I'm going to
voy a
.......ceğim, .......cağım, (gideceğim)
.......ceğim, .......cağım, (gideceğim)
to call
llamar
(telefonla) aramak
llamar
(telefonla) aramak
to call him/her
llamarle
(telefonla) onu aramak
llamarle
(telefonla) onu aramak
I'm going to call him
voy a llamarle
(telefonla) onu arayacağım
voy a llamarle
(telefonla) onu arayacağım
I'm going to call him tomorrow
voy a llamarle mañana
onu yarın (telefonla) arayacağım
voy a llamarle mañana
onu yarın (telefonla) arayacağım
I'm going to call him tomorrow because I need to know if he can do it for me
voy a llamarle mañana porque necesito saber si puede hacerlo para mi
yarın onu (telefonla) arayacağım çünkü benim için (o işi) yapabilecekse bilmem gerekiyor/lazım
voy a llamarle mañana porque necesito saber si puede hacerlo para mi
yarın onu (telefonla) arayacağım çünkü benim için (o işi) yapabilecekse bilmem gerekiyor/lazım
to tell
decir
söylemek
decir
söylemek
to tell him/her
decirle
ona söylemek
decirle
ona söylemek
I'm going to tell her
voy a decirle
ona söyleyeceğim
voy a decirle
ona söyleyeceğim
I'm going to tell her that I can't be here tomorrow because I have to work
voy a decirle que no puedo estar aquí mañana porque tengo que trabajar
ona yarın burada olamayacağımı söyleyeceğim çünkü çalışmak zorundayım
voy a decirle que no puedo estar aquí mañana porque tengo que trabajar
ona yarın burada olamayacağımı söyleyeceğim çünkü çalışmak zorundayım
to see
ver
görmek
ver
görmek
I'm going to see
voy a ver
göreceğim/bakacağım
voy a ver
göreceğim/bakacağım
I'm going to see if tomorrow I can do it for you because today I'm too busy
voy a ver si mañana puedo hacerlo para ti porque hoy estoy demasiado ocupado
(eğer) yarın (o işi) senin için yapabilirsem bakacağım çünkü bugün fazlasıyla meşgulüm
voy a ver si mañana puedo hacerlo para ti porque hoy estoy demasiado ocupado
(eğer) yarın (o işi) senin için yapabilirsem bakacağım çünkü bugün fazlasıyla meşgulüm
he doesn't want
no quiere
(o) istemiyor
no quiere
(o) istemiyor
he doesn't want to tell me now so I'm going to call him tonight
no quiere decirme ahora entonces voy a llamarle esta noche
bana şimdi söylemek istemiyor, (öyleyse) bu akşam onu arayacağım
no quiere decirme ahora entonces voy a llamarle esta noche
bana şimdi söylemek istemiyor, (öyleyse) bu akşam onu arayacağım
ready
listo
hazır
listo
hazır
it's ready
está listo
o hazır
está listo
o hazır
to finish
terminar
bitiş/ bitirmek
terminar
bitiş/ bitirmek
I just finished it now so I'm going to tell him that it's ready
acabo de terminarlo ahora, entonces voy a decirle que está listo
şimdi (daha yeni) bitirdim, (öyleyse) ona hazır olduğunu söyleyeceğim
acabo de terminarlo ahora, entonces voy a decirle que está listo
şimdi (daha yeni) bitirdim, (öyleyse) ona hazır olduğunu söyleyeceğim
to ask
preguntar
sormak
preguntar
sormak
I don't know where it is so I'm going to ask
no sé dónde está entonces voy a preguntar
nerede olduğunu bilmiyorum (demek ki) soracağım
no sé dónde está entonces voy a preguntar
nerede olduğunu bilmiyorum (demek ki) soracağım
I can't be here today so I'm going to see if I can do it tomorrow
no puedo estar aquí hoy entonces voy a ver si puedo hacerlo mañana
bugün burada olamayacağım (öyleyse) yarın (o işi) yapabilirsem bakacağım (yapabilir miyim bakacağım)
no puedo estar aquí hoy entonces voy a ver si puedo hacerlo mañana
bugün burada olamayacağım (öyleyse) yarın (o işi) yapabilirsem bakacağım (yapabilir miyim bakacağım)
to explain
explicar
açıklamak
explicar
açıklamak
everything
todo
her şey/hepsi
todo
her şey/hepsi
I going to explain everything later
voy a explicar todo más tarde
her şeyi daha sonra açıklayacağım
voy a explicar todo más tarde
her şeyi daha sonra açıklayacağım
soon
pronto
yakında/yakın zamanda
pronto
yakında/yakın zamanda
I'm going to do it soon
voy a hacerlo pronto
(o işi) yakında yapacağım
voy a hacerlo pronto
(o işi) yakında yapacağım
to call you
llamarte
seni (telefonla) aramak
llamarte
seni (telefonla) aramak
I'm going to call you later
voy a llamarte más tarde
daha sonra seni (telefonla) arayacağım
voy a llamarte más tarde
daha sonra seni (telefonla) arayacağım
all day
todo el día
bütün gün/ gün boyu
todo el día
bütün gün/ gün boyu
I'm going to be here all day
voy a estar aquí todo el día
bütün gün burada olacağım
voy a estar aquí todo el día
bütün gün burada olacağım
I think that/I believe that
creo que…
sanırım/düşünüyorum/inanıyorum ki
creo que…
sanırım/düşünüyorum/inanıyorum ki
I think (that) I'm going to be here all day
creo que voy a estar aquí todo el día
sanırım bütün gün burada olacağım
creo que voy a estar aquí todo el día
sanırım bütün gün burada olacağım
to buy it
comprarlo
(onu) satın almak
comprarlo
(onu) satın almak
I'm going to buy it for her tomorrow
voy a comprarlo para ella mañana
yarın onun için (onu) (satın) alacağım
voy a comprarlo para ella mañana
yarın onun için (onu) (satın) alacağım
to eat
comer
yemek yeme
comer
yemek yeme
I'm going to eat tacos again tomorrow
voy a comer tacos otra vez mañana
yarın tekrar tako yiyeceğim
voy a comer tacos otra vez mañana
yarın tekrar tako yiyeceğim
I'm going to tell her later
voy a decirle más tarde
ona daha sonra söyleyeceğim
voy a decirle más tarde
ona daha sonra söyleyeceğim
I think (that) I'm going to tell her later
creo que voy a decirle más tarde
sanırım ona daha sonra söyleyeceğim
creo que voy a decirle más tarde
sanırım ona daha sonra söyleyeceğim
to arrive
llegar
varmak
llegar
varmak
I'm going to arrive tomorrow
voy a llegar mañana
yarın varacağım
voy a llegar mañana
yarın varacağım
late
tarde
geç (geç kalmak)
tarde
geç (geç kalmak)
I'm going to arrive late tomorrow
voy a llegar tarde mañana
yarın geç (kalacağım) varacağım/geleceğim
voy a llegar tarde mañana
yarın geç (kalacağım) varacağım/geleceğim
with them
con ellos
onlarla
con ellos
onlarla
I'm going to arrive with them tomorrow
voy a llegar con ellos mañana
yarın onlarla varacağım/geleceğim
voy a llegar con ellos mañana
yarın onlarla varacağım/geleceğim
I'm going to have dinner with them tonight
voy a cenar con ellos esta noche
bu akşam onlarla yiyeceğim (yemekteyim)
voy a cenar con ellos esta noche
bu akşam onlarla yiyeceğim (yemekteyim)
again
otra vez
bir daha/tekrar/yine
otra vez
bir daha/tekrar/yine
voy a ver si puedo hablar con ella otra vez mañana
yarın onunla bir daha konuşabilir miyim bakacağım
(göreceğiz bakalım yarın onunla bir daha
konuşabilecek miyim)