkadaş

-

fui > gittim

fue > gitti [ geçti / öyleydi / ....+idi]

fuimos > gittik

-

juntos > birlikte / beraber

-

fuimos juntos > birlikte gittik

-

bueno > iyi / güzel / tamam / olur

pero > ama / fakat

-

bueno, fuimos juntos 

tamam, birlikte gittik

-

pero, no le gustó la música > fakat, o müziği beğenmedi

[ pero, (a ella) no le gustó la música > fakat, (o) müziği beğenmedi ]

-

así > öyle / böyle

así que / por eso > yani / bu yüzden

-

así que "se" fue > bu yüzden "[o kendi]" gitti

-

¡no me digas! > deme be! / yapma ya! / gerçekten mi? / sahiden?


16-46 / notlar 166

 16-46 / notlar 166

-----------------------



hora > saat 

¿qué? > ne? / hangi? / kaç?

-

¿a qué hora? > saat kaçta?

-

comienza > başlıyor

¿a qué hora comienza? > saat kaçta başlıyor?

-

la película > film

¿a qué hora comienza la película? > film saat kaçta başlıyor?

-

siete > yedi [7]

a las siete > (saat) yedi'de [7]

a las siete y media > saat yedi buçuk'ta [7:30]

-

¿cuándo? > ne zaman?

¿cuándo "termina"? > ne zaman "bitiyor"?

¿cuándo termina la película? > film ne zaman bitiyor?

-

quiero > istiyorum

quiero "estar" > "olmak" istiyorum

quiero estar "en casa" > "evde" olmak istiyorum

quiero estar en casa "temprano" > "erken" evde olmak istiyorum

-

más > çok / fazla

menos > az / eksik

"más o menos" >  "az-çok" / "hemen hemen" / "aşağı yukarı" 

-

termina > bitiyor

termina "más o menos" > "aşağı yukarı" bitiyor / "hemen hemen" bitiyor

-

nueve > dokuz [9]

a las nueve > (saat) dokuz'da [9]

-

termina "más o menos" a las nueve 

"aşağı yukarı" saat dokuz'da bitiyor

[ = dokuz "gibi" bitiyor (mejor) ]

-

puedes estar > olabilirsin

puedes estar en casa > evde olabilirsin

-

diez > on [10]

a las diez > (saat) on'da [10]

-

puedes estar en casa a las diez 

saat on'da evde olabilirsin

-

comer > yemek

a comer > yemeğe [yemek+e =yemeğe]

vamos a comer > yemeğe gidelim / yiyelim / yemeğe gideriz / yeriz

-

si > eğer 

si vamos a comer > (eğer) yemek yersek / (eğer) yemeğe gidersek

-

once > onbir [11]

a las once > (saat) onbir'de [11]

-

a las once si vamos a comer > (eğer) (yemek) yersek saat onbir'de

-

puedes estar en casa a las diez 

"o" a las once si vamos a comer >

saat on'da evde olabilirsin 

"ya da" yemek yersek saat onbir'de

16-46 / notlar 165

 16-46 / notlar 165

------------------------


fui > gittim

ver > görmek

-

fui a ver > görmeye gittim 

["a" ver > görmek+"e" => görmeye]

-

película > film

unA películA > bir film

-

fui a ver una película > bir film görmeye gittim

[ = bir filme gittim - mejor]

-

el jueves > perşembe

el jueves pasado > geçen perşembe

-

fui a ver una película el jueves pasado > 

geçen perşembe bir filme gittim 

-

amiga > (kız) arkadaş

unA amigA > bir (kız) arkadaş

-

amigo > arkadaş

un" " amigO > bir arkadaş

-

un amigo "mío" > ("benim") bir arkadaşım

con un amigo mío > bir arkadaşımla

-

"fui a ver una película" con un amigo mío, el jueves pasado > 

[ / el jueves pasado, "fui a ver una película" con un amigo mío ]

geçen perşembe, (bir) arkadaşımla "bir filme gittim" /

= bir arkadaşımla geçen perşembe bir filme gittim/

-

me gusta > beğenirim / beğeniyorum

me gusta "el cine" > "sinemayı" beğenirim

-

me gustó > beğendim

me gustó "la película" > "filmi" beğendim

-

me gustaría > isterim

me gustaría verla > (onu) görmek isterim

me gustaría verla otra vez > (onu) tekrar görmek isterim

-

ir > gitmek

podrías ir > sen gidebilirsin

podrías ir también > sen de gidebilirsin

-

¿podrías ir también? > sen de gidebilir misin? 

[ si quieres invitarle > "sen de gelebilir misin?" - mejor]

-

el viernes > cuma / cuma günü

el viernes entrante > önümüzdeki cuma

-

"¿podrías ir" el viernes entrante? 

önümüzdeki cuma "gelebilir misin?"

-

invitar > davet / davet etmek

invitarme > beni davet etmek

-

gracias por invitarme >

davet için teşekkür ederim (mejor)/

beni davet ettiğin için teşekkürler

-

"me gustaría ver" la película > filmi "görmek isterim"

-

y > ve

quizás > belki

-

y quizás > ve belki

-

después > sonra

-

y quizás después > ve belki sonra

-

comer > yemek

podríamos comer > (yemek) yiyebiliriz

-

y quizás después, "podríamos comer"  > 

ve belki sonra, "yemek yiyebiliriz"

-

algo > bir şey / bir şeyler

-

y quizás después, "podríamos comer" algo > 

ve belki sonra, bir şeyler "[ - yemek ] yiyebiliriz"

-

dulce > tatlı

-

"podríamos comer" algo dulce > tatlı bir şeyler "yiyebiliriz"

-

me gustaría ver la película, 

y quizás después, 

podríamos comer algo dulce >

filmi görmek isterim,

ve belki sonra,

tatlı bir şeyler yiyebiliriz


16-46 / notlar 164

 16-46 / notlar 164

-----------------------




mirar > bakmak / izlemek / seyretmek

mirarte > sana bakmak

-

me gusta > seviyorum/severim / hoşuma gidiyor/hoşuma gider

-

[me gusta mirarte > sana bakmak hoşuma gidiyor]

-

[me gusta "mirar" la tele(visión) > 

televizyon izlemeyi severim / televizyon "izlemek" hoşuma gider]

-

[me gusta "ver" la televisión > 

televizyon izlemeyi severim / televizyon "izlemek" hoşuma gider]

-

alguien > biri (persona/

con alguien > biri ile / biriyle

-

cosa > şey / bir şey

cosas > şeyler / bir şeyler

-

me gusta "mirar cosas" con alguien

biriyle "bir şeylere bakmak" hoşuma gidiyor/

biriyle bir şeylere bakmak hoşuma gider

-

viajar > gezmek / seyahat etmek

viajar con alguien > biriyle seyahat etmek

viajar sólo > yalnız seyahat etmek 

-

viajo > seyahat ediyorum 

viajas > seyahat ediyorsun

viaja > seyahat ediyor

-

cuando viajo > seyahat ettiğimde / seyahat ettiğim zaman

-

cuando viajo, me gusta mirar cosas "con alguien"

seyahat ettiğimde, "biriyle" bir şeylere bakmak hoşuma gider

-

cuando viaja > seyahat ettiğinde (él/ella - o)

-

le gusta > (o) sever / (onun) hoşuna gider 

-

le gusta "mirar cosas" con alguien

biriyle "bir şeylere bakmak" onun hoşuna gider

-

"cuando viaja", le gusta mirar cosas con alguien

"seyahat ettiği zaman", biriyle bir şeylere bakmak onun hoşuna gider

-

cuando (yo) viajo > (ben) seyahat ettiğimde

-

también me gusta "viajar con alguien" 

ben de "biriyle seyahat etmek"+ten hoşlanırım/

ben de biriyle seyahat etmeyi severim

-

no me gusta > sevmem / hoşlanmam / hoşuma gitmez / hoşuma gitmiyor

-

no me gusta viajar sólo > yalnız seyahat etmek hoşuma gitmez


16-46 / notlar 163

16-46 / notlar 163

------------------------




la tienda > mağaza / dükkân

las tiendas > mağazalar / dükkânlar

-

abierto / abierta > açık

cerrado / cerrada > kapalı

-

la tienda "está abierta" > dükkân "açık [durumda/bulunmakta]"

[ la tiendA está abiertA]

-

las tiendas "están abiertas" > dükkânlar "açık(tır)[-lar]"

[ laS tiendaS estáN abiertaS > dükkânLAR açık 

-

¿cuándo? > ne zaman?

¿"hasta" cuándo? > ne zaman"a kadar"?

¿hasta cuándo "están abiertas"? > ne zamana kadar "açıklar"?

-

¿hasta cuándo están abiertas "las tiendas"? > 

"dükkânlar" ne zamana kadar açık?

-

"hasta" las ocho > sekiz"e kadar"

"hasta" las nueve > dokuz"a kadar"

-

las tiendas están abiertas "hasta las ocho" > dükkânlar "sekize kadar" açık

entonces > öyleyse

-

un regalo > bir hediye

los regalos > hediyeler

-

comprar > satın almak

vamos a comprar > haydi satın alalım / satın almaya gidelim

vamos a comprar los regalos > hediyeleri (satın) almaya gidelim

-

entonces, vamos a comprar los regalos

öyleyse, hediyeleri almaya gidelim

-

las tiendas están abiertas hasta las nueve.

entonces, vamos a comprar los regalos.

dükkânlar dokuza kadar açık.

öyleyse, hediyeleri almaya gidelim.


16-46 / notlar 162

 16-46 / notlar 162

-----------------------


yo > ben

tú > sen

-

fui > gittim

(yo) fui > (ben) gittim

-

allí > orada / oraya / orası

fui allí > oraya gittim

-

el sábado > cumartesi günü / cumartesi

el domingo > paraz günü / pazar

-

fui allí el sábado > cumartesi oraya gittim

-

trabajar > çalışmak

-

(yo) trabajo > (ben) çalışıyorum

(tú) trabajas > (sen) çalışıyorsun

(él / ella) trabaja > (o) çalışıyor

-

la mujer > kadın

la mujer trabaja allí > kadın orada çalışıyor

la mujer "que trabaja allí" > "orada çalışan" kadın

-

simpática > sempatik / iyi / hoş 

es muy simpática > (o) çok sempatik / (o) çok iyi (+biri)

[ (+"biri") > "una persona"]

-

me gusta > severim

me gusta "mirar" > "bakmayı" severim

me gusta mirar "las cosas" > "bir şeylere" bakmayı severim 

-

pero > fakat

lejos > uzak

pero "queda" lejos > fakat uzak(ta "kalıyor")

-

coche > araba

tengo coche > arabam var

no tengo coche > arabam yok

-

tenemos coche > arabamız var

no tenemos coche > arabamız yok

-

bueno > iyi / güzel / tamam 

-

bueno, yo tengo coche > tamam, arabam var

-

alquilar > kiralamak

-

tengo que alquilar > 

kiralamalıyım /

kiralamam lazım /

kiralamak zorundayım /

kiralamam gerekiyor /

-

"tengo que" alquilar > kiralamam "gerekiyor" (şimdi / ahora)

"he tenido que" alquilar > kiralamam "gerekiyordu" (geçmiş / pasado)

-

"he tenido que" alquilar "uno" > 

bir tane kiralamam "gerekiyordu"

[ = "gerekiyordu" = "lazımdı" = "zorundaydım"]

-

hacer > yapmak

-

"tengo" mucho que hacer > çok yapacak işim "var" (ahora - şimdi)

(çok işim var - mejor)

-

"he tenido" mucho que hacer > çok yapacak işim "vardı" (pasado - geçmiş)

(çok işim vardı - mejor)

-

puedo ir > gidebilirim

-

podemos ir > gidebiliriz

podríamos ir > gidebiliriz

-

podríamos ir en mi coche > arabamla gidebiliriz

[en mi coche > (arabamda) = arabamla - mejor]

-----------------

16-46 / notlar 161

 16-46 / notlar 161

-----------------------


mirar > bakmak

-

tengo que mirar  

bakmalıyım / 

bakmam gerekiyor / 

bakmak zorundayım/

-

camiseta > tişört

camisetas > tişörtler

-

tenemos que mirar > bakmalıyız

tenemos que mirar las camisetas > tişörtlere bakmalıyız

-

tenemos que mirar las camisetas "ahora"

tişörtlere "şimdi" bakmalıyız /

"şimdi" tişörtlere bakmalıyız 

-

comprar > (satın) almak

comprarlas > onları (satın) almak

-

tenemos que comprarlas "ahora mismo"

tişörtleri "hemen şimdi" almalıyız 

-

saber > bilmek

sé > biliyorum

-

tienda > mağaza / dükkân

"otra" tienda > "başka" mağaza / başka dükkân

-

"sé" de otra tienda > başka (+bir) mağaza "biliyorum"

-

cerca > yakın

lejos > uzak

-

cerca de aquí > buraya yakın 

lejos de aquí > buraya uzak / buradan uzak

-

sé de otra tienda "lejos de aquí" 

"buraya uzak" bir mağaza biliyorum

-

cosa > şey

cosas > şeyler

cosas bonitas > güzel şeyler

-

tiene cosas bonitas

güzel şeyleri var/

güzel şeyler var

-

cuesta mucho / muy caro > çok pahalı

-

cuesta+n mucho > çok pahalı+lar

no cuesta+n mucho > çok pahalı değil+ler

-

fui > gittim

-

el jueves > perşembe / perşembe günü

el jueves "pasado" > "geçen" perşembe / geçen perşembe günü

-

el viernes > cuma / cuma günü

el viernes pasado > "geçen" cuma / geçen cuma günü

-

fui el viernes pasado > geçen cuma gittim

-

sombrero > şapka

un sombrero > bir şapka

"comprar" un sombrero > bir şapka "satın almak"

"para comprar" un sombrero > bir şapka "satın almak için"

-

fui el viernes pasado "para comprar un sombrero" 

"bir şapka satın almak için" geçen cuma gittim

[ = geçen cuma "şapka almak için" gittim]

-------------------


16-46 / notlar 160

 16-46 / notlar 160

------------------------



amiga > arkadaş

tu amiga > arkadaşın

-

va > gider

se va > gidiyor / gider /gidecek

se va de vacaciones > tatile gidiyor

-

¿cuándo? > ne zaman?

¿cuándo se va? > ne zaman gidiyor?

¿cuándo se va "tu amiga"? > "arkadaşın" ne zaman gidiyor?

-

viajar > seyahat / seyahat etmek

viajar el avión > uçakla seyahat

-

(él/ella) viaja > seyahat eder/ seyahat ediyor

viernes > cuma / cuma günü

-

viaja el viernes > 

cuma seyahat ediyor / 

cuma gidecek/

-

se va de vacaciones el viernes 

cuma günü tatile çıkıyor/

cuma günü tatile gidiyor

-

podríamos comprar > (satın) alabiliriz

podríamos comprar el regalo > hediye alabiliriz

-

podríamos comprar el regalo más tarde 

daha sonra hediye alabiliriz/

= hediyeyi daha sonra alabiliriz (mejor)

-

idea > fikir

-

es una idea > bu bir fikir

( bu da bir fikir - mejor)

-

pero, "no es una idea" buena

fakat, iyi "bir fikir değil"

-

¿por qué no? > neden değil? / neden olmasın?

-

porque mañana es viernes > çünkü yarın cuma

-

[¿por qué? > neden? / ne için? / niçin? / niye?]

[porque > çünkü ... / nedeni ...]

-

¡no me digas! > gerçekten mi? / deme! / sahiden mi? / aaaa!

-

jueves > perşembe / perşembe günü

hoy > bugün

-

hoy "es" jueves > bugün perşembe

[bugün perşembe("dir")]

-

así que > öyleyse / demek ki

-

así que hoy es jueves 

öyleyse bugün perşembe/

demek ki bugün perşembe

-

sí, hoy es jueves

evet, bugün perşembe

16-46 / notlar 159

 16-46 / notlar 159

-------------------------



hay > var

camiseta > tişört

camisetaS > tişörtLER

-

hay camisetas > tişörtler var

allí > orada

-

hay camisetas allí > orada tişörtler var

-

tienda > mağaza / dükkân

en la tienda > mağazada / dükkânda

-

hay camisetas en la tienda > mağazada tişörtler var

-

podemos > yapabiliriz [ingles can]

podríamos > yapabiliriz [ingles could]

