she should be here now
debería estar aquí ahora
(O) şimdi burada olmalı
(O) şimdi burada olmalı
someone can do it for you tomorrow if that's alright
alguien puede hacerlo para ti mañana si está bien
eğer sizin için de uygunsa (tamamsa) biri yarın (o işi sizin için) yapabilir
alguien puede hacerlo para ti mañana si está bien
eğer sizin için de uygunsa (tamamsa) biri yarın (o işi sizin için) yapabilir
it should arrive tomorrow
debería llegar mañana
yarın burada olmalı (buraya ulaşmış/varmış olmalı)
debería llegar mañana
yarın burada olmalı (buraya ulaşmış/varmış olmalı)
I should be able to do it tomorrow
debería poder hacerlo mañana
yarın o işi yapabilirim / yapabilmeliyim (yapabiliyor olmalıyım)
debería poder hacerlo mañana
yarın o işi yapabilirim / yapabilmeliyim (yapabiliyor olmalıyım)
I don’t know if I should wait here
no sé si debería esperar aquí
burada beklemeli miyim bilmiyorum
no sé si debería esperar aquí
burada beklemeli miyim bilmiyorum
I don’t know if I should go out tonight
no sé si debería salir esta noche
bu akşam dışarı çıkabilir miyim/çıkmalı mıyım bilmiyorum
no sé si debería salir esta noche
bu akşam dışarı çıkabilir miyim/çıkmalı mıyım bilmiyorum
someone should explain the reason why
alguien debería explicar el porqué
biri nedenini açıklayabilmeli
alguien debería explicar el porqué
biri nedenini açıklayabilmeli
everyone should arrive tomorrow
todo el mundo debería llegar mañana
yarın herkes varmış (ulaşmış) olmalı
todo el mundo debería llegar mañana
yarın herkes varmış (ulaşmış) olmalı
no one should be here now
nadie debería estar aquí ahora
şimdi burada hiç kimse olmamalı
nadie debería estar aquí ahora
şimdi burada hiç kimse olmamalı
you shouldn't go out with him tonight
no deberías salir con él esta noche
bu akşam onunla dışarı çıkmamalısın
no deberías salir con él esta noche
bu akşam onunla dışarı çıkmamalısın
you shouldn't buy it
no deberías comprarlo
onu satın almamalısın
no deberías comprarlo
onu satın almamalısın
it's o.k, if I can't call him today I should be able to do it tomorrow
está bien, si no puedo llamarle hoy debería poder hacerlo mañana
tamam, eğer onu bugün (telefonla) arayamazsam yarın aramalıyım (yapabilmeliyim)
está bien, si no puedo llamarle hoy debería poder hacerlo mañana
tamam, eğer onu bugün (telefonla) arayamazsam yarın aramalıyım (yapabilmeliyim)
I know that it’s important so if I can’t buy it today I should be able to do it tomorrow
sé que es importante entonces si no puedo comprarlo hoy debería poder comprarlo mañana
biliyorum önemli, o zaman bugün (satın) alamazsam (onu) yarın satın almalıyım
sé que es importante entonces si no puedo comprarlo hoy debería poder comprarlo mañana
biliyorum önemli, o zaman bugün (satın) alamazsam (onu) yarın satın almalıyım
we can't do it tomorrow
no podemos hacerlo mañana
o işi yarın yapamayız
no podemos hacerlo mañana
o işi yarın yapamayız
it's urgent so we have to speak with him now
es urgente entonces tenemos que hablar con él ahora
acil, o yüzden (onunla) şimdi konuşmak zorundayız/konuşmamız gerekiyor
es urgente entonces tenemos que hablar con él ahora
acil, o yüzden (onunla) şimdi konuşmak zorundayız/konuşmamız gerekiyor
someone has to do call her now because we can't do it tomorrow
alguien tiene que llamarle ahora porque no podemos hacerlo mañana
biri onu şimdi aramalı çünkü o işi yarın yapamayız
alguien tiene que llamarle ahora porque no podemos hacerlo mañana
biri onu şimdi aramalı çünkü o işi yarın yapamayız
we want to know what happened last night
queremos saber qué pasó anoche
dün akşam ne olduğunu bilmek istiyoruz
queremos saber qué pasó anoche
dün akşam ne olduğunu bilmek istiyoruz
do we have to be here every day?
¿tenemos que estar aquí cada día?
her gün burada olmak/bulunmak zorunda mıyız?
¿tenemos que estar aquí cada día?
her gün burada olmak/bulunmak zorunda mıyız?
we can have dinner here with you tonight
podemos cenar aquí contigo esta noche
bu akşam seninle burada yemek yiyebiliriz
podemos cenar aquí contigo esta noche
bu akşam seninle burada yemek yiyebiliriz
no queremos estar aquí todo el día
bütün gün burada olmak istemiyoruz