+++++++++++++++++++++

Bu Blogda Ara [buscar]

Lección 41 (mis apuntes)

I'm not going to
no voy a
.......meyeceğim, ........mayacağım, (gitmeyeceğim)

I'm not going to do it
no voy a hacerlo
(onu, o işi) yapmayacağım

I'm not going to be here tomorrow
no voy a estar aquí mañana
yarın burada olmayacağım

I'm not going to go out with them tonight
no voy a salir con ellos esta noche
bu akşam onlarla dışarı çıkmayacağım

I'm not going to work tomorrow
no voy a trabajar mañana
yarın çalışmayacağım

to wait
esperar
beklemek

I'm not going to wait here
no voy a esperar aquí
burada beklemeyeceğim

I'm not going to wait here all day
no voy a esperar aquí todo el día
bütün gün burada beklemeyeceğim

I'm not going to wait here all day because I have to go out later
no voy a esperar aquí todo el día porque tengo que salir más tarde
bütün gün burada beklemeyeceğim çünkü (daha sonra) dışarı çıkmak zorundayım

I'm not going to tell her the truth
no voy a decirle la verdad
ona gerçeği söylemeyeceğim

to arrive
llegar
varmak

to arrive late
llegar tarde
geç varmak/ geç gelmek/ geç gitmek/ gecikmek

on time
a tiempo
zamanında

I'm not going to arrive on time
no voy a llegar a tiempo
zamanında varmayacağım/varamayacağım (gelmeyeceğim/gelemeyeceğim)

I want to arrive on time
quiero llegar a tiempo
zamanında varmak istiyorum

I just arrived on time
acabo de llegar a tiempo
şu anda tam zamanında geldim/vardım (gittim)

I should arrive on time
debería llegar a tiempo
zamanında gitmeliyim/varmalıyım

I think (that) I should arrive on time
creo que debería llegar a tiempo
sanırım tam zamanında orada olmalıyım (varmalıyım)

today I have to arrive on time, it’s very important
hoy tengo que llegar a tiempo, es muy importante
bugün tam zamanında varmalıyım (bu-o) çok önemli

I don’t want to arrive late, I want to arrive on time
no quiero llegar tarde, quiero llegar a tiempo
geç varmak istemiyorum, tam zamanında varmak istiyorum