-

podemos comprar > alabiliriz

podríamos comprar > alabiliriz

-

podríamos comprarles > (onları/onlara) alabiliriz

podríamos comprarles camisetas > onlara tişört(ler) alabiliriz

-

me gusto > beğenirim / severim / hoşlanırım

me gustó / me gustaba > beğendim / sevdim / hoşlandım

-

esa > o / şu / bu

-

me gustó esa tienda > 

o mağazayı beğendim / şu mağazayı beğendim

o dükkânı beğendim / şu dükkânı beğendim

podríamos comprar camisetas > tişört(ler) (satın) alabiliriz

[ = tişört alabiliriz ]

buena "idea" > iyi "fikir" / güzel fikir 

-

dinero > para

tengo dinero > param var

Sİ tengo dinero > (eğer) param var"SA"

-

si tenemos dinero > (eğer) paramız varsa

si tenemos "suficiente" dinero > (eğer) "yeterli" paramız varsa

[ = paramız yeterse]

-

¿Cuánto cuesta? > ne kadar? / kaça? / fiyatı nedir?

¿Cuánto cuestaN? > ne kadar[lar]? / kaça[lar]? / fiyatları nedir?

-

mirar > bakmak

tengo que mirar > bakmalıyım / bakmam lazım

tenemos que mirar > bakmalıyız / bakmamız lazım

tenemos que mirar "las camisetas" > "tişörtlere" bakmalıyız

-

tenemos que mirar "cuánto cuestan" > "fiyatları nedir" bakmamız lazım

-

tengo "veinte" liras > "yirmi" liram var [20]

tengo "treinta" liras > "otuz" liram var [30]

tengo "cien" liras > "yüz" liram var [100]

------------------

16-46 / notlar 158

 16-46 / notlar 158

-----------------------


voy a Argentina

Arjantin'e gidiyorum

-

viaje > gezi / seyahat 

"tu" viaje > ("senin") gezin / (senin) seyahatin

de tu viaje > (senin) gezinden / (senin) seyahatinden / gezin hakkında

-

me gustaría > isterim

me gustaría "hablar" > "konuşmak" isterim

-

me gustaría hablar "de tu viaje" > 

[(senin) "gezinden" konuşmak isterim]

"gezin hakkında" konuşmak isterim (mejor)

-

primer > ilk / önce / ilk olarak

"pero" primer > "fakat" ilk olarak / fakat önce

-

regalo > hediye

regalos > hediyeler

un regalo > bir hediye

-

comprar > (satın) almak

comprar un regalo > bir hediye (satın) almak

-

"tenemos que comprar" un regalo

bir hediye "almalıyız"/

bir hediye "almamız gerekiyor" 

-

"me gustaría hablar de tu viaje. 

pero primer, tenemos que comprar un regalo"

"gezin hakkında konuşmak isterim.

ama önce, bir hediye almamız gerekiyor"

-

idea > fikir

-

tengo una idea > bir fikrim var

tienes una idea > bir fikrin var

-

¿tienes una idea? > bir fikrin var mı?

-

sí, tengo una idea > evet, bir fikrim var

-

camiseta > tişört

una camiseta > bir tişört

"comprar" una camiseta > bir tişört "satın almak"

comprarle "una camiseta" > ona "bir tişört" satın almak

-

podrían comprarle "una camiseta" 

ona "bir tişört" satın alabilirsiniz

-

bueno > güzel / tamam

-

amiga > arkadaş

mi amiga > arkadaşım

para mi amiga > arkadaşım için

sólo para mi amiga > sadece arkadaşım için

es sólo para mi amiga > (o) sadece arkadaşım için(dir)

no es sólo para mi amiga > sadece arkadaşım için değil

-

hijo > çocuk

hijos > çocuklar

su hijo > onun çocuğu

sus hijos > onun çocukları

para sus hijos > onun çocukları için

para sus hijos también > onun çocukları için de

es para sus hijos también > (o) onun çocukları için de

-

no es sólo para mi amiga, es para sus hijos también 

sadece arkadaşım için değil, onun çocukları için de

-

tengo que comprar > almalıyım

tenemos que comprar > almalıyız

tenemos que comprarLE > ONA almalıyız

tenemos que comprarLES > ONLARA almalıyız

-

tenemos que comprarles regaloS (a ellos) "también" 

onlara "da" hediye(LER) almalıyız

-

podrían comprarles camisetaS 

onlara tişört(LER) alabilirsiniz