16-46 / notlar 161
-----------------------
mirar > bakmak
-
tengo que mirar
bakmalıyım /
bakmam gerekiyor /
bakmak zorundayım/
-
camiseta > tişört
camisetas > tişörtler
-
tenemos que mirar > bakmalıyız
tenemos que mirar las camisetas > tişörtlere bakmalıyız
-
tenemos que mirar las camisetas "ahora"
tişörtlere "şimdi" bakmalıyız /
"şimdi" tişörtlere bakmalıyız
-
comprar > (satın) almak
comprarlas > onları (satın) almak
-
tenemos que comprarlas "ahora mismo"
tişörtleri "hemen şimdi" almalıyız
-
saber > bilmek
sé > biliyorum
-
tienda > mağaza / dükkân
"otra" tienda > "başka" mağaza / başka dükkân
-
"sé" de otra tienda > başka (+bir) mağaza "biliyorum"
-
cerca > yakın
lejos > uzak
-
cerca de aquí > buraya yakın
lejos de aquí > buraya uzak / buradan uzak
-
sé de otra tienda "lejos de aquí"
"buraya uzak" bir mağaza biliyorum
-
cosa > şey
cosas > şeyler
cosas bonitas > güzel şeyler
-
tiene cosas bonitas
güzel şeyleri var/
güzel şeyler var
-
cuesta mucho / muy caro > çok pahalı
-
cuesta+n mucho > çok pahalı+lar
no cuesta+n mucho > çok pahalı değil+ler
-
fui > gittim
-
el jueves > perşembe / perşembe günü
el jueves "pasado" > "geçen" perşembe / geçen perşembe günü
-
el viernes > cuma / cuma günü
el viernes pasado > "geçen" cuma / geçen cuma günü
-
fui el viernes pasado > geçen cuma gittim
-
sombrero > şapka
un sombrero > bir şapka
"comprar" un sombrero > bir şapka "satın almak"
"para comprar" un sombrero > bir şapka "satın almak için"
-
fui el viernes pasado "para comprar un sombrero"
"bir şapka satın almak için" geçen cuma gittim
[ = geçen cuma "şapka almak için" gittim]
-------------